Nazilerden arındırma
Nazilerden arındırma (Almanca: Entnazifizierung), II. Dünya Savaşı'nın ardından Müttefik Devletler tarafından Alman ve Avusturya toplumlarında uygulanan ve nasyonal sosyalizmin etkisini kültür, toplum, ekonomi, basın, hukuk ve siyaset alanlarından silmek için uygulanan politikaları anlatır. Politika kapsamında sorumlu örgüt liderleri ve ilgili kurumlar doğrudan görevden alınmış ve kapatılmıştır. Politika savaşın hemen ardından toplanan Potsdam Konferansı'nda karar altına alınmıştır. Politika kapsamındaki uygulamalar Soğuk Savaş'ın başlamasıyla beraber fiilen sona erdirilmiştir.
Genel çerçeve
II. Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyası'nın teslimiyetinden sonra 17 Temmuz 1945 - 2 Ağustos 1945 tarihleri arasında Almanya'nın başkenti Berlin'nin 26 km güneybatısındaki Potsdam'da toplanan Potsdam Konferansı özellikle Almanya ve Avusturya topraklarında nazilerden arındırma faaliyetlerinin başlatılmasını karar altına alır. Berlin'deki Müttefik Komutanlığı 1946 yılı Ocak yaından itibaren konuyla ilgili uygulamalara başlar. Bu kapsamda belirli kişiler ve kuruluşlar gözlemlenerek bunlara dair kararlar alınır. Tüm Müttefik Devletler genel prensipte uzlaşmış olsa da denetimlerindeki topraklarda uygulamalar çok farklılık arz etmiştir. Nazilerden arındırma faaliyeti nazi rejiminin sembollerinin de kaldırılmasını içerir.
Müttefik işgal bölgelerinde durum
ABD
ABD Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı Dwight Eisenhower yayınlanan 1067 numaralı emir çerçevesinde konuyu ele alır.[1] Konu kapsamında ABD denetimindeki bölgelerdeki 18 yaşının üzerindekiler için belirli kategoriler oluşturulur:
- Öne çıkan suçlular[2]
- Suçlular[3] (militanlar, savaştan para kazananlar)
- Düşük seviyedeki suçlular[4]
- Sempatizanlar[5]
- Suçsuzlar[6]
Yapılan çalışmalarda Alman halkının uzun vadede eğitilmesi ihtiyacından bahsedilmiş, sorumluluğun da işgal yönetiminde olduğu belirtilmiştir. 1 Nisan 1946 tarihine gelindiğinde kanuni olarak nazilerden arındırma programının sorumluluğu Alman yönetimine devredilmiştir.[7] 1947 yılı itibarıyla ABD denetimindeki bölgelerde 90 bin Nazi tutuklanmış, 1.9 milyon kişinin de mesleklerini icra etmeleri yasaklanmış, sadece el emeğine dayanan işlerde çalışmasına izin verilmiştir.
1948 yılıyla birlikte Soğuk Savaş koşulları nazilerden arındırma sürecini doğrudan etkilemeye başlar. Oluşmakta olan Doğu Bloku daha çok gündeme gelmiş, arındırma mahkemeleri hızlandırılmış ve yüzeysel olmaya başlamıştır. Sanıkların yeterince araştırılmadığı süreçlerde kısa sürede karar verme baskısı süreci anlamsızlaştırmıştır.[8] Harry S. Truman Başkanlığında Nazilerden arındırma süreçleri artık cadı avına benzedikleri için eleştirilir hale gelmiştir.
SSCB
Sovyet gizli servisi NKVD savaşın sona ermesinin ardından çok sayıda Alman savaş esirini sorgulamıştır. Soğuk Savaş'ın başlamasıyla beraber Batılı Müttefik devletler tarafından nazilerden arındırma sürecinin askıya alınması Sovyetler Birliği ve Doğu Alman yönetimleri tarafından eleştirilmiştir. Özellikle Doğu Almanya'da iktidardaki Almanya Sosyalist Birlik Partisi nazilerin Batılı devletlerce korunduğunu yinelemiştir.
İngiltere
İngiltere 1942 yılında hazırlanan bir plan ışığında işgal edilen topraklarda yönetimi ele almak üzere sivil yönetimlerin hazırlığını yapmıştır. Buna göre nazi sempatisi besleyenler cezalandırılmış ve görevlerinden alınmıştır. İngiliz yönetimleri genellikle Fransa ve ABD ile koordineli şekilde hareket etmiştir.
Fransa
Fransızlar İngilizlerin aksine sadece en üst tabakadaki nazilerin değil tüm işbirlikçilerin cezalandırılmasını istiyorlardı. Alman topraklarının işgali sırasında intikam duyguları içindeki Fransa birliklerinin çoğunlukla disiplinsiz davrandıkları gözlemlenmiştir. Alman savaş esirlerinin Fransa'ya zorunlu işçilik için götürüldüğü de bilinmektedir.
Batı Almanya'ya etkileri
Nazilerden arındırma kültürü ileride Batı Almanya olarak anılacak bölgelerdeki parlementer hayatı derinden etkilemiştir. 8 Mayıs 1949 tarihinde hazırlanan ve 23 Mayıs günü onaylanan Batı Almanya Anayasası bu yönde oluşturulmuştur. Nazilerden arındırma döneminin kapanmasıyla birlikte batıda Avrupa Birliği adını alacak olan Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu'nun temelleri atılabilmiştir.
Sonu
Özellikle ABD yönetimi tarafından sahip çıkılmamaya başlanan nazilerden arındırma süreci Batı Almanya Başbakanı Konrad Adenauer'ün girişimleriyle sona erdirilmiştir. Adenauer, süreç boyunca ana suçluların cezalandırıldığını savunarak hükümet olarak başvuru yapan rejim kurbanlarına tazminat vermeyi kabul eden bir politikayı uygulamaya başlamıştır. Nazilerden arındırma yasaları yürürlükten kaldırılınca eski nazilere yeniden devlette iş olanakları yaratılmıştır. Bu kapsamda çıkartılan af yasasından 792 bin kişi faydalanmıştır.[9] Sonuçta çok sayıda eski Nazi siyasete ve devlet kademelerindeki görevlerine dönebilmiştir.
Batı Almanya eleştirisi
Soğuk Savaş sebebiyle nazilerden arındırma sürecinin durdurulması Doğu Almanya hükümetlerinin yanı sıra batıdaki sol gruplar tarafından da eleştirilmiştir. Özellikle Kızıl Ordu Fraksiyonu adlı örgüt Batı Alman hükümetini nazi döneminin devamı olarak görerek eylemler yapmıştır. Batı Almanya siyasi arenasında çok sayıda eski nazinin faaliyet göstermesine izin verilirken Almanya Komünist Partisi'nin mahkeme kararıyla kapatılması örneği örgüt tarafından bu fikri desteklemek için verilmiştir.
Günümüzdeki durum
Günümüzde ünlü Alman yazar Günter Grass'ın gençliğinde Waffen-SS'de yardımcı olarak[10] görev yaptığını açıklaması ve kamuoyunda ortaya çıkan tepkiler konunun halen toplumsal alanda önemli yer tuttuğunu göstermektedir. Açıklananın çok ötesinde sayıda kişinin nazi rejimine bir şekilde destek verdiği ve bu geçmişle kamuoyu önünde yüzleşemediği düşünülmektedir.
Diğer ülkelerdeki uygulamalar
Fiiliyatta nazilerden arındırma süreçleri işgal altında kalmış çoğu ülkede farklı isimlerle gerçekleştirilmiştir. Fransa'daki sürece Épuration légale[11] adı verilmiştir. Müttefik Devletler'in topraklarında esir edilen tutsaklar da ülkelerine dönmeden arındırma sürecine tabi tutulmuşlardır. Benzer şekilde Belçika, Norveç, Yunanistan ve Yugoslavya'da da süreç işletilmiştir.[12]
Kaynakça
- ↑ James Bacque tarafından yazılan Diğer Kayıplar adlı eserde özellikle ABD işgal kuvvetlerinin bilerek Alman savaş esirlerini bilerek aç bıraktığı ve kitlesel şekilde ölüme terk ettiği iddia edilir
James Bacque, Diğer Kayıplar, E Yayınları ISBN 9753900423 (Çeviri: Belkıs Dişbudak Çorakçı) - ↑ Almanca: Hauptschuldige
- ↑ Almanca: Belastete
- ↑ Almanca: Minderbelastete
- ↑ Almanca: Mitläufer, en tanınan örnekleri arasında Herbert von Karajan, Martin Heidegger ve Leni Riefenstahl sayılabilir
- ↑ Almanca: Entlastete
- ↑ Bu dönemde kurulan 545 sivil mahkeme (Almanca: Spruchkammern) 900 binin üzerinde dosyaya bakmakla sorumluydu
- ↑ 1952 yılına gelindiğinde azılı SS komutanlarından Otto Skorzeny bile aklanmıştır
- ↑ Affedilenler arasında SA, SS ve Nazi Partisi üyeleri bulunmaktadır
- ↑ Özellikle hava kuvvetlerine ait uçaksavar bataryalarında yardımcı olarak görev yapmaya zorlanan 18 yaşın altındaki gençlere Flakhelfer, bu nesle de Flakhelfer-Generation denilmektedir.
- ↑ Yasal temizlik
- ↑ Yunan Direnişi tarafından işgalden kurtarılan ülkede nazilerle işbirliği yapan başbakanlar yargılanmış ve idam edilmiştir. Ancak çıkan Yunan İç Savaşı nedeniyle koyu anti-komünist olan bu unsurlar derhal komünistlere karşı milliyetçi cephelere katılmıştır.
Ayrıca bakınız
- Alman direnişi
- Odessa
- Paperclip Harekâtı
- Nürnberg Uluslararası Askerî Ceza Mahkemesi
- Einsatzgruppen Davası
- Nazi kaçış yolları
|