Türkiye Cumhuriyeti Diyanet İşleri Başkanlığı
Koordinatlar: 39°54′23.44″K 32°45′39.62″D / 39.9065111°K 32.7610056°D
Diyanet İşleri Başkanlığı | |
---|---|
Diyanet İşleri Başkanlığı Binası, Ankara | |
Kuruluş | 3 Mart 1924, Mustafa Kemal Atatürk |
Tür | Kamu Kurumu |
Merkez | Üniversiteler Mahallesi, Dumlupınar Bulvarı No:147/A 06800 Çankaya/Ankara |
Resmî diller | Türkçe |
Lider | Mehmet Görmez |
Bütçe | 6.867.117.000 (2017)[1] |
Resmî site | diyanet.gov.tr |
Diyanet İşleri Başkanlığı, 3 Mart 1924 tarihinde[2] Şer'iye ve Evkaf Vekâleti 'nin yerine kurulan, İslâm dininin inançları, ibadet ve ahlâk esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmekle görevli kurumdur. Mustafa Kemal Atatürk'ün emriyle 429 sayılı kanunla Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığına bağlı bir teşkilat olarak kurulmuştur.
Anayasanın 136. maddesinde; "Genel idare içinde yer alan Diyanet İşleri Başkanlığı, laiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasî görüş ve düşünüşlerin dışında kalarak ve milletçe dayanışmayı ve bütünleşmeyi amaç edinerek, özel kanununda gösterilen görevleri yerine getirir" hükmü yer almaktadır.
Örgütte Din Şurası, Merkez Disiplin Kurulu, Teftiş Kurulu, Hukuk Müşavirliği, Din İşleri Yüksek Kurulu, Dini Görevler ve Din Görevlilerini Olgunlaştırma Müdürlüğü, il ve ilçe Müftülükleri, bucak ve köy İmamlıkları, Vaizlikler, Cami görevlileri.
Diyanet işleri başkanları
# | İsim | Görev başlangıcı | Görev bitişi |
---|---|---|---|
1 | Mehmet Rifat Börekçi | 1 Nisan 1924 | 5 Mart 1941 |
2 | Mehmed Şerafeddin Yaltkaya | 14 Ocak 1942 | 23 Nisan 1947 |
3 | Ahmet Hamdi Akseki | 29 Nisan 1947 | 9 Ocak 1951 |
4 | Eyüp Sabri Hayırlıoğlu | 17 Nisan 1951 | 10 Haziran 1960 |
5 | Ömer Nasuhi Bilmen | 30 Haziran 1960 | 6 Nisan 1961 |
6 | Hasan Hüsnü Erdem | 6 Nisan 1961 | 13 Ekim 1964 |
7 | Mehmet Tevfik Gerçeker | 15 Ekim 1964 | 16 Aralık 1965 |
8 | İbrahim Bedreddin Elmalılı | 17 Aralık 1965 | 25 Ekim 1966 |
9 | Ali Rıza Hakses | 25 Ekim 1966 | 15 Ocak 1968 |
10 | Lütfi Doğan | 15 Ocak 1968 | 25 Ağustos 1972 |
11 | Lütfi Doğan | 26 Ağustos 1972 | 26 Temmuz 1976 |
12 | Süleyman Ateş | 28 Temmuz 1976 | 7 Şubat 1978 |
13 | Tayyar Altıkulaç | 9 Şubat 1978 | 10 Kasım 1986 |
14 | Mustafa Sait Yazıcıoğlu | 17 Haziran 1987 | 2 Ocak 1992 |
15 | Mehmet Nuri Yılmaz | 3 Ocak 1992 | 13 Mart 2003 |
16 | Ali Bardakoğlu | 28 Mart 2003 | 11 Kasım 2010 |
17 | Mehmet Görmez | 11 Kasım 2010 | Görevde |
Atatürk Devrimleri ve Diyanet
Atatürk Devrimleri, Osmanlı ulemasını, ilmiyeyi tasfiye ettikten sonra, eski kurumları birer birer kaldırdı. Din işlerinin düzenlenmesi için Diyanet İşleri Başkanlığı kuruldu.
Bilimsel açıdan devletin egemenliğinde bir devlet memurluğu olan Diyanet İşleri Başkanı bir bürokrattır, Diyanet'in fetvaları laik sistemde bağlayıcı değildir, rehber niteliğindedir. Bunun sebebi Atatürk Devrimlerinin ana unsurunun laiklik oluşudur. Her ne kadar Batı'da din ve devlet teşkilatları birbirinden ayrı ise, ve devlet bütçesinden din görevlilerine maaş ödenmemekteyse de, Türkiye'de Batı'daki gibi bir ruhban sınıfı, kilise, rahiplik bulunmadığından bu anlamda bir sorun oluşturmamakta, ancak kurumun Sünnî-Hanefî yapısı dolayısıyla zaman zaman hem diğer din ve mezheplerce, hem tam laiklik taraftarlarınca eleştirilmektedir.
İslâm'da ruhbanlık yoktu, ancak siyasi ve sosyolojik olarak ulemanın yapılanışında bir ruhbanlık eğilimi vardı ve bu güçle saltanatla yan yana idi. Cumhuriyet rejiminde ise devrimin genel felsefesi dinî vicdana indirgemek olduğu için Diyanet kurumu, devlet bürokrasisi içinde olmasına rağmen iktidarın dışında bir yapıdadır. Mesela Din işleri Yüksek Kurulu kararları ictihadi kararlar değildir. Başörtüsünün zaruri dinî emir olduğunu söylese bile fetvanın siyasi ve hukuki bir yaptırımı yoktur, sadece yurttaşları aydınlatıcıdır. Çünkü Diyanet'in muamelat sahasında hükümler vazetmesi rejime aykırıdır. Devrimin amacı da buydu: Diyanet ibadet işlerine, devlet muamelata ilişkin yasalara bakacaktı.
Ruhbanlaşmış ilmiye sınıfı Osmanlının son devirlerinde iktidara dinî kılıf sağlama makamı olmuştu. Mesela İstanbul Hükûmeti, millî mücadeleciler için 'bunlar haindir, idamları caizdir' diye fetva çıkarttırmıştı. Cumhuriyetin ilk Diyanet İşleri Başkanı olan Rıfat Börekçi ise, o zaman Ankara'da Müdafaai Hukuk'un başkanı olarak, millî mücadelenin kutsal bir savaş olduğunu, halifenin esarette olduğunu belirten fetvasını Anadolu'ya dağıtmış, İstanbul hükümetince gıyaben idama mahkûm edilmişti. İstanbul hükümetinin çıkardığı fetvaların ve arama emirlerinin işgalcileri yanıltmak üzere alınmış bir tertip olduğu, Mustafa Kemal ve kuvvacılar hakikaten yakalanmak istenseydi kolaylıkla bunun mümkün olduğu da öne sürülmüştür. Eski başbakanlardan Ecevit de vefatından kısa bir süre önce "Vahdettin hain değildi" açıklamasını yaparak, Mustafa Kemal'in bizzat Sultan Vahdettin tarafından görevlendirilmiş ve yetkilendirilmiş olduğunu zımnen kabul etmiştir.
Millî mücadeleden sonra TBMM'nin dünyevi ve uhrevi bütün yetkileri elinde bulundurduğu ilan edilerek, monarşiye ve hilafete son verilmiş, şeriye ve evkaf vekillikleri kaldırılmıştı, bunların bıraktığı boşluğu doldurmak üzere Diyanet kuruldu. Diyanet ruhani bir kurum olmadı.
Kaynaklar
- ↑ "2017 Yılı TBMM Bütçe Görüşmeleri". tbmm.gov.tr. 6 Aralık 2016. 14 Aralık 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://archive.is/e6xfH. Erişim tarihi: 14 Aralık 2016.
- ↑ "Kuruluş ve Tarihi Gelişim". Diyanet İşleri Başkanlığı. 27 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://web.archive.org/web/20160327232321/http://diyanet.gov.tr/tr/kategori/kurulus-ve-tarihce/28. Erişim tarihi: 30 Mart 2015.
Dış bağlantılar
|