Analitik-Sentetik Ayrımı

Immanuel Kant
Kantçılık  · Deontolojik Etik
Kavramlar / İçerik
Numen
Sapere aude
Analitik-Sentetik Ayrımı
Kategorik Buyruk
Hipotetik Buyruk
A priori / a posteriori
Aşkınsal İdealizm
Şema
Kant'ın Siyaset Felsefesi
Önemli Eserleri
Arı Usun Eleştirisi
Pratik Usun Eleştirisi
Ahlak Metafiziğinin Temellendirilmesi
Prolegomena
Aydınlanma Nedir?
Ahlak Metafiziği
Kant Felsefesinde Önemli Kişiler
George Berkeley
René Descartes
Arthur Schopenhauer
Baruch Spinoza
Johann Gottlieb Fichte
Georg Wilhelm Friedrich Hegel
David Hume
İlgili konular
Alman idealizmi · Yeni-Kantcılık

Immanuel Kant; Saf Aklın Eleştirisi'nde analitik ve sentetik yargılar olmak üzere iki ayrı kavram tanımlar. Analitik-Sentetik ayrımının en belirgin özelliği deneyden bağımsız veya deneye bağımlı olmadır. Bunun yanı sıra analitik yargılar daima doğru olan yargılarken, sentetik yargılar doğru ya da yanlış olabilen yargılardır. Analitik yargılar içeriği boş yargılar olmaları dolayısıyla bilgimizi genişletmez ancak sentetik yargılar bilgimizi genişletirler. Kant şu şekilde ifade etmiştir:

İçinde bir öznenin yüklem ile ilişkisinin düşünüldüğü tüm yargılarda bu ilişki iki türde olanaklıdır. Ya B yüklemi A'ya bu A kavramında kapsanan bir şey olarak aittir; ya da B bütünüyle A kavramının dışında yatar, gerçi hiç kuşkusuz onunla bağlantı içinde duruyor olsa da. İlk durumda yargıyı çözümsel, ikincisinde birleşimli olarak adlandırıyorum.

—Immanuel Kant, Arı Usun Eleştirisi

Analitik ve sentetik yargılar kendi aralarında analitik a priori, analitik a posteriori; sentetik a priori ve sentetik a posteriori şeklinde ayrılabilirler. Kant; analitik a posteriori yargılarla ilgilenmez çünkü bu yargılar bilginin kaynağının deneyde olmasıyla analitik olması bakımından çelişkilidirler. Diğer yargı tiplerinden sentetik a priori, ayrı bir öneme sahiptir. Çünkü bu yargılar genel ve zorunluluk bildirirken aynı zamanda deney yargısıdırlar.[1]

Analitik

Analitik bir önerme, B yükleminin A öznesinin zaten tanım olarak bir özelliği olduğu önermelerdir. Analitik önermeleri belirlerken Kant tarafından kullanılan ilk ölçüt içermedir. Bundan dolayı yüklemin kavramını elde etmenin yolu öznenin kavramını çözümlemeden geçer.[2]

Analitik yargıların belirlenmesinin bir diğer ölçütü çelişmezlik ilkesidir. Buna göre bir analitik yargının olumsuzu aklı çelişkiye düşürür. Eğer bir yargı analitik ise doğruluğu çelişki ilkesine göre bilinebilir.[3]

Bunlarda bir akıl doğrusu söz konusudur ve bu önermeler her zaman doğrudur. Yeni bir bilgi içermeyen önermelerdir. “Kare bir dörtgentir.” “örneği verilebilir.[4] "Dünya elips şeklinde bir yörünge izler.” yargısı analitik bir yargı değildir. Dünyanın yörüngesinin şekli, dünya kavramının içleminde yoktur. Dünyanın yörüngesinin başka bir şekilde olması da bir çelişki yaratmaz.

Kant analitik yargıları tanımlarken düşünme kavramını da kullanır. Düşünme kavramı olumlu anlamda analitik yargıları örneklerken, olumsuz anlamıyla sentetik yargıları işaret eder. Çünkü sentetik yargılarda, yargıya eklenen yüklem hiçbir şekilde öznenin kavramında düşünülmemiştir. Yani yüklem, hiçbir biçimde öznenin ayrıştırılmasıyla elde edilemez. Kant bunu şöyle ifade eder:[5]

Çözümsel yargılar yoluyla bilgimiz hiçbir biçimde genişlemez, tersine daha şimdiden taşımakta olduğum kavram ayrıştırılır ve benim kendim için anlaşılır kılınır.

—Immanuel Kant

Sentetik

Sentetik önermelerde ise A öznesi, içinde B yüklemini barındırmaz.

"Tüm insanlar 5 metreden kısadır."

önermesi her ne kadar doğru olsa da insan tanım olarak böyle bir boy limitini içermediği için sentetik bir önermedir; bize kavramlar değil dünya hakkında bilgi verir.

Sentetik önermeler bize yeni bir bilgi verirler ve bu bilginin doğruluk değeri, deney ve gözleme dayanır. Mesela “Bazı ülkeler az gelişmiştir.” ifadesinin doğruluk değeri, deneysel ya da gözlemsel olarak ortaya konmalıdır.[4]

Sentetik yargılarda yüklemin kavramı öznenin kavramıyla ilintili olmakla kalmaz onun kapsamını artırır. Sentetik yargılarda kavramları birbirine bağlayan bir sentetik birlik vardır, bu sentetik birlik kendine bir dayanağı temel alır ve bu dayanak sayesinde bilgimiz genişler.[6]

Kaynakça

  1. Immanuel Kant, Arı Usun Eleştirisi, Çev: Aziz Yardımlı, (İstanbul: İdea, 1993).
  2. a.g.e A6/B10.
  3. a.g.e A151/B190.
  4. 1 2 Ömer YILDIRIM'ın Kişisel Ders Notları. Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü 3. Sınıf "Klasik Mantık" Dersi Ders Notları (Ömer YILDIRIM).
  5. Immanuel Kant, Arı Usun Eleştirisi, Çev: Aziz Yardımlı, (İstanbul: İdea, 1993), A8.
  6. a.g.e A155/B194.
    This article is issued from Vikipedi - version of the 12/7/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.