Harem

Harem ve Sultan, Jean-Baptiste van Mour. 18.yy

Harem (Osmanlı Türkçesi:الحريم من أنا همايون, Harem-i Hümayun) lûgatte korunan, mukaddes ve muhterem yer anlamına gelir. Ev, konak ve saraylarda genellikle iç avluya bakacak bir şekilde planlanan, hane kadınlarının yabancı erkeklerle karşılaşmadan günlük hayatlarını sürdürdükleri kısımdır. Burada yaşayan kadınlara da harem deniyor olması, bazı yorumlara göre İslamiyet'in hicap anlayışının bu bölümlere, hane kadınlarıyla belirli bir kan bağı dışında kalan erkeklerin (nâmahrem) girişini yasaklamasından kaynaklanır.

Osmanlı İmparatorluğunda harem

Osmanlı hareminde ortalama olarak 400 kadın bulunduğu, bu sayının 1600'e kadar çıkabildiği ifade edilmektedir. Devlet içinde yer edinmeye başlayan haremin İki temel fonksiyonu vardır;

Birincisi Padişah'ın aile yaşamını sürdürdüğü, padişah, şehzade ve devlet ileri gelenlerine cariye ve eş temin edilen yerdir. Fatih'le birlikte şehzadeler yabancı hanedanlar ile evlenmeyi bıraktıklarından bu çok önemli ve hanedanın devamı için vazgeçilmez bir fonksiyondur.

İkincisi bir okuldur. Enderun mezunu devşirme gençlerle sarayda eğitim almış cariyelerin evlendirilmesiyle eğitime dayanan bir aristokrasi kurulmuştur. Padişaha ve hanedana bağlı bir aristokrasi yaratılmasını sağlamak için cariyelerin eğitilmesini sağlayan kurumdur.

Osmanlı’da harem, herkesin giremediği bir ortamdı. Sözcük olarak harem 'dokunulmaz, kutsal' anlamına gelir. Bilinenin aksine Osmanlı'da 'Harem-i Hümayun', devlet adamları yetiştiren 'Enderun' mekteplerine paralel bir kurumdu.

Osmanlı haremine alınan hadım erkek hizmetçiler (tavaşiler) iki gruba ayrılmaktaydı: Ak Hadımlar ve Siyah hadımlar.

Galeri

This article is issued from Vikipedi - version of the 12/15/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.