Emperyalizm, Kapitalizmin En Yüksek Aşaması
Kitabın 1925 yılındaki Fransızca basımı | |
Yazarı | Vladimir Lenin |
---|---|
Orijinal ismi | Империализм как высшая стадия капитализма |
Çevirmen | Cemal Süreya |
Ülke | Rusya Cumhuriyeti |
Dili | Rusça |
Türü |
Sosyal eleştiri Politika Felsefe |
Yayınevi | Zhizn' i znanie |
Türkçe basım tarihi | 1979) |
Anadilinde basım tarihi | 1917) |
Emperyalizm, Kapitalizmin En Yüksek Aşaması, Bolşevik lider Vladimir Lenin'in Ağustos-Ekim 1916 tarihleri arasında yazdığı ünlü eseri.[1] İlk kez 1974 yılında Cemal Süreya tarafından Türkçe'ye çevirilen kitap, ilk kez Sol Yayınları tarafından 1979 yılında Türkçe olarak yayımlanmıştır.[2]
Lenin'in bu eserde, ünlü Das Kapital (1867) adlı eserdeki fikirleri formüle etmiş ve ve bir sentez haline getirmiştir.[3] Kitapta sömürgecilik ile ilgili ortaya koyduğu düşünceler Marksizm-Leninizm ideolojisinin temel taşını oluşturacak ve günümüzde de güncelliğini koruyan birçok partinin programı olacaktır.
Marksizme yeni bir katkı: Emperyalizm
Emperyalizm olgusu, Lenin'in marksist yönteme kattığı temel bir düşüncedir. Buna göre kapitalizmin ulaştığı en yüksek basamak emperyalizmdir ve kapitalist devletler kendi çıkarları doğrultusunda pazar bulma amacıyla başka uluslara müdahale etmektedir. Lenin, kapitalizmin bu gelişim sürecini eserinde "Kapitalizm geliştikçe hammadde eksikliği de kendini o denli duyurmaktadır; rekabetin koşulları o denli sertleşmekte, bütün yeryüzünde hammadde kaynakları arama çabaları o denli alevlenmekte, sömürgelere sahip olma savaşımı o denli amansız olmaktadır." sözleriyle açıklar.
Emperyalizm ve devrim
Lenin'in bu eserde aktardığına göre; son derece gelişmiş kapitalist ülkelerde proleter devrimin gerçekleşmesi imkansızdır, çünkü bu ülkeler kendi bünyesindeki işçilere nispeten yüksek yaşam standartı ve çeşitli imkanlar sağlamakta ve işçilerin devrimci bir bilince ulaşmasını engellemektedir. Bu sebeple ancak daha az gelişmiş ülkelerde bir işçi devrimi mümkün olabilir. Marx'a göre de gelişmemiş ülkeler sosyalizmi inşa edemez, çünkü kapitalizm henüz buralarda bütün gücünü kullanmamış, sömürüsünü gerçekleştirmemiştir.
Fakat devrim, fakir ve gelişmemiş bir ülkedeki mücadele sonucu tarihsel olarak başlayabilirse burada gerek mevcut kapitalist devletin gerekse uluslararası dış güçlerin baskısı sonucu çelişkili bir durum ortaya çıkar. Lenin; bu duruma iki çözüm yolu önermektedir;
- Çok sayıda gelişmemiş ülke federal bir yapılanma ile birleşerek büyük ve yekpare bir yapı kurabilir. Bu sayede kapitalist ve emperyalist büyük devletlerin karşısına aynı güçlükle çıkabilecek, onlara karşı direnebilecek ve kendi içerisinde sosyalizmi kurmayı başaracaktır. Ekim Devrimi'nden ve Rus İç Savaşı'ndan sonra birleşen ve dağılana kadar 15 cumhuriyetten oluşan Sovyetler Birliği'nin kurulmasının temel fikri budur.[4]
- Gelişmemiş ülkelerde başlayan devrim gelişmiş kapitalist ülkelerdeki işçileri heyecanlandırıp bu devletlerdeki ayaklanmaları tetikleyebilir. Lenin, eserlerinde Rusya gibi geri kalmış bir ülkede gerçekleştirilen Ekim Devrimi'nin bir o döneme göre gelişmiş Almanya'da bir devrimi ateşleyebileceğini ummuştu. Ardından devrimi yapan gelişmiş ülke böylece sosyalizmi kuracak, ve gelişmemiş ülkelere yardım edecektir. II. Dünya Savaşı sonrası kurulan Karşılıklı Ekonomik Yardımlaşma Konseyi (COMECON)[5] ve Varşova Paktı[6] temelinde kurulan örgütlenmeler buna örnek gösterilebilir.
Tekelci aşama
Lenin'e göre emperyalizm, kapitalizmin tekelci aşaması olup bu tanım kapsamında beş temel özellik vardır;
- Üretimde ve bu üretim sonucu oluşan sermayede görülen birikim öyle yüksek bir gelişme seviyesine ulaşmıştır ki, yaşam koşullarında ve ekonomik hayatta belirleyici bir rol oynayan tekelleri yaratmıştır.
- Banka sermayesi, sanayi sermayesiyle iç içe geçmişi ve ekonomik bir oligarşi ortaya çıkmıştır.
- Ticari mal ihracından ayrı olarak, sermaye ihracı da olağanüstü bir önem kazanmıştır.
- Dünyayı paylaşan uluslararası kapitalist ortaklar ve devletler kurulmuştur.
- En büyük kapitalist güçlerce dünyanın toprak paylaşımı tamamlanmıştır.
Lenin şöyle devam eder;
“ | :"Egemen devlet, kendi egemen sınıfını zenginleştirmek ve alt sınıflarına rüşvet kabilinden sus payı vermek için, eyaletleri, sömürgeleri ve bağımlı ülkeleri sömürmektedir. İşçi önderleriyle işçi aristokrasisini satın almayı mümkün kılacak ve proletaryanın üst katmanını alt katmanından sistemli biçimde ayırmaya yarayacak olan böylesi bir rüşvet, hangi biçimde olursa olsun, ekonomik açıdan yüksek tekel kârları gerektirecektir." | ” |
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- ↑ Lenin’s Selected Works, Progress Publishers, 1963, Moscow, Volume 1, s. 667-766.
- ↑ Lenin, V.İ, Emperyalizm: Kapitalizmin En Yüksek Aşaması, Sol Yayınları, 1. Baskı, 1969, ISBN 975-7399-14-0
- ↑ John Baylis and Steve Smith (2005), The Globalization of World Politics OUP: s. 231
- ↑ Talari, Pekka T. (1996). State Succession in Respect of Debts: The Effect of State Succession in the 1990's on the Rules of Law. The Finnish Yearbook of International Law. 2. Martinus Nijhoff Publishers. s. 167. ISBN 9789041104694. https://books.google.com/books?id=9nKKnb8uiHsC&pg=PA167.
- ↑ "Doğu Almanya", Library of Congress Country Study, Appendix B: The Council for Mutual Economic Assistance
- ↑ "Warsaw Pact: Wartime Status-Instruments of Soviet Control". Wilson Center. Erişim tarihi: 1 Kasım 2015.