1977 Türkiye genel seçimleri

1977 Türkiye genel seçimleri
Türkiye
1973 
5 Haziran 1977
 1983

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 450 sandalyesi için
Çoğunluk için gereken 226 sandalye
  Birinci parti İkinci parti
 
Lider Bülent Ecevit Süleyman Demirel
Parti Cumhuriyet Halk Partisi Adalet Partisi (Türkiye)
Lider olduğu tarih 14 Mayıs 1972 28 Kasım 1964
Liderin bölgesi Zonguldak Isparta
Son seçim 185 sandalye, %33,30 149 sandalye, %29,82
Sandalye 213 189
Sandalye değişimi artış 28 artış 40
Aldığı oy 6.136.171 5.468.202
Oy oranı 41,38 36,89
Değişim artış %8,08 artış %7,07

  Üçüncü parti Dördüncü parti
 
Lider Necmettin Erbakan Alparslan Türkeş
Parti Millî Selamet Partisi Milliyetçi Hareket Partisi
Lider olduğu tarih 11 Ekim 1972 8 Şubat 1969
Liderin bölgesi Konya Adana
Son seçim 48 sandalye, %11,80 3 sandalye, %3,38
Sandalye 24 16
Sandalye değişimi azalış 24 artış 13
Aldığı oy 1.269.918 951.544
Oy oranı 8,56 6,42
Değişim azalış %3,34 artış %3,04


Seçimden önceki Başbakan

Süleyman Demirel
Adalet Partisi (Türkiye)

Seçilmiş Başbakan

Bülent Ecevit
Cumhuriyet Halk Partisi

1977 Türkiye genel seçimleri, 5 Haziran 1977 tarihinde TBMM 16. dönem milletvekillerini belirlemek için yapılan genel seçimlerdir.

Gelişmeler

14 Ekim 1973 genel seçimleri iki parti için önemli olmuştu. Geniş çaplı "düzen değişikliği" ve siyasal özgürlük talebini savunagelen Bülent Ecevit'in Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) yüzde 33 oy oranıyla 185 milletvekilliği elde ederek başarılı olmuştu. Böylece CHP, 1961 Anayasası sonrasındaki seçim sayılmazsa çok partili döneme geçildiğinden beri ilk kez seçim kazanıyordu. Milli Selamet Partisi (MSP) ise bu seçimlerde 48 milletvekilliği elde etmiş ve İslamcı görüşleri savunarak bu kadar çok milletvekili çıkaran ilk parti olmuştu.[1]

CHP tek başına iktidara gelecek çoğunluğu elde edemediği için, yeni bir koalisyon dönemi açıldı. CHP ve MSP 26 Ocak 1974'te Bülent Ecevit başkanlığında bir koalisyon hükümeti kurdu. Temmuz 1974'te Kıbrıs cumhurbaşkanı Makarios darbeyle devrildi. Yunanistan'daki Albaylar Cuntası'nın desteklediği bu darbenin başında Kıbrıs'ın Yunanistan'a bağlanmasını savunan EOKA örgütü liderlerinden Nikos Sampson vardı. Bu darbeyi Kıbrıs'ı Yunanistan'a bağlamak isteyen bir komplo olarak değerlendiren Ecevit, garantör devletlerden biri olan Britanya'ya darbeye karşı birlikte davranma çağrısında bulunduysa da Londra'da yapılan görüşmelerden sonuç çıkmayınca Türk hükümeti Kıbrıs'a müdahale kararı aldı. 20 Temmuz 1974 Türk birliklerinin adaya çıkmasından kısa süre Türkiye'nin adaya müdahale etmesini beklemeyen Yunanistan'daki askeri yönetim iktidardan uzaklaştırıldı, Kıbrıs'taki darbeciler de amaçlarına ulaşamadılar. Ecevit tarafından "Barış Harekatı" olarak tanımlanan harekat Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs'ın Türk ve Rum temsilcilerini bir araya getirdi. Görüşmelerden bir sonuç çıkmaması üzerine adada çok dar bir alanda mevzilenmiş olan Türk birlikleri 13 Ağustos 1974'te ikinci harekata girişti. Türk birliklerinin Kuzey Kıbrıs'ta önemli bir alanı ele geçirmesinden sonra 16 Ağustos tarihinde harekat sona erdi.

Batılı büyük devletler ve Sovyetler Birliği özellikle ikinci müdahaleye büyük tepki gösterdiler. Adayı fiilen ikiye bölen Kıbrıs Harekâtı'ndan sonra Amerika Birleşik Devletleri (ABD), 5 Şubat 1975'te Türkiye'ye yaptığı askeri yardımı keserek silah ambargosu uygulamaya başladı.

Kıbrıs Harekâtı ülke içinde Başbakan Ecevit'in ve CHP'nin saygınlığını artırmıştı. CHP-MSP koalisyon hükümeti ise Kıbrıs başta olmak üzere birçok konuda kendi içinde anlaşmazlığa düşmüştü. Ecevit bir an önce erken seçime gidebilmek için 18 Eylül 1974'te başbakanlıktan istifa etti. Ama bu istifa erken seçimin yapılmasını sağlayamadı; 200 günü aşkın süre yeni hükümet kurulamadı ve partilerüstü Sadi Irmak hükümeti (Kasım 1974-Mart 1975) güvenoyu alamadığı halde görevde kaldı. Sonunda 31 Mart'ta, Adalet Partisi (AP) Genel Başkanı Süleyman Demirel'in başkanlığında AP, MSP, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ve Cumhuriyetçi Güven Partisi'nden (CGP) oluşan koalisyon hükümeti kuruldu. Sola karşı hemen bütün sağ partilerin birliğini oluşturan Demirel hükümeti, "I. Milliyetçi Cephe hükümeti" olarak anıldı. Milliyetçi Cephe hükümeti kurulunca karşıt öğrenci grupları arasında çatışmalar arttı. MHP başkanı ve başbakan yardımcısı Alpaslan Türkeş, sağcı "komandolar"ın güvenlik kuvvetlerinin yardımcısı olduğunu ileri sürdü. Hükümetin bu olaylarda tarafsızlığını koruyamaması saldırıların yoğunlaşmasına yol açtı.[2]

Bu dönemde ABD'nin silah ambargosunun etkisi oldukça derin oldu. Bir dış güvenlik sorunuyla karşı karşıya kalan Türkiye uluslararası forumlarda da yalnız bırakıldı. Ekonominin işleyişi için gerekli dış yardım ve krediler kesildi. Ardından patlak veren petrol krizinin de etkisiyle Türkiye, Cumhuriyet döneminin en ağır ekonomik bunalımlarından birine girdi. Bu arada ambargo kararı üzerine Türkiye, ABD üsleriyle ilgili ikili anlaşmaların uygulanmasını tek taraflı olarak durdurdu. ABD Kongresi'nin ambargoda ısrar ettiğinin anlaşılması üzerine Türk hükümeti 25 Temmuz 1975'te, NATO'ya bağlı İncirlik Üssü dışında, tüm ABD üslerinin devralınmasını kararlaştırdı. ABD silah ambargosu ancak Eylül 1978'de kaldırılabildi.

1974 petrol krizi nedeniyle dış ticaret açığının çok büyümesi, döviz darboğazı yanında sürekli enflasyonun getirdiği sosyal huzursuzluklar sol meslek örgütlerini, sendikaları halkın tepkilerini yansıtmaya itti. Sosyal huzursuzluklara koşut olarak sağ-sol çatışmaları da tırmandı. Milliyetçi Cephe'nin önlem olarak Devlet güvenlik mahkemeleri'ni kurmaya kalkışması CHP ve sendikaların direnişi karşısında başarılı olamadı. 1 Mayıs 1977'de, Taksim Meydanı'nda İşçi Bayramı'nı kutlayan kişilere ateş açılması ve kargaşada 33 kişinin yaşamını kaybetmesine karşın, suçluların yakalanamaması Milliyetçi Cephe hükümetinin bu olaylardaki tutumunun bir göstergesi sayıldı.

Demirel'in koalisyon hükümeti iki yıl sürdü. Seçimin 1977 yılının ekim ayında yapılması gerekiyordu; fakat 5 Nisan 1977 tarihinde, CHP ve AP'nin daha önce Anayasa Komisyonu'nda birleştirilen erken seçim önergelerinin, TBMM Genel Kurulu'nda yapılan oylamada kabul edilmesiyle erken seçim kararı alındı. Milletvekili genel seçimleri ile Cumhuriyet Senatosu kısmi seçimlerinin 5 Haziran günü yapılmasının kabul edildiği oylamada CHP, AP, CGP ve MHP'liler olumlu oy kullanırken, Demokratik Parti'liler çekimser oy kullandı, MSP'liler ise 1 üye dışında oylamaya katılmadı.[3]

Kampanya Dönemi

Seçim kampanyası boyunca terör eylemleri sürdü. Bülent Ecevit ve seçim konvoyuna 26 Nisan'da Tokat'ın Niksar ilçesinde, 27 Nisan'da da Gümüşhane'nin Şiran ilçesinde saldırılar düzenlendi. Ecevit, 29 Mayıs 1977 günü seçim gezisi için bulunduğu İzmir Çiğli Havaalanı'nda suikasta uğradı. Bülent-Rahşan Ecevit çiftinin zarar görmeden atlattığı suikast girişiminde, CHP İzmir İl Başkanı Mehmet İsvan ağır yaralandı.[4] Ecevit'in 3 Haziran 1977'de Taksim Meydanı'nda düzenleyeceği miting öncesinde Başbakan Demirel kendisini uyararak miting sırasında suikast yapılacağını bildirdi. Ecevit'in miting günü Taksim`de olacağını ve hiç kimsenin mitinge gelmemesini söylemesine rağmen 3 Haziran günü yapılan miting CHP tarihinin en geniş katılımlı ve en coşkulu mitinglerinden biri oldu.

Sonuçlar

Barajsız D'Hondt sisteminin uygulandığı seçimlere 8 siyasi parti katıldı, katılım oranı yüzde 72 olarak gerçekleşti. Seçimlerde hiçbir parti çoğunluğu sağlayamadı; CHP 213 (%41,4), AP 189 (%36,9), MSP 24 (%8,6), MHP 16 (%6,4), CGP 3 (%1,9), DP 1 (%1,9) milletvekili çıkardı. 67 ilden 42'sinde CHP, 23'ünde AP, 1'inde MSP, 1'inde de bağımsız adaylar birinci oldu. Seçimin en belirgin özelliği, toplam geçerli oyların % 78,26'sının iktidar adayı iki büyük partide toplanmasına karşılık, geri kalan % 21,73'ünün seçime katılan diğer altı parti ile bağımsızlar arasında dağılmasıdır. 1973 genel seçimlerinde oyların % 63'ünü alan bu iki siyasi partinin oy oranlarınındaki 15 puanlık yükseliş geçen yasama döneminin hükümet formüllerine bir tepki olarak, seçmenlerin çok geniş bir çoğunlukla oylarını tek parti iktidarı oluşturma yönünde kullandıkları şeklinde yorumlandı.[5]

Seçimden birinci parti olarak çıkması beklenen CHP tahminleri boşa çıkarmadı. Ekonomik ve sosyal sıkıntılar, siyasal düzlemdeki silâhlı çatışmalar, CHP’nin bütün bunlara bir çözüm olabileceği yönündeki beklentiyi artırmıştı. ‘Halkçı Ecevit’ sloganı, bir yandan geniş yığınların ekonomik, sosyal ve siyasal taleplerini içerirken; diğer yandan da hayli popülist bir söyleme karşılık geliyordu. 1973 seçimlerine göre oylarını yaklaşık 8 puan, milletvekili sayısını da 28 sandalye artırmasına rağmen tek başına iktidar olması için gereken 226 milletvekilliğini elde edemedi. AP ise 1973 seçimlerinde DP ve MSP'ye kaptırdığı oylarının bir kısmını geri almayı başardı. MHP de oylarını neredeyse ikiye katladı. Buna rağmen MSP, CGP ve DP'de ise büyük oy kaybı yaşandı.

İlçeler bazında seçim sonuçlarını gösteren harita

1977 genel seçimleri'nin sonuçları;[6]

Toplam Seçmen 21.207.303
Toplam Kullanılan Oy 15.358.210
Toplam Geçerli Oy 14.827.172
Katılım Oranı (%) 72,4
Milletvekili Sayısı 450
Parti Genel Başkan Oy % Sandalye +/–
Cumhuriyet Halk Partisi Bülent Ecevit 6.136.171 41,38 213 artış 28
Adalet Partisi Süleyman Demirel 5.468.202 36,89 189 artış 40
Millî Selamet Partisi Necmettin Erbakan 1.269.918 8,56 24 azalış 24
Milliyetçi Hareket Partisi Alparslan Türkeş 951.544 6,42 16 artış 13
Bağımsızlar 370.035 2,50 4 azalış 2
Cumhuriyetçi Güven Partisi Turhan Feyzioğlu 277.713 1,87 3 azalış 10
Demokratik Parti Ferruh Bozbeyli 274.484 1,85 1 azalış 44
Türkiye Birlik Partisi Mustafa Timisi 58.540 0,40 0 azalış 1
Türkiye İşçi Partisi Behice Boran 20.565 0,13 0 Girmedi
Toplam 14.827.172 100 450

Kaynakça

This article is issued from Vikipedi - version of the 12/11/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.