Varşova Paktı'nın Çekoslovakya'yı İşgali
Varşova Paktı'nın Çekoslovakya'yı İşgali | |||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|
Prag Baharı ve Soğuk Savaş'nın parçası | |||||||
| |||||||
Taraflar | |||||||
Varşova Paktı ülkeleri: Harekete geçti ama son anda katılımı iptal oldu |
Varşova Paktı üyesi olup diplomatik olarak destek veren ülkeler: Arnavutluk Romanya ve Yugoslavya | ||||||
Komutanlar ve liderler | |||||||
Leonid Brejnev Andrei Leonard Petcu Andrei Grechko Aleksey Kosigin Todor Jivkov Hubert Gierczak Herédi Füssy Tamás Walter Ulbricht |
Alexander Dubček Ludvík Svoboda Enver Hoca Nikolay Çavuşesku Josip Broz Tito | ||||||
Güçler | |||||||
Başlıca birlikler: 250,000 (20 bölük) 6300 tank |
235,000 (18 bölük) 2500-3000 tank 250 uçak | ||||||
Kayıplar | |||||||
96 ölü (84'ü kazalarda) 10 ölü(kazalar ve intiharlar sonucunda) 4 ölü (kazalarda) 2 ölü |
108 sivil öldü 500 yaralı 5 asker intihar etti | ||||||
70,000 Çekoslavak işgalden hemen sonra Batı'ya kaçtı. Kadife Devrimi'ne kadar göç edenlerin sayısı 300,000'ini buldu. |
Varşova Paktı'nın Çekoslovakya'yı İşgali (Kod adı: Tuna Harekatı), 20-21 Ağustos 1968'de, Alexander Dubček'in "Prag Baharı" adı verilen siyasi liberalleşme reformlarını durdurmak için Sovyetler Birliği ile diğer Varşova Paktı müttefikleri olan Doğu Almanya, Polonya, Bulgaristan ve Macaristan'ın Çekoslovakya'yı işgal ettiği askerî harekât. Yaklaşık 250,000 asker ile gerçekleşen işgalde Romanya ve Arnavutluk işgale katılmayı reddetmişlerdir. İşgal gecesi Doğu Almanya'ya bağlı birlikler harekata hazırlanırken işgalden birkaç saat önce Moskova tarafından Çekoslovak sınırını geçmemeleri yönünde emir almışlardır. 108 Çek ve Slovak'ın öldüğü işgalde 500 kişi de yaralandı.
İşgal başarı ile Alexander Dubček'in "Prag Baharı" adı verilen siyasi liberalleşme reformlarını durdurmuştur ve Çekoslovakya Komünist Partisi'nin (KSČ) otoritesini artırmıştır. Bu sıradaki Sovyetler Birliği'nin dış ilişkilerine Brejnev Doktrini denmektedir.
Arka plan
Novotný'nin 1950 sonu ve 1960 başlarındaki yönetimi
Çekoslovakya'da ki Denstalinizasyon süreci 1950 sonu 1960 başlarında Antonşn Novotný'nin yönetimi ile başladı ama bu süreç diğer Doğu Bloku ülkelerinden daha yavaş işliyordu. Nikita Kruşçcev liderliğinde Novotný sosyalizmi bitidiğini, buna bağlı olarak yeni bir anayasa ve Çekoslovakya Sosyalist Cumhuriyeti'ni ilan etti. Lakin bu süreç çok yavaş işliyordu. Buna örnek olarak Stalin dönemindeki Slánský Duruşmaları mağdurlarına haklarına geri verme 1963 yılında konuşulmaya başlandı ama 1967'ye kadar herhangi bir şey yapılmadı.
1960'ların başlarında Çekoslovakya ekonomik bir gerileme dönemi geçirmeye başladı. Sovyet modeli endüstriyelleşme Çekoslovakya'ya yetmiyordu. İkinci Dünya Savaşı'ndan önce Çekoslovakya'da oldukça gelişmişti ve Sovyet tipi ekonomik modeli az endüstriyelleşmiş ülkelerde uygulanıyordu. Novotný'nin 1965 Yeni Ekonomi Modeli ile yapmaya çalıştığı ekonomiyi iyileştirme hareketi siyasette de reform talebini arttırdı.
1967 Yazarlar Kongresi
Sıkı rejim kurallarını hafiflettikçe Çekoslovak Yazarlar Birliği herkese rahatsızlığını söylemeye, birliğin gazetesi Literání noviny yazarları da edebiyatın Parrti doktrininden bağımsız olması gerektiğini savundular. Haziran 1967'de Çek yazarlar birliğinin bazı üyeleri -özellikle Ludvík Vaculík, Milan Kundera, Jan Procházka, Antonin Jaroslav Liehm, Pavel Kohout ve Ivan Klima- radikal sosyalistlere sempati duymaya başladılar. Birkaç ay sonra bir parti toplantsında açıkça değişimden, reformdan yana olduğunu açıkça belirten yazarlara idari önlemler alınmasına karar verildi. Birliğin sadece küçük bir kısmının bu görüşten yana olmasına karşın diğer üyeler de meslektaşları tarafından disipline sevk edildiler. Literání noviny ve bazı matbaaların kontrolü Kültür Bakanlığı'na devredildi ve partinin reform isteyen üyeleri bile -Dubček de dahil- bu kararlara destek verdiler.
Prag Baharı
Antonín Novotný'nin baskılar karşısında Çekoslovakya Komünist Partisi Birinci Sekreterliği'nden ayrılmasından sonra bu göreve Alexander Dubček geldi (5 Ocak 1968). Parti örgütü üzerinde tam bir denetim gücü olmayan Dubček, eski kuşak yöneticilerinden kurtulmak için bu kişileri kamuoyunun baskısıyla karşı karşıya bırakma yoluna gitti. Tutucu kanat hızla çözüldü; Novotný ve çevresi de sert bir mücadeleden sonra çekilmek zorunda kaldı. Oldřich Černík başbakan, Ota Šik ekonomik reformlardan, Gustáv Husák da Slovakya'dan sorumlu başbakan yardımcısı oldu. Geçmişteki siyasi kurbanların rehabilitasyonuna başlanarak,[1] 1950'lerin siyasal kurbanlarından Ludvík Svoboda cumhurbaşkanlığına, Josef Pavel içişleri bakanlığına getirildi. Parti Prezidyumu'nda "yeni"ler çoğunluğu ele geçirdi ve partili genç aydınlar bir Eylem Programı hazırladılar.
5 Nisan'da Merkez Komitesi'nin onayladığı Eylem Programı'nın en önemli noktaları Slovaklar için özerklik (federasyon), sanayi ve tarım reformları, yurttaşlık hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınmasıydı. Ayrıca, yasama, yürütme ve yargı erklerinin birbirinden ayrılmasını, hükümetin meclise karşı sorumlu olmasını ve mahkemelerin bağımsızlaştırılmaısını öngörüyordu. Programda Komünist Parti'nin seçimlerde öbür siyasal güçlerle yarışarak önderliğini kanıtlaması ve parti içindeki bütün görevlilerin seçimle belirlenmesi savunuluyordu. Dubček'in "güler yüzlü sosyalizm" olarak nitelendirdiği bu düzen birçok bakımdan savaş sonrasında kurulan geçici yönetimi andırıyordu.
Bu gelişmeler Çek kamuoyunda beklenmedik sonuçlara yol açtı. Basında sansürün kalkmasının ardından, siyasal partiler hızla örgütlenmeye başladı. 1948'de zorla Komünist Parti'ye katılan Sosyal Demokratlar bile partilerini yeniden kurma çalışmalarına başladı. Resmi komünist gençlik örgütünün çökmesi üzerine çeşitli gençlik kuruluşları ortaya çıktı. Kiliseler, çoktan unutulmuş ulusal azınlık ve insan hakları dernekleri etkinlik göstermeye başladılar.
27 Haziran'da Literární listy'de demokratik gelişmenin daha da hızlandırılmasını isteyen ve çeşitli kesimlerden pek çok kişinin imzasını taşıyan "İki Bin Sözcük" adlı bir bildiri yayımladı. Dubček bu gelişmeden kaygılanmakla birlikte, Çekoslovakya'daki dönüşümü yönlendirebileceği kanısındaydı. Ama SSCB'nin tutumu belirgin bir biçimde değişti. Dubček Varşova Paktı üyelerinin konuyla ilgili özel toplantısına katılmayı reddetti. Toplantı sonunda kaleme alınan ve Çekoslovakya'nın karşı-devrimin eşiğinde olduğunu ve Varşova Paktı üyelerinin bu tehlikeye karşı Çekoslovakya'yı koruyacaklarını belirten uyarı mektubuna karşın, bu gerginliği görüşmeler yoluyla çözme uumdunu sürdürdü.
Bu nedenle de Parti Prezidyumu'na ülkenin işgalini önlemek için kuvvetlerin sınıra kaydırılması önerisini getiren General Václav Prchlík'in görevine son verdi. Ardından Brejnev'in çağrısı üzerine Sovyet Politbüro üyeleri ile Çekoslovak yöneticilerinin katılacağı bir konferansta sorunları görüşmeyi kabul etti. 3 Ağustos 1968'de Doğu Bloku parti temsilcilerinin katılmasıyla Bratislava'da yapılan toplantı sonunda, basının daha sıkı bir denetim altına alınması koşuluyla Çekoslovakya üzerindeki baskının azaltılacağı izlenimini uyandıran esnek bir bildiri yayımladı.
Brejnev'in Rejimi
Leonid Brejnev ve Varşova Paktı'nın liderleri Çekoslovakya'daki liberalleşmenin yayılmasından, özellikle sansürün ve gizli polis tarafından yapılan siyasi gözlemleme faaliyetlerinin durdurulması liderlerin çıkarlarına zarar vermesinden dolayı endişe duymaya başlamışlardı. İlk büyük korku Çekoslovakya'nın bloktan ayrılmak ve Sovyetler Birliği'nin Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) ile potansiyel bir savaşta konum olarak kendisine zarar vermesiydi. Bu durum potansiyel bir savaşta sadece Sovyetler Birliği'nin Çekoslovakya'nın stratejik konumunu kullanamamasının yanında Çekoslovakya'nın endüstriyel yapısını da kullanamayacağı anlamına geliyordu. Çekoslovak liderlerin Varşova Paktı'ndan ayrılma gibi bir niyeti yoktu ama Moskova Prag'ın nasıl bir niyeti olduğunu da sezemiyordu.
Diğerleri bu liberalleşmenin Doğu Avrupa ülkelerine yayılmasından ve huzursuzluğun artmasından endişe ediyorlardı. Varşova Paktı'na üye ülkeler eğer Prag Baharı'nın durdurulamaması sonucu Polonya ve Doğu Almanya'ya sıçramasından ve mevcut durumun kötüye gitmesinden endişe duyuyorlardı. Sovyetler Birliği'nde Estonya, Litvanya, Letonya ve Ukrayna cumhuriyetlerinde yükselen milliyetçi fikirler bazı sorunlara yol açıyordu ve birçok kişi Prag'da ki bu olayların cumhuriyetlerde ki sorunu daha da yükselteceğinden endişe ediliyordu. KGB başkanı Yuri Andropov ve Ukraynalı liderler Petro Shelest ve Nikolay Podgorni askeri müdleyi şiddetle isteyen kişilerdi.
Buna ek olarak Çekoslovakya'nın Demir Perde'nin diğer tarafında olan Avusturya ve Batı Almanya'ya sınırları vardı. Bu da dışarıdan birçok ajanın kolayca Çekoslovakya'ya ve diğer Doğu Blok'u ülkelerine girebilmesine ve ilticacıların Batıya gidebilmesine olanak sağlıyordu. Son endişeleri de sansürün doğrudan eksikliği ile alakalıydı. Eserleri Sovetler Birliği'nde sansüre uğramış yazarlar basitçe Prag'a ya da Bratistlava'ya giderek şikayetlerini burada dile getirebilirlerdi ve böylece Sovyetler Birliği'nin sansüründen kurtulmuş olurlardı.
Dubček'in yükselişi
Başkan Antonin Novotný desteğini kaybederken, bölgesel Slovakya Komünist Partisi Birinci Sekreteri Alexander Dubček ve ekonomist Ota Šik, Novotný ile mücadele etmek için Merkez Komite'de görüştüler. Aynı yılın Aralık ayında Novotný destek bulmak amacıyla Sovyet prömiyeri Leonid Brejnev'i Prag'a davet etti ama Brejnev Novotný'e karşı olan muhalefetin büyümesinden şaşkınlık duymuştu ve bundan dolayı Novotný'nin Çekoslovakya'nın lideri olmaması konusunda muhalefete destek verdi. Dubček 5 Ocak 1968 tarihinde Novotný'nin yerine birinci sekreter olarak getirildi. 22 Mart 1968'de Novotný cumhurbaşkanlığından istifa etti ve yerine daha sonrasında reformlara onay verecek olan Ludvík Svoboda getirildi
İnsan Yüzü ile Sosyalizm
Çekoslovakya'nın "Muzaffer Şubat"ının 20. yıl dönümünde Dubček sosyalizmin zaferi için gerekli olan bazı değişiklikleri konuşmasında dile getirdi. Konuşmasında partinin liderlik rolü için daha aktif olarak çalışması gerektiğini vurguladı ve Klement Gottwald'ın toplumla daha iyi ilişkiler için olan teşvikine rağmen partinin önemsiz işlerde aşırı katı davrandığını kabul etti. Dubček partinin görevini "ekonomik kurumlarının talebine göre ileri bir sosyalist toplum kurmak olduğunu... diğer komünist partilerin tecrübelerine bakıldığında da anlaşılacağı üzere sosyalizm Çekoslovakya'nın geleneksel demokrsi anlayışıyla çatışmaktadır..." diye açıklamıştır.
Nisan'da Dubček "Harekat Programı" adı altında bir liberalleşme paketi başlatmıştır. Bu programda basın özgürlüğünün, düşünce özgürlüğünün ve seyahat özgürlüğünün artırılmasının yanında ekonomide tüketici ürünleri üzerinde durma ve çok partili hükümete geçişin ihtimali vardı. Program "Sosyalizmin sadece ezilen işçi sınıfının baskın sınıftan özgürlüğü değil, kişisel yaşamın burjuva demokrasisinden daha dolu olduğu" görüşünü savunuyordu. Bu durum gizli polisin yetkilerini kısıtlamakla beraber Çekoslavak Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'ni federe devlet haline getirerek iki eşit devletin oluşumuna katkı sağlıyordu. Program dış ilişkileri de kapsıyordu. Buna göre Batılı devletler ile ilişki kurulacak ve Sovyetler Birliği ve Doğu Bloku ülkeler ile işbirliği sağlanmasını hedefliyordu. On yıl içinde demokratik seçimlerin olması hedefleniyordu ve böylece mevcut düzenin yerine demokratik sosyalizmin yeni bir türüne olanak sağlayacaktı.
Harekat Programı'nın taslağını yazan kişiler savaş sonrası komünist rejimi eleştirmemekte dikkatli davranmışları. Yaptıkları şey eleştiri değil, artık önemini kaybetmiş ve işe yaramayan politikaları seçip göstermek olmuştu. Örenk olarak, savaş sonrası durumda "burjuvazinin kalıntıları ile savaşmak" için "merkezi ve doğrudan idari yöntemler" tercih ediliyordu. Sosyalizimin başarılı olmasından sonra rakip sınıfın yenildiği anlaşıldıktan sonra bu tip bir yönetime gerek yoktu. Reform olarak, Stalin dönemindeki ağır sanayi, insan gücü ve ham maddeye yönelmek yerine Çekoslovak ekonomisinin "dünyada ki bilimsel ve teknik devirme" katılması gerekiyordu. Üstelik ülkede sınıflar arası çatışma yaşandığından işçiler Marksizm-Leninizm'e karşı çıkmadan kabiliyetlerine göre ödüllendirilmeye başlandılar. Böylece kapitalizmle mücadele için önemli pozisyonların kabiliyetli ve iyi eğitilmiş sosyalist kadrolardan oluşması gerekiyordu.
Müdahale
20 Ağustos akşamı SSCB ile birlikte -Romanya hariç- dört Varşova Paktı üyesi Doğu Almanya, Polonya, Bulgaristan ve Macaristan birlikleri Çekoslovakya'ya girdi. İşgalden birkaç saat sonra Prag’daki Çekoslovak Radyosu, “Cumhuriyetin bütün yurttaşlarını barışı korumaya ve ilerleyen ordulara direnmemeye çağırı” duyurusunun yapıldığı, dörde karşı bir oyla kabul edilen, Çekoslovakya Komünist Partisi Merkez Komitesi bildirisini yayımladı.[2] Varşova Paktı birlikleri birkaç saat içinde, önemli bir direnişle karşılaşmaksızın bütün kentleri işgal ettiler. 300 binin üzerinde askerle yapılan harekatta 92 Çek vatandaşı öldü, 300’ü yaralandı.[1]
Devlet başkanı general Svoboda dışındaki önemli yöneticiler (Dubček, Černík) tutuklanarak Moskova'ya gönderildi. Ota Šik gibi öteki siyaset adamlarıysa Yugoslavya'ya sığındılar. Olaylar Batılı ülkelerde büyük bir heyecan uyandırdı; Çin, Romanya ve Yugoslavya tarafından kınanan bu askeri müdahaleyi, Fransız ve İtalyan komünistler de eleştirdiler.
Bazı Sovyet askerleri ile Çekoslovaklar, özellikle de gençler arasında sert çatışmalar baş gösterdiyse de, halk genellikle işgale çeşitli pasif direniş taktikleriyle karşı koymaya yöneldi; işi bırakma eylemleri yüzünden fabrikalar ve ulaşım araçları felce uğradı. Sovyetler Birliği yeni bir hükümet kuramadı; Çekoslovakya Komünist Partisi 9 Eylül'de toplanması öngörülen XIV. Kongre'sini 22 Ağustos'ta Prag'daki bir fabrikada gizlice yaptı. Kongre Dubček yanlısı bir Merkez Komitesi ve Prezidyum seçti. Ulusal Meclis Dubček'e bağlılığını belirterek olağan toplantılarını sürdürdü.
23 Ağustos'ta Cumhurbaşkanı Svoboda ve Husák bir çözüm yolunu görüşmek üzere Moskova'ya gitti. Anlaşmaya varılmasından sonra Dubček ve öbürleriyle birlikte Prag'a geri dönen Svoboda, Sovyet birliklerinin ülkede kalacağını, siyasal ve kültürel etkinliklerin daha sıkı bir denetim altına alınacağını ve Batı'yla ekonomik işbirliğinin kısıtlanacağını açıkladı.
Sovyet birliklerinin varlığı tutucu kanada, Dubček ve reform yanlılarına kesin bir darbe vurma olanağı sağladı. 26 Ağustos Moskova Protokolü uyarınca XIV. Parti Kongresi geçersiz sayıldı. Böylece yeniden iktidara gelen tutucular, Sovyet baskısından ve reformcular arasındaki bölünmeden yararlanarak adım adım amaçlarına ulaştılar. Bu arada ayrı ulusal meclisleri ve hükümetleri olan Çek Sosyalist Cumhuriyeti ve Slovak Sosyalist Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla federal bir cumhuriyet sistemi oluşturuldu. 16 Ocak 1969'da Jan Palach adlı bir felsefe öğrencisinin ulusal bağımsızlığın çiğnenmesini protesto etmek için Wenceslas Meydanı'nda kendini yakması kamuoyunda geniş bir yankı uyandırdı.[3] Yakın çevresinin görevden uzaklaştırılmasına göz yuman Dubček sonradan yalnız kaldı ve Nisan 1969'da birinci sekreterlikten alındı. Dubček'in yerine geçen Husák, reform deneylerinin sona erdiğini ve eski düzene dönüleceğini ilan etti.
Kaynakça
- 1 2 40 Yıl Önce Sovyet Tankları Çekoslovakya'daydı, bianet, 18 Ağustos 2008
- ↑ DERKENAR: Sosyalizme evet, işgale hayır!, birgun.net, 17 Ağustos 2008
- ↑ Jan Palach'ın izinde..., birgun.net, 5 Aralık 2004
|
|