Kerç Kuşatması
Kerç Kuşatması | |||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|
Ukrayna'da bulunan Kerç Kalesi | |||||||
| |||||||
Taraflar | |||||||
Bizans İmparatorluğu | Göktürk Kağanlığı | ||||||
Komutanlar ve liderler | |||||||
Bilinmiyor |
Bukan Kağan | ||||||
Güçler | |||||||
Bilinmiyor | Bilinmiyor |
Kerç Kuşatması, Göktürk-Bizans ittifakının bozulması üzerine 576 yılında Bukan Kağan komutasındaki Göktürk ordusu'nun gerçekleştirdiği bir kuşatmadır.
Öncesi
Göktürk Kağanlığı ile Sasani İmparatorluğu arasında kurulmuş olan ittifakla 557 yılında gerçekleşen Buhara Savaşı ile Ak Hun İmparatorluğu yıkılmış ve toprakları Göktürkler ile Sasaniler arasında paylaşılmıştı. Ancak İpek Yolu ticaretini kontrol etme konusunda bu iki devlet anlaşamamış ve kısa sürede düşman haline gelmişlerdi. Bunun üzerine Göktürkler yeni bir müttefik arayışına başlamışlardı.
567 yılı sonlarında, Göktürkler Soğdlu tüccar Maniakh başkanlığında bir heyeti İstanbul'a gönderdiler. Göktürk heyeti Bizans imparatoru I. Justinianos tarafından çok iyi karşılanmıştı. Bizans imparatoru, elçisi Zemarchus'u, Maniakh ile birlikte Göktürkler'e gönderdi. Zemarchus, Ak-Dağ'da bulunan İstemi Yabgu'ya Türkler'in dostuna dost, düşmanına düşman olacaklarını söyledi. Bu sözler üzerine İstemi Yabgu da Bizans elçisine şu sözleri söyledi: Atalarımızdan işittik ki Garp İmparatorluğu (Roma) elçileri geldiği zaman bu bizim artık yeryüzünü fethedeceğimize delalet eder. Bizans elçisi Zemarchus'un dönüş yolunda yazmış olduğu hatıralar, Göktürkler ile ilgili önemli bilgiler içermektedir.[1]
Göktürk-Bizans İttifakının Bozulması
Göktürk-Bizans ittifakı sonuç vermiş ve Bizans İmparatorluğu ile Sasani İmparatorluğu arasında 571 yılından başlayıp 590 yılına kadar sürecek olan savaş başlamıştı. Bu savaşlar sırasında batıya doğru Göktürk ilerleyişi devam ediyordu. Kafkasya'nın kuzeyindeki Kuban Irmağı havzası, sonra Azerbaycan, Göktürkler'in eline geçti.[2] Ancak, 570 yılında Bizans İmparatorluğu, Tuna dolaylarında Avarlar'a yenilmiş ve Göktürk Kağanlığı ile olan antlaşmasına ters olarak Avarlar ile anlaşmıştı.
Bizans İmparatorluğu'nun ittifaka uygun hareket etmemesi üzerine ilerleme durdu. Bizans İmparatorluğu'nun antlaşmayı bozan bu davranışları 576 yılında İstemi Yabgu'nun ölümü sıralarında İmparator II. Tiberius Konstantin tarafından gönderilen elçi Valentinos ve heyetini Aral Gölü bölgesinde karşılayan Türk-Şad tarafından suçlanmasından anlaşılmaktadır.[3] Türk-Şad, 576 yılında İstanbul'dan gönderilen Bizans elçisi Valentinos'un karşısında on parmağını ağzına sokarak şu sözleri söyledi: Sizler şu on dil ve sadece bir tek dalavere bilen Romalılar değil misiniz? Şimdi nasıl on parmak ağzımın içindeyse, siz Romalılar da daha fazla dil kullanıyorsunuz. Biriyle beni, diğeriyle de benim tebaam olan Avarlar'ı kandırıyorsunuz. Zaten her türlü konuşmalara ve sinsice çarelere başvurup bütün halkları kandırdıktan sonra onları bir de küçük görürken, onları horlayıp alaya alıyorsunuz, kendinize ise çıkar sağlamayı biliyorsunuz. Böylece siz elçiler de yalanlarla donanmış olarak bana geldiniz ve sizi gönderen de aynı ölçüde bir yalancıdır. Sizleri şimdi hiç vakit kaybetmeden ortadan kaldıracağım çünkü bir Türk erkeği için yalan söylemek tamamen alışılmamış ve yabancı bir şeydir. İmparatorunuz ise, benimle dostane ilişki sürdürürken, bizim tebaamız ve efendilerinden kaçmış olan Avarlar ile ittifak kurduğunu iddia ettiği için, hak ettiği cezayı bulacaktır. Ancak bunlar Türk tebaası olarak, benim istediğim anda elbette tekrar bana döneceklerdir ve benim kamçımı üzerlerinde savrulur gördüklerinde de yeryüzünün sonuna kadar kaçacaklardır ancak, bize kafa tutarlarsa ki, muhtemeldir, o zaman kılıçlarla öldürülmeyecekler ancak atlarımın nalları altında ezilecekler ve karınca gibi yok edilecekler. Avarlar gelince bundan emin olabilirsiniz.
Ancak neden siz Romalılar benim elçilerimin Bizans'a Kafkaslar üzerinden geçmelerini sağladınız ve bana, yolculuk edebilecekleri başka bir yolun olmadığını söylediniz? Bunu yalnızca, arazinin güçlüklerinden dolayı Roma İmparatorluğu'na saldırmaya yanaşmayayım diye yaptınız. Ancak ben, Dinyeper'in de, Tuna'nın da, Meriç'in de nereden aktıklarını ve bizim kölelerimiz olan Avarlar'ın nereden doğru Roma bölgelerine geçtiklerini çok iyi biliyorum. Ben sizin gücünüzü çok iyi tanıyorum çünkü güneşin doğduğu yerden battığı yere kadar bütün yeryüzü bana tâbidir. Siz sefiller, Alan halklarını ve Onogurlar'ın (Otuz Ogur) kavimlerini aldattınız. Bunlar bütün cesaretiyle ve kendi güçlerine güvenerek, zapt edilemez Türk halkının karşısına dikildiler, ancak ümitlerinin hiçbirisi gerçekleşmedi. Bundan dolayı bize itaat ediyorlar ve bir kölenin rolüne boyun eğiyorlar.
Bizans elçileri Göktürkler'i en büyük yasları sırasında rahatsız etmişlerdi. Çünkü o sırada İstemi Yabgu ölmüştü ve yası tutuluyordu. Ayrıca Bizans elçileri yas törenine uymayıp yüzlerini bıçakla kesmemişlerdi. Türk-Şad'ı kızdıran bir diğer olay da Azerbaycan'da Türk ilerleyişini durdurmak için Sabar Türkleri kütlelerinin Bizans İmparatorluğu tarafından ortadan kaldırılmasıdır.
Kuşatma Ve Sonuç
Bizans elçisi Valentinos ve heyeti Türk-Şad ile görüşmesinden sonra yeni Göktürk kağanı Tardu ile görüşme yapmak üzere Ak-Dağ'a (Latince Ek-tağ, Türkçe Altın Dağ ve Çince Pei-shan)[4] gitti. Elçilik heyeti dönerken Türk-Şad'ın komutanlarından, kaynaklarda adı Bukhanus, Bohan olarak da geçen Bukan Kağan Ukrayna'da bulunan Kerç (Bosforos) Kalesi'ni fethetti. Bu fetih ile birlikte Göktürk Kağanlığı'nın sınırları doğuda Mançurya'dan, batıda da Karadeniz'e kadar uzanarak en geniş sınırlarına ulaşmış oldu.[5] Öyle ki bu fetihten beş yıl sonra, 581 yılında Göktürkler, Bizans İmparatorluğu'nun elinde bulunan bir diğer kalenin, Kersonesos Kalesi'nin surları önünde görüldüler.[6] Ancak daha sonra Göktürk İç Savaşı ile ikiye ayrılan ve Çin entrikaları ile de iyice zayıflayan devlet 590 yılında buralardan çekildi ise de yerini bir diğer Türk devleti olan Hazar Kağanlığı'na bırakmıştır.
Ayrıca Bakınız
Kaynakça
- Ahmetbeyoğlu, Ali (2015). Sorularla Eski Türk Tarihi. İstanbul: Yeditepe Yayınevi. s. 79,80,81,82. ISBN 978-605-5200-41-1.
- Taşağıl, Ahmet (2003). Göktürkler I. Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları. s. 32,33,34. ISBN 975-16-0688-8.
- ↑ Chavannes, s. 233-238, 246 vd.
- ↑ Bizans tarihçileri Menandros ve Th. Simokattes'den naklen Ligeti, aynı yer; H. W. Haussig, Theophlaktos Excurs Über die Skytischen Völker", Byzantion, XIII, 1954, s. 375 vd.; K. Czegledy, "A. Korai Közlemenyek, XV, 1-2, 1960, s. 125'ten Kafesoğlu, s. 96; Grignaschi, aynı yer.
- ↑ Ligeti, 70, 71.
- ↑ R. Giraud, L'Empire des Turc Celestes, Paris, 1961; Grousset, s. 96.
- ↑ Chavannes, s. 226 vd; Grousset, s. 97; Kafesoğlu, s. 98; Ligeti, s. 73; Grignoschi, s. 236, 237
- ↑ Grousset, s. 97; Chavannes, s. 233-252.