Banka
Bankacılık | |
Finans | |
Banka türleri | |
Bankacılık terimleri | |
Banka listeleri | |
Banka, faizle para alınıp verilebilen, kredi, iskonto, kambiyo işlemleri yapan, kasalarında para, değerli belge, eşya saklayan ve bunun dışındaki diğer ticari, finansal ve ekonomik etkinliklerde bulunan kuruluşlara denir. Banka kelimesi İtalyanca banca kelimesinden Türkçeye geçmiştir. Para bozma gişesi, para bozma yeri anlamına gelir.
Bankalar, sermaye, para ve kredi işlemlerini yapan ticari kuruluşlardır. Evrensel bir banka kişi ve kuruluşlara kredi tahsis eder, mevduat hesaplarını korur, sermaye, para ve kredi ile ilgili her türlü işlemleri yapar. Örneğin Almanya’daki bir kredi kurumu, kanunen (kredi yasalarınca) banka muamelelerinin icra edildiği bir müessese olarak tanımlanır.
Tarihi
Bankacılık, ortaçağda Vatikan'a bağlı kiliselerin kutsal topraklara yapılan seyahatlerde hacı adaylarının kıymetli eşyalarını korumak amacı ile zamanın ihtiyaçları gereğince doğmuş kuruluşlardır. Bankacılığın başlangıcı konusunda çeşitli görüşler vardır. Bunlardan biri insanların uzak yerlere seyahate giderlerken para ve değerli madenlerini güvenli olduğu düşüncesiyle kilise papazına emanet etmeleriyle başladığıdır. Bu şekilde biriken paralardan zaman zaman ihtiyaç sahiplerine papazlar tarafından ödünç verilmesi suretiyle geliştiği rivayet edilir. Uzak bir şehre ticari iş için giden bir tacirin gittiği yerde kendini tanıtabilmek için kendi şehrindeki tanınmış, önemli, güvenilir bir kişiden mektup alması da bankacılık hizmetlerinden "teminat mektubu"'nun ortaya çıkışının başlangıcı olduğu söylenir.
Modern bankacılığın ise tarihte ilk kez Mezopotamya’da başladığı bilinmektedir. İkinci yüzyıl itibariyle kefalet karşılığı kredi işlemleri yapılmış, bununla beraber sermaye ve bankalardan alınan borç paralar için tahviller, çek ve kambiyolar kullanılmaya başlanmıştır.
1327 yılında Abu Bakr b. Mase-ud al–Kasani' nin İslami Havale finans sistemi İslamiyet kanununun kurumu diye tanıtılmıştır.
Avrupa’da ilk evrensel etkin banka 13. yüzyılda faaliyete geçmiş, Floransa’da ticaret makamına yükselmiş ve banka işlemleri artık oturmaya başlamıştır. Eskiden mal tüccarları, komisyoncular ya da nakliyeciler olarak var olan ilk bankalar, mali işler üzerine kredi ve mevduatlarını tahsis eden bankacılık hizmeti sunan kuruluşlar haline dönüşmüştür.
Bardi, Peruzzi ve Floransalı Acciauioli tanınan ilk ünlü bankacılardır. Bunlar 14. yüzyılın başında Avrupa’nın önemli şehirlerinde banka şubeleri açmıştır. Üçüncü İngiliz Kralı Eduard hükümdarlık yaptığı 1345 senesine kadar birikmiş borçları geri ödemek için Yüz Yıl Savaşlarında direnmiş, büyük zorluklara katlanmıştır; fakat bu çabaları sonuç vermemiş ve etkisini kaybetmiştir. O zamanların en önemli bankacısının iflas etmesinden sonra Vieri di Cambio de' Medici 1348 ve 1392 yılları arasında Avrupa’nın en önemli şehirlerinde, birçok şubesi olan geniş çaplı bir banka kurmuştur. Kendi yetiştirdiği ve ayrıca yeğeni olan Giovanni di Bicci de’ Medici Roma da ilk şubeyi kurmuş ve 1393 yılında da bunları devralmıştır. Bir zamanların başarı elde etmiş bankası Vieri Di Cambio de‘ Medici, 1393’te kendisinin geri çekilmesiyle iki oğlunun yönetimi altına girmiştir ve banka iflas etmiştir. Yönetime yeğeninin geçmesiyle banka tekrardan başarıya kavuşmuştur. Amcasının ölümünden sonra Giovanni di Bicci de’ Medici 1397 yılında etkinliklerini Floransa’ya taşımış ve Banco Medici’yi kurmuştur.
Bu girişimle birlikte 1407 yılında Ceneviz’de Banco di San Giorgio kurulmuştur. O ana kadar kurulan aile bankalarıyla arasındaki fark, bu bankanın kamusala benzer bir banka düzeninde kurulmuş olmasıydı. Bu banka dünyanın en eski bankası olarak bilinmektedir. Uzun bir süre kendi alanında tek discontobank ve afiş bankası olarak ticaret yapmıştır. 1805 yılında Napolyon’un iktidarı ele geçirmesiyle Napolyon tarafından kapatılmıştır.
1462 yılında Perugia’da ilk Monte de Pieta kurulmuştur, bunu ise birçok İtalyan şehri takip etmiştir. Bunlar birbirine bağlantılı olarak kurulmuşlardır. Monte di Pieta o zamanlarda Fransisken tarikatı tarafından emniyet sandığı olarak kurulmuştu. Kuruluş amacı ise her şeyden önce kredi ve kambiyo muameleleri ile ilintili olarak mal ticareti ile uğraşan o zamanların Medici ve Strozzi gibi bankacı ailelerinin yoksul ve yardıma muhtaç insanlara destek vermesiydi. 1472 yılında Siena’da Monte Di Penta olarak kurulan Banca Monte dei Paschi di Siena, hala varlığını sürdüren dünyanın en eski bankasıdır.
Bankalar siyasi iktisattaki iş bölümleri için gerekliydi, çünkü ekonomi faillerinin performansları maddi durumlarda takas yapılıyordu. Bu para akımının aracısı ise kredi kurumlarıydı. Ayrıca yıpranma payı istekleri ve kredi ihtiyaçları arasındaki takası sağlıyordu. Kredi kurumları ekonomi dairesindeki özel önemlerinden dolayı ulusal ve uluslararası yasal ve düzenleyici yönetmelikleri vardır (örneğin yönetim, muhasebe) ve özel bir makam tarafından da denetime tabidir.
Türkiye'de Bankacılık
Türkiye'de öteden beri gayri-müslimler para piyasasında etkindi. Galata'lı bankerler ve ecnebi tüccarlar müslümanlara yasak olan faiz işleri ile para alım satımını yürütüyordu. Daha sonra 1845'te, İstanbul'da ilk banka benzeri kurum, İstanbul Bankası adıyla kurulmuştur. Ödenmiş sermayesi olmayan bu kurum 1850'lerde kapanmıştır. 1856'da kurulan Ottoman Bank, 1863'te Osmanlı Bankası adıyla çalışmaya başlamıştır. 1908'de iktidara gelen İttihat Terakki yönetimi Türk şirket ve bankalarının kurulmasına ve çalışmasına devlet desteği sağlamıştır. Yahudi, Rum, Ermeni tefecilerin hükümranlığına son vermek ve büyük bir kalkınma hamlesi oluşturmak için kamu teşebbüslerine girişilmiştir. Mithat Paşa daha önceleri Ziraat Bankasının çekirdeği olan "Memleket Sandıkları"nı kurmuştu. Bu dönemde de milli bankacılık girişimlerine devam etti.
Ekonomi halen Ahilik benzeri kurallar ile yürütülüyordu. Dükkan açmak, meslek sınavını kazanmaları yanında, kethüda sisteminin iznine bağlıydı. Adam kayırmaya yol açan Lonca ve Kethüdalık sistemini kaldıran Esnaf Kararnamesi 26 Ocak 1910'da kabul edildi. Böylece "Esnaf Cemiyetleri" kurulmasının yolu açılmış oldu. Kara Kemal'in yönlendirdiği esnaf derneklerinin girişimi ile; Milli Mahsulât Osmanlı Anonim Şirketi, Milli İthalat Kantariye Anonim Şirketi, Milli Ekmekçi Anonim Şirketi kuruldu. Bu dönemde İstanbul Bankası(İstanbul 1911), Emlak ve İkrazat Bankası (İstanbul 1914), Milli Aydın Bankası (Aydın 1914), İslam Ticaret Bankası (Adapazarı 1914), Karaman Milli Bankası (Karaman 1915), Kayseri Kök İktisat Bankası (Kayseri 1916), Akşehir Osmanlı İktisat Bankası (Akşehir 1916), Eskişehir Çiftçi Bankası (Eskişehir 1916), Ticaret ve İtibari Umumi Milli Bankası (İstanbul 1917), Konya Milli İktisat Bankası (Konya 1917), Manisa Bağcılar Bankası (Manisa 1917), Adapazarı Emniyet Bankası (Adapazarı,1919) gibi bankalar da kurulmuştur.
İşlevleri
Bankalar, çeşitli yollarla elde ettikleri mevduatı, bazı kişi ve kuruluşlara kredi şeklinde tahsis eden; sermaye, para ve kredi ile ilgili her türlü işlemi yapan mali aracılardır. Ticari kuruluşlar oldukları için temel hedefleri, karlarını azami hale getirmektir. Ancak bu arada yaptıkları faaliyetin mahiyeti icabı kamu yararı açısından önemli sonuçlar doğururlar. Bu sebeple kamu yararını da azamileştirmek için devlet tarafından özel kanunlarla kontrol altında tutulurlar. Kamu yararına sonuç veren fonksiyonlarından en önemlisi topladığı fonları en verimli alanlarda kullandırmakla milli gelirin daha hızlı artmasına katkıda bulunmaktır. Bu fonksiyonları serbest faiz sisteminin mevcudiyeti halinde gerçekleşir. Faizin serbest olmadığı sistemlerde devlet teşvik ve selektif kredi yöntemleriyle bu sonucu elde etmeye çalışır.
Diğer önemli fonksiyonlarından biri de yaptığı çeşitli bankacılık hizmetleri vasıtasıyla ekonomik faaliyetlerin daha verimli bir şekilde gerçekleşmesine katkıda bulunur.
Bankalar güvene dayalı müesseselerdir, herkes birbirini tanımaz ve güvenemez, ancak herkes bankayı tanır ve banka da herkesi tanır. Bu şekilde birbirini tanımayan birçok kişi bankanın aracılığıyla güven içinde iş ilişkilerine girebilirler.
Bu özellikleri dolayısıyla bankalar diğer ticari kuruluşlardan farklıdırlar ve devlet tarafından da farklı muamele görürler. Fonksiyonlarının başarıyla devamı için bankalara olan güvenin sarsılmaması önemlidir.
- Hizmet Verme
- Kredi Verme
- Parasal İşlemler (Bütün Ödeme İşlemleri)
- Para Politikası Teşvikinin Aktarımı (Faiz)
- Yatırım İşlemleri (Menkul Kıymetler)
- Ekonomik Fonksiyonlar
Parasal işlemler
Ödeme sistemi, milli ekonomilerde mal ve hizmet üreticileriyle tüketiciler arasında merkezi bir iş birliği aracıdır. Para karşılığında verilen hizmet, malların birbiriyle takas edilmesini tamamıyla unutturmuştur. Parasal işlemler hizmetin ve malların takasını da belli ölçüde kolaylaştırmıştır. Buna rağmen üretici ve tüketicilerin gerekli parasal araçların miktarı ve vadeleri bağlamındaki ihtiyaçları çoğu zaman birbirinden farklı olmaktadır.
Mevduat ve kredi verilmesi
Mevduat, bankalara ve benzeri kredi kurumlarına istenildiğinde ya da belli bir vade ya da ihbar süresi sonunda çekilmek üzere yatırılan paralardır. Büyük yatırımların yapıldığı kuruluşlar bunu genellikle kendi paralarıyla finanse edemez. Kredilerin kabulüyle yatırımlar kısmen finanse edilebilir. Tasarruf mevduatının teslim alınması ve diğer kıymetli varlıkların güvenli bir şekilde muhafaza edilmesi ve kredi verimi bir bankanın klasik ticaret temelini oluşturmaktadır.
Banka türleri
- Mevduat Bankaları, Daha çok Mevduat toplama ve bu kaynakla ticaret ve üretimin finansmanını sağlayan mevduat bankaları, genelde 1 yıla kadar olan kısa vadeli işlemlere yoğunlaşır.
Mevduat bankaları fon aktarımı yanı sıra birçok bankacılık ürünü ile hizmet sunan kurumlardır.
- Katılım Bankaları , Mevduat bankalarına benzer nitelikte olan fakat mevduat bankalarındaki sabit getirili Mevduat yerine kar ve zarara Katılım Fonu toplayan banka türüdür. Mevduat bankalarından bir diğer farkı ise mevduat bankaları finansal kiralama işlemi yapamaz iken, katılım bankaları finansal kiralama işlemi yapabilmektedir.
- Yatırım Bankaları , Mevduat toplama yetkisi olmayan, geniş bir şubenın olmaması sebebiyle bankacılık hizmet ürünlerinin tamamını sunamayan ve ticaret bankalarına kıyasla ticari faaliyetleri kısıtlı olarak yerine getirebilen bankalardır.
- Kalkınma Bankaları, Mevduat toplama yetkisi olmayan, az gelişmiş bölgelerde üretken yatırımların gelişmesine, teknik yatırım ve orta-uzun vadeli fon teminine yönelik kurulmuş bankalardır.
Türkiye Kalkınma Bankasının, 4456 sayılı yasanın üçüncü maddesi amaçlarını, " ...Türkiye'nin kalkınması için; anonim şirket statüsündeki teşebbüslere kârlılık ve verimlilik anlayışı içinde kredi vermek, iştirak etmek suretiyle fınansman ve işletme desteği sağlamak, yurtiçi ve yurtdışı tasarrufları kalkınmaya dönük yatırımlara yöneltmek, sermaye piyasasının gelişmesine katkıda bulunmak, yurtiçi, yurtdışı ve uluslararası ortak yatırımları fınanse etmek ve her türlü kalkınma ve yatırım bankacılığı işlevlerini yapmak..." olarak belirlenmiştir.
Merkez Bankası
Merkez Bankası (milli banka, merkezi milli banka) bir ülkenin parasından, para değerinden ve para sahasından sorumlu bankadır. Gelişmiş ülkelerde merkez bankasının asıl hedefi para biriminin değerinin ve istikrarının sürdürülmesidir. Merkez bankasının bunun dışında bankacılık sektörünün son mercii olmak ve faiz haddinin kontrolü gibi görevleri de vardır. Bunun yanında merkez bankasının, bankalar ve diğer finansal kurumları, tedbirsizlik ve dolandırıcılığa karşı denetlemek gibi yetkileri de olabilir. Günümüzde birçok zengin ülkenin, siyasi müdahaleleri engelleyen yasalarla çalışan, bağımsız merkez bankaları bulunmaktadır. Çünkü ulusal ve ulusal üstü para alanları, uygun ulusal merkez bankaları (US Federal Reserve, İngiltere Bankası, Japon Bankası) ve bu tür uluslararası üstü bankaları (Avrupa Merkez Bankası) bulunabilir.
Bankaların Bankası
Merkez bankası bir ülkenin bankacılık sisteminin en başında gelir ve ticaret bankalarına merkez bankası parasıyla normal ödeme imkânları sağlar. Bu durumda merkez bankalarının ticaret bankalarına borç vermesi söz konusudur. Merkez bankası bilançolarının pozisyonu ticaret bankalarının merkez bankaları aracılığıyla borç para temin ettiklerini gösterir. Arkasında ticari bankaların mevduat merkez bankasının cari hesapları vardır, birincil holdinglerin ve ticaret bankalarının varlıkları mevduat tesislerine ticari bankalar aşırı rezerv koymaktadır. Merkez bankaları bunların dışında gerektiğinde likidite ekonomik kriz kredi sisteminde güven kaybını ve bankacılık sistemini önlemek için finansman merci olarak hazırda bulunmalıdır. Bu görevi ancak ticari bankaların özel mülkiyet düşüşü izleyebilir. Bu nedenle ödeme hükmüne dayalı yüksek faiz oranları sadece ihtiyaçları karşılamak için gereklidir. Merkez bankası son finansman merci olarak kalır ve bankalar bir bankacılık krizi yaratmadan kendileri hareket etmemelidirler.
17. – 18. Yüzyılda Merkez Bankaları
Merkez bankasının tarihi 17. yüzyıldan başlamaktadır. Bütün Avrupa kıtasına yayılmış olan küçük bankalar kendi madeni paralarını basmışlardır. Hükümetler ticareti desteklemek için para birimi birliklerine daha çok önem vermeye başlamıştır. 1609 yılında ilk merkezi banka benzeri kurumu olan Amsterdam bankası kurulmuştur. Ancak bir yandan savaş borçları, bir yandan da Hollandalı “East India Company” adlı şirketin ödeme imkânının kalmaması nedeniyle bu banka 1819 yılında batmıştır. İsveçli Reichsbank günümüzün en eski merkez bankası olarak kabul edilir. 1656 yılında Stockholms Banco, sıkı bir devlet kontrolünde olmasına rağmen İsveç hükümeti tarafından özel bir kurum haline getirilmişti. Devlet, servetinin büyük bir bölümünü bankaya yatırmıştır. Şu anda Stockholm’de elde edilen ve devlete ayrılan kazançları desteklemektedir. 1694 yılında ise İsveç Reichsbank gibi İngiliz Bankası da anonim şirket olarak kuruldu. En önemli görevi ise devlete borç para vermek idi. Devam eden yıllarda Avrupa’da devlet borçlarını finanse etmek amacıyla diğer merkez bankaları kuruldu. Bankalar, banknotları neşreden milli bankalar olarak iş yapıyordu. Bu banknotlar, milli bankaların emanete aldığı bozuk paralar için birer makbuzdu ve bu makbuzlar ödeme aracı olarak kullanılıyordu. Sahiplerine, görevli bankalardan hazırlanmış bozuk paraların teslimatını talep etme yetkisini veriyordu. İlk dönemdeki merkez bankalarının başlıca görevi, devlet borçlarını karşılamayla sınırlı idiyse de, bu bankalar birer özel girişim ve kurum olarak başka banka işlerini de karşılıyordu. Örneğin bir banka olarak diğer ticaret bankaları için banka hesaplarını yönetiyor ve bankalar arasındaki mali muameleyi yerine getiriyordu. Bu gizli işlevi ile merkez bankaları ihtiyatlarda ve ayrıca bankaların iyi bir şekilde genişletilmiş şebekeleriyle büyük oranda tasarrufta bulunuyordu. Bu etkenler merkez bankalarının son finansman mercilerinin kriz durumuna girmelerine sebep oluyordu, müşterilerine finansal zorluklarda nakit para hazırda bulunduruyorlardı.
19. yüzyıl finansal krizlerden sonra bankacılığı tahdidi bir şekilde işletmek için talep görülüyordu. Çoğu zaman bu durum merkez bankalarının tek hakkı banknot basıp dolaşıma sunmak olarak somutlaşıyordu. Bankalar tarafından piyasaya sürülen banknotların bozuk paraya veya altına dönüştürerek güvence altına almak için, milli Bankalar için şartlar ortaya kondu, banknotların dayanıklılığına göre banknotlar önce bozuk paraya, sonra da (altın, gümüş gibi) soya metaline dönüştürülerek güvence altına alınacaktı. 1844 yılında “Peel Banka belgesi” ile birlikte İngiltere’de ilk defa bütün banknotların İngiliz bankası tarafından tamamen altın kaplama olması zorunluluğu yasal olarak belirlendi. Serbest altın esası olarak adlandırılan bu yasa 1873 yılında Büyük Britanya’ya sokuldu ve birçok Avrupa ülkesinde de benimsendi. Serbest altın esasının piyasaya girmesiyle merkez bankalarının altın ihtiyatlarını para karşılığında tutmaları sonucu ortaya çıktı. Merkez bankalarının bunu hedeflemesindeki asıl amaç değer istikrarının güvence altında olmasıydı. Zamanla kâğıt para miktarı demir para miktarını ve soy metalini aştı. Bu yüzden 1914 yılında altın kaplama işi birçok ülkede yürürlükten kalkmıştır.
20. Yüzyıldan Günümüze
Birinci dünya savaşından sonra, işsizlik ve fiyatlardaki istikrarsızlık merkez bankalarının dünyadaki ekonomi dengesinin korunmasında daha fazla önem kazanmasına yol açmıştır. Bu gelişmeler belirgin bir şekilde 1929 – 1933 yılındaki ekonomik kriz sırasında olmuştur. 20. yüzyılın ilk yarısında meydana gelen 1. ve 2. dünya savaşından dolayı meydana gelen zarar da merkez bankasının asıl görevi savaş masrafının karşılanması için finansal bir kaynak olmasıydı. İkinci dünya savaşından sonra ülkelerin merkez bankası üzerindeki etkisi daha da çoğaldı. Merkez bankalarının amacı gelir artışını ve iş imkânını artırmaktı. Ulusal bankalar özerkliğinin kayıplarını belirleyerek kamusal hedefleri desteklemek için ortak bir noktayı seçti. Reserve Bank of India gibi bazı bankalar bile kamulaştırıldı. Federal Reserve System gibi bazı bankalar ise bağımsız bankalar olarak yürürlüktedir, fakat buna rağmen hükümete işleri ile ilgili rapor vermek zorundadır.
1980’li yılların sonuna kadar hiçbir merkez bankası fiilen değer istikrarının korunması için hiçbir sayısal enflasyon hedefi bildirmemişlerdir. Fakat 20. yüzyılın 90’lı yıllarında daha fazla merkez bankası enflasyon hedefi koymuştur. Bazı merkez bankaları hükümet aracılığıyla bazı hedef enflasyon hisseleri emretmiştir (örneğin İngiliz Bankası). Günümüzde merkez bankalarının değerlerin standart istikrarının numaralandırılmış örnek bir imkânı yoktur.
Merkez bankalarının bugün tarih içinde gelişen üç hedefi vardır: değer istikrarı, ekonomik denge ve finansal istikrardır. Şu anda bu hedeflerin yerine getirilmesini, 2007’den beri yaşanan finansal kriz zorlaştırmaktadır. Kaynak
Merkez Bankasının Amaçları
Merkez bankasının asıl amacı para değerini korumak ve bu değerin istikrarını düzenli bir şekilde sürdürmek. Genellikle ilgili merkez bankalarının tüzük, ekonomik büyüme, döviz kuru istikrarı gibi para politikasını içinde barındıran hedefleri vardır. Aşağıdaki tabloda bazı merkez bankalarının yasal amaçları örnek gösterilmektedir.
Avrupa Merkez Bankası | İngiliz Bankası | Federal Reserv Sistemi (ABD) | Japon Bankası | |
---|---|---|---|---|
Hedefler |
|
|
|
|
Birincil hedefler |
|
|
|
|
Merkez Bankasının Fonksiyonları ve Görevleri
Ulusal bankalar üzerindeki yasal düzenlemeler ülkeden ülkeye farklılık gösterir. Ancak merkez bankası bilançolarına dayalı olarak bunu dört temel merkez bankası işlevi olarak tanımlamak mümkündür.
Varlıklar | Yükümlülükler |
---|---|
|
|
Hükümetin etkisi
Bir merkez bankasının bağımlılığı genellikle bir devletin çeşitli ekonomik ve siyasi ilişkilerinden etkilenir. Bir merkez bankası hükümetin yönergelerinde bağımsız olabilir; fakat aynı zamanda, örneğin Almanya’da olduğu gibi, eyalet hükümetinin talimatlarına da bağlı olabilir. Eğer bir merkez bankası hükümetin talimatlarına bağlı ise devlet gerçekte para ve kur politikasına karşı sorumludur.
Enflasyon ile ilgili olarak merkez bankalarının parasal yapılandırmalarının bazı etkileri görgül/ampirik olarak nitelendirilir. Bir merkez bankasının hükümete karşı bağımlılığı açısından uluslararası geniş bir spektrum olarak gözlemlenebilir. Bunun nedenleri öncelikle bağımsızlığın farklı tanımları ve ülkelerin kendi merkez bankalarıyla olan tarihsel deneyimleridir.
Merkez Bankası tasarımına eleştiri
Merkez bankası tasarımına ilk eleştiri kuramcı Ludwig von Mises ve Friedrich August von Hayek’den gelmiştir. Her ikisi de Avusturya Okulunun avukatıdır.
“Human Action” adlı kitabında Ludwig von Mises devlet müdahalesiyle ekonominin oluşumunu konu alır. Ekonominin yükselişi ve düşüşü ile ilgili akıl yürütürken bununla çöküşün oluşumunun, faiz oranlarının kredi genişlemesiyle düşüşünün, bankalar tarafından olduğunu yazar. Ancak Mises bu sanayi ve işletmelerin oranının azaltılması için kredi akışını bir risk olarak görür. Yakıt ekonomisinin er ya da geç çökeceğine inanmaktadır. Bankaların kredi genişleme politikası bu nedenle şirket faaliyetini yanlış istikamete sevk etmektedir. Mises periyodik şekilde yinelenen ekonomik krizleri önlemek için bankacılık politikasının artırılması sonucuna varmıştır. Daha ziyade faiz oranı piyasa mekanizması ile düzenlenmelidir.
Van Hayek de ekonominin istikrarsızlığını para durumunun piyasa süresince belirlenemediğini, ancak merkez bankaları tarafından düzenlendiğine inanmaktadır. Bundan dolayı para düzenlemeleri devlet yönergesi ile mümkün olmamaktadır. Van Hayek, merkez bankalarının görevlerini özel ellere verilmesi önerisi ile serbest bankacılığı teşvik eder.
Faiz oranı, talep ve para arzı ile piyasada belirlenecek başka fiyata dönüşür. 1974 yılında Van Hayek, ekonomide merkez bankalarının etkisi olduğu kanısına varır.
Kamu Bankası
Kamu bankası, ticari bankaların yanı sıra, merkez bankasına ve ayrıca devlete borçlu olarak gündeme gelir. Merkez bankası kredi vererek faaliyetlerinin finansmanında kamu sektörünü destekler. Bu durum merkez bankası bilânçosunun (3) pozisyonunda yansıtılır. Bunun yanında, merkez bankası kamu sektörünün nakit yöntemine karışır ve bu anlamda devletin ana bankası olarak görev yapar, devlet mevduatlarını ağırlıklı olarak merkez bankası idare eder. Bu sermayeler merkez bankası bilançosunun (7) pozisyonunun altında listelenmiştir. Buna ek olarak merkez bankası, açık pazar ticareti kıymetli evraklar çerçevesinde para miktarını yönetmek için satın alır. Bu kıymetli evraklar merkez bankası bilânçosunun (4) pozisyonu altında belirtilmektedir.
Kur Politikası
Kur politikasının konusu devletin kendisine ait para birimi ve diğer para birimlerinin arasındaki bağlantıların düzenlenmesidir.
Kur politikasının araçları
- Döviz piyasasına müdahale
Yasal anlaşmaya dayalı sabit kambiyo kurlu bir para sisteminde merkez bankasının bir müdahale yükümlülüğü bulunur. Yani kambiyo kuru döviz borsasında kesin bir hareket noktasına ulaştığı zaman duruma müdahale etmelidir. Merkez Bankası hedeflenen kurlara ulaşmak için “talep eden” ya da “teklifte bulunan” konumuna geçer. Bu sistem en sıkı kambiyo kurlarında inandırıcı olarak öngörülür, fakat dalgalı kurlarda böyle bir durum söz konusu değildir.
Para Politikası
Para politikası para arzı (bankaların likiditesi) tarafından ya da para ve kredi talebi ile desteklenen bir politikadır. Hedef genel ekonomi politikasını desteklemektir.
İskonto Politikası
Merkez bankası bu politikayla ticaret bankalarının kredi verimini tayin eder. Merkez bankasından alınan paralarla belirli şartlar yerine getirilir, ticaret bankaları bu parayı yeniden finanse etmek için merkez bankasına yeniden satar. Paranın bu mükerrer ıskonto aracılığıyla ticaret bankaları merkez bankalarındaki kendi hesaplarında kredi elde eder ve böylece para oluşturma ve kredi alma imkânlarından yararlanabilir. Bu yeniden finans etme olanakları değeri merkez bankasının faiz oranı yüksekliğine ve para politikasının amacına göre şekillendirilir.
Lombard Politikası
Burada, merkez bankası bir kredi kurumu tarafından teminat gösterilen menkul kıymet ve kredi karşılığında lombard kredisi temin edebilir.
Asgari rezerv politikası
Asgari rezerv politikası açık pazar ticaretinin aksine yeniden finanse etme gibi bir sistemi yoktur. Görevi tamamıyla açık pazar ticaretinin tersidir. Mindestreservepolitik ticaret bankalarının merkez bankasına zorunlu mevduat yatırmasıdır. Özel bir kişi ya da bir firma bankaya para yatırdığında banka, bu paranın bir kısmını merkez bankasına yatırır. Banka bu yatırımın bütün tutarını kredi olarak diğer ticaret ortaklarına teslim etmek zorunda değildir. Bu bağlamda asgari rezerv oranı kavramı kullanılır. Bu, merkez bankası tarafından verilen, çok nadir görülen bir faiz oranıdır.
Açık piyasa
Açık piyasa işlemleri merkez bankalarının para politikası araçlarıdır ve hem geniş hem de kısıtlayıcı para politikası izlemelerini mümkün kılar. Sıkı para politikası ile merkez bankası açık piyasada menkul kıymetler satarak merkez bankası parasını piyasalardan çeker. Genişleyen para politikaları tam tersidir. Burada, merkez bankası piyasadaki menkul kıymetleri satarak yoluna devam eder. Açık piyasa merkez bankalarının kredi işlemlerine aittir ve bu işlemler genellikle repo anlaşması olarak işletilir.
Faiz politikası
Faiz politikası merkez bankasının faiz seviyesini etkileyen her şeyi kapsar. Faizler kredi veren kurumun maliyetini tanımlar ve merkez bankası ile ticaret bankaları arasındaki faiz oranlarının değişimlerini hesaplar. Böylelikle bütçe, kuruluş ya da tüketim kredisinin yatırımına göre devletlerin kredi taleplerini etkiler. Merkez bankası faiz oranlarını gittikçe artan yüksek fiyatlara göre belirler. Ticaret bankaları ise faizlerini müşterilerini göz önünde bulundurarak belirler.
Amaç bağımlılığı
Amaç bağımlılığı hükümetin merkez bankasının hedeflerini etkileyebilmesidir. Örneğin; fiyat istikrarı merkez bankasının en üst hedefi olarak tanımlanır. Merkez bankasının görevleri ise kendi amaçlarını bağımsız bir şekilde yapabilmesidir.
Araç bağımlılığı
Araç bağımlılığı, hükümetin merkez bankasının hedeflerine ulaşmasında hangi ölçüde etkilemesidir. Merkez bankası para politikası araçlarının seçiminde kendi kararlarını alırken bağımsızsa, hükümet parasal istikrar başarısında hangi araçların tesis edileceğine karar verir. Merkez bankası kendi para politikası araçlarını özgürce seçebilir ve araç bağımlılığını harekete geçirir.
Bankaların müşteri grupları
Bankaların müşteri grupları şu şekilde sıralanmaktadır:
- Kitle Ticareti: Kredi ve Yatırım Ticareti ve ayrıca ödeme işlemleri
- Özel Bankacılık: Varlıklı Özel Müşteriler için Sermaye Görüşmeleri ve Sermaye
- Firma Müşterileri
- Devlet ve arazi meclisi
- Bankalar
Bankayı Oluşturan İş Birimleri
Bankalar, şube, bölge yönetim, genel müdürlük yönetim, yönetim kurulu, dış destekli birimlerden oluşur. Bir şubenin esas amacı satıştır.Ancak satış ile birlikte, operasyonel işlemler, teknik destek, güvenlik vb gibi bölümler de bulunmak zorundadır. Satışa yönelik kurulan şubeler de; Perakende, Özel, Ticari ve Kurumsal olarak ayrılmaktadır.
Bankaların ulusal ekonomi fonksiyonu
Bankaların yerine getirdiği üç önemli ulusal ekonomi fonksiyonu vardır:
Lot büyüklüğü dönüşümü: Bankalar, çoğu küçük yatırımlardan oluşan teklif ve büyük kredi talepleri arasında bir denge oluşturmaktadır. Çoğunlukla bunların dönüşümü, küçük tasarruf miktarından büyük kredi paketlerine doğru gerçekleşir. Tasarruf ve kredi ihtiyaçlarının temini farklı zaman dilimlerinde olabilir. Bu da bankaların bir havuz temin etmesiyle başarılır. Havuz, yatırımların ve kredilerin toplamının saklandığı yerdir.
Olgunluk dönüşümü: Finans kurallarının katı yorumları günümüzde sınırlandırılmıştır, çünkü kısa vadeli yatırımın belirli yüzde oranı uzun vadeli de verilebilir. Olgunluk dönüşümü’nde şu bakış açıları göze çarpmaktadır:
- Likidite Problemleri
- Kazanç Problemi
- Faiz Değişim Riski
- Bir banka akınının tehlikesi
Risk dönüşümü: Yatırımcı dikkate ve kredi veriminde kredi kurumlarının alansal bilgilerine güvenir. Farklı bir tehlike durumunda tasarruf ve kredi ihtiyaçlarının karşılanmasıdır. Bu durum şunları ortaya çıkarır:
- Portföy Eğitim
- Kredi Denetimi
- Hisse Senedinin Kefaleti
- Tasarruf Sahibi ve Borçluyla Yapılan Sözleşme
Paranın icat edilişinde ticaret bankaları bu bakımdan merkez bankasının kredileri aracılığıyla iktisadi akıma kısmi yatırımlarla para sağlayan bir kuruluş olarak önemli bir rol oynamaktadır. Sermayelerin merkez bankasına yatırılmasıyla ekonomik sirkülâsyonun önüne geçilebilir.
Kârlılık
Sene sonu bilânçosu bankalarda da temel olarak farklı değildir. Fakat burada özel bir banka bilânçosu söz konusudur. Bankalardaki maliyet ve başarı faturası, maliyet ve hâsılat faturasının içinde yer alır.
Bankaların devralınması
Bankalar devralınırken alış fiyatının değerlendirilmesinde defter değeri çarpanı önemli bir indeks teşkil etmektedir. Bu da defter değerinin oranında alış fiyatının ne kadar yüksek olduğunu gösterir. İlke olarak banka devir alımıyla ilgilenen ne kadar çok kişi varsa, defter değer çarpanı da o kadar yüksektir. İşletmeci temel yasalarına göre öneri ve talepler bu piyasayı yükseltebilir.
Bankaların yasal dayanağı
Örneğin Almanya’da bankacılık yasası kredi kurumunun yasal dayanağıdır. Avusturya’da ikinci Dünya savaşının sonuna kadar Almanya’nın kuralları hüküm sürmüş, 1979’dan sonra ise değiştirilmiş ve Avusturya’ya özgü bankacılık yasaları yürürlüğe girmiştir. Bu kurallar 1986’da bir yasa kitabı ile yenilenmiş ve 1994 yılında tamamen yeni bankacılık yasaları yürürlüğe girmiştir. İsviçre’nin bu konuda Avusturya’nın da onayladığı bir özelliği “banka gizliliğidir”. Devletin saklanılan bilgilere el koyması ile ilgili banka gizliliği yasalarına dair Almanya’da buna karşı çıkan bazı yaygın görüşler vardır.
Dünyadaki büyük bankalar
Banka adı | Ülkesi | Ana sermaye | Konum 2008 | Konum 2007 | Konum 2006 | Bilanço tutarı | Konum 2009 | |
---|---|---|---|---|---|---|---|---|
1 | JPMorgan Chase & Co | US | 136104 | 4 | 5 | 4 | 2175052 | 7 |
2 | Bank of America Corp | US | 120814 | 5 | 1 | 3 | 1817943 | 12 |
3 | Citigroup | US | 118758 | 2 | 2 | 1 | 1938470 | 9 |
4 | Royal Bank of Scotland | UK | 101818 | 3 | 8 | 7 | 3500950 | 1 |
5 | HSBC Holdings | UK | 95336 | 1 | 3 | 2 | 2418033 | 5 |
6 | Wells Fargo & Co | US | 86397 | 23 | 18 | 19 | 1309639 | 18 |
7 | Mitsubishi UFJ | JP | 77218 | 6 | 6 | 5 | 2025830 | 8 |
8 | ICBC | CN | 74701 | 8 | 7 | 16 | 1427685 | 17 |
9 | Crédit Agricole Group | FR | 71681 | 7 | 4 | 6 | 2239370 | 6 |
10 | Santander Central Hispano | ES | 65267 | 9 | 10 | 10 | 1460866 | 15 |
11 | Bank of China | CN | 64961 | 10 | 9 | 17 | 1017718 | 23 |
12 | China Construc-tion Bank | CN | 63113 | 13 | 14 | 11 | 1105471 | 20 |
13 | Goldman Sachs | US | 62637 | N\A | N\A | N\A | 884547 | 27 |
14 | BNP Paribas | FR | 58175 | 11 | 11 | 24 | 2888728 | 4 |
15 | Barclays Bank | UK | 54300 | 12 | 12 | 14 | 2992682 | 3 |
16 | Mizuho | JP | 48752 | 15 | 15 | 9 | 1494960 | 14 |
17 | Morgan Stanley | US | 48085 | N\A | N\A | N\A | 626023 | 39 |
18 | Uni-Credit | IT | 47529 | 16 | 17 | 13 | 1455270 | 16 |
19 | Sumitomo Mitsui | JP | 46425 | 18 | 22 | 8 | 1219544 | 19 |
20 | ING Bank | NL | 44564 | 17 | 20 | 22 | 1853393 | 11 |
21 | Deutsche Bank | DE | 43276 | 21 | 23 | 23 | 3065307 | 2 |
22 | Rabobank Group | NL | 42252 | 20 | 19 | 20 | 851942 | 29 |
23 | Société Générale | FR | 42203 | 27 | 26 | 26 | 1572721 | 13 |
24 | Agricultural Bank of China | CN | 39998 | 71 | 65 | 60 | 1026300 | 22 |
25 | Intesa San Paolo | IT | 37681 | 25 | 43 | 34 | 885363 | 26 |
- Amerikan Dolarına göre (2009) Dünya’nın en büyük kredi kurumlarının en son bilanço satışlarına göre oluşturulmuştur. (31 Aralık 2008) (Kaynak: Bankalar)