İoannis Kurkuas

Bu sayfa, başka dilde bir Vikipedi'den çevrilmektedir.
Siz de yardım etmek istiyorsanız veya çeviri yarıda kalmışsa, çalışmaya katılan kişilerle veya çeviri grubu ile iletişime geçip, sayfanın durumunu onlara sorabilirsiniz.
Sayfanın geçmişine baktığınızda, sayfa üzerinde çalışma yapanları görebilirsiniz.
İoannis Kurkuas
Doğum 900 öncesi
Ölüm 946 sonrası
Bağlılığı  Bizans İmparatorluğu
Hizmet yılları y. 915–944
Rütbesi Domestikos tōn scholōn

İoannis Kurkuas (Yunanca: Ἰωάννης Κουρκούας, hizmet yılları y. 915–946), ayrıca Kourkouas ya da Curcuas şeklinde de yazılır,a[], Bizans İmparatorluğu'nun en önemli generallerinden biridir. Doğu'da Müslüman devletlere karşı yapılan muharebelerdeki başarısı tam olarak yüzyıllardır süren Arap-Bizans savaşlarının yönünün tersine çevirmiş ve 10. yüzyıl "Yeniden fetih" çağını başlatmıştır.

Hayatı

Erken dönem kariyeri

İoannis, 9. yüzyılda Bizans hizmetinde şöhret kazanan Ermeni Kurkuas ailesinin -onların özgün soyadlarının Helenleştirilmiş formu, Gurgen (Ermenice: Գուրգեն)- akrabasıdır, aile Anadolu'nun elinde toprak tutan asker aristokrat büyük ailelerinden ("dynatoi" olarak ta adlnadırılır) biri olmuştur.[1] İoannis'in aynı ada sahip büyükbabası I. Basileios (867–886 arası hükümdar) iktidarında seçkin Hikanatoi alayı (tagma) komutanıydı; İoannis'in kendi oğlu Romanos ve kardeşi Teofilos gibi büyük yeğeni İoannis Çimiskes kıdemli general oldular.[2][3]

Altın sikke. Ön yüzde tahtta oturan İsa. Arkada sakallı I. Romanos Lekapenos ile diğeri 921 yılından itibaren ortak imparator olan en büyük oğlu sakalsız Kristofer, her ikisi de tac giymiş ve aralarında patriklik haçı var.

İoannis'in erken dönem hakkında çok az şey bilinmektedir. Babası imparatorluk sarayında zengin bir bürokrattı. İoannis'in kendisi Armeniakon themasının Darbidos bölgesinde bulunan Dokeia'da (günümüz Tokat) doğdu, akrabası olan Gangra piskoposu Kristofer tarafından eğitildi.[4] Yeni doğmuş VII. Konstantin'in (913–959 arası hükümdar) naibesi Zoe Karbonopsina'nın (914–919) iktidarının sonlarında muhtemelen Ermeni hemşerisi Romanos Lekapenos'un onu taca götürecek entrikalarının bir parçası sayesinde saray muhafız alayı Vigla komutanı olarak atandı. Bu makamda, Lekapenos'un gücü ele almasına karşı çıkan birçok yüksek rütbeli bürokratı tutuklayarak, Lekapenos'un Zoe yerine 919 yılında naip olarak atanmasının yolunu açtı. Lekapenos sonunda Aralık 920 tarihinde kıdemli imparator olarak tac giyene kadar gücünü artırdı.[5] İoannis bu desteğinin mükafatı olarak, yaklaşık 923 yılında, Lekapenos, İoannis'i Domestikos tōn scholōn makamına terfi ettirdi, bu görev Anadolu'da bulunan tüm imparatorluk ordularının fiilen baş komutanlığıydı.[2][6] Teofanes Continuatus'un vakayinamesine göre, Kurkuas bu görevi benzersiz bir şekilde 22 yıl ve yedi ay kesintisiz sürdürdü.[7]

O dönem ve felaket ile 917 yılında sonuçlanan Acheloos Muharebesi'nin ardından, Bulgaristan ile uzun süredir devam eden ihtilaf nedeniyle Balkanlar'da bulunan Bizans topraklarının çoğu işgal altındaydı.[8] Bunun sonucu olarak, Doğu'nun Domestikos'u olarak Kurkuas'ın ilk görevi, İmparatorluğun kuzey doğu Anadolu sınırında bulunan stratejik olarak önemli Haldiya valisi (strategos) Bardas Boilas'ın isyanını bastırmak oldu. Bu görev çabucak başarıldı ve İoannis'in kardeşi Teofilos Kurkuas, Haldiya valisi olarak Boilas'ın yerine geçti. Doğu cephesinini en kuzey bölgesinin komutanı olarak, Teofilos yetenekli bir asker olduğunu kanıtladı ve ağabeyinin seferlerine değerli destekler verdi.[9]

Melitene'nin ilk boyun eğmesi ve Ermenistan'a seferler

7. yüzyıldaki İslam'ın yayılışının ardından, Arap-Bizans ihtilafı, yaklaşık Toros ve Aladağlar hattı ile tanımlanan nispeten sabit sınır boyunca düzenli akınlar ve karşı akınlar şeklinde devam ediyordu.[10] 860lara kadar üstün Müslüman orduları Bizans'ı savunmada bıraktı. Sadece 863 sonrası, Lalakaon Muharebesi sonrası Bizanslılar nihayetinde Müslümanlara karşı kaybettikleri bazı toprakları Suriye ve Yukarı Mezopotamya'nın içlerine yaptıkları akınlar ve Tefrike (günümüz Divriği etrafında kurulu Paulusçu devletin ilhakı ile geri kazandılar.[11] Buna ek olarak, tarihçi Mark Whittow'a göre, Ermenilerin Abbâsîler yerine artan sayıda hizmetine girildiği İmparatorluk ile ittifak yapmaları konusunda cesaretlendirilmeleri ile "912 yılında, Araplar Toros ve Aladağlar'ın gerisinde tutuldular".[12] Bizans gücünün artması, özellikle merkezi hükümetin birçok isyan ile karşı karşıya kaldığı Muktedir (908–932 arası hükümdar) yönetiminde, Abbâsîler'in zayıflaması ile daha da arttı. Halifeliğin çevresinde merkezi kontrolün zayıflaması ile yarı bağımsız yerel hanedanların ortaya çıkmasına neden oldu.[13] Ayrıca Bulgar Çarı I. Simeon'un 927 yılında ölümünden sonra, Bulgarlar ile imzalanan barış anlaşması İmparatorluğun dikkatini ve kaynaklarını Doğu'ya yöneltmesine izin verdi.[8]

925 yılında Romanos Lekapenos, Fırat'ın batı yakasında bulunan Müslüman şehirlerden haraç isteyecek kadar kendini güçlü hissetti. Reddettiklerinde, 926 yılında, Kurkuas önderliğinde bir ordu sınırı geçti.[14] Kardeşi Teofilos ve Lykandos, Mleh (Yunanca kaynaklarda Melias) strategos'u komutasında Ermeni birlik yardım ediyordu.[15] Kurkuas, uzun zamandır Bizans'a sorun yaratan bir emirliğin başkenti olan Melitene'yi (günümüz Malatya) hedef aldı.[16] Bizans ordusu başarılı bir şekilde dış şehri ele geçirdi, kale içini alamasa da Kurkuas, haraç ödemeyi kabul eden emir ile bir anlaşmaya vardı.[14][15]

10. yüzyıl ortası Ermenistan ve Kafkasya'yı gösteren harita. Büyük Ermenistan ortada, kuzeyde Kafkasya prenslikleri, batıda Bizans ve güney ile doğuda Abbasi Halifeliği. Günümüzde Kafkasya'nın güneyi, Türkiye'nin doğusu ve Irak ile Suriye'nin kuzeyi.

Melitene'nin nihayi ele geçirilişi

Saldırıya uğrayan bir şehri tasvir eden ortaçağ minyatürü. Solda, kalkan ve mızrakları ile Bizans ordusu, arkalarında çadırları ile kampları. Solda ise şehir duvarlarına yaslanmış merdivenlerin başında şehri savunmaya çalışanlar(İoannis Skilicis kroniğinin Madrid Skilicis versiyonundan bir minyatür).

Hamdaniler'in yükselişi

Melitene'nin düşüşü, Müslüman dünyasında şok etkisi yarattı: ilk defa önemli bir Müslüman şehri düşüyor ve Bizans İmparatorluğu'nun eline geçiyordu.[17] Kurkuas başarısını 936 yılında Samosata bölgesini dize getirerek devam ettirdi ve şehri yerle bir etti.[18] 938'e kadar, Doğu göreceli sakin kaldı. Tarihçiler, Bizanslıların büyük ihtimalle Halifelik'ten destek ihtimali olmayan Melitene ve Arap Emirlikleri ile tam bir uzlaşma ile meşgul olukları için onları tahrik etmek istemediklerini düşünürler.[17][19]

Halifeliğin zayıflaması ile, sınır vilayetlerini savunma kabiliyetini de kaybetmesi açıktı, yeni bir yerel hanedan, Hamdaniler, kuzey Mezopotamya ve Suriye'de Bizans'ın karşısındaki vilayetlerde ortaya çıktı. Onlara Nasırü'd Devle ("Devletin Savunucusu") el-Hasan liderlik ederken ve Seyfü'd Devle ("Devletin Kılıcı") lakaplı kardeşi Ali ise ona eşlik ediyordu.[19] Yaklaşık 935 yılında tamamı Bizanslılara sığınmış, Hristiyanlığa dönmüş ve Bizans emrine 12,000 süvari veren Arap Banu Habib aşireti, yükselen Hamdaniler tarafından mağlup edildi. Fırat'ın batı kıyısı boyunca yerleştirilmişler ve orada yeni kurulan beş themayı korumakla görevlendirilmişlerdi: Melitene, Charpezikion, Asmosaton (Arsamosata), Derzene, and Chozanon.[18][20]

Seyfül Devle ile Bizans'ın ilk karşılaşması 936 yılında gerçekleşmiştir, o yıl Samosata'yı ele geçirmeyi denedi ama evindeki bir isyan onu geri dönmeye zorladı.[18] 938 yılında bir başka saldırısında bu sefer Charpete kalesini ele geçirdi, Kurkuas'ın öncü güçlerini yendi, büyük bir ganimet ele geçirdi ve Kurkuas'ı geri çekilmeye zorladı.[18][21] Aynı yıl Konstantinopolis ile Halifelik arasında bir barış anlaşması imzalandı. Her iki tarafta da endişe yaratan Hamdaniler'in yükselen gücü müzakereleri kolaylaştırıldı.[22]

941 yılında Rus saldırısı

Hamdaniler'in dikkatinin dağılması Bizans için şanstı. 941 yaz başı, Kurkuas doğuya yaptığı seferi kaldığı yerden devam etmek için hazırlanırken, dikkati hiç beklenmedik bir olay ile dağıldı: Konstantinopolis'in etrafındaki alana saldıran Rus filosu ortaya çıktı. Bizans ordusu ve donanması, başkentte olmaması ve Rus filosunun ortaya çıkması, Konstantinopolis'in halkında paniğe neden oldu. Donanma ve Kurkuas'ın ordusu geri çağrılırken, protovestiarios Teofanes komutasında acilen bir araya getirilen Rum ateşi atıcıları yerleştirilmiş yaşlı gemiler 11 Haziran günü Rus filosunu yendi ve şehre doğru ilerleyen rotasından ayrılmaya zorladı. Hayatta kalanlar, Bitinya kıyılarına çıktılar ve savunmasız kırsal alanı talan ettiler.[23] Patrikios Bardas Fokas bir araya getirebildiği birlikler ile aceleyle bölgeye intikal etti ve Kurkuas'ın ordusunun gelmesini bekledi. Sonuçta Kurkuas ve ordusu bölgeye vardı ve kırsal alanı yağmalamak için dağılmış Ruslara saldırıp çoğunu öldürdü. Hayatta kalanlar gemilerine doğru geri çekildiler ve gece karanlığından yararlanarak Trakya'ya geçmeyi denediler. Geçiş sırasında, tüm Bizans donanması saldırdı ve Rusları yok etti.[24]

Mezopotamya seferleri ve Mandilo'nun geri alınışı

Kubbeli büyük bir yapının altında, sakallı bir delegasyon solda duruyor, ortada, bir adam İsa'nın yüzü olan bir elbiseyi onu öpen bir başka adama teslim ederken solda kilise adamları ayakta duruyor. Edessalılar tarafından Mandilo Bizanslı parakoimomenos Teofanes teslim ediliyor, (İoannis Skilicis kroniğinin Madrid Skilicis versiyonundan bir minyatür).

Görevden alınması ve geri gelmesi

Bu zaferine rağmen, Kurkuas'ın düşüşü, arkadaşı ve koruyucusu I. Romanos Lekapenos gibi yakındı. I. Romanos'ın hayatta kalan iki büyük oğlu ortak imparatorlar Stefen ve Konstantin, Kurkuas'ı kıskanıyorlar ve geçmişte onun altını oymayı denemelerine rağmen başarılı olamamışlardı.[25] Kurkuas'ın Doğu'da başarısının ardından, I. Romanos en güvendiği generali ile imparatorluk ailesi arasında evlilik bağı kurmaya niyet etti. Kurkuas'ın kızı Öfrosin'i, imparatorun damadı ve kıdemsiz imparator VII. Konstantin'in oğlu yani torunu geleceğin imparatoru II. Romanos (959–963 arası hükümdar) ile evlendirecekti. Bu tür bir birlik ordunun sadakatini kemikleştirecek olması yanın da, ayrıca VII. Konstantin ile temsil olunan meşru Makedon Hanedanı'nın durumunu taht iddiası olan Romanos'ın kendi oğullarına karşı güçlendiriyordu.[26][27] Tahmin edileceği gibi, Stefen ve Konstantin bu karara muhalefet edip, o zaman yaşlı ve hasta olan babalarına üstün geldiler, 944 sonbaharında Kurkuas'ı görevden aldılar.[25][28]

Kurkuas'ın yerine Pantherios isimli birisi geldi, hemen Aralık ayında Halep çevresine akın yaparken, Seyfü'd Devle tarafından mağlup edildi. 16 Aralık tarihinde I. Romanos oğulları Stefen ve Konstantin tarafından tahttan indirilip, Prote adasında bir manastıra kapatıldı. Bir kaç hafta sonra, 26 Ocak günü, bir başka darbe ile iki oğul Lekapenos tahttan indirildiler ve VII. Konstantin tek başına imparator oldu.[29][25][30] Lekapenos ailesinin düşüşü, güçlü kişiliklerin döneminin bittiğini işaret ediyor olsa da Kurkuas'ın yayılma politikası devam etti: Domestikos tōn scholōn makamına Kourkouas'ın ardından önce Bardas Fokas, sonra 963–969 yılları arasında İmparatorluk yapacak Nikeforos Fokas, en sonunda Kurkuas'ın büyük yeğeni ve 969–976 yılları arasında İmparatorluk yapacak İoannis Çimiskes geldi. Hepsi Bizans'ın Doğu'da bulunan sınırlarını genişlettiler, Kilikya ve Antakya ile beraber Kuzey Suriye'yi geri alırlarken, Halep Hamdani Emirliğini bir Bizans himayesine soktular.[31]

Değerlendirme

""

Teofanes Continuatus'un vakayinamesi, Romanos Lekapenos'un saltanatı, 40.[32]

Notlar

^  a:  "Kourkouas" represents the transliteration of his Greek name following the norm used in the Oxford Dictionary of Byzantium. "Kurkuas" and "Curcuas" are different Latinized forms.

Kaynakça

  1. Kazhdan 1991, ss. 1156–1157; Whittow 1996, ss. 337–338.
  2. 1 2 Kazhdan 1991, s. 1157.
  3. Guilland 1967, ss. 442–443, 446, 463, 571.
  4. Guilland 1967, ss. 443, 571.
  5. Runciman 1988, ss. 58–62; Guilland 1967, s. 571.
  6. Runciman 1988, s. 69.
  7. Whittow 1996, s. 418; Guilland 1967, ss. 447, 571.
  8. 1 2 Whittow 1996, s. 317.
  9. Runciman 1988, ss. 70–71, 135; Guilland 1967, ss. 442–443, 571–572.
  10. Whittow 1996, ss. 176–178.
  11. El-Cheikh 2004, s. 162; Whittow 1996, ss. 311–314.
  12. Whittow 1996, s. 315.
  13. Runciman 1988, ss. 136–137.
  14. 1 2 Runciman 1988, s. 137.
  15. 1 2 Treadgold 1997, s. 479.
  16. Whittow 1996, s. 310; Treadgold 1998, s. 111.
  17. 1 2 Runciman 1988, s. 142.
  18. 1 2 3 4 Treadgold 1997, s. 483.
  19. 1 2 Whittow 1996, s. 318.
  20. Treadgold 1998, s. 78.
  21. Kazhdan 1991, s. 1848.
  22. Runciman 1988, ss. 142–143.
  23. Jenkins 1987, ss. 250–251; Runciman 1988, ss. 111–112.
  24. Jenkins 1987, s. 251; Runciman 1988, s. 112; Guilland 1967, ss. 442–443, 572.
  25. 1 2 3 Runciman 1988, s. 146.
  26. Treadgold 1997, ss. 484–485; Holmes 2005, ss. 131–132.
  27. Treadgold 1997, s. 485.
  28. Treadgold 1997, s. 486.
  29. Whittow 1996, ss. 322–327.
  30. Niebuhr 1838, s. 426; Holmes 2005, ss. 135–136.

Kaynaklar

Önce gelen
Pothos Argyros
Domestikos tōn scholōn
922–944
Sonra gelen
Pantherios
This article is issued from Vikipedi - version of the 1/10/2017. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.