Osmanlı İmparatorluğu'nun ekonomik tarihi

İstanbul'da 1469-1914 yılları arasında fiyatlar düzeyinin 200'den fazla kez katlandığı görülmektedir.[1]

Osmanlı İmparatorluğu'nun ekonomik tarihi, iki alt döneme ayrılır. Birincisi, oluşturulan kapalı tarım ekonomisinin imparatorluk içinde bölgesel fark gösterdiği klasik çağ (genişleme); ikincisi ise devlet ve kamu işlevleri üzerine, idarî ve politik düzenlemeler ile başlayan devlet örgütlü reformları kapsayan reform dönemidir. Askerî reformlar ile başlayan değişim; kamu ve zanaatkar loncalarına uzanmıştır.

Osmanlı ekonomisi

Osmanlı, askeri gelişimi ve fiskalizmi zenginliğin temel kaynağı olarak gördü. Tarım ise, üretim ve ticaretten daha önemli görüldü. Batı, Osmanlı'nın aksine zenginlik-güç-zenginlik denklemi ile üretim ve sanayiye daha fazla önem verdi. Kapitalist ekonomilerde doğru hareket gelişen endüstri ve pazarı kapsar fakat Osmanlı, bölgesel genişleme, geleneksel tekel, tutucu arazi sahipliği ve tarımın yörüngesinde devam etti.

Nüfus istatistiği

Yıl Nüfus
1520 11,692,480[2]
1566 15,000,000[3]
1683 30,000,000[4]
1831 7,230,660[2]
1856 35,350,000[2]
1881 17,388,604[2]
1906 20,884,000[2]
1914 18,520,000
1919 14,629,000

Osmanlı'da nüfus sayımı 19. yüzyılda başladı. Önceki dönemler için büyüklük ve nüfus dağılımı, gözlenen demografik örneklere dayanılarak tahmin edilir.

Nüfusun 18. yüzyılda, 16. yüzyıldakinden daha düşük olmasının nedeni belirsizdir. Fakat, 1800'lerle birlikte nüfus yükselmeye başlamış; Avrupa illerinde (öncelikle Balkanlarda) 10 milyon civarı, Asya illerinde 11 milyon ve Afrika illerinde 3 milyon civarı nüfusla 25-32 milyona ulaşmıştır. 1900'lerde de 18.5 milyon ile 1800'lerdekine yakındır. Bu süre zarfında imparatorluğun sınırları 3 milyon kilometrekareden, 1 milyon kilometrekareye gerilemiştir. Bu da nüfusun iki katına çıktığı ve dolayısıyla nüfus yoğunluğunun arttığı anlamına gelmektedir.

Salgın hastalıklar ve kıtlıklar önemli bozulmalara ve demografik değişimlere neden olmuştu. 1785'te Mısır nüfusunun yaklaşık on altıda biri vebadan öldü ve 18. yüzyılda Halep nüfusu %20 oranında bir düşüş yaşadı. 1687-1731 yılları arasında sadece Mısır'ı 6 kıtlık vurdu. Ve son kıtlık kırk yıl sonra Anadolu'yu vurdu. 19. yüzyılda gıda maddelerinin hijyen, sağlık ve ulaşımlarında yapılan iyileştirmeler ile durum kontrol altına alındı.

Buharlı gemiler ve demiryollarının gelişimi ile yükselen liman kentlerinde bu yükseliş nüfusun kümeleşmesine yol açtı. Kentleşme, kasaba ve şehirlerdeki büyüme ile birlikte 1700-1922 arasında hızla arttı. Sağlık ve koruma tedbirlerindeki gelişmeler bu şehirleri yaşama ve çalışma yönünden daha cazip kıldı. Örneğin bir liman kenti olan Selanik nüfusu 1800'lerde 55.000 iken, 1912'de 160.000 oldu. Yine 1800'lerde 150.000 nüfusa sahip olan İzmir'in nüfusu, 1914'te 300.000'e ulaştı. Bazı bölgelerin nüfuslarında ise, bunların tam aksine, bir düşüş vardı. Belgrad nüfusu özellikle siyasî çekişmeler nedeniyle 25.000'den 8.000'e düştü. Bu nedenle nüfus istatistikleri farklı bölgelerde yaşanan değişimleri maskeleyebilir.

Ekonomik ve siyasî göçler imparatorlukta çapraz bir etki yaratmıştı. Örneğin Rusya ve Avusturya'nın Kırım ve Balkanları ilhak etmesi geniş Müslüman akınına yol açtı. 200.000 Kırım Tatarı mülteci Dobruca'ya kaçtı. Bazı göçler imparatorluğun parçaları arasındaki siyasî gerginlikler gibi (örn. Türkiye-Bulgaristan) kalıcı izler bıraktı. 1783-1913 yılları arasında takrîben 5-7 milyon mülteci Osmanlı'ya akın etti ve bunlardan en az 3,8 milyonu Rusya'dandı.

Yerel üretim

Osmanlı coğrafyasında çoğu şehir bir üretim alanına odaklanır, belli ürünlerle anılırdı. Konya: dokuma, Tokat: bakırcılık, Amasya ve Erzincan: gümüşçülük, Ankara ve Kastamonu: yumuşak kumaş, Bursa: ipekçilik, Selanik: çuhacılık, Edirne: ayakkabıcılık, Bulgaristan: aba, kıl dokuma işçiliği ile bilinirdi. Osmanlı İmparatorluğu başta Avrupa olmak üzere yurtdışına: pamuklu, yünlü, deri, yağ, halı ve boya gibi ürünler ihraç ederken; yine başta Avrupa olmak üzere yurtdışından süs eşyası, kalay, kurşun, kağıt, kadife, cam eşya ve saat gibi ürünleri ithal etmiştir.

Ticaret ve taşımacılık

Kara ticareti

Osmanlı'ya, kendisinden önceki Selçuklu Devleti'nden bir kervansaray ağı miras kaldı. Ulaklar ile konvoyların güvenliğini sağlamak ve tüccar kervanlarını geliştirmek Osmanlı'nın çıkarları doğrultusundaydı. Kervansaray ağı Balkanlar'a kadar genişletildi, tüccarlar ve hayvanların güvenle konaklayabileceği pansiyonlar yapıldı.

16. ve 17. yüzyıldaki Celali ayaklanmaları Anadolu kara ticaretine büyük zarar verdi. İmparatorluk, tüccarların güvenliğini sağlayamadığından dolayı geçtikleri bölgenin lideriyle daha güvenli bir şekilde geçmek için anlaştı ve yolculuklar kesintisiz devam etti. 18. yüzyılda kervansaray ağını ve güvenliği geliştirmek için planlanan girişimler ve geçiş koruma birliğinin yeniden örgütlendirilmesi ile Anadolu'da kara ticareti gelişti.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. Şevket Pamuk, A Monetary History Of the Ottoman Empire, Cambridge Yay, s.235.
  2. 1 2 3 4 5 M. Kabadayı, Inventory for the Ottoman Empire / Turkish Republic 1500-2000
  3. L. Kinross, The Ottoman Centuries: The Rise and Fall of the Turkish Empire, 206
  4. L. Kinross, The Ottoman Centuries: The Rise and Fall of the Turkish Empire, 281
This article is issued from Vikipedi - version of the 12/8/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.