Kaderilik
Ayrıca bakınız
|
Kaderilik ya da Kaderiyye, kader konusunda insanın irade, ihtiyat ve kudret sahibi, yükümlülüğü olan bir yaratık olduğu, Allah'ın bir müdahali olmaksızın fiillerini bizzat kendi güç ve iradesine bağlı olarak meydana getirdiği inancına sahip olan İslam dini itikadi mezhebi.
İsimlendirilmeleri
Bunlara 'Kaderiyye' denmesi, ilâhi kaderi inkâr etmelerindendir görüşü yaygın ise de, doğrusu şöyledir. Bunlar; kulun, fiilini kendisinin yarattığı inancına sahip olup da kula kudret atfettiklerinden dolayı bunlara "kulun kendi fiilini yaratacak kudreti vardır" anlamında 'Kudretçiler' anlamına gelen Kaderiyye denmiştir.
Ortaya Çıkışı
İlk defa kader konusunda konuşarak Allah'ın önceden bir takdiri olduğunu reddedenin Ma'bed el-Cüheni (öl.H.80/M.699) olduğu kaydedilir. Mâ'bed, Basra'da Hasan el-Basri (öl.H.110/M.728)'nin ders meclisine devam ederdi. Sonradan ilâhi kaderi redde yönelmiştir. Rivâyet edildiğine göre Ma'bed el-Cüheni'nin kaderi görüşe sahip olması devrindeki bazı idarecilerin, Müslümanların malını, canını alıp da "Bizim fiillerimiz Allah'ın kaderi üzerine cereyan ediyor." diyerek yaptıkları haksızlığı kadere yüklemelerine dayandırılır. Belki Mâ'bed ve taraftarlarının gayesi kula sorumluluğu yükleme düşüncesi olmaktadır. Ancak ilâhi kaderi inkâr ettiği gerekçesiyle halife Abdülmelik bin Mervan'nın emriyle Haccac tarafından H.80/M.699'da idam edilerek öldürülmüştür.
Cüheni'den sonra onun görüşlerini Geylan ed-Dımeşki devam ettirmiştir. Geylan da halife Hişam bin Abdülmelik tarafından Şam'da idam ettirilmiştir.
Kaderiyye'nin, kulların fiilleriyle ve kaderle ilgili görüşleri hicri II. yüzyıl başlarında Vasıl bin Ata (öl.H.131/M.748) tarafından kurulduğu kabul edilen Mutezile tarafından devam ettirilmiştir.
Getirilen eleştiriler
Gerek Kaderiyye gerekse onun tam zıddı bir görüşe sahip olan Cebriyye İslam'ın ana kaynakları olan Kur'an ve Sünnet'ten kendi görüşlerini destekleyecek bir takım delillere sahiptirler. Ancak yine de Ehl-i Sünnet kelâmcıları tarafından görüşleri aşırı bulunarak Ehl-i Bid'at'tan sayılmışlardır. Kaderiyye, ilâhi kaderi reddederek kula yaratıcılık atfetmekte; Cebriyye de insanın yükümlülüğünü ve sorumluluğunu ortadan kaldırmaktadır.