Bulgarlar
Toplam nüfus | |
---|---|
7 ~ 8 milyon | |
Önemli nüfusa sahip bölgeler | |
Bulgaristan | 5.664.624 (2011)[1] |
Türkiye | 600.000 (Pomak)[2][3] |
Makedonya | 1.417 (2002)[4] |
Ukrayna | 204.574 (2002)[5] |
İspanya | 169.799 (2010) |
İtalya | 100.000 (2010) |
ABD | 92.841 - 300.000 (2008)[6] |
Moldova | 90.000 (2010) |
Yunanistan | 80.000 - 673.000 |
Britanya | 80.000 (2008) |
Arjantin | 80.000 (2008) |
Almanya | 65.000 (2010) |
Brezilya | 62.000 (2006) |
Arnavutluk | 50.000 - 200.000[7] |
Kosova | 100.000 |
Kanada | 50.000 (2010) |
Kıbrıs | 37.230 (2001) |
Fransa | 35.000 (2010) |
Rusya | 32.000 (2002) |
Sırbistan | 21.500 - 1.000.000 |
Güney Afrika Cumhuriyeti | 20.000 (2008) |
Avusturya | 15.000 (2010) |
Romanya | 8.000 (2002) |
Kazakistan | 7.000 (1999) |
Belçika | 7.000 (2010) |
Portekiz | 6.000 (2010) |
Birleşik Arap Emirlikleri | 5.000 (2008) |
Macaristan | 5.000 (2008) |
Çek | 4.380 (2001) |
İsveç | 4.000 (2008) |
Diller | |
Bulgarca, Makedonca | |
Din | |
Hıristiyanlık (Ortodoks) İslam (Sünni) |
Bulgarlar (Bulgarca: българи veya Bǎlgari), Bulgaristan'ın nüfusunun çoğunluğunu oluşturan güney Slav halkıdır. Bulgaristan'ın toplam 7.9 milyon nüfusunun %84'ü Bulgarlardan oluşur.
Tarihçe
Bulgar adı eski Türkçe'de bulgamak [karışmak]sözcüğünden gelir. Başlangıçtan 765 yılına kadar Bulgar hükümdarlarının adlarını ve hakanlık sürelerini gösteren ve bugün ancak, daha geç zamandan kalma bir Rus kroniğinde Slavca tercümesine sahip olduğumuz "Bulgar Hakanları Listesi"nde İrnek, Bulgar hükümdar sülalesinin atası olarak görünmektedir. Hun kütleleri ile karışan bu Türklerin asıl adı "Ogur"du ve Tuna ağzından İdil'e (Volga) kadar Karadeniz kuzeyi bozkırlarında, daha sonraki Peçenekler ve Kumanlar gibi ayrı boy birlikleri hâlinde oturuyorlardı.
Batı veya Avrupa Hunları Hükümdarı Attila’nın 453 yılında ölümünden sonra yerine geçen en küçük oğlu İrnek (‘Hρναχ) babasının kabileleri üzerindeki egemenliğini, kısa bir süre için de olsa, sürdürebilmiş, fakat onun kurduğu siyasî ve askerî örgütü devam ettirememişti. Attila’nın Hun konfederasyonu, bu nedenle, onun ölümünden kısa bir süre sonra çözülmüş ve dağılmıştı. Bizans tarihçilerinden Rhetor Priskos ile Suidas, 463 yılında, Şaragur (Σαράγουροι), Ugor (Ούγωροι) ve Onogur ('Ονόγουροι) adlı Hun kabilelerinin Karadeniz’in kuzeyinde, Tuna ırmağının kolları ile Volga (İdil) arasındaki bozkırlarda yerleşmiş olduklarını kaydederler.
Bu tarihten aşağı yukarı 20 yıl sonra, 482’de, Bizans kaynakları bu konfederasyonun veya onun en önemli kabilesinin adı olarak Bulgar (Βούλγαροι) adını zikrederler.”[8]
Şaragur (Sa-rı/Ak/Ogur), Biştigur (Beş-Ogur), Ultingur~Altziagir (Altı-Ogur), Kutri-gur-Kuturgur ("Tukurgur" = Dokuz-Ogur) Ungur ~ Hunugur ~ Onugur (On-Ogur), Utigur ~ Uturgur (Otuz-Ogur). Bizans tarihçisi Priskos (6. asır)'un, Sabarlar tarafından Ural Dağlarının doğusundaki yurtlarından uzaklaştırılarak Karadeniz düzlüklerine geldiklerini (461 - 465'lerde) bildirdiği Ogur Türkleri, aynı tarihçiye göre o zaman üç grup teşkil etmekte idi.
Şaragur, Ugor (Ogur) ve On-Ogur. Bunlar Avarların önünden batıya çekilen Sabarların karşısında tutunabilmek için Bizans'a elçi göndermişlerdi. Son araştırmalara göre, Ogurlar büyük göçten önceki yurtlarında da üç zümre hâlinde idiler: Doğu zümresi (Seyhun-Çu nehirleri ve Çalkar Gölü havalisinde: On-Ogurlar); orta zümre (bugünkü Kazak-Kırgız bozkırı ve Emba nehri boyunda -ihtimal- Otuz-Ogurlar) ve batı zümresi (Yayık nehri havalisinde -her hâlde- Dokuz-Ogur'lar). Bu sıralarda Saragur (Ak-Ogur) kütlesine karşılık ötekilerin "Kara Ogur" kanadını teşkil etmiş olmaları muhtemeldir.
Filogenetik ve yazışma analizleri Bulgarlar'ın, Yunanlar, Makedonlar ve Rumenler ile diğer Avrupa halkları ve Akdeniz kıyısında yaşayan Ortadoğu halklarından daha yakından ilişkili olduğunu göstermiştir.
Dil
Bulgarlar, bugün Güney Slav dillerine dâhil olan Bulgarcayı konuşurlar. Bu dilin eski Protobulgar dili (Türk dillerinin Ogur grubuna ait) ile bir akrabalığı yoktur, ama içinde bu eski Türk dilinden birkaç kelimeler bulmak mümkündür. Ortodoksluğu kabul edip, bu din geleneğine ve Slav etnisitesine intisap ettikten sonra Bulgarların dilleri, Türkçenin özelliklerinden uzaklaşmıştır.
Bulgarca, Kiril alfabesi ile yazılır ve kendisine has imlası vardır. Uzun süren Osmanlı devresinde, içerisine çok sayıda Türkçe kelime ve yapı almıştır.
Kaynakça
|