İtikadî mezhepler
İtikâdî mezhepler veya Akide mezhepleri ya da İnanç mezhepleri, İnançla ilgili konular İslam'da başlangıçta bir fıkıh dalı kabul edilen kelâm, daha sonra ilm-i tevhid olarak adlandırılmıştır. Daha sonraları Fıkıh, amelî meseleler üzerinde, kelâm ise itîkâdî meseleler üzerinde yoğunlaşmıştır. Müslümanlar, İslâm Peygamberi Muhammed döneminde akıllarındaki soruları hemen ona sorabiliyorlardı. Ancak peygamberin ölümüden sonra sorularına cevap bulamayınca zamanın büyük İslam alimleri Kur'an'ı akıl ile yorumlamaya koyuldular. Böylelikle de i'tikadi mezhepler oluşmuş oldu. Bu mezhepler farklı coğrafyalara yayıldı ve oralarda benimsendi.
İ'tikadî inanç mezhepleri
Kader, insanın kendi amellerinin yaratıcısı olup olmadığı ve buna bağlı olarak sorumlu tutulup tutulamayacağı, Allah'ın sıfatlarının kendisinin aynısı mı, yoksa ondan farklı mı olduğu, Kur'an-ı Kerîm’in yaratılmış olup olmadığı gibi bu ve benzeri sorulara cevap arama çabalarının sonucu olarak ortaya çıkmış din felsefesiyle ilgili mezheplerdir. İslâm Peygamberi Muhammed’in zamanından sonraki dönemlerde teolojik tartışmalar ilerlemiş, İslâmî uygulama ve anlayış geliştirmede Kur'an ve Peygamber Muhammed’in sünneti dışında kıyas ve içtihad gibi yöntemlerle problemler çözülmeye çalışılmıştır. İslâm toplumunda daha önceleri bir inanç konusu olarak ele alınıp tartışılmamış olan kader konusu, Hicrî birinci yüzyılın son çeyreğinde tartışılmaya başlanmıştır. Bu tartışma ve fikri genişlemenin yanında siyâsî sorunların i'tikadî yansımaları i'tikadî mezheplerinin doğumunda önemli rol oynamıştır. Örnek olarak büyük günah işleyenin durumu hususu verilebilir. Ortaya çıkan siyâsî mezhepler farklı i'tikadî temellere dayanmış, Ehl-i Sünnet içinde de çeşitli i'tikad mezhepleri meydana gelmiştir.
Şîʿa-i Ulâ[1] – Ehl-i Sünnet'ten oldukları kabul edilen i'tikadî mezhepler
Mürcie
İmâmîyye Şîʿası, Ghulat-i Şîʿa ve Şîʿa-i Bâtın’îyye'ye ait olan inanç mezhepleri
- Mu'tezile; (İran, Irak, Yemen...) mezhebi Ehl-i sünnet vel cemaat dışında mütalaa edilegelmiş olup bir siyasi mezhep sayılan Şiâ'nın i'tikadî çizgisine yakın olan, akılcı bir i'tikadî mezhepdir.
- Cehmiyye; İmâm-ı Â’zam Ebû Hanîfe tarafından kâfir olarak nitelendirilen "Cehm bin Safvan" isimli bir adamın kurduğu bir fırkadır. Allah hakkında söylenen "Allah her yerdedir." sözünü ilk olarak O başlatmıştır. O halde bu söz ne İmâm-ı Â’zam Ebû Hanîfe'nin ne İmam Şafiî'nin ne de diğer imamların söyledikleri bir söz değildir. Dolayısıyla, "Allah her yerde hazır ve nazırdır", sözü de Cehm bin Safvan'ın başlattığı bu söze dayanmaktadır.
- Müşebbihe (Anthropotheism) ve Mücessime (Enkarnasyon); Allah'ı yarattıklarına benzeten veya cisim olarak tasvir edenlerdir. Gulat-ı Şiâ fırkalarının bir kısmında da bu inanç mevcuttur. Geçmişlerde kimileri Allah'ın tüysüz bir genç şeklinde bir varlık olduğunu, kimileri O'nun kılları ak ve siyah karışımında olan yaşlı bir adam şeklinde bir varlık olduğunu kimileri de ışık saçan bir nur olduğunu öne sürmüşlerdir ki bunlar İslâm dairesinde addedilmezler.
- Bunların dışında yine siyasi bir mezhep olan Haricîlik de i'tikadî açıdan diğer mezheplerden ayrılır ve kendine has bir i'tikadî nedenle de siyâsî bir mezhep olarak ele alınır.
Kur'an merkezli İslâm
Bu düşünceyi savunanlar kurumsallaşma bazında başlı başına bir itikadi mezhep olmasalar da İslâmî bir inançsal düşünce sistemidirler. Bu sebeple itikadi bir mezhep olarak da kabul edilebilirler. Bu düşüncede olanlar hadislerin, ayetler gibi Allah tarafından konulmuş hükümler olmadığını bu sebeple de hadislerde Kur'an ayetlerinde olduğu gibi, ilâhi bir değer bulunmadığını iddia ederler ya da hadislerin dini hüküm kabul edilseler dahi, Kur'an gibi, Allah tarafından korunmadığına inandıklarından Kur'an dışındaki tek dini metin olan hadisleri reddederler ve sadece Kur'an’ı İslâmiyet’in ana kaynağı olarak görürler. Mezheplere ve hadis kitaplarına sorgulayıcı ve eleştirel yaklaşırlar. Peygamber Muhammed’e yalnızca Allah’a ait olan sıfatların yakıştırılmasına ve Kur'an’a aykırı veya ek olarak gördükleri dini inanç (bid'at) ve uygulamalara karşı çıkarlar. İslâm'ı anlamak için aklı kullanmanın gereğine inanırlar.
Ayrıca bakınız
|
İslâm’da i'tikadî mezheplerin sınıflandırılması[2]
Asarî (Eserler)
Bâtın’îyye (Meymûn’ûl-Kaddâh)
Cebriyye (Cehmiyye)
- Cebriye-i Hâlisa
- Cebriye-i Mutavassita
Eş'ârîyye
- Bâkıllân’îyye
- Gazzâl’îyye
- Bâtınî-Eş'ârîlik
Kaderiyye
- Cuhen’îyye (Irak Kolu)
- Dımeşk’îyye (Şam Kolu)
- Mu'tezile
- Vâsıl’îyye
- Huzeyl’îyye
- Nazzâm’îyye
- Hâitı’îyye
- Bişr’îyye
- Mâ’mer’îyye
- Muzdâr’îyye
- Sumâm’îyye
- Hişâm’îyye
- Câhiz’ıyye
- Hayât’ıyye
- Cûbbâ’îyye
- Befşem’îyye
- Ghulat Mu'tezile
- Hâbit’îyye
- Hımâr’îyye
- Bâtınî-Mu'tezile
Mürcie
Müşebbihe (Antropoteizm)
- Hulmân’îyye
- Mücessime (Enkarnasyon)
- Bû’ Müslim’îyye
- Hattâb’îyye
- Bezîg’îyye
- Hattâb’îyyet-ûl Mutlâka
- Muammer’îyye
- Umeyr’îyye
- Mufaddal’îyye
- Muhammise
- Cevâlik’îyye
- Rum Abdalları
Görüş farklılıkları
İ'tikadî mezhepler birbirlerinden Allah'ın zâtı ve sıfatları, ru'yetullah, marifetullah, nübüvvet, nübüvvetin vasıfları, Kuran'ın mahluk olup olmadığı, büyük günah işleyenin durumu, mucize, kerâmet, imâmet, hidâyet, irtidad, doğru ve yanlışın tanımı, irade, kesb, kader, kaza, ve ruh gibi önemli konularda yer yer farklı görüşler ileri sürerler.
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- ↑ Balcıoğlu, Tahir Harimî, Türk Tarihi’nde Mezhep Cereyanları, Hilmi Ziyâ Neşriyâtı, Ahmet Sait Tab’ı, 1940.
- ↑ Muhammed Ebû Zehra, İslâm’da Siyâsî ve İ’tikadî Mezhepler Tarihi, Ethem Ruhi Fığlalı ve Osman Eskicioğlu Tercümesi, Yağmur, İstanbul, 1970.