Beylerbeyi Camii
Beylerbeyi Camii | |
---|---|
Temel bilgiler | |
Yer | Üsküdar, İstanbul, Türkiye |
Coğrafi koordinatlar | 41°2′42.61″K 29°2′44.64″D / 41.0451694°K 29.0457333°D |
İnanç | İslam |
Durum | Etkin |
Mimari | |
Mimar(lar) | Mehmed Tahir Ağa |
Mimari tür | Cami |
Mimari biçim | Barok |
İnşaat başlangıç tarihi | 1777 |
Tamamlanma tarihi | 1778 |
Özellikler | |
Minare sayısı | 2 |
Beylerbeyi Cami ya da diğer bilinen adıyla Hamid-i Evvel Camii İstanbul'un Beylerbeyi semtinde bulunan 18. yüzyıl yapısı bir selatin camisidir.
İstanbul’daki yalı camilerinin en güzellerinden kabul edilen yapı[2], eski Beylerbeyi (Istavroz) Sarayı’nın Hırka-i Şerif hücresi dairesinin bulunduğu yere Sultan I. Abdülhamid tarafından annesi Rabia Sermi Sultan’ın anısına yaptırılmış ve 15 Ağustos 1778’de ibadete açılmıştır.[3] Padişahın Bahçekap’da inşa ettirdiği külliyenin doğal bir devamı olarak görülür.[2]
Kimi kaynaklara göre caminin mimarı dönemin Baş Mimarı Mehmed Tahir Ağa’dır; kimi kaynaklara göre mimarı belirsizdir.[3]
Cami Barok üslüpta olup taşıyıcı duvarları kesme taştan inşa edilmiştir. Merkezi tek kubbeli mihrab üstü yarım bir kubbe ile vurgulanmış sekizgen tabana oturan bir yapıdır. Ana giriş deniz tarafındandır. Günümüzde kullanılmayan bu girişin hemen önünde caminin önüne gelen padişahın ata binişini kolaylaştıracak biniş taşı bulunur.[3] Son cemaat yerine deniz tarafından onbir basamaklı bir merdivenle çıkılmaktadır. Son cemaat yerinin doğusunda küçük bir oda yer almaktadır. Bu odanın kayyum odası olarak düşünülmüş olması muhtemeldir
55 pencereli ve iç mekânda kalem işleriyle süslü duvarlarda hem Osmanlı hem de Avrupa çinileri göze çarpar. Kubbe kasnağında Yesârîzâde’nin celî sülüsle yazdığı ve 1945 yılındaki tamirde hattat Halim’in yenilediği “esmâ-i hüsnâ” bir kuşak halinde dolanır.[2]
Caminin zemini sürekli su akıntılarının etkisinde olduğundan inşasından kısa bir süre sonra 1810 – 1811 yıllarında II.Mahmut’un devrinde değişikliğe uğramıştır. Son cemaat yeri değiştirilmiş ve minaresi yıkılarak iki yeni minare eklendiği gibi caminin güneyine muvakkithane, deniz kıyısında dört cepheli çeşme ve muvakkithanenin yanına hünkar dairesi inşa edilmiştir.[3] 19. yüzyıl boyunca çeşitli onarımlar geçiren yapı, 1894 depreminde büyük hasar gördü. 1969 yılında ciddi bir restorasyondan geçmiştir.
Beylerbeyi Camisi 13 Mart 1983 tarihinde bitişiğinde bulunan Debreli İsmail Paşa yalısında çıkan yangında kubbesinin ahşap bölümü zarar görerek çökmüştür. Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından hızlı bir şekilde restore edilerek 29 Mayıs 1983 tarihinde tekrar ibadete açılmıştır.
2013 yılında Vakıflar müdürlüğü tarafından başlatılan restorasyon çalışmaları sona ermiş ve cami tekrar açılmıştır. Şu an halen kullanılır vaziyettedir.