Avrupa Birliği-Türkiye Gümrük Birliği
AB-Türkiye gümrük birliği için Türk anı parası.
Avrupa Birliği-Türkiye Gümrük Birliği, (Türkiye'de Gümrük Birliği adıyla bilinir.) 6 Mart 1995 tarihinde Ankara Anlaşması ile kurulan AT-Türkiye Ortaklık Konseyi'nin uygulama kararı almasıyla 31 Aralık 1995 tarihinde yürürlüğe giren gümrük birliğidir.[1] Ticari ürünler, her iki taraf arasında herhangi bir gümrük kısıtlaması olmaksızın satılabilir. Gümrük Birliği temel ekonomik alanlarda (tarım gibi), ikili ticaret imtiyazları uygular, hizmet veya kamu ihalelerini kapsamaz.
1996 yılında Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu kapsamındaki ürünlerin satışı için Türkiye ve Avrupa Birliği arasında bir serbest ticaret bölgesi kurulmuştur. Ortaklık Konseyi 1/98 Kararı tarım ürünleri ticaretini kapsamaktadır.
Gümrük birliği, kapalı ürünler için ortak bir dış tarife sağlamanın yanı sıra Türkiye'de, özellikle endüstriyel standartlara ilişkin birkaç temel iç pazar alanlarında AB müktesebatının uygulanmasını öngörmektedir.
Türkiye için Sonuçları
1996 yılından bu yana Türkiye, AB'nin ana ihracat ve ithalat ortaklarından biri oldu. Sanayinin ağırlıkta olduğu bu ticari ilişkide (tüm ithalat ve ihracatın % 95), Türkiye'nin gayri safi yurtiçi hasılası 4 kat arttı ve Türkiye'yi dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri haline getirdi. Aynı zamanda, ancak Türkiye'nin dış ticaret açığı 1995-2008 arasında 2 kat (AB arasında) ve AB üyesi olmayan ülkeler ile de 6 kat (dünyanın geri kalanı) artmıştır. Gümrük Birliği, bu gelişmelerde büyük bir faktördür. Bazı yorumcular Avrupa'nın hammadde alması karşılığında Türkiye'ye mamul ürünleri satışındaki kısır döngüyü oluşturduğunu savunur. Bu nedenle Türkiye, Avrupa'dan gelecek hammadde ve mamul ürünlere bağımlı hale gelmesine neden olmaktadır.[2]
Bazı akademisyenler gümrük birliği anlaşmasının Osmanlı İmparatorluğu kapitülasyonları gibi olduğunu savunmaktadır.[3] Bu gümrük birliğine rağmen Türkiye, hala Avrupa Birliği'ne ekonomik ve siyasi güçleri veren bir üye değildir. Çünkü;
- Türkiye, gümrük birliği protokolünü kabul ederek, AB'ye dış ilişkilerini yönlendirme hakkı verdi. Türkiye, önkoşul olmaksızın AB'nin üye olmayan bir ülke ile imzaladığı (yani dünyada diğer tüm ülkeler) tüm anlaşmaları kabul etti. (16. ve 55. maddeler[4])
- Türkiye gümrük birliğine girerek, AB bilgisi olmadan herhangi bir AB üyesi olmayan ülke anlaşma yapmamayı kabul etti. Aksi takdirde AB, müdahale ve bu anlaşmayı iptal etme hakkına sahipti.(56. madde[4])
- Türkiye, gümrük birliğine girerek, kayıtsız şartsız AB gümrük birliği için yapılan yeni yasalara paralel yasaları yapmayı kabul etti.(8. madde[4])
- Türkiye, gümrük birliğine girerek, tüm yasaları ve tek Türk hakimi olan Avrupa Adalet Divanı'nın kararlarını kabul etti.(64. madde[4])
- Türkiye, gümrük birliğine girerek, Avrupa mallarına kendi pazarını açtı. Türkiye'nin yerli mallarındaki kalitesindeki fark nedeniyle rekabet etmekte büyük bir zorluk vardı. Avrupa malları, herhangi bir gümrük ücreti olmadan Türkiye'ye akacaktır.
Kaynakça