I. Rükneddin Mesud
I. Rükneddin Mesud ركن الدين مسعود | |||||
---|---|---|---|---|---|
Konya'daki Alaeddin Camii, I. Mesud döneminde inşa edildi. | |||||
Türkiye Selçuklu Sultanı | |||||
Hüküm süresi | 1116-1155 | ||||
Önce gelen | Şahinşah | ||||
Sonra gelen | II. Kılıç Arslan | ||||
| |||||
Hanedan | Selçuklu Hanedanı | ||||
Babası | I. Kılıç Arslan | ||||
Doğum | 1095 | ||||
Ölüm | 1156 | ||||
Dini | Sünni İslam |
I. Rükneddin Mesud (Arap alfabesiyle: ركن الدين مسعود (Rukn el-Dīn Mas'ūd)) (d. 1095 - ö. 1156) en uzun süre hüküm sürmüş Türkiye Selçuklu Sultanı'dır.
Danişmendli Beyi olan kayınpederi Emir Gazi sayesinde Anadolu Selçuklu tahtına çıkmış, kardeşleri Arapşah, Şahinşah ve Tuğrul Arslan’dan kurtulup tahtını sağlamlaştırmıştır. Onun saltanatının Emir Gazi’nin ölümüne kadar olan döneminde devlet kısmen bağımsızlığını kaybetti; Danişmendliler’in uydusu haline geldi. Ancak Emir Gazi’nin ölümünden sonra izlediği siyaset sayesinde Mesud, Türkiye Selçuklularının Anadolu'daki üstünlüğünü yeniden kurmayı başardı. 1147'de II. Haçlı Seferine çıkan Haçlı ordusunu Dorileon Muharebesi'nde yenerek babası I. Kılıçarslan'ın 50 yıl önce aynı yerdeki yenilgisinin intikamını aldı.
Yaşamı
I. Kılıç Arslan'ın oğullarındandır. Babasının Büyük Selçuklu emiri Emir Çavlı ile yaptığı savaş sırasında genç yaşta beklenmedik ölümünden sonra Türkiye Selçuklu Devleti tahtı bir süre boş kalmıştı. Kılıçarslan’ın geride bıraktığı dört varisten büyük oğlu Şahinşah esir olarak İsfehan’a; en küçük oğlu Tuğrul ise Emir Bozmuş tarafından annesi Ayşe Hatun ile birlikte Musul’dan Malatya’ya götürülmüştü. Arap ve Mesud’un bu dönemde nerede oldukları konusunda pek fazla bilgi yoktur ancak Anadolu’nun çeşitli yerlerine yerleşen Türkmen kültürlerinin yanında oldukları düşünülür.[1]
Şahinşah’ın üç yıl sonra serbest kalıp tahta çıkmasına kadar Danişmendliler Anadolu’nun en büyük gücü haline geldiler. Şahinşah’ın tahta geçişine kadar Mesud’un Danişmentlilerin yardımıyla Akşehir, Konya hattında bulunduğu; Melik Arab’ın ise Ankara ve çevresinde bulunduğu ve Bizans’a karşı akınlar düzenledikleri bilinir.[1] Mesud, Danişmend Beyi Emir Gazi’nin kızı ile evlenerek Danişmendli ailesine damat olmuştur.
Mesud ile Melik Arap, Şahinşah’ın Anadolu Selçuklu tahtına oturmasından sonra tarafından Konya’da hapsedildiler.
Şahinşah ile mücadelesi
Üç yıllık saltanat boşluğu sırasında Bizanslılar Batı Anadolu topraklarını yeniden ele geçirmeye başlamıştı. Bu toprakları geri almak için Bizans ile mücadeleye başlayan Şehinşah, 1116’da imparator I. Aleksios Komnenos ile yaptığı savaştan sonra imparatorun Afyonkarahisar’daki karargahında barış imzaladı.[2] Mesud, bu sırada serbest kaldı ve Danişmendliler’in yardımı ile tahtı ele geçirmek için harekete geçti. Kimi kaynaklara göre Şehinşah’ın bir emiri ona isyan ederek Mesud’u hapisten çıkarmış; Danişmendli Emir Gazi’nin yanına götürmüş ve onu sultan ilan etmişlerdir.[2]
Kardeşi Mesud’un sultanlık için harekete geçtiğini haber alan Şahinşah da hemen Konya’ya doğru hareket etti. Bizans imparatorunun kendisine Bizans kuvvetlerinin eşlik etmesi önerisini geri çevirmişti. Şahinşah’ın birlikleri yolda Mesud’un güçleri ile karşılaşınca Akşehir’e çok yakın olan Tyragion kasabasına gittiler. Mesud’un kasabayı kuşatması üzerine halk Şehinşah’ı kendisine teslim etti (1116).[2] Şehinşah’ın gözlerine mil çektiren Mesud, onu Konya’da hapsettirdi. Ancak bir süre sonra Şahinşah’ın gözlerinin tam kör olmadığı anlaşılınca yeniden saltanat mücadelesine girişebileceği endişesi ile onu öldürtmüştür (1118).
II. İoannis'in Anadolu seferi
Sultan Mesud, Bizans imparatoru Aleksios Komnenos’un 15 Ağustos 1118’de ölümü ve tahtın el değiştirmesini fırsat bilerek Bizans’ın elindeki Denizli ve civarını ele geçirdi; ancak yeni imparator II. İoannis Komnenos 1119’da Anadolu’ya sefere çıkarak bu toprakları geri aldığı gibi 1120’de Türk akınlarına son vermek üzere yeni bir sefere çıkarak Uluborlu kalesini ele geçirmiştir. Ayrıca Bizans ordusu Antalya’ya kadar ilerleyerek birçok kaleyi Türkler’in elinden almıştır.
Tuğrul Aslan ile mücadelesi
Mesud, kendisini taht kavgasında destekleyen ve Konya’yı almasını sağlayan kayınpederi Emir Gazi’ye bağlılığını Emir Gazi’nin ölümüne dek sürdürdü. Kardeşi Tuğrul Aslan’ın kontrolünde bulunan Malatya’yı ele geçirmesi için Emir Gazi’ye destek verdi.
Ayşe Hatun, Malatya’da oğlu Tuğrul Aslan’ın hakimiyetini devam ettirmek için elinden geleni yapıyordu.[3] Siyasi varlığını koruyabilmek için çeşitli evlilikler yapan Ayşe Hatun, son olarak Anadolu’nun güçlü beylerinden Artuklu Belek ile evlenmişti. Belek Gazi’nin Franklar ile yaptığı bir mücadelede ölümü (1124) üzerine Emir Gazi, Ayşe Hatun’un yeni bir eş bulmasına fırsat vermeden Malatya’yı kuşattı. Bir ay kadar kuşatmaya devam eden Gazi, daha sonra kuşatmayı oğlu Muhammet’e bırakarak oradan ayrıldı. Muhammet altı ay daha kuşatmayı sürdürdü ve sonunda açlık sebebiyle daha fazla dayanamayan Malatya, Danişmendlilerin eline geçti Ayşe Hatun ve oğlu Tuğrul Arslan, Minşar (Maşara / Mışar) kalesine çekilerek şehri Danişmendlilere bıraktılar (1 Zilkade 518 / 10 Aralık 1124).
Melik Arap ile mücadelesi
Ankara, Kastamonu ve Çankırı’da hüküm süren Melik Arap, kardeşi Sultan Mesud’un Emir Gazi’nin Malatya seferine katılmasını ve şehri diğer kardeşlerinden alıp Danişmendlilere bırakmasını onaylamayarak isyan etti. Mesud’un yardım istemek için Bizans başkenti İstanbul’a gittiği sırada Melik Arap Konya’yı kuşattı (1126).
Bizans İmparatoru II. İoannis Komnenos'dan çok miktarda para ve asker desteği alan Mesud, Emîr Gazi ile birlikte Melik Arap’ın üzerine yürüyerek onu yendi; hakimi olduğu bölgeleri almayı başardı. Mücadeleden vazgeçen Melik Arap 522 (1128) veya 523’te (1129) ölmüştür[2]
Bizans İmparatoru’nun kardeşi Isaakos’un Selçuklulara sığınması
1130 yılında II. İoannis'in kardeşi Isaakios, İstanbul’da hükümdarlığı ele geçirme girişiminde bulunup başarısız olunca önce Selçuklu Sultanı I. Mesud'a, sonra da Dânişmendli Hükümdarı Emîr Gazi'ye sığındı. Daha sonra Ermeni Leo'nun yanına gidip kızıyla evlenen Isaakos, Ermeni Leo ile arası açılınca Sultan Mesud’a sığındı. Isaakos’un kışkırtmasıyla Sultan Mesud, Tarabzon’un bağımsız prensi Konstantin Gabras, Kilikya Ermeni Prensi Leo ve Latin Kudüs Kralı arasında Bizans’a karşı oluşturulması planlanan fiiliyata dönüşmedi, Isaakios 1136’da kardeşiyle uzlaştı. Ancak oğlu İoannis Çelepes Komnenos tekrar Türkler’e kaçmış ve Müslüman olarak Sultan Mesud’un kızlarından birisi ile evlenmiştir.
Melik Muhammed ile ilişkiler
Sultan Mesud’un Arapşah, Şahinşah ve Tuğrul Arslan’dan kurtulup e tahtını sağlamlaştırmasını sağlayan Emir Gazi, 1134’te hayatını kaybetti ve Melik Muhammed Danişmed Beyi oldu. Sultan Mesud, Emir Gazi’nin ölümünden sonra Danişmendli topraklarına yürüyen Bizans İmparatoru II. İoannis ile anlaşıp savaşa asker yolladı ancak Bizans ordusu Çankırı’yı kuşattığı sırada kuvvetlerini geri çekti ve Bizans kuşatmayı kaldırmak zorunda kaldı. 1137’de İmparator Suriye seferine çıktığında ise Mesud Bizans topraklarına saldırarak onun geri dönmesine sebep oldu. Mesud, muhtemelen Bizans imparatorunun Dânişmendliler’in eski merkezi Niksar’ı kuşattığı sırada da (1140) kayınbiraderi Muhammed’e yardım etmiştir. Türk akıncılar 1142’de Antalya yöresine kadar ilerlediler. O yıl Melik Muhammed’in ölümü üzerine Danişmendli Beyliği’nde saltanat mücadeleleri başladı. Sultan Mesud’un Danişmendli hükümdarı Muhammed döneminde uyguladığı siyaset, Türkiye Selçuklu Devleti’ni Anadolu’da Danişmendliler ile eşit seviyeye getirmeyi sağlamıştır.[4]
Anadolu’da üstünlüğü ele geçirmesi
Sultan Mesud, 1142'de Türkiye Selçuklularının Anadolu'daki üstünlüğünü yeniden kurma fırsatını Melik Muhamedin ölümünden sonra elde etti. Danişmendli Devleti, Melik Muhammed’in ölümünden sonra merkezleri Kayseri, Sivas ve Malatya olan üç kısma ayrıldı. Mesud, Kayseri meliki Zünun’u himaye etti. Zünnun dışındakilerle mücadelesini, onları itaat altına alıncaya kadar sürdürdü Önce Sivas Meliki Yağıbasan’ı yendi, ardından Malatya’yı kuşattı (1143). Bizans ordusunun ülkesine geldiği haberi üzerine üç ay sonra kuşatmayı kaldırıp Konya’ya dönmek zorunda kaldıysa da Malatya hakimi Aynüddevle’nin kendisini metbu tanımasını sağladı.
Mesud, Danişmendliler ile mücadelesini sürdürürken bir yandan da Türkler’i Anadolu’dan atmak isteyen Bizans imparatorları ve kalabalık Haçlı orduları ile mücadele etmişti.
Bizans İmparatoru Manuel ile mücadelesi
İkinci Suriye seferine çıkan Bizans İmparatoru II. İoannis'in 1143 yılı Mart ayında beklenmedik şekilde hayatını kaybetmesinde sonra Mesud, ani taht değişikliğini fırsat bilerek Bizans topraklarına akınlarda bulundu. Selçuklu-Bizans sınırındaki Bizans’a ait Prakana Kalesi’ni aldığı için öfkelenen yeni imparator Manuel’un ordusu 1146'da Konya önlerine kadar ilerledi ancak Konya ve çevresini yağmalatıp geri dönmek zorunda kaldı. Bizans ordusu, Konya’dan kendi topraklarına varıncaya kadar Türkler tarafından ağır kayıplara uğratıldı. Sultan Mesud, Avrupa’dan gelen Haçlı orduları tehlikesi nedeniyle barış teklif etti. Selçuklular’ın Prakana kalesini ve daha önce Bizans’dan aldıkları birkaç kaleyi geri vermesi şartıyla barış yapıldı[5]
II. Haçlı ordusu ile mücadelesi
Urfa Haçlı Kontluğu’nun kaldırılması üzerine düzenlenen Haçlı Ordusu, 26 Ekim 1147'de Dorylaion (Eskişehir) civarında Selçuklu Ordusu tarafından ağır bir mağlubiyete uğratıldı. Sultan Mesud, bu zaferle babası I. Kılıcarslan’ın 1092de Eskişehir’de uğradığı yenilginin intikamını almış oldu.
Kilikya seferi ve ölümü
Kilikya Ermeni Kralı II. Toros’un topraklarını genişletmek için Bizans ve Selçuklu topraklarına saldırması üzerine Sultan Mesud, Bizans İmparatoru II. Manuel ile anlaştı ve a Dânişmendli Yağıbasan’ı da yanına alarak ordusuyla harekete geçti (1153). Ermenilerin direnişi ile karşılaşan Sultan Mesud ilerlemek istemedi. Bir dostluk ve ittifak ahidnâmesi yazdırıp bunu yeminle tasdik ettikten sonra bir elçi vasıtasıyla Ermeni hâkimine gönderdi ve hiç kimseye zarar vermeden geri döndü.[5] Ancak Bizans imparatorunun talebi üzerine 1154 Mart’ında yeniden Kilikya seferine çıktı. Ancak doğal afetler yüzünden geri çekilmek zorunda kalan Sultan Mesud, Toros ile anlaşma yaptı. Bu sefer gibi çok sayıda insan, hayvan, silâh ve techizat kaybına yol açtı. Seferden döndükten sonra hastalanan Sultan on ay süren bir rahatsızlık devresinden sonra 1155 yılında öldü.
I. Mesud, geleneğe uyarak ülkesini üç oğlu (Kılıç Arslan, Dolat ve Şahinşah) arasında paylaştırmış; Elbistan Meliki lan Kılıçarslan'ı veliaht ilan etmişti. Ölümünün ardından oğulları vearasında taht kavgaları başladı.[6]
Kaynakça
- 1 2 Mehmet Ali Hacıgökmen, Türkiye Selçukluları Zamanında Konya’nın Devlet Merkezi Oluşu, Türkiyat Araştırmaları Dergisi, Sayı 29, Yıl 2011
- 1 2 3 4 Faruk Sümer, Mesud I, Türk Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, Cilt 29, Yıl 2004
- ↑ Bayram Ankaralı, Anadolu’yu Birbirine Katan Kadın:Ayşe Hatun, Bortates.com 16.02.2014, Erişim tarihi:31.10.2015
- ↑ Sefer Solmaz, Türkiye Selçuklu Devletinde Saltanat Mücadeleleri ve Devlet ile Toplum Üzerindeki Etkileri, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitütüsü Yüksek Lisans Tezi, Konya 2010
- 1 2 Muharrem Kesik, Türkiye Selçukluları ve Anadolu Beylikleri Tarihi, İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi Tarih Lisans Programı
- ↑ Muharrem Kesik, "Türkiye Selçuklu Devleti Tarihi Sultan Mesud Dönemi (1116-1155)", TTK Yayınları, Ankara 2001
I. Rükneddin Mesud Alt kolu Türkiye Doğumu: 1095 Ölümü: 1156 | ||
Resmî unvanlar | ||
---|---|---|
Önce gelen: Şahinşah |
Türkiye Selçuklu Sultanı 1116 – 1155 |
Sonra gelen: II. Kılıç Arslan |
|