Ebû Müslim Horasânî

Ebu Müslim Abdurrahman bin Müslim el-Horasanî
Doğum 718
Belh, Horasan
Ölüm 755
Irak
Milliyet Alevi

Ebû Müslim Abd-ur Rahman bin Müslim El-Horasanî (Farsça: ابومسلم خراسانی ، بهزادان پور ونداد هرمزد), asıl adı Abd-ur Rahman'dır. Ebû Müslim künyesi ile tanınmış İranlı bir Müslüman siyasetçidir. Emevi Devleti'nin yıkılışı ve Abbasi Devleti'nin kurulması aşamalarında önemli roller üstlenmiştir. Horasan'da bulunduğu sıralarda Emevîler'e karşı faaliyetler yürütmüş ve isyan hazırlıklarını organize etmiştir. Abbasi Devleti'nin kuruluşundan sonra nüfuzunun giderek artması, devlet yönetiminde etkisinin güçlü hale gelmesi yönetimi rahatsız etmiş ve ortadan kaldırılmasına karar verilerek, bir görüşme sırasında öldürülmüştür.

Yaşam öyküsü

Abdurrahman, 718 yılında Merv'de doğdu. Çocukluğu ve gençliği Küfe'de geçti. Bu dönemde Küfe, Emevi hanedanına karşı siyasi faaliyetlerin yoğun şekilde yaşandığı bir yer durumunda idi. Bu sebeple, kendisi Emevi aleyhtarı olarak yetişti. Abbasi soyuna mensup ileri gelenler tarafından yakın ilgi gördü. Kendisiyle Küfe'de karşılaşan bu şahıslar zekasına hayran kaldıklarından yakın ilgi gösterip Mekke'de bulunan İmam Muhammed'e ondan söz ettiler.

Ebu Müslim Horasani, İmam Muhammed'in yerine geçen oğlu İmam İbrahim'in huzuruna çıkarılarak kendisine takdim edildi. İmam İbrahim kendisine yakın ilgi gösterdi. Bu sıralarda Emevi hanedanına karşı siyasi faaliyetler giderek hız kazanmaktaydı. Bu yakın temastan sonra Ebu Müslim Horasani, Horasan'daki Emevi karşıtı faaliyetleri idare etmekle görevlendirildi ve bu amaçla Horasan'a gönderildi. Horasan'ın hilafet merkezine uzak olması ve yönetimin buradaki etkisinin oldukça zayıf olması, muhalefetin gelişip güçlenmesi için verimli bir zemin oluşturmaktaydı. Ayrıca, burada cereyan eden kavimler arası mücadelelerde Emevilerin taraf tutması da kendilerine karşı olan hoşnutsuzluğun artmasına sebep olmaktaydı. Abbasiler de burayı siyasi faaliyetlerinin merkezi olarak kullandılar.


Nizârî Bâtınî-İsmâ‘îl’îyye, Hurûf’îyye, Keysân’îyye ve İmâm’îyye-i İsnâ‘aşer’îyye Şîʿîliğiyle alâkalı bir dizidir.

Şiilik Bâtınîlik
ALEVÎLİK

Kişiliği

Ebu Müslim, zalim Emevi saltanatını yıkan ayaklanmanın başkomutanıdır. Emevi saltanatı her türlü yozluğun merkeziydi. Geniş halk yığınları büyük baskılar altındaydı. Ehlibeyt’e küfür zorunlu kılınmıştı. Her mescitte Ehlibeyte küfürler edilen vaazlar veriliyordu. Emevi yöneticilerinin halkın halinden haberleri yoktu. Onlar kendi zevki sefalarının doruğundaydılar. Bütün bunlara yıllardır sürdürülen Ehlibeyt düşmanlığının yarattığı öfke de katılınca isyan başladı. Ebu Müslim Horasani, Horasan'da faaliyetlerini sürdürürken kendisi için önemli zorluklardan birisi soyunun kesin olarak bilinmemesi idi. Türk, Arap, Kürt veya Fars kökenli olup olmadığı da kesin olarak bilinmemekteydi.[1] Bu durum da Şiilerin ileri gelenlerinin kendisine şüphe ile bakmalarına ve hemen kabullenmemelerine sebep oldu. Fakat Ebu Müslim Horasani kısa sürede Mezopotamya'da sevilen ve sayılan biri oldu. Bu durum ile bağlantılı olarak iki kez Merv'den ayrılmak zorunda kaldı. Ancak, daha sonra tekrar buraya döndü. Faaliyetlerini sürdürdü. Ayrıca, İmam İbrahim'in de ondan yana tavır koyması ve Horasan'da lider konumunda olmasını istemesi, karşı tarafı kendisini kabul etmek zorunda bıraktırdı. Böylece devam eden ihtilal hazırlıklarında giderek ön plana çıkmaya başladı.

İsyanın planlanması

Ebu Müslim Horasani, özellikle 747 yılından itibaren yoğun propaganda faaliyetlerine girişti. Birçok kimse ile görüştü. Bir taraftan Abbasilerin propagandasını yürütürken, diğer taraftan da isyancıları teşkilatlandırdı. Civarda bulunan yerleşim yerlerini dolaşarak insanlar arasındaki faaliyetlerini sürdürdü. Belli bir aşamadan sonra isyanın ne zaman gerçekleştirileceği ve ne zaman harekete geçileceği yavaş yavaş netleşmeye başladı. Arap olmayan unsurlar Araplara karşı isyan hazırlıklarına girişirken, tehlikeyi fark eden Araplar da hareketlenmeye başladılar. Ancak aralarındaki çekişmeler ve mücadeleler fazla olduğundan bir araya gelmeleri mümkün olmadı. Bu durumun farkında olan Ebû Müslim, bir araya gelmelerini engellediği gibi, birlik olma girişmelerini de etkisiz hale getirdi. Kabileler arasındaki ihtilafı körükleyerek birbirleriyle vuruşturdu.

Horasan'daki gelişmelerden haberdar olan Emeviler, harekete geçip en azından Araplar arasında ittifakı ve birlikte hareket etmelerini sağlamaya çalıştılar. Ancak bir netice alamadılar. Çünkü, harekete geçen Ebû Müslim şehirleri birbiri ardına zapt etmeye ve bölgeye hakim olmaya başladı. Kendileri üzerine gönderilen Emevi birliklerini bozguna uğrattı. Bu yenilgi üzerine Horasan'daki Emevi hakimiyeti hemen hemen tamamen ortadan kalktı. Emevi hakimiyeti burada son bulurken Abbasi hakimiyeti kuruldu ve Ebû Abbâs `Abd Allâh "es-Seffah" halife unvanını aldi. Horasan'a vali olarak tayin edilen Ebû Müslim ise, bozulan düzenin yeniden kurulmasıyla görevlendirildi. Bu arada yakın bölgelerde meydana gelen ayaklanma ve isyan hareketleri Ebu Müslim'in de desteğiyle bastırıldı.

Emevi hanedanının ortadan kalkmasında önemli katkısı olan, Abbasi Devleti'nin kurulmasında ön saflarda yer alan Ebû Müslim giderek güç kazandı. Bölgedeki etkisi ve gücünün giderek artması, Abbasi yönetimini rahatsız etmeye ve kendisinden kuşkulanmalarına sebep oldu. Horasan'da bazı vali ve idareciler vasıtasıyla Ebû Müslim'in gücünü kırma ve isyan çıkarma teşebbüsleri akim kaldı. Ebû Müslim bu tür girişimleri etkisiz hale getirerek isyan teşebbüslerinin önüne geçti. Devlet içindeki itibar ve nüfuzu daha da arttı. Halifenin kardeşi olan Ebu Cafer Mansur, bu durumdan büyük rahatsızlık duymaya başladı. Bu şahsın ortadan kalkması gerektiğini, kendisine karşı harekete girişilmesini istediyse de halifeyi ikna edemedi.

Kardeşinin yerine geçip halife olan Ebu Cafer Mansur, halifeliğinin ilk yıllarında büyük sıkıntı yaşadı. Amcasının hilafete geçme teşebbüsü Ebû Müslim'in de yardımıyla etkisiz hale getirildi. Halifenin amcasının kuvvetleriyle yapılan savaşın kazanılmasından sonra, söz konusu şahıs kaçmak zorunda kaldı. Hazine ve malları Ebû Müslim'in eline geçti. Bu gelişme Ebû Müslim'in gücünü daha da arttırırken, halifenin de rahatsızlığını arttırdı. Çünkü, bir komutanın gereğinden fazla güce ulaşması, idarenin üzerinde büyük baskıların oluşmasına sebep olmakta, ileride meydana gelecek kargaşa için önemli bir zemin teşkil etmekteydi. Eline geçirdiği hazineleri merkeze yollaması istendi. Ebû Müslim bu teklifi reddetti. Birkaç menfi gelişmeden sonra Ebû Müslim, ikna edilerek Halifenin huzuruna çıkarıldı. Huzura çıkarılmadan önce, Ebu Cafer Mansur ve devletin ileri gelenleri karşılamada hazır bulundu. Daha sonra, Ebu Cafer Mansur ile bir görüşme yaptı. Bu esnada saraya önceden yerleştirilen adamlar üzerine salınarak öldürüldü (755).[2]

Tarihteki önemi

Ebu Müslim Horasani, İslam tarihinin tanığı ve sanığıdır. Emeviler ve Abbasiler döneminin halk kahramanıdır. Sadece tarihin figüranı değil baş aktörüdür. Gerçek bir tarih yaratıcısıdır o. Köle iken ihtilal önderliğine yükselen bir efsane insandır. Horasan Spartaküsü derler adına. Bu yüzden bölge halklarından Türkler, Farslar, Araplar kendisine sahip çıkmış, onu öz evlatlarıymış gibi benimsemiş; her kavim, "Ebû Müslim bizdendir" diyebilmiştir. Adına menkıbe ve destanlar yazılmış, Batıni akımlarca 'tanrı-insan' olarak algılanmıştır. Ebu Müslim ölmemiş, ak güvercin donuna bürünüp gökkuşağında gezer olmuş. Alevi tarihinin kılavuzluğunu yapmış. Ona türlü türlü adlar verilmiş: Köle İbrahim, İbrahim bin Osman, Heyyakan, Hetkan, Abdurrahman bin Müslim, Bihzadan, Horasan Teberdarı, vs. Adı gibi kökeni de esrar perdesiyle örtülüdür.[3]

Siyasi kişiliği

Ebu Müslim Horasani serdar ve hakim olup, Horasan’daki dini ve siyasi hareketin başına geçerek, Emevileri deviren ve Abbasileri tahta çıkaran muhteşem bir siyasetçidir. Ebu Müslim Horasani’nin katli, özellikle onun uluhiyetine inanan İran Mecusileri arasında pek fena akisler uyandırmış ve ayaklanma çıkmıştı. Sonraları zuhur eden Ehl-i sünnet dışı fırkalar, Babekiler ile Hürremiler ve Batıniler kendi itikatlarının menşei ve tarikatlerinin kurucusu olarak Ebû Müslim’i göstermişlerdi. Ayrıca Şiiliğin az-çok yayıldığı bölgeler ahalisi arasında da büyük kahraman olarak tanınmış ve onun adına aslı olmayan romanlar ve destanlar yazılmıştır.

İsyanın sonuçları

İsyanı başlatan ve yöneten Ebu Müslim’di. Ebu Müslim isyana katılımları arttırıyor ve sadece Ehlibeyt taraftarlarını değil, Emevi iktidarına karşı rahatsız olanları da örgütlüyordu. İsyan gelişip yayıldıkça ve artık kazanacağı kesinleşince, devreye Muhammed’in amcası Abbas’ın sülalesi de girmeye başladı. Hâlâ neden ve nasıl iktidarın Abbasilere bırakıldığı bilinmemektedir. Bilinenler, Ebu Müslim’in Emevi ordusunu yenip, Emevi saltanatına son verdiğidir. Ayaklanma zafer ile ve Abbasoğulları’nın iktidarı almaları ile noktalanmıştı.

Abbasi Hanedanı'nın kuruluşuna vesile olan Ebû Müslim, kendi şahsi düşmanlarına olduğu kadar, Abbasilerin düşmanlarına karşı da şiddetli hareket etmekten geri durmamıştır. Tarihler kendisini çok soğuk kanlı, ketum, hasud ve kindar, aynı zamanda insafsız ve merhametsiz bir kişi olarak zikretmişlerdir. Aslında Ebu Müslim Horasani yaptığı işlerin neticesini göremediği gibi, cehaletiyle pek çok Müslüman kanının dökülmesine de sebeb olmuştur.

Daha sonraki süreçte Abbasoğulları da Emevi zulmünü aratmayacak davranışlarda bulunmuşlardı. Zaferin sorumlusu ve sahibi Ebu Müslim halk tarafından çok seviliyordu. Bu ilgi Abbasi halifesini korkutmuştu. Ebu Müslim’i kendisine rakip görmeye başlamıştı. Bunun sonucunda Ebu Müslim 755 yılında Abbasi halifesi tarafından ortadan kaldırıldı.

Kaynakça

  1. ŞanlıUrfa.com : Ebu Müslim Kürt müydü?
  2. Tabari, La Chronique (Volume II, L'âge d'or des Abbassides), Actes-Sud, ISBN|2-7427-3318-3 (Fransızca) say. 37-47
  3. http://kitap.antoloji.com/ebu-muslim-horasani-bir-ihtilalcinin-hikayesi-kitabi/

Dış bağlantılar

This article is issued from Vikipedi - version of the 11/28/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.