Menşevik
Menşevikler (Rusçası: меньшевик) Rus Sosyal Demokrat İşçi Partisinin 1903 yılında yapılan 2. Konferansında Lenin ile Julius Martov arasında yaşanan fikir ayrılıkları sonucu partinin bölünmesi sonucu ortaya çıkan iki gruptan birisidir.
Parti üyeliğinin tartışıldığı birleşimde fikir ayrılığı yaşanmasının ardından çoğunlukta olan Lenin taraftarlarına Rusça çoğunluk anlamına gelen Bolşevikler, azınlıkta kalan Martov taraftarlarına da azınlık anlamına gelen Menşevikler denilecektir.
1917 Şubat Devriminin ardından Menşevikler Geçici Hükümet içinde yer alacaktır. Ekim Devrimi ile Bolşeviklerin iktidarı alması üzerine örgütsel olarak hareketsiz kalan Menşevik liderler Bolşevik karşıtı Rus İç Savaşına aktif olarak dahil olmayacaklardır. Menşeviklerin kuvvetli olduğu Gürcistan’da kurulan Gürcistan Demokratik Cumhuriyeti, 1921 yılında Kızılordu tarafından zorla Sovyetler Birliği’ne dahil edilince Menşevik liderler Avrupa’ya sürgüne kaçacaklardır. Tabanda ise çok sayıda Menşevik, Bolşeviklere katılacaktır.
Bölünme
Ağustos 1903’deki Rus Sosyal Demokrat İşçi Partisi (RSDİP) 2. Kongresi Lenin ile Martov arasındaki derin fikir ayrılıklarına sahne olur. Önce parti yayın organının yayın kurulunun bileşimi daha sonra da parti üyesinin tanımı üzerinde tartışmalar yürütülür. Özellikle tarafların üye tanımlamalara bakıldığında büyük bir fark görünmese de iki farklı örgüt yapısı tanımlandığı anlaşılmaktadır. Buna göre Lenin parti üyesinin kesinlikle bir parti biriminde faaliyet göstermesi şartını getirmek isterken, Martov üyenin sadece partinin gözetiminde olmasının yeterli olduğunu savunuyordu. Lenin az sayıda profesyonel devrimciye ve çok sayıda parti sempatizanına sahip bir parti öngörürken Martov ise daha geniş ve görece sebest bir üyeliğe sahip bir parti kurgulamaktaydı. Konu görüşülürken Martov’un yorumu çoğunluğu kabul görür. Ancak parti üyesi Yahudilerin partiden ayrı bir örgütlülüğe sahip olmasını savunan Bundcular Kongre tarafından reddedilince dengeler değişir. Martov’u destekleyen Bundcuların ayrılmasıyla Lenin taraftarları çoğunluğu elde edecek ve Kongre tarafından seçilen Merkez Komite başta olmak üzere tüm parti organlarına bu durum yansıyacaktır. Artık birer hizip halini alan bu iki grubun isimleri de çoğunluk ve azınlık kelimelerinin Rusça karşılıklarından gelmektedir. Kongrede Bolşeviklerin çoğunluğu sağlamış olmalarına rağmen genel eğilim Menşeviklerden yanadır. Kongreden sonra iki hizip de birbirinden ayrı örgütlenmeye başlayacaktır.
Bölünmeden sonra
1903–1917
1905 Devrimi iki hizipi de hazırlıksız yakalar. Sürece sonradan dahil olan Bolşevikler Moskova’da Aralık ayında örgütledikleri ayaklanmada başarısız olsalar da örgütlenmede Menşeviklere göre daha başarılı olmuşlardır. 1906 yılındaki RSDİP 4. Kongresinde yeniden birleşme resmen başarılır. Bunda 1905 Devriminin başarısız olmuş olmasının etkisi ve Çarlık rejiminin sosyalistlere yoğun saldırı başlatmasının da etkisi vardır. Kongrede Menşevikler çoğunluktadır. Buna rağmen Lenin’in parti üyesi tanımı kongrede benimsenir. Ancak taraflar arasında ittifaklar ve zlenecek siyasi hat ile ilgil sayısız anlaşmazlık yaşanır. İki hizip de kendi örgütlerini korur ve gittikçe birbirinden bağımsız hareket etmeye başlar.
İki hizip de Rusya’nın henüz sosyalizme geçilebilecek derecede sanayileşmemiş olduğunu düşünüyor, Çarlık rejiminin devrilmesi ve burjuva demokratik devrimi için çalışılması gerektiğini savunuyordu. İki taraf da işçi sınıfının mutlaka bu devrimsel süreçte rol oynaması gerektiğini düşünüyordu. Ancak 1905’den sonra Menşevikler liberal burjuvazi ve özel olarak da Kadetler ile ittifak yapılması gerektiğini savunuyorlardı. Bolşevikler ise Kadetlerin devrimci bir süreci yürütebilecek bir yapıda olmadığını söyleyerek köylü ağırlıklı diğer sosyalist partilerle (örneğin SR’larla) ittifak yapılabileceğini düşünüyorlardı. Lenin’e göre devrimci durumda proletarya ve köylülerin diktatoryası kurulup burjuva devrimi sonuna kadar götürülmeliydi. Menşevikler giderek yasal imkânları ve sendikaları daha çok kullanmaya başlamış, aynı kurumlarda varolan Bolşevikler ise işçilerin silahlı ayaklanmasına daha sıcak bakmışlardı.
1905 Devriminin bastırılmasından sonra çok sayıda Menşevik partiden ayrılarak yasal muhalefet hareketlerine dahil olacaktır. Lenin 1908 yılında devrimcilikten uzaklaştığını düşündüğü Menşevikleri tasfiyecilikle suçlayacaktır. İki hizip arasındaki uzlaşmaz çelişkiler sonucunda 1912 yılında Bolşevikler artık ayrı bir parti olduklarını ilan ettikleri kongreyi gerçekleştireceklerdir. Menşevikler ise ayrı bir parti olarak 1914 yılında örgütlenecektir. Bolşevikler I. Dünya Savaşını emperyalist bir savaş olarak reddederken Menşeviklerin çoğu onlara katılacak, ancak küçük bir sağ eğilimli kesim anavatanın savunulması çağrısı yapıp savaşı destekleyecektir.
1917 Devrimleri
1917 yılı Şubat Devrimi ile birlikte Çarlık rejiminin devrilmesiyle birlikte İrakli Tsereteli önderliğindeki Menşevikler başa geçen Geçici Hükümete çağrı yaparak ilhaksız ve adil bir barış yapılması gerektiğini bildirdi. Ancak bu çağrıya rağmen Menşevikler savaşın sürmesini savunuyor ve “devrimin savunulması için” cephedeki askerlerin savaşmaya devam etmesi gerektiğini belirtiyorlardı. Devrimci altüst oluş sırasında işçi, köylü ve cephedeki askerler tarafından kurulan taban örgütlenmesi olan sovyet organlarında Menşevikler, SR’lar ile birlikte yönetime gelirler. Çok önemli bir konuma sahip olan başkentteki Petrograd Sovyetinde de Menşevikler yönetimdeydi.
Monarşinin devrilmesiyle beraber Menşevikler ile Bolşevikler arasındaki ayrımların artık arka plana atılacağı ve birlikte mücadele edileceği bazı önde gelen Bolşevik ve Menşevik liderler arasında düşünülmekteydi. Bolşevik liderlerin neredeyse hepsi yurt içi ve yurt dışı sürgünde bulunduğu için Petrograd’da bulunan Bolşevik yöneticiler Aleksandr Şlyapnikov ve Vyaçeslav Molotov Geçici Hükümet ve ona destek veren Menşevikleri parti yayınlarında ve özellikle Pravda’da şiddetle eleştirmekteydi. Ancak bu ekip sürgünden gelen Lev Kamenev, Josef Stalin ve Matvei Muranov’un gelmesiyle tasfiye edilecek ve Geçici Hükümete karşı anlayışlı, Menşeviklerle uzlaşmacı bir tavır Bolşeviklere hakim olacaktır. Ancak Lenin, Mühürlü Tren olarak adlandırılan uzun yolculukla Petrograd’a döndüğünde bu tarzı şiddetle eleştirecektir. Nisan Tezleri olarak adlandırılan ve Bolşeviklerin siyasi hattına şekil veren açıklamalarında Lenin, devrimin burjuva aşamasının tamamlandığını ve iktidarın işçi ve yoksul köylüler tarafından alınması için partinin derhal örgütlenmesi gerektiğini vurgular. Bu beklenmeyen ve radikal fikirler Geçici Hükümeti destekleyen Menşeviklerle olası ittifakı zaten gündeme bile almamaktadır.
Mart – Nisan 1917 döneminde Menşevik önderliği şartlı da olsa liberal ağırlıklı Geçici Hükümeti destekler. 2 Mayıs günü savaş konusunda halktan gelen tepkilerle Geçici Hükümetin düşmesi üzerine Tsereteli, Menşeviklerin devrimin selameti için Geçici Hükümeti güçlendirmesi gerektiğini ileri sürer. Bundan sonra Menşevikler, SR’lar ve Kadetler ile koalisyon hükümetine dahil olacaktır. Martov’un Mayıs ayında Avrupa’dan sürügünden dönmesiyle güçlenen Menşevikler içerisindeki sol kanat Tsereteli liderliğini sorgulayacak ve hükümetten çekilinmesini isteyecektir. Ancak 9 Mayıs 1917 günü yapılan parti konferansında ise Martov taraftarları azınlıkta kalacaktır. Bundan sonra Menşevikler Ekim Devrimi ile devrilene kadar Geçici Hükümette yer alacaktır.
Menşevikler ve Bolşevikler ayrı yönlere doğru hızla ilerlerken ülke dışından ve içinden sürgünden dönen partililer hızla bir tarafı tutmak durumunda kalıyorlardı. Bazıları Menşeviklere katılırken, bazıları da Aleksandra Kollontay gibi doğrudan Bolşeviklere dahil olur. Aralarında Leon Troçki, Adolf Joffe olan önemli sayıda partili ise Petrograd merkezli kendi örgütlerini kurarak Enternasyonalistler adını alır. Bu grup Ağustos 1917’de Bolşeviklere katılacaktır. Ayrıca aralarında Maksim Gorki de yer alan az sayıda ama etkili aydın Gorki’nin Novaya Zhizn (Yeni Hayat) gazetesi etrafında toplanır ve iki gruba da katılmaz[1].
1917’den sonra
Menşeviklerin özellikle Temmuz Günleri sırasında işçilere karşı olan olumsuz tutumları, Geçici Hükümet politikalarına katılmaları ve Bolşeviklerin artan örgütlülüğü yüzünden çok güç kaybederler. Kasım 1917’de yapılan Kurucu Meclis seçimlerinde sadece yüzde 3 oy alırlar. Partinin sağ kanadı Ekim Devrimi ile iktidarı alan Bolşeviklere karşı silahlı mücadele yapılmasını savunurken, partinin artık çoğunu oluşturan sol kanat Bolşeviklerin iç savaşta desteklenmesini ister. Ancak Martov önderliğindeki sol kanat Menşeviklerden örgütsel olarak kopmaz.
Gürcistan deneyimi
Gürcistan’da Menşevikler yoğun olarak örgütlü oldukları için Rus İç Savaşı döneminde Menşevikler iktidarı alıp Gürcistan Demokratik Cumhuriyetinin kurulduğunu ilan ederler. 14 Şubat 1919’da yapılan seçimlerde Menşevikler yüzde 81,5 oy alır ve Menşevik lider Noe Zhordania başbakan olur. Partinin buradaki örgütlenmesinde öne çıkan isimler Noe Ramishvili, Evgeni Gegechkori, Akaki Chkhenkeli ve Nikolay Çheidze’dir. Ancak Rus İç Savaşından galip çıkan Bolşevikler bağımsız bir Gürcistan’a izin vermezler. Kızılordu birlikleri 1921 yılı başlarında Gürcistan’a girer ve ülke Sovyetler Birliği’ne dahil edilir. Menşevik ldierler ise çoğunlukla Avrupa’ya sürgüne gider.
Son
Menşevizm, 1921 yılındaki Kronstadt Ayaklanması sonrasında yasadışı ilan edilir. Bundan sonra Menşevik aydınların ülke dışına göçü yaşanır. Hasta olan Martov, Almanya’ya gider. Burada 1921 yılında Sosyalist Haberci (Rusçası: Sotsialisticheskii vestnik) adlı yayın organını çıkartmaya başlar. Yayın Nazilerin iktidara gelmesi üzerine 1933 yılında Berlin’den Fransa’ya taşınır. II. Dünya Savaşının başlaması üzerine ise New York’a taşınır. 1970’li yıllara kadar yayınlanacak sonrasında ise sönümlenecektir.
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- ↑ Bu çevre ve özellikle Gorki Ekim Devriminden sonra Bolşeviklere karşı çıkacak ve “kendi kanlarında boğulmaları” gerektiğini yazacaktır. Ancak gelişen Rus İç Savaşında doğrudan Bolşeviklere karşı cephe almayacak ve sonunda Bolşeviklerle uzlaşacaktır.