Köy Enstitüleri

Köy Enstitüleri, ilkokul öğretmeni yetiştirmek üzere 17 Nisan 1940 tarihli ve 3803 sayılı yasa ile açılmış okullardır. Tamamen Türkiye'ye özgü olan bu eğitim projesini 28 Aralık 1938 tarihinde milli eğitim bakanı olan Hasan Âli Yücel bizzat yönetti.[1][2]

Kuruluşu

Öğrenciler ve öğretmenler yeni kurulacak Hasanoğlan Köy Enstitüsünün tabelasını dikiyor

Neredeyse tüm Anadolu'nun okulsuz ve öğretmensiz olduğu gerçeği gözönüne alınarak[3], dönemin cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün himayesinde, Millî Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel tarafından İsmail Hakkı Tonguç'un çabalarıyla köylerden ilkokul mezunu zeki çocukların bu okullarda yetiştirildikten sonra yeniden köylere giderek öğretmen olarak çalışmaları düşüncesiyle kuruldular. Geleneksel öğretmen okullarında yetişmiş öğretmenler için köylerde öğretmenlik yapmak, istenerek yapılacak bir görevden çok zorunluluk olarak algılanıyordu. Çalıkuşu romanındaki karakter gibi gönüllü ve özverili öğretmenlerin sayısı azdı. Oysa okuma yazma oranı Cumhuriyet ilk kurulduğu yıllarda %5 bile değildi. Bunun yanında nüfusun %80'lik bölümü köylerde yaşıyordu.[4] Köy Enstitüleri'nin kurulması ve yaygınlaşması konusunda pedagoji uzmanı Halil Fikret Kanad'ın önemli çalışmaları vardı. Kanad, zorunluluktan değil özveriyle öğrenci yetiştirecek köye göre öğretmen fikrini savunmuştu.

1940 yılından başlayarak, tarım işlerine elverişli geniş arazisi bulunan köylerde veya onların hemen yakınlarında Köy Ensititüleri açıldı. Türkiye'de seçilen şehirlerden uzak ancak tren yollarına yakın tarıma elverişli 21 bölgede köy ilkokullarına öğretmen yetiştirmek üzere açılmıştı. Öğretmenler köylülere hem örgün eğitim verecek, okuma yazma ve temel bilgileri kazandıracak hem de modern ve ilmi tarım tekniklerini öğretecekti. Öğretmenler gittiği yörelerde bilinmeyen tarım türlerini de köylülere öğretecekti. Kitaba deftere dayalı öğretim yerine iş için, iş içinde eğitim ilkesi tatbik ediliyordu. Her köy enstitüsünün kendisine ait tarlaları, bağları, arı kovanları, besi hayvanları, atölyeleri vardı. Derslerin %50'lik bölümü temel örgün eğitim konularını içeriyordu. Geri kalanı ise uygulamalı eğitimdi.

Genel bilgiler

1940-1946 arasında köy enstitülerinde 15.000 dönüm tarla tarıma elverişli hale getirilmiş ve üretim yapılmıştı. Aynı dönemde 750.000 yeni fidan dikilmişti. Oluşturulan bağların miktarı ise 1.200 dönümdü. Ayrıca 150 büyük inşaat, 60 işlik, 210 öğretmen evi, 20 uygulama okulu, 36 ambar ve depo, 48 ahır ve samanlık, 12 elektrik santralı, 16 su deposu, 12 tarım deposu, 3 balıkhane, 100 km. yol yapılmıştı. Sulama kanalları oluşturularak enstitü öğrencilerinin uygulamalı eğitim gördüğü çiftliklere sulama suyu öğrenciler tarafından getirilmişti.[5][6][7]

Köy Enstitüsü uygulaması Hasan Ali Yücel'in 1946'da Milli Eğitim Bakanlığından ayrılmasına değin devam etmiştir. Hasan Ali Yücel'den sonra Milli Eğitim Bakanı Olan Reşat Şemsettin Sirer zamanında Köy Öğretmen Okullarına dönüştürülmüştür. Bu okullar da Demokrat Parti döneminde 27 Ocak 1954'te kapatılmıştır.[8] Kapatıldığı 1954 yılına kadar Köy enstitülerinde 1.308 kadın ve 15.943 erkek toplam 17.251 köy öğretmeni yetişmişti.[9] Fakir Baykurt, Ümit Kaftancıoğlu, Talip Apaydın, Mahmut Makal, Mehmet Başaran, Pakize Türkoğlu, Hatun Birsen Başaran, Ali Dündar, Mehmet Uslu ve Dursun Akçam gibi önde gelen yazarlar ve düşünürler bu okullarda yetişmişlerdir.

Köy Enstitülerinin listesi

Listedeki adlar köy enstitüler kurulduğunda sahip olduğu adlardır.

Ad/Bulunduğu İl Kuruluş Tarihi 1946'ya Kadar Çalışan Müdürlerin Adı
Akçadağ / Malatya 1940 Şinasi Tamer, Şerif Tekben
Akpınar-Ladik/ Samsun 1940 Nurettin Biriz, Enver Kartekin
Aksu / Antalya 1940 Talat Ersoy, Halil Öztürk
Arifiye / Sakarya 1940 Süleyman Edip Balkır
Beşikdüzü / Trabzon 1940 Hürrem Arman, Osman Ülküman
Cılavuz / Kars 1940 Halit Ağanoğlu
Çifteler / Eskişehir 1939 Remzi Özyürek, M. Rauf İnan, Osman Ülkümen
Dicle / Diyarbakır 1944 Nazif Evren
Düziçi / Adana 1940 Lütfi Dağlar
Erciş / Van 1948 İbrahim Oymak
Gölköy / Kastamonu 1939 Ali Doğan Toran
Gönen / Isparta 1940 Ömer Uzgil
Hasanoğlan / Ankara 1941 Lütfi Engin, Hürrem Arman, M. Rauf İnan
İvriz / Konya 1941 Recep Gürel, İ. Safa Güner
Kepirtepe / Kırklareli 1939 Nejat İdil, İhsan Kalabay
Kızılçullu / İzmir 1939 Emin Soysal, Hamdi Akman, Talat Ersoy
Ortaklar / Aydın 1944 Hayri Çakaloz
Pamukpınar / Sivas 1941 Şinasi Tamer, Hüseyin Civanoğlu
Pazarören / Kayseri 1940 Sabri Kolçak, Şevket Gedikoğlu
Pulur / Erzurum 1942 Ahmet Korkut, Aydın Arıkök
Savaştepe / Balıkesir 1940 Sıtkı Akkay

Öğretmen ve öğrenci sayısı

Yıllara göre enstitülerin, bu enstitülerde görevli öğretmenlerin ve öğrencilerin sayılarındaki artış tabloda görülmektedir.[2]

Yıllara göre köy enstitülerinde okuyan öğrenci sayıları
Yıllara göre köy enstitülerindeki öğretmen sayıları
Öğretim yılı Kadın öğretmen sayısı Erkek öğretmen sayısı Toplam öğretmen Öğrenci sayısı Enstitü sayısı
1937 - 1938 5 21 26 286 2
1938 -1939 7 34 41 796 3
1939 - 1940 10 50 60 1567 4
1940 - 1941 46 189 235 5665 14
1941 - 1942 80 214 294 8052 17
1942 - 1943 101 259 360 10161 18
1943 - 1944 128 298 426 14166 18
1944 - 1945 145 360 505 15561 20
1945 - 1946 119 403 522 15529 20

1939 - 1950 yılları arasında Köy enstitülerinde yetişen köy öğretmenlerinin toplam köy öğretmenleri içindeki yeri.[10]

Sene Toplam köy öğretmeni sayısı Köy enstitüsü kökenli köy öğretmeni sayısı
1939 6847 0
1946 11533 5225
1950 18426 13182

Dersler

Okullar tarıma elverişli arazisi olan köylerin yakınlarında kuruldu. Amaçlarından biri de köylülerin alternatif tarım tekniklerini öğretmekti. Arıcılık bilinmeyen köylerde arıcılık, bağcılık bilinmeyen köyde bağcılık öğretiliyordu. Enstitüye atanan öğretmen gittiği köyde okul binasını köylülerin yardımıyla yapabilecek kadar inşaat bilgisi de öğreniyordu. Köy enstitüsünü bitiren bir öğretmen sadece bir ilkokul öğretmeni olmuyor aynı zamanda ziraatçilik, sağlıkçılık, duvarcılık, demircilik, terzilik, balıkçılık, arıcılık, bağcılık ve marangozluk konularını da uygulamalı olarak öğreniyordu. Enstitülerin hepsinin kendisine ait tarım arazileri, atölyeleri vardı. Bu sayede öğretmenler kendi okullarını gittiği köyde köylülerin işbirliği ile inşa ediyor ve devletin okul yapmasına gerek kalmıyordu.[11][12] Hasanoğlan Köy Enstitüsü, diğer köy enstitülerini kuran köy enstitüsü öğrencileri tarafından inşa edilmişti.[13] Köy enstitülerinden mezun olan öğretmenlere yetiştirildikleri branşa ve gönderilecekleri köye göre 150 parçaya varan alet ve edevat veriliyordu. Öğretmenler bu alet ve edevat ile köylülerin de yardımıyla köy okulunu inşa ediyor ve köylülere hem modern tarım tekniklerini hem de okuma yazmayı ve hatta müzik aletleri çalmayı öğretiyordu.[6]

Hasan Âli Yücel Milli Eğitim Bakanlığı döneminde dünya klasiklerini Türkçeye tercüme ettirmişti. Köy enstitüleri öğrencileri her sene 25 tane klasik romanı okumakla yükümlüydü. Bu sayede zeki köy çocuklarından engin entelektüel birikimleri olan aydınlar oluşuyordu. Bu aydın köy öğretmenleri en az bir tane müzik aletini çalmasını da öğreniyordu. Aşık Veysel köy enstitülerinde müzik derslerinde öğrencilere bağlama çalmasını gösteriyordu.[14]

Hasan Âli Yücel, uygulamalı tarım dersini denetliyor.

Sabahın erken saatlerinde uyanan öğrenciler kızlı ve erkekli zeybek ve halk oyunları oynayarak sabah sporlarını da yapmış oluyorlardı. Daha sonra kahvaltı ardından zorunlu okuma saati vardı. Kahvaltıyı kendilerinden önce kalkıp fırında ekmek pişiren öğrenci arkadaşları hazırlıyordu.[14]

Bu bakımlardan köy enstitüleri yaparak öğrenim konusunda dünyada benzeri görülmemiş bir örnek oluşturmuş ve birçok akademik inceleme ve araştırmaya örnek olmuştur.

Aşağıdaki çizelgede Köy Enstitülerinde uygulanan derslerin 5 yıla dağılımı görülmektedir.[2][15]

Ders Hafta
Kültür Dersleri 114
Ziraat Dersleri ve Çalışmaları 58
Teknik Dersler ve Çalışmalar 58
Beş Yıllık Sürekli Tatiller 30

Beş yıllık eğitim süresince kültür derslerinin içeriğinin toplam saatleri aşağıdaki tabloda verilmiştir.[2][15]

Ders Saat
Türkçe 736
Matematik 598
Fizik 276
Tarih 232
Yurttaşlık bilgisi 92

Sanat

Köylerde büyümüş öğrencilere klasik müzik enstrümanları ve geleneksel sazları çalması öğretiliyordu. Aşık Veysel, enstitüleri gezip öğrencilere saz çalmasını gösteriyordu. Hasanoğlan Köy Enstitüsü bu konuda en zengin enstrüman envanterine sahipti. Daha sonra açılan Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü'ndeki derslere Ankara Konservatuvarı öğretmenleri geliyordu. Köy kökenli öğrencilerden kurulu orkestralar müzik eserlerini seslendiriyordu.

Mandolin, taşınması ve öğreniminin kolaylığı nedeniyle yaygınlıkla kullanılan enstrümanlardan biriydi. Müzik grupları, 17 Nisan şenlikleri, sınıf geceleri veya okulu ziyaret eden bir yönetici için kısa hazırlık provaları yaptıktan sonra konserler vermekteydi.

Hasanoğlan Köy Enstitüsü'nde gerçekleştirilen bir bitirme töreni programı, enstitülerde yapılan sanatsal faaliyetlerin kapsamı konusunda örnek olarak gösterilebilir. İstiklal marşı ile başlayan programda sırasıyla; konuşma korosu (sağlık kolu mezunları), marş ve türküler (Akın Marşı, Halay Başı Türküsü), oyunlar (Arpazlı, Biço), mandolin konseri (Arılar, Semada Yıldızlar - öğretmen kolu mezunları), marş ve türküler (Vatan Marşı, Ördek isen Göle Gel Türküsü - yüksek kısım mezunları), oyunlar (Bengi, Dağlı), keman konseri (Mozart'tan rondolar; Allegro Vivo, Allegretto, Allegro A'la Turca - güzel sanatlar kolu), koro (Asker Dönüşü, Köy Okulu, İndim Dere Beklerim, Çoban - güzel sanatlar kolu), temsil (Anton Çehov'un Teklif adlı oyunu), konuşma ve diploma töreni, İleri Marşı (topluca), zeybek ve oyunlar (dışarıda topluca) yer almıştı. Programda ayrıca şiirler okunmuş ve müzik dersliğinde piyano ve saz konserleri verilmiştir. Sergilenmiş olan, yönetmenliğini Cüneyt Gökçer'in yaptığı oyunun yanı sıra enstitüde son bir yıl içinde sergilenen diğer tiyatro oyunları Molière'in Zoraki Tabip ve Kibarlık Budalası adlı oyunları, Sofokles'in Kral Oedipus'u, Gogol'ün Müfettiş'i ve Shakespeare'in Bir Yaz Gecesi Rüyası adlı oyunudur.[16]

Enstitülerde hazırlanan programlar, toplumun sanat ve kültür hayatına katkıda bulunulması amacıyla çevre il ve köylere de götürülerek sergilenmiştir.

1945 yılında Hasanoğlan Köy Enstitüsü'ndeki müzik enstrümanları listesi şöyleydi.

Çalgı aleti Sayısı
Mandolin 259
Plaklar (Klasik Müzik) 160
Keman 55
Bağlama 37
Akordeon 8
Radyo 3
Piyano 3
Davul 3
Amplifikatör 1
Pikap 1
Metronom 1

Köy Enstitülerinin kapatılması

II. Dünya Savaşı'nın sonlarına doğru 1945 yılında Sovyetler Birliği lideri Stalin'in Türkiye'den Kars, Artvin ve Ardahan'ı ve Boğazlarda askeri üs istemesi üzerine, Milli Şef de ABD'den askeri destek istemişti. Bu desteği vermeye hazır olduğunu belirten ABD, Truman Doktrini ile yardıma başlamıştı ama karşılığında Türkiye'de serbest seçimlere dayanan demokrasi düzeninin yerleştirilmesini ve Milli Şeflik, "5 yıllık kalkınma planları" ve "Köy Enstitüleri"leri gibi Sovyet sistemine benzer uygulamaların kaldırılmasını talep etti.[17]

1946 yılında hükümetin yaklaşan seçimleri yitirme kaygısıyla CHP içinden muhalif milletvekillerinin başını çektiği örgütlü muhalefetin kampanyasıyla, müfredatında ve yapılanmasında kuruluş amaçlarından uzaklaşan değişiklikler yapıldı. İlerleyen yıllarda da, daha önceleri sıkı sıkıya bağlı olduğu "iş için iş içinde eğitim" ilkesinden uzaklaştırıldı. Öğretmen okullarına dönüştürülerek 1954'te kapatıldılar.[18][19][20]

Cumhuriyet Halk Partisi içinden Köylüyü topraklandırma Yasasına karşı çıkan bir kesim milletvekili Demokrat Partiyi kurdu. Bu parlamenterler içinde Atatürk Devrimlerine karşı olup tek parti yönetiminde bu düşüncelerini açığa vuramayanlar olduğu, Atatürk devrimlerine muhalefet hisleri besleyen ancak bu karşıtlıklarını ortaya koymaya cesaret edemeyen siyasi ve toplumsal yapının bir karşı devrim atağı başlatarak Köy Enstitülerinin kapatılmasını sağladığı iddia edilmiştir.[21] Hasanoğlan Köy Enstitüsü'nün eski müdürü Rauf İnan ve Hıfzı Veldet Velidedeoğlu Köy Enstitülerinin kapatılmasının Atatürk Devrimleri karşıtlarınca başlatılan bir karşı devrim hareketi olduğunu söylemişlerdi. 1945 yılında Köy Enstitüleri hakkında komünistlerin, dinsizlerin yetiştiği fuhuş yuvaları olduğu söylenerek saldırı kampanyaları başlatılmıştı. Parlamentoda bütçe görüşmelerinde milletvekili Emin Sazak'ın Köylere giden enstitü mezunları kendilerini birer Atatürk zannediyorlar demesi üzerine Hasan Âli Yücel, Bu çocukların her birinin birer Atatürk olması temenni edilir şeklinde cevap vermişti.[22] Köy enstitüleri 1954 yılında kapatılmıştı.[23][24]

Köy Enstitülerine yöneltilen ve kapatılmaları ile sonuçlanan belli başlı eleştiriler birkaç ana başlık altında toplanabilir. Enstitülerde öğrenciler tek tip üniforma giyiyordu ve enstitü müdürü bile buna uyup aynı üniformayı giyiyordu. Öğrenciler bizzat yönetime katılıyorlardı. Bu ve benzeri sebepler ile enstitülere komünistlik suçlamaları yapılıyor arada bir ihbar mektuplarını dikkate alan polisin baskınlarına uğruyordu. Kız öğrencilerin erkek öğrenciler ile karma eğitim görmesi sonu gelmez dedikodulara neden oluyordu. Köylüler okul ve enstitü inşaatlarına yardım ile devlet tarafından mükellef kılınmıştı. Bu zorlamalar köylülere angarya olarak geliyordu. Öğrencilerin boğaz tokluğuna öğrenim görecekleri kendi okullarının inşasında çalıştırılmaları eleştirilmekteydi.[25] Köylere atanan öğretmenler yörenin toprak ağalarıyla sorunlar yaşıyorlardı. Bu geçimsizlikler köy öğretmenlerinin toprak ağalarının seçtirdiği milletvekillerine şikayet olarak ulaşıyordu. Bu durum toprak sahiplerinin durmaksızın Ankara'ya baskı yapmalarına neden oluyordu.[6]

Halk arasında yayılan bir kısmı kasıtlı söylentiler de etkili olmuştu. İvriz Köy Enstitüsü'nden M. Ali Eren (1911-2001) "Düşünceler ve Anılar II"[26] adlı eserinde şunları aktarmaktadır :

..bir gün sabaha doğru tan yeri ağarırken, okul bekçisinin “Mehmet Ali Bey, Mehmet Ali Bey” diye bağırdığını duydum. “Kalk, hemşerilerin geldi.” dedi. O sırada okulda daimi elektrik yoktu. Bir motordan sağlanan elektrik gece yarısı kesiliyordu. Kapıyı açtım: Önde aksakallı bir erkek ve arkasında 7 kadın vardı. Hepsi birden ağlıyorlardı. “Hoş geldiniz hemşeriler” dedim. Onlar sızlanmalarını daha da hızlandırıp, hüngür hüngür ağlamaya başladılar. Neden sonra sakinleşen hemşeriler, dün akşam bir haber aldıklarını, enstitüde okuyan 20 Beyağıl’lı kızın okuldan kaçtıklarını, onunun İvriz Çayı'nda boğulduğu, onunun da kaybolduğu haberini aldıklarını söylediler. Onlara, “Çocuklarınız yatakhanelerinde mışıl mışıl uyuyorlar, hiçbir şeyleri yok.” dediysem de, benim sözüme inanmadılar. Mecburen giyindim. Kurallara göre kız yatakhanelerine erkek öğretmenler giremez, yalnızca bayan öğretmenler girerdi. Bu nedenle onları yanıma alarak, bayan kimya öğretmeninin yanına gittim. Öğretmeni uyandırdım. Bu velileri kız yatakhanesinin önüne kadar götürmesini ve çocuklarını uyandırarak, bu velilere gösterdikten sonra, tekrar yatırmasını istedim.
Söylediklerim yapıldı. Veliler rahat bir nefes aldılar. Ama zamanla veliler, çocuklarını birer ikişer okuldan kaçırdılar...

Kuruluşunda emeği geçenler

Mustafa Kemal Atatürk

Kurtuluş savaşı sonrasında vatandaşların sadece %3-4 'ünün okuma yazması vardı. Halkın %80'i köylerde yaşıyordu.[2] Atatürk ilk defa Köy Enstitülerinin kuruluş yasalarını çıkardı.[27] İlk önce askerliğini çavuş olarak yapmış erlerden köy öğretmeni yetiştirilip köylerine öğretmen olarak gönderilme projesini önerdi ve bu proje uygulandı.

Hasan Âli Yücel

İsmail Hakkı Tonguç

İsmet İnönü

İsmet İnönü 1966 yılında geride bıraktığı hayatı boyunca hatırlanacak en önemli eserlerinin Köy Enstitüleri ve çok partili hayata geçiş olacağını söyledi.[6][28] 1941 yılında Köy Enstitüleri hakkında şu ifadeleri dile getirmişti:

Köy enstitülerini cumhuriyetin eserleri içinde en kıymetlisi, en sevgilisi sayıyorum. Köy enstitülerinden yetişen evlatlarımızın muvaffakiyetlerini ömrüm boyunca yakından ve candan takip edeceğim.[29][30]

İsmet İnönü, 09.05.1941

Halil Fikret Kanad

Yoğun muhalefet ortaya çıkmadan önce Köy Enstitülerinin arkasında durdu ve her türlü desteği verdi. Toprak reformunu desteklediğini açıklamıştı. 1946 seçimlerinde CHP'ye oy keybettireceği endişesi ile Köy Enstitüleri'nin kapatılmasına karar verdi.[31]

Dış bağlantılar

Kaynaklar

Dipnotlar

  1. Kanunün kabul edildiği oturuma dönemin DP mebusları muhalefet ettiler ve katılmadılar, oturumunda Kazım Karabekir'in projenin nereden alındığını sorması üzerine Hasan Âli Yücel şöyle konuşmuştur:
    Arkadaşlar bu kanunla bizim yaptğımız şey bir kopya değildir. Bunları kendi ülkemizin var olan gerçeğine ve toplumsal olgusuna uyarak yapmış bulunuyoruz. Bu bizimdir kimseden almadık. Başkaları bizden alsınlar.
  2. 1 2 3 4 5 Hasan Keseroğlu, Türk kütüphaneciliği, Köy enstitülerinde okuma ve kütüphane, 2005
  3. Age. Baran, Şahin, Alıntı:Türkiye'de 1927 yılı sayımına göre genel nüfusun sadece %4.7 si okuyabiliyordu.
  4. Enver Kartekin, Devrim Tarihi ve Türkiye Cumhuriyeti Rejimi, Sinan Yayınları, 1973, İstanbul
  5. Çetin Yetkin. Karşıdevrim 1945-1950. Otopsi Yayınları, İstanbul, 2002
  6. 1 2 3 4 Şükran Akpınar, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Gazetecilik Anabilim Dalı, Milli Şef Döneminde Babıali'nin Varola Mücadelesi ve Muhalif Bakışın Bedii Faik'in yazılarından Tahlili
  7. Şevket Gedikoğlu, Evreleri, Getirdikleri ve Yankılariyle Köy Enstitüleri, 1980
  8. İlhan Tekeli, "Osmanlı İmparatorluğundan Günümüze Eğitimin Gelişimi", Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ansiklopedisi, C. III, İletişim Yay., s. 666.
  9. Milli Eğitim Dergisi, Cumhuriyet Dönemi Eğitim Stratejileri
  10. Age, Alp Şimşek s.11
  11. MEB sitesi, Hasanoğlan Köy Enstitüsü
    Alıntı:Programa göre, ilkokulu bitiren çocuklar sınavla Köy Enstitülerine alınır ve karma eğitim uygulanır. Toplam beş yıl süren öğretim zamanının yarısı kültür derslerine, dörtte biri tarım dersleri ve çalışmalarına, dörtte biri de sanat ya da teknik derslere ve çalışmalara ayrılmıştır. Bütün derslerde ve çalışmalardaki temel yöntemin 'yaparak öğrenme' ilkesi olduğu söylenebilir.
  12. Alp Şimşek, An Economic Look at the Village Institutes, Massachusetts Institute of Technology, 3 Şubat 2006, pdf dosyası, s. 7 (İngilizce)
  13. M. Lütfi Engin Hasanoğlan Köy Enstitüsü Eski Müdürü, Hasanoğlan köy enstitüsü kurulma çalışmaları
  14. 1 2 Age Can Dündar, köy enstitüleri
  15. 1 2 Pakize Türkoğlu, Tonguç ve Enstitüleri, Yapı Kredi
  16. Age. Nedim Menekşe, Kapatılışlarının 50. Yılında Köy Enstitüleri Gerçeği
  17. Rifat Serdaroğlu’nun mektubu
  18. Evrim Baran, Mehmet Sahin, the Work, by the Work and for the Work: Village Institutes as a Revolutionary Practice of Dewey’s Philosoph, Iowa State University, pdf dosyası (İngilizce)
  19. Can Dündar, Köy Enstitüleri. İmge. ISBN 9789755331669
  20. Alp Şimşek, An Economic Look at the Village Institutes, Massachusetts Institute of Technology, 3 Şubat 2006, pdf dosyası (İngilizce)
  21. http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/ardic/2009/05/14/chp_amigolarina_ozel_yazi
  22. Age. Dündar
  23. Mülkiye Dergi, yetmişbeş Yılın Hesabı
  24. 12 Eylül Karşı-Devrim , Hıfzı Veldet Velidedeoğlu
    Alıntı:Köy Enstitüleri'nin ışığı o kadar güçlü idi ki, 1947'den beri geçen 43 yıl içinde hiç sönmedi ve sanırım Türkiye Cumhuriyeti var oldukça sönmeyecektir. Eğer bu Cumhuriyet yaşayacaksa, gün gelecek Atatürk Devrimi iktidardaki Karşı Devrim'i mutlaka alt edecek ve çağdaş Türkiye yeniden kurulacaktır
  25. Talip Apaydın, Can Dündar'ın Köy Enstitüleri belgeselinde köyde başkasının ırgatı olaağımız yerde köy enstitülerinde kendimizin ırgatı oluyorduk. Kendi yetiştirdiğimiz zırai ürünleri tüketiyorduk, kendi inşa ettiğimiz okullarda okuyorduk demiştir.
  26. M. Ali Eren (1911-2001) "Düşünceler ve Anılar II"
  27. Age. Yetkin, Kqarşı devrim, s.251
  28. Şerafettin Turan, İsmet İnönü Yaşamı, Dönemi ve Kişiliği, Bilgi Yayınevi, Ankara, 2000
  29. İnönü'nün el yazısı ile Köy Enstitülerine sadakat sözü
  30. Milliyet, Melih Aşık, Ali Sami Yen’ildi, 17.04.2010
  31. Age. Can Dündar, Köy Enstitüleri
This article is issued from Vikipedi - version of the 12/19/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.