Oğuz Kağan Destanı

Oğuz Kağan Destanı Türk destanlarından, Hun-Oğuz destanları grubundandır. Oğuz Kağan Destanı'nın dört ayrı yazması vardır. Çağatayca, Farsça ve Uygurca yazmalardaki Oğuz Kağan Destanı; Oğuz boyları, Türk dili, edebiyatı, folkloru, târihi ve kültürü hakkında bilgi verir. Destan Türklerin atası olduğu varsayılan Oğuz Kağan'ın hayatını anlatır.

Paris Elyazması

Oğuz Kağan Destanının Uygur yazması, Paris Millî Kütüphanesi’nde bulunmaktadır. Uygur Oğuz Kağan Destanı M.Ö. 201 - 126 yılları arasında büyük bir göçebe devleti kuran Hiung-nu’larla ilgilidir. Oğuz Kağan'ın bu devleti kuran Mete olduğu ileri sürülmektedir. Zeki Velidi Togan’a göre ise, Oğuz Kağan Destanı’nın kökeni daha eski çağlara, M. Ö. VII. yüzyılda merkezi Orta-Asya’da bulunan Sakalar ile birkaç asır sonraki İskitlerdir.[1][2]

Paris elyazmasının transkripsiyonu 1891 yılında W. Radloff tarafından Kutadgu Bilig basımının içinde yayınlandı.

Rıza Nur'un Oğuznâme'si

Rıza Nur, Oğuz Kağan Destanı'nı başka destanlardan parçalarla zenginleştirerek Oğuznâme adlı yaklaşık 6100 mısralık bir manzum eser meydana getirdi. Rıza Nur'un Oğuznâme'si 1928 yılında Kahire'de yayımlandı. "Oğuz Kağan'ın Duası" olarak bilinen metin başta olmak üzere daha sonraları Oğuz Kağan Destanı'nın bir parçası olarak tanınmaya başlanan kimi metinler, Rıza Nur'un kaleme aldığı ve 1928 tarihli Oğuzname'de yayınlanan metinleridir.

Wang-Arat Basımı

Paris'te muhafaza edilen Uygurca metnin yeni bir transkripsiyonu Willi Bang Kauf ve Reşit Rahmeti (Arat) tarafından hazırlanmış ve 1932 yılında Almanya'da yayımlanmıştır. Metin daha sonra Reşid Rahmeti Arat tarafından günümüz Türkçesine çevrilerek, 1936'da İstanbul'da yayımlanmıştır. 1970 yılında Milli Eğitim Bakanlığı'nın 100 Temel Eser dizisine Muharrem Ergin'in açıklayıcı önsözü ile, Uygurca metin de eklenerek tekrar yayınlanmıştır. Ergin,metni hazırlarken W. Bang ve Reşid Rahmeti Arat'ın Oğuz Kağan Destanı'nı esas almıştır.

Zeki Velidi Togan Versiyonu

Zeki Velidi Togan, Raşit al-Din Hamadani'nin Cami’üt-Tevarih adlı kitabının ikinci cildinde yer alan Tarih-i Oğuzân ve Türkân başlıklı bölüme dayanarak 1972 yılında yeni bir "Oğuz Kağan Destanı" yayımlanmıştır.

Togan, Residettin’in "Camiü’t-tevarih" adlı eserinde bulunan yazılı ve sözlü kaynaklardan alınan söylentilerin tarihi gerçeklere uygunluğunu destanda bulunan yaşayış biçimi ve hayata bakış biçimine göre değerlendirir.

Tarih-i Oğuzân ve Türkân'daki şekliyle Oğuz Kağan Destanı ile ilgili makale yazanlardan biri Abdülkadir İnan’dır. İnan, "Oğuz Destanı'ndaki Irkıl Ata" adlı makalesinde Oğuznâme’nin Reşidettin tarafından Farsça yazılan parçasında geçen Bilge Irkıl Hoca’yı inceler. Burada Irkıl Hoca Türk töre ve ayinlerini ilk koyan bilge kişidir. Ebugazi Bahadır Han’ın gerek "Secere-i Türk" ve gerekse "Secere-i Terâkime" adlı eserlerinde Irkıl Ata Türk bilgesi olarak geçer. Yakut Türkleri’nde ve Buryat’larda Irkıl kültü bugüne değin yaşamaktadır. Yakut inanışlarına göre ilk kamın adı An Argıl’dır[3].

Kaynakça

Dış bağlantılar

Ayrıca bakınız

This article is issued from Vikipedi - version of the 1/8/2017. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.