Öküz Mehmed Paşa
Öküz Kara Mehmed Paşa | |
---|---|
Osmanlı Sadrazamı | |
Görev süresi 18 Ocak 1619 - 23 Aralık 1619 | |
Hükümdar | II. Osman |
Yerine geldiği | Damat Halil Paşa |
Yerine gelen | İstanköylü Çelebi (Güzelce) Ali Paşa |
Görev süresi 17 Ekim 1614 - 17 Kasım 1616 | |
Hükümdar | I. Ahmed |
Yerine geldiği | Nasuh Paşa |
Yerine gelen | Damat Halil Paşa |
Kişisel bilgiler | |
Ölüm | 1619 Halep |
Eşi | Gevher Sultan |
Öküz Kara Mehmed Paşa veya Öküz Damad Mehmed Paşa I. Ahmed saltanatı döneminde 17 Ekim 1614-17 Kasım 1616 ve II. Osman saltanatı döneminde 18 Ocak 1619-23 Aralık 1619 tarihleri arasında toplam üç yıl, yedi gün sadrazamlık yapmış bir Osmanlı devlet adamıdır.
Öküz lakabı bazı kaynaklarda iddia edildiğinin aksine Oğuz kelimesinin değişikliğe uğramış hali olmayıp, babasının Karagümrük'te öküz nalbantlığı yapmış olması ile alakalıdır.[1][2][3]
Yaşamı
Türk asıllı olup İstanbul'da Karagümrük semtinde doğmuştur. Babasının bir öküz nalbandı olduğu bildirlmektedir.[1][2]
Fakat 1567'de bir yolunu bulup Saray Enderun Okulunda eğitim yapmıştır. Önce sarayda iç kiler kethudası, Hasoda ağası ve sonra (1606/1607'de) silahdarlığa yükselmiştir. Nisan 1607'de Saray'dan çıkma yapıp kubbe vezirlik rütbesi ile Mısır Valisi olarak görev verilmiştir.[2]
Mısır'a gemiyle gitmiş ve İskenderiye limanına çıkmıştır. Mısır valileri orada karaya çıktıkları zaman yörel mal tahsil memuru görevleri olan "keşşaflar" tarafından karşılanırlardı. Yeni vali onlardan derecelerine ve kudretlerine göre "keşşafiye" adı verilen 10,000; 20,000; hatta 40,000 altın para alıp onları tekrar görevlerine memur ederlerdi. Bu keşşaflar da gerçekte halktan açık artırma ile vergi toplama görevini yüklenen (Mısır'da "emin" -çoğulu umena- adı verilen) mültezimlerden tahsil ettikleri paralarla bu keşşafiye ödemelerini karşılarlardı. Bu yetmezmiş gibi kessaflar, "emin" adlı mültezimlerin maiyetlerinde bulundurdukları (kul taifesi) askerlerden de para alırlar ve kul taifesi askerler de "külfe" ve "taibe" adı altında vergi mükelleflerinden topladıkları ekstra vergi ile bunları karşılardı. Öküz Mehmet Paşa İskenderiye'ye geldiği zaman keşşaflardan (toplamı 100.000 altını geçen) keşşafiye almadı. Bundan başka "eminler" ile "keşşaflar" arasındaki bağlantıları ortadan kaldırdı ve eminleri doğrudan doğruya Mısır valiliğinin merkezi eyalet divanına bağladı. Ayrıca eminlere bağlı kul taifesinin kessaflara ödediği paralar ve halktan topladıkları "külfe" ve "taibe" vergileri de ortadan kaldırıldı. Böylece Mısır'da vergi toplaması süreci içinde bulunan aracılar ortadan kaldırıldı ve bunlar için vergi mükellefinin verdiği paralar artıp bu aracıların Mısır vergilerinden aldığı payı azaltıldı.[1]
Öküz Kara Mehmed Paşa Mısır'a geldiğinde Mısır eyalet askeri (kul taifesi) olarak adları altında 7 Ocak'ta organize edilmiş eyalet askeri bulunmaktaydı.[1] Bunlar
- Gönüllüler
- Tüfekçiler
- Çerkesler
- Çavuş
- Mütefferika azaplar
- Yeniçeriler
idi. Çeşitli sebeplerle bu asker ocaklarının disiplini bozulmuştu. Bu disiplin bozulmasına baş neden kül taifesinin halktan vergi toplayan "eminlere" refakat etmesi; bu refakat için '"keşşaflara" para ödemesi yapması gerekmesi ve bunun karşılığını almak için halktan "külfe" ve "taibe" adlı vergi toplamaları idi. Askerin bu vergi toplama görevi halkın büyük hoşnutsuzluğu ve şikayetine neden olmaktaydı. Ayrıca ocak subayları, kul taifesinin kendilerine devlet maaşından değişik bir gelir buldukları için emir ferman dinlemediklerinden şikayetçi idiler. Öküz Kara Mehmet Paşa'nın Mısır eyaleti vergi toplaması reformu ile eminleri eyalet divanına bağlaması ve "külfe" ile "taibe" toplanmasını kaldırması bu kul taifesinin menfaatlerine dokunmuştu. Kul taifesinden Gönüllüler, Tüfekçiler ve Çerkesler ocakları buna karşı isyan ettiler ve validen "külfe" ile "taibe" vergilerinin yeniden koyulmasını istediler. Öküz Kara Mehmet Paşa gayet azimle ve şiddetle davranıp isyan etmeyen diğer dört kul taifesi ocağı askerlerini kullanarak, isyancı ocaklarının elebaşlarını yakalatıp öldürttü ve diğer isyancı ocakları mensuplarını da sürgüne göndertti. Böylelikle birkaç bin kişilik kul taifesini askerlikten bertaraf etti. Bu azimli şiddet hareketi ile ortalık sükunete geldi ve Mısır'da emniyet ve asayiş kurulmuş oldu. Bu nedenle Öküz Kara Mehmet Paşa Mısır'da "Kulkıran Mehmet Paşa" olarak anılmaya başlandı.[1][3][4]
Öküz Kara Mehmet Paşa vergi toplama reformları yaptıktan sonra Mısır vilayetinde diğer reformlara geçti. Mısırda hazine gelirlerini ve giderlerini yoluna koymaya çalıştı. Bu mali reform yanında Mısır'da bir para reformuna da girişti. Ekonomik hayatı büyük bir sekteye uğratan eksik, bozuk ve kırpık sıkkeleri tedavülden kaldırtıp eyalette dolaşan sıkkeleri ıslah ettirdi.
Mısır valileri Kahire'de "Ka'latül-cebel" adı ile tanınmış bir tepe üzerinde bulunan bir sarayda oturmakta idiler. Bu tepe etrafındaki surlar bakımsızlıktan yıkılıp yıpranmışlardı. Öküz Kara Mehmet Paşa bu kale duvarlarını yeniden yaptırdı. Ayrıca bu kale içinde Mısır askeri için kışlalar inşa ettirdi. Böylece askeri sınıfın bu kışlalarda kalıp eğitimli ve disiplinli olmalarını sağladı.
Öküz Kara Mehmed Paşa dört buçuk yıl Mısır valiliği yaptıktan sonra Agustos 1611'de İstanbul'a çağrıldı. İstanbul'a karadan gitti. İstanbul'a vardıktan sonra Ocak 1612'de Sultan I. Ahmet'in (o zaman 7 yaşında bulunan) kızi "Gevherhan Sultan" ile evlendi ve saraya Damat oldu.[2][3][5]
O yıl Maraşlı Damat Halil Paşa yerine Kaptan-ı Derya olarak tayin edildi. 1612'de ve 1613'de sefer mevsimlerinde donanma ile iki defa Akdeniz'e sefere çıktı. 1613'de ikinci Akdeniz seferini Malta'lı ve Toskana'li korsanların Silifke civarında bulunan "Ağa Limanı"'na yaptıkları hücumu önlemek veya karşı hücum yapmak için başlattı. Bu denizci Avrupa devletleri ile işbirliği yapan Durzi emiri Maanoglu Fahreddin'i mağlup etti. Sakız Adası civarında Mısır'dan gelmekte olan ve şeker, zahire ve barut yüklü ticaret gemileri ile karşılaştı ve onlara karakol görevi yapmadan Sakız adası yakınlarına gönderdi. Bu civarda pusuda bulunan Napoli Krallığı taht naibi İspanyol Ottaviano d'Aragona'ya ait korsan gemileri bu ticaret gemilerine saldırdılar. Hemmer Tarihi Öküz Mehmet Paşa'nın donanma ile bu korsanlara saldırdığı ama yenilip geri çekildiğini bildirir ama o dönem ait Osmanlı tarihçileri bu deniz savaşından bahsetmezler.[5] Fakat ticaret gemilerinde büyük zayiat verildiği üzerinde tarihçiler anlaşmaktadırlar. Bundan Mehmet Paşa hatalı görülüp 1613'de Kaptan-ı Derya görevinden azledildi ve yerine tekrar Maraşlı Damat Halil Paşa kaptan-ı derya tayin edildi.[3]
Mehmet Paşa böylece 1613'de İstanbul'a döndü ve ikinci vezirliğe atanarak kubbealtı vezirliğine başladı ve bu arada sedaret kaymakamlığı da yaptı. O yıl 17 Ekim 1614'de sadrazam olan Gümülcineli Damat Nasuh Paşa Sultan I. Ahmet tarafından azledilerek idam ettirildi. Yerine padişahın damadı olan Öküz Kara Mehmet Paşa birinci kez sadrazam olarak atandı.[2][3]
Şah Abbas'a karşı yapılmakta olan 1603-1618 Osmanlı-Safevî Savaşı yeniden başlamak üzere idi. O yıl elçi olarak İran'a gönderilmiş olan İncili Mustafa Çavuş'un geri dönmemesi ve Nasuhpaşa Antlaşması'na göre yıllık tazminat olarak İran'ın göndermesi gereken 200 yük ipeğin de gelmemesi nedeniyle 1615'de Sultan I. Ahmet tarafından İran'la barış sona erdirildi. Sadrazam Öküz Kara Mehmed Paşa İran Serdar-ı Ekremi tayin olarak olarak Mayıs 1615' İran cephesine gitmek üzere Haleb'e doğru yola çıktı.
Fakat o yıl askeri hareketa başlamak için mevsim çok geç olduğu kabul edildi. Öküz Kara Mehmet Paşa ordusunun birlikleri Kahramanmaraş, Malatya ve Sivas'ta kışladılar. Nisan 1616'da ordu Erzurum, Göksun, Yayla ve Kars yoluyla Revan ve Nihavend üzerine yöneldi. Ordu ile yolda karşılaşılan İranlı birlikleriyle yapılan çarpışmaları kazanarak İranlılar elinde geçmiş bulunan Revan'a vardı ve şehri kuşatmaya aldı.[5] Şah Abbas yeni bir ateşkes antlaşması yapmak için bir heyet göndererek barış müzakerelerine başladı. Fakat Şah Abbas'ın bu müzakereleri sonuçlandırma hedefi yoktu ve sadece müzakereleri uzatmak istemekteydi. Sonunda uzayan müzakereler dolayısıyla kış mevsimi geldi. Öküz Kara Mehmet Paşa bu mevsimde askeri harekat yapamayacağı için Revan kuşatmasını bırakıp geri geçildi. Şah Abbas böylelikle Revan'ın Osmanlılar tarafından işgal edilmesini önlemiş oldu. Öküz Kara Mehmet Paşa o kışı Soğanlı Yayla'da geçirdi. Fakat İstanbul'daki rakiplerinin bu Revan kuşatması başarısızlığını tenkit ettikleri haberleri gelmeye başladı ve 17 Aralık'ta sedaretten istifa edeceği hakkında bir haberi başkente gönderdi. Ocak 1617'de birinci kez sadrazamlığından azledilip yerine Maraşlı Damat Halil Paşa sadrazam tayin oldu.[5]
Öküz Kara Mehmet Paşa bundan sonra ikinci vezir olarak kubbealtı vezirliği görevine devam etti. Sadrazam Maraşlı Damat Halil Paşa İran cephesi serdar-ı ekremi iken İstanbul'da sedaret kaymakamlığını Sofu Mehmed Paşa yapmaktaydı. Bu sırada İstanbul büyük olaylara sahne oldu. Sultan I. Ahmet birden hastalanıp 22 Kasım 1617'de öldü. Sofu Mehmed Paşa ve saray ilerigelenleri sultanlığın "babadan-oğla geçme" prensibini bozarak yeni olarak "ekberiyet" prensibini getirdiler. Bu yeni prensibi uygulayarak I. Ahmed'in genç oğlu Şehzade Osman yerine, o zaman en yaşlı padişah oğlu (III. Mehmed'in oğlu ve I. Ahmed'in kardeşi) olan I. Mustafa'yı tahta çıkardılar. Fakat I. Mustafa üç ay kadar süren bir saltanattan sonra, akli dengesi yerinde olmadığı nedeniyle, 26 Şubat 1618'de tahttan indirildi. Yerine 15 yaşında olan I. Ahmed'in oğlu II. Osman tahta geçirildi.[1]
II. Osman ilk önemli ataması 9 Temmuz 1618'de İstanbul'da Sadrazam Kaymakamı olan Sofu Mehmed Paşa'yı azledip ikinci vezir olan Öküz Kara Mehmed Paşa'ya bu görevi vermesi oldu. Ertesi yıl Sadrazam ve İran cephesi Serdarı olan Maraşlı Damat Halil Paşa, İran'da 1681'de Şah Abbas'ın boşalttığı Tebriz'i ele geçirdi; ama oradan Erdebil'e yürümekte iken Pul-i Şikeste'de İran ordusunun bir pususuna düştü ve Osmanlı ordusu büyük bir bozguna uğradı. Bundan sonra İran'la, 26 Eylül 1618'de Serav Antlaşması imzalandı. Serdar-ı Ekrem Sadrazamın doğu cephesindeki bu başarısızlıkları üzerine II. Osman 18 Ocak 1619'da Maraşlı Damat Halil Paşa'yı görevinden aldı ve yerine Öküz Kara Mehmed Paşa ikinci defa sedarete getirildi.[1]
29 Eylül 1619'da Şah Abbas'ın elçisi Yadigar Ali İstanbul'a geldi. Yanında hediye olarak 100 yük ipek, 4 fil, 1 gergedan ve diğer değerli hediyeler getirmişti.[6] Paraya ve hediyelere çok düşkün olan II. Osman bu hediyelerden gayet memnun oldu. Yine o yıl Kaptan-ı Derya olan İstanköylü Çelebi (Güzelce) Ali Paşa Akdeniz'de Hıristiyan korsanlara ait olan 6 kalyon ele geçirmişti. Mevsim icabı İstanbul'a dönen donanma ile bu kalyonları İstanbul'a getirdi. Bu kalyonlarda bulunan 200 esiri, her bir esirin omuzuna 1 kese gümüş kuruş ve diğer değerli mallar koydurarak, Padişah'a sundu. Padişah Güzelce Ali Paşa'nın bu jestinden pek memnun olup onu altın zencir ve hilat ile taltif etti. Fakat sadrazam Öküz Mehmet Paşa bu eşyanın Osmanlı devleti ile ticaret anlaşması yapmış olan Venedik ve Fransa devletleri tüccarlarına ait olduğunu bildirip buna itiraz etti. Ayrıca Öküz Mehmet Paşa kaptan-i deryanın Venedik haraçlarının büyük bir oranını hazineye vermediğinden şikayetci oldu. Venedik Elçisi divana gelip devletinin şikayetini sundu. Fakat paraya çok düşkün olan II. Osman, bu ganimetlerin deniz hukukuna uygun olduğuna ait danışman fikri aldığı için, hiçbir netice alınmadı. Ayrıca İstanköylü Çelebi (Güzelce) Ali Paşa padişaha daha yeni hediyeler verme ve hazineye daha çok varidat temin etme vaatleri vermişti. Bunun üzerine 23 Aralık 1619'da Öküz Kara Mehmed Paşa sadrazamlıktan azledildi ve yerine İstanköylü Çelebi (Güzelce) Ali Paşa sedarete geçirildi.
Ali Paşa hazineye yeni varidat bulmayı eski devlet adamlarının mallarını müsadere etmekle gerçekleştirmeye çalıştı. Bu arada Öküz Kara Mehmet Paşa'nın tüm "mallarını müsadere ettirip üryan ve püryan" [6]' onu Halep'e vali tayin etti. Öküz Kara Mehmet Paşa Halep'e gitti ve aynı yıl 1619'de orada öldü. Halep'te Şeyh Bekir Zaviyesi yanında bulunan türbesinde gömüldü.
Değerlendirme
Öküz Kara Mehmet Paşa Mısır valiliği sırasında yaptığı icraat ve reformlar ile isim yapmıştır.
Uzunçarşılı'ya göre:[1]
Devlet hizmetlerinde doğruluğu, haksinaslığı, cesareti ve cömertliği ile tanınmıştır. Vakur ve ciddi olup hükümet reisliğinde orta derecede iktidarı haizdi.
Eserleri
Mısır valiliği sırasında Mekke'de ve hac yolu üzerinde olan Şam ve Hicaz yolları üzerinde sular getirmesi ve kaleleri tamir ettirmesi icraatı vardır.
İlk sadaretinden, 1616'da çıktığı İran Seferi'nde Safevilere yenik düşmüş olmasından ötürü azledilmesi sonrasında tayin edildiği Aydın Valiliği esnasında Batı Anadolu ticaretinin gelişmesini teşvik için Kuşadası'nda inşa ettirdiği kervansaray (sonradan ticari merkez yabancı tacirlerin tercihiyle İzmir'e kaymıştır) Öküz Mehmed Paşa Kervansarayı adını taşımaktadır.
Ayrıca, ikinci sadaretinde, İran Seferi esnasında, Niğde'nin Ulukışla ilçesinde de bir kervansaray, cami, mektep, medrese, çeşme ve köprü inşa ettirmiştir. Yaptırdığı kervansaray sonradan Faruk Nafiz Çamlıbel'in "Han Duvarları" şiirinin ilham kaynağını oluşturmuştur.
Doğum yeri olan Karagümrük'te cami, çeşme ve mektep yaptırmıştır. Sakız'da camii ve gezdiği bazı diğer yerlerde hayırlı kurumları bulunmaktadır.
Öküz Mehmet Paşa ile ilgili bir anekdot
Çevresindekilerce gizliden gizliye "Öküz" olarak adlandırılmış olan Mehmet Paşa'nın komuta ettiği ve İran'a karşı düzenlenen bir seferde, ordu komuta heyeti kışlak çadırında toplanmış taarruz planlarını gözden geçirirlerken, birliklerin iaşesi ve taşıma işleri için getirilmiş öküzlerden biri çadırın aralığından kafasını uzatıp gözlerini Öküz Mehmet Paşa'ya dikmiş. Çevresindekiler gülmemek icin kendilerini zor tutmuşlar, biraz tebessüm ederlerken, öküz gitmiş. Ancak bir süre sonra tekrar gelip, başını yine içeri uzatmış ve yine uzun uzun Öküz Mehmet Paşa'yı süzmüş. Bu sefer çevresindekiler artık kendilerini tutamayıp kahkahaları basmışlar. Herkes gülmekten kırılırken, Öküz Mehmet Paşa, "Bu hayvan bana ne diyor biliyor musunuz?" diye sormuş. "'Hadi senin kim olduğunu anladım da, bu yanındaki eşekler neyin nesi?' diye soruyor."
Kaynakça
- 1 2 3 4 5 6 7 8 Uzunçarşılı, İsmail Hakkı, (1954) Osmanlı Tarihi III. Cilt, 2. Kısım , XVI. Yüzyıl Ortalarından XVII. Yüzyıl Sonuna kadar), Ankara: Türk Tarih Kurumu
- 1 2 3 4 5 Mehmed Süreyya (haz. Nuri Akbayar) (1996), Sicill-i Osmani, İstanbul:Tarih Vakfı Yurt Yayınları ISBN 975-333-0383 C.IV s.441
- 1 2 3 4 5 Avcı, Casim, "Mehmed Paşa (Öküz, Damat)" (1999) Yaşamları ve Yapıtlarıyla Osmanlılar Ansiklopedisi, İstanbul:Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık A.Ş. C.2 s.164 ISBN 975-08-0072-9
- ↑ Naima Tarihi, C.2 şay.51
- 1 2 3 4 Hammer Tarihi
- 1 2 Necdet Sakaoğlu (19990 Bu Mülkün Sultanları, İstanbul:Oğlak ISBN 9753292996 sa.281-182)
Dış bağlantılar
- Danişmend, İsmail Hâmi (1971) Osmanlı Devlet Erkânı, İstanbul:Türkiye Yayınevi, say.. 29.
- Uzunçarşılı, İsmail Hakkı, (1954) Osmanlı Tarihi III. Cilt, 2. Kısım , XVI. Yüzyıl Ortalarından XVII. Yüzyıl Sonuna kadar), Ankara: Türk Tarih Kurumu (Altıncı Baskı 2011 ISBN 978-975-16-0010) say.367-370
- Mehmed Süreyya (haz. Nuri Akbayar) (1996), Sicill-i Osmani, İstanbul:Tarih Vakfı Yurt Yayınları ISBN 975-333-0383 C.IV s.441
- Avcı, Casim, "Mehmed Paşa (Öküz, Damat)" (1999) Yaşamları ve Yapıtlarıyla Osmanlılar Ansiklopedisi, İstanbul:Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık A.Ş. C.2 s.164 ISBN 975-08-0072-9
- Gültekin, R. Eser (2001), Ulukışla ve Öküz Mehmet Paşa Menzil Külliyesi, Ankara: TC Kültür Bakanlığı Yayınları ISBN975-17-2738-3
Siyasi görevi | ||
---|---|---|
Önce gelen: Nasuh Paşa |
Osmanlı Sadrazamı 17 Ekim 1614 - 17 Kasım 1616 |
Sonra gelen: Damat Halil Paşa |
Önce gelen: Damat Halil Paşa |
Osmanlı Sadrazamı 18 Ocak 1619 - 23 Aralık 1619 |
Sonra gelen: İstanköylü Çelebi (Güzelce) Ali Paşa |
Askerî görevi | ||
Önce gelen: Damat Halil Paşa |
Kaptan-ı Derya 1612 - 1613 |
Sonra gelen: Damat Halil Paşa |
|