Bulgaristan-Türkiye ilişkileri

Bulgaristan-Türkiye ilişkileri

Bulgaristan

Türkiye

Bulgaristan-Türkiye ilişkileri, Türkiye Cumhuriyeti ile Bulgaristan'ın sürdürdüğü uluslararası politikaları içerir.

Bulgaristan ile Türkiye birçok konuda birbirine paralel politikalar izlemektedirler denilebilir. "Batı tarzı" politikalar konusunda belirli seviyelerde uyuşma söz konusudur. İnsan hakları, kuvvetler ayrılığı ve demokratik ilkeler bağlamında ise Bulgaristan Batılı modele daha yakın olduğu bu konudaki uluslararası değerlendirme raporlarından anlaşılmaktadır.[1] NATO'ya 2004'ten beri üye olan Bulgaristan ile Türkiye arasında askeri işbirliği mevcuttur. Her ne kadar geçmiş yüzyıldan yaşanan bir dizi sorun olsa da günümüzde bunlar pek fazla gün yüzüne çıkmamakta politik ilişkiler orta düzeyde devam etmektedir. Ticari ilişkiler ise son derece iyi seyretmekte yıldan yıla ticari hacim artmaktadır ancak Türkiye aleyhine bir ticari denge olduğu söylenebilir.

İlişkilerin tarihçesi

Osmanlı Devleti İmparatorluğu'nun Bulgarlarla karşılaşması 14. yüzyıl ortalarına dayanır. 1362 yılında Filibe Osmanlı Devleti'nin eline geçti. 1364 yılında Sırplarla birlikte Osmanlı Devleti'ne karşı yaptıkları Sırpsındığı Savaşı'nı kaybeden Bulgarlar Osmanlılar tarafında vergiye bağlandılar. 1382 yılında Sofya Osmanlı Devleti'nin eline geçti. 3 ay süren bir kuşatma sonunda 17 Temmuz 1393 tarihinde Tırnova kenti de düştü. 1396 yılında Osmanlı padişahı Yıldırım Bayezid Niğbolu Savaşı'nı kazanarak Vidin'i Osmanlı topraklarına kattı. 1402 yılında Osmanlı tarihinde başlayan Fetret Devri'nden yararlanan Bulgar kralı II. Konstantin Vidin'de 1422 yılına kadar hüküm sürdüyse de bundan sonra Bulgar Çarlığı tamamen tarihe karıştı ve Bulgar tarihinde 456 yıl sürecek olan Osmanlı dönemi başladı.

Osmanlı dönemi Bulgaristan topraklarında derin bir iz bıraktı. Bulgarlar daha çok köyler ve kasabalarda yaşamaya devam ederken, Sofya, Filibe ve Varna gibi büyük şehirler Osmanlı kimliğine büründüler. Bulgaristan topraklarında büyük bir Türkleşme süreci yaşandı. Buna karşılık çok sayıda Bulgarlar da İstanbul ve Anadolu'ya yerleştiler. Bulgarlar kendilerine ait Bulgar Ortodoks kilisesini kurarak kendi dinlerini serbestçe uygulamaya devam ettiler.

1789 yılındaki Fransız Devrimi ile başlayan özgürlük dalgaları, özellikle 19. yüzyılda Yunanlar ve Sırpların bağımsızlıklarını kazanması Bulgarları da etkiledi. Çarlık Rusyası'nın da kışkırtmasıyla Bulgarların arasında bağımsızlık istekleri ortaya çıktı. 1876 yılının Nisan ayında Panagürişte bölgesinde başlayan Bulgar isyanları bütün Orta Dağ bölgesine yayıldı. Bu dönemde bölgeye Rusya tarafından Kafkasya'daki yurtlarından zorla atılmış birçok Kafkasyalı (Çerkes, Abaza, vs.) Müslüman yerleştirilmişti. Ruslar gibi Slav olan Bulgarlarla, Ruslardan büyük eziyet çekmiş Kafkasyalı Müslümanlar arasında karşılıklı katliamlar yaşandı. Osmanlılar bu isyanları kısa zamanda bastırdılar. Ancak batı dünyasında Osmanlı Devleti'nin bu isyanların bastırılmasında kullandığı yöntemler büyük eleştirilere neden oldu. Bulgarların uğradığı katliamlar tek taraflı olarak yansıtıldı. Müslümanların uğradığı katliamlar göz ardı edildi. Avrupa'da Bulgarların lehinde bir kamuoyu oluşmasına neden oldular. Rusların Bulgarlar için istediği özerlik talebi 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nın (93 Harbi) nedenlerinden biriydi.

93 Harbinin büyük bir bölümü Bulgaristan topraklarında çarpışıldı. Osmanlıların uğradığı ağır yenilgi sonucu 3 Mart 1878 tarihinde Ruslarla imzalanan Ayastefanos Antlaşması'yla Bulgaristan Osmanlılardan özerkliğini kazandı. 1912 yılında Bulgaristan, Yunanistan, Sırbistan ve Karadağ ile birlikte Osmanlılarla yaptığı I. Balkan Savaşı'nı kazanarak Edirne dahil Doğu Trakya'nın büyük bir bölümünü ele geçirdi. Trakya'daki Türk toplumuna karşı büyük katliamlar yaparak İstanbul sırtlarındaki Çatalca'ya kadar ilerleyen Bulgarlar Osmanlı topraklarını ele geçirmek için çalıştılar. Ancak II. Balkan Savaşı sonrasında Bulgaristan, bu toprakların büyük bir bölümünü Osmanlı Devleti'ne geri verdi. 29 Eylül 1913 tarihinde Osmanlı Devleti'nin Bulgaristan'la imzaladığı İstanbul Antlaşması ile belirlenen Türkiye-Bulgaristan sınırı günümüze kadar geçerliliğini korumaktadır.

Günümüzdeki ilişkiler

Bulgaristan'daki Türk azınlığın hakları Türkiye'nin Bulgaristan'la olan dış ilişkilerinde ortaya çıkan en büyük sorundur. 2001 yılında yapılan nüfus sayımına göre Bulgaristan'da 756.664 sayısında Türk yaşamaktadır. Başta Kırcaali, Razgrad, Şumnu, Eski Cuma, Silistre, Dobriç, Burgaz, Rusçuk, Sofya şehirleri olmak üzere birçok yerleşim bölgesinde Türkler yaşamaktadır. Bulgaristan Türkleri bazı dönemlerde Bulgar Devleti sınırları içinde nispeten özgür bir yaşam sürebilmişlerdir. Ancak bazı dönemlerde din ve dillerinden dolayı ağır bir baskıyla karşılaşmışlardır. 1984-1989 yılları arasında Bulgaristan'ın Komünist cumhurbaşkanı Todor Jivkov Türklere karşı ağır bir Bulgarlaştırma siyaseti başlattı. Türklerin adları zorla Bulgar adlarla değiştirildi. Türkçe konuşma, gelenek ve gorenekler yasaklandı. 1989 yılında Bulgaristan Türkiye'yle olan sınırlarını açarak bu siyasetten hoşnut olmayan Türkleri Türkiye'ye göçe zorladı. 1989 yılının ikinci yarısında 300.000 Bulgaristan Türkü Türkiye'ye göç etti. Aynı dönemlerde Bulgaristan'daki komünist yönetim sona erdi. Yeni yönetim Türklerin eski adlarına geri dönmesine izin verdi ve Türkleri etkileyen diğer ağır koşullar yürürlükten kaldırıldı. Türkiye'ye göç eden Bulgaristan Türklerinin bir kısmı Bulgaristan'a geri döndü.

Bulgaristan Meclisi, 2007 yılında sözde Ermeni Soykırımı'nı tanımayı içeren yasayı reddetti.[2] Ayrıca Bulgaristan Meclisi, Nisan 2012 tarihinde Todor Jivkov rejiminde uygulanan Türkleri Bulgarlaştırma politikasını kınadığını deklare etti.

Günümüzde Türkiye-Bulgaristan ilişkileri dostluk zemininde gelişmesine devam etmektedir. İki ülke arasında geniş bir ticaret ilişkisi mevcuttur. Bulgaristan Türkleri iki ülke arasında önemli bir köprü rolü oynamaktadırlar.

Kaynakça

This article is issued from Vikipedi - version of the 5/3/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.