Abbâsîler
İslam Abbâsî Halifeliği الخلافة العباسية الإسلامية El Hilâfet El Abbasiyye El İslâmi | ||||
— İmparatorluk — | ||||
| ||||
| ||||
Açık yeşil ile gösterilen yer halifeliğe bağlı yerler ve en geniş sınırlar (850) | ||||
Başkent | Şam (750-819) Bağdat (819-1258) | |||
Dil(ler) | Arapça | |||
Din | Sünni İslam ve Mutezili İslam[1] | |||
Yönetim | Halifelik | |||
Halife | ||||
- 750–754 | Ebu'l-Abbas Seffah | |||
- 786–809 | Harun Reşid | |||
- 1242–1258 | Mustasım | |||
- 1261-1262 | Mustansır | |||
Yüzölçümü | 10000000 km2 | |||
Nüfus | ||||
- | 50000000 | |||
Yoğunluk | 5 /km2 | |||
Para birimi | Dinar | |||
Arap tarihi |
İslâm İmparatorlukları
Meşrik
|
Abbâsîler (Arapça: العبّاسيّون; al-'Abbāsīyūn), Emevî hanedanından sonra başa gelerek İslam Devleti'nin yönetimini ve halifeliği beş asırdan daha uzun bir süre elinde tutan Müslüman Arap hanedan.
Tarihçe
Muhammed'in ölümünden (632) sonra, İslam dünyasını Hulefa-yı Raşidin denilen dört halife ve ardından da Emevîler (661-750) yönetti. Emevîler, Ali’nin öldürülmesinin ardından yerine Muaviye halife oldu. Muaviye'nin de ölümünün ardından hakkı olmamasına rağmen oğlu Yezid hilafeti ele geçirdi. Yezid'in hilafette hakkı yoktu çünkü babası Muaviye zamanında Hasan ile bir anlaşma yapılmış ve bu anlaşmada hilafetin saltanata dönüştürülmemesi istenmişti. Aynı zamanda sahabe olan babası Muaviye, oğlunun anlaşmayı bozmamasını vasiyet etmişti. Lakin Yezid anlaşmaya uymayarak babası ölünce hilafeti ele geçirdi ve böylece hilafet saltanata dönüşmüş oldu.[2] Emevîlerin iktidarı Muhammed'in amcası Abbas bin Abdülmuttalip'ın soyundan gelen Abbâsîlerin, Emevî yönetimine karşı ayaklanarak 750'de halifeliği ve iktidarı ele geçirmesiyle son buldu. Bu tarihten başlayarak Abbâsîler 1258'e kadar İslam dünyasının büyük bölümüne egemen oldular.[3][4][5][6][7][8]
İlk Abbâsî halifesi Ebu'l-Abbas Seffah (750-754) idi. 754'te kardeşi Mansur (754-775) onun yerine geçti. Bu iki halife döneminde orduda Türk ve İran kökenliler önemli görevler üstlendiler.[9] Mansur, 762’de başkenti Şam’dan Bağdat'a taşıdı. Mansur'dan sonra sıra ile Mehdi (775-785) ve Hadi (785-786) halife oldular. Abbâsî Devleti Mansur'un torunu Harun Reşid (786-809) döneminde en geniş sınırlarına ulaştı.[9] Harun Reşid, Binbir Gece Masalları’na konu olan görkemli saltanatını Bermeki ailesine borçluydu. Bu aileden Yahya Bermeki ve iki oğlu, vezir olarak Abbâsî Devleti’ni 17 yıl boyunca fiilen yönettiler.
Harun Reşid’in oğulları Emin (809-813), Memun (813-833) ve Mutasım (833-842) babalarının politikalarını sürdürdüler.[9] Annesi Harun Reşid'in Türk asıllı bir cariyesinden olan Mutasım Türklerden özel bir askerî güç kurmuştur,[10] Türk unsurları yönetimde önemli görevlere getirmiştir. Daha sonra bu askeri gücün Bağdat'taki varlığı bazı huzursuzluklara neden olduğundan Samarra adıyla yeni bir kent kurdurarak devlet merkezini oraya taşıdı. 838 yılında Mutasım Anadolu'ya Bizans üzerine bir sefer düzenlemiş, ordusunun bir kolu Bizans imparatoru Theofilos ve ordusunu "Anzin Savaşı" adı verilen bir çarpışmada büyük yenilgiye uğratmış, Bizans'ın ikinci büyük kenti Amorium'u kuşatıp eline geçirmiş ve Abbâsî orduları İznik kentinin yakınlarına kadar ilerlemiştir.[11]
Yerine geçen oğlu Vâsık (842-847) döneminde Türk emirleri askerî işlerin yanı sıra yönetsel konularda daha etkili oldular.[9] Vâsık'ın ölümünden sonra Abbâsî Devleti parçalanma sürecine girdi. Abbâsî toprakları üzerinde Büveyhîler, Tâhirîler, Samânîler, Şirvânîler, Saffârîler, Hamdânîler, Mervânîler, Mirdâsîler, Ukâyliler, Zengîler, Karahanlılar, Tolunoğulları, Ihşidîler, İdrisîler, Murabıtlar, Muvahhidler, Hafsîler, Aglebîler ve Fâtımîler gibi bağımsız devlet ve beylikler kuruldu.
İran'da hüküm süren Büveyhiler, 945'te Bağdat'a egemen oldular. Bundan sonra Abbâsî halifeleri Büveyhilerin izniyle başta kalabildiler. Halife Kâim'in (1031-1075) çağrısı üzerine Büyük Selçuklu Devleti Hükümdarı Tuğrul, 1031 yılında Büveyhileri Bağdat'tan çıkardı ve Abbâsîlere yeniden saygınlık kazandırdı.
Ne var ki Abbâsîler bu tarihten sonra hiçbir zaman eski askeri güçlerine ulaşamadılar ve Mustazhir dönemindeki Haçlı Seferleri karşı başarılı olamadılar. Büyük Selçuklu Devleti'nin parçalanmasıyla birlikte Abbâsîler yeniden gücünü yitirdi. Cengiz Han'ın torunu Hulagu'nun yönetimindeki İlhanlılar 1258'de Bağdat'ı yakıp yıktılar, Halife Mustasım'ı ve yakaladıkları hanedan üyelerini öldürdüler. Böylece 508 yıllık Abbâsî Devleti son buldu. İlhanlı hükümdarı Hulagu Han Bağdat'ta içlerinde on binlerce yazma kitap olan kütüphaneleri yakıp yıktırmıştır. Geri kalan kitapları da Dicle Nehrine attırmıştır. Eserlerin mürekkebi suya karışmış ve Dicle Nehri günlerce bulanık akmıştır.
Halife Zâhir'in oğlu Ahmed Mısır'a kaçtı ve orada Memlûk Sultanı Baybars’ın koruması altında Mustansır adıyla halife ilan edildi (1261). Mısır Abbâsî halifeliği, siyasal ve askeri yetkiden yoksun, yalnız dinsel otoritesi olan bir kurumdu. Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim 1517'de Mısır topraklarına girerek, halifenin yetkileri ile Kutsal Emanetler'i devraldı ve Mısır Abbâsî halifeliğine son verdi.
Abbâsîlerde devlet örgütlenmesi, "Divan" adı verilen ve değişik alanlarda görevler üstlenen resmi kurullara dayanıyordu. Maliyesinin ana gelir kaynağı ise toprak vergisiydi. Halktan toplanan zekât da önemli bir gelir kaynağıydı. Vergi gelirlerinin büyük bölümü orduya ve bayındırlık işlerine ayrılırdı. Halife Ömer döneminde kurulan divanı geliştirdiler. Divanı, devlet yönetiminde en etkili kurum haline getirdiler. Devlet ve memleket sorunları, önce divanda görüşülerek divanın önerdiği çözümleri uygularlardı.
Abbâsî Sanatı
İslam dininin sanata getirdiği en büyük yenilik cami mimarisidir. İslamlıkta her sınıf halkın ayrım gözetilmeden ön saflarda namaz kılabilmesi safların geniş tutulması isteği uyandırmış, bu nedenle kiliselerin aksine camilerde enine mekân tercih edilmiştir. Plan formunun ihtiyaçtan doğması gibi, mihrap, minber, minare türünden mimari ögeler de İslamlığın gelişmesine paralel olarak zamanla ihtiyaçtan doğmuşlardır.
Abbâsîlerden önceki İslam şehirciliği konusundaki bilgilerimiz çok kısıtlıdır. Bu konuda bilinen ilk örnek, 762-765 yıllarında Abbâsî halifesi Mansur’un kurdurduğu Bağdat şehridir. Kaynaklardan edinilen bilgilere göre ilk Bağdat şehri daire planlıydı ve iç içe iki sur duvarı dıştan bir hendekle çevrelenmişti. Şehrin dört kapısına bulundukları yöndeki komşu şehirlerin adı verilmişti. Haç planlı saray ve yanındaki cami şehrin merkezinde yer alıyordu. 766 yılında yapılan Bağdad Ulu Camii kerpiç duvarlı, ahşap sütunlu ve düz damlı basit bir yapıydı. Halife Harun Reşid, 808’de yapıyı planını değiştirmeden tuğla duvarlı olarak yeniden yaptırmıştır. Bağdat 892’de Abbâsîlerin başkenti olunca, artan nüfus nedeniyle camiye aynı planda ikinci bir bölüm eklenmiştir. Ancak, Bağdat şehrinin bu dönem yapılarından günümüze, ilk camiye ait basit bir mihraptan başka hiçbir şey gelmemiştir.
Samarra, Dicle kenarında Bağdat'ın yakınındadır. Bağdat'ın dairesel ve düzenli planı burada yerini araziye uydurulmuş, uzun bir plana bırakmıştır. Dicle kıvrımlarına paralel olarak uzanan şehrin büyük bölümü kazılarla ortaya çıkarılmıştır. Buluntular, Abbâsî cami, saray, türbe ve ev mimarisi ile zengin süsleme sanatı hakkında bilgi vermektedir. Samarra, 836 yılında Halife Mutasım tarafından Abbâsî hizmetindeki Türk birlikleri için “ordugâh şehri” olarak kurdurulmuş.
Samara Ulu Camii, öteki adıyla Mütevekkiliye Camii, İslam dünyasının en büyük cami yapılarından biridir. 150.000 kişi burada bir arada namaz kılabiliyordu. Basit mimarisi, ilk İslam cami planının anıtsal ölçüler içinde tekrarından ibarettir. Yapımında tuğla ve kerpiç kullanılan caminin ilginç bir minaresi vardır. Kare tabana oturan dev boyutlu bu anıtsal minareye geniş bir rampa ile çıkılır. Bu minare formu, yine Samarra’da Ebu Dulaf Camii’nde tekrarlanmış ve bir daha kullanılmamıştır. Bu minare modeli Kahire'de Tolunoğlu Ahmet camii'n de de karşımıza çıkıyor. Bununla beraber bu minare modeli toplamda üç (3) yerde karşımıza çıkmış oluyor.
Samarra’ın ikinci büyük camii olan Ebu Dulaf Camii, 860 yılında yapılmıştır. Kalıntılar daha gelişmiş bir mimarinin varlığını ortaya koymaktadır. Harem bölümü, kemerli duvarlarla birbirinden ayrılan neflerden oluşmuş ve üzeri düz bir çatıyla örtülmüştü.
Samarra’nın saray ve evlerinde kullanılan çeşitli süsleme arasında mermer tozu ve alçı karışımıyla yapılan “ıtuk” kabartmalar önemli bir yer tutar. Bu kabartmalarda iki farklı teknik kullanılmıştır: Dik kesim ve eğri kesim. Dik kesimde motifler yaş sıva üzerine dikine olarak oyulmakta, böylece ışık-gölge kesin çizgilerle birbirinden ayrılarak kuvvetli bir kontrast etkisi sağlanmaktadır. Eğik kesimde ise daha yumuşak bir plastik etki söz konusudur. Eğik kesim, Türklerin İslam sanatına belki de ilk katkısıdır. Bu teknik daha önceleri Orta Asya sanatında Türkler tarafından kullanılmıştır. Dik kesimde daha natüralist, eğik kesimde ise daha stilize bir üslup görülür.
Abbâsîler'de devlet teşkilatı
Abbâsîler'de devletin başı halife tarafından icra edilmiş bir idari teşkilat söz konusudur. Abbâsîler ve bazı Müslüman devletlerde devlet memurluğu iki kademe şeklinde olmuştur. Bu kademelerden ilki herhangi bir nitelik ve yeterlilik şartı koşulmadan şahsi idare, uyum ve kontrole dayanmıştır. Bu tarzdaki memurlara "Erbab-ı Seyf" yani kılıç sahipleri denmekteydi. Diğer bir memurluk kademesinde ise bunun tam tersi bir durum söz konusudur. Niteliğe göre atanan memurlara ise "Erbab-ı Kalem" yani kalem sahipleri denmiştir. Bu gruba Osmanlı İmparatorluğu'nda İlmiye sınıfı denmiştir.[12]
Merkez teşkilatı
Abbâsî devletinin merkez teşkilatı divanlar ve divanları teşkil eden diğer idari birimlerden oluşmuştur.
Divanlar
Divan kelimesi Farsça kökenlidir fakat daha sonraları Arapça'da kullanılan bir kelime haline gelmiştir. Abbâsî devletinde divanlar en yüksek icra kurulu sayılmıştır. Zamanla da idari teşkilatın diğer bölümlerine de divan adı verilmiştir. Abbâsîler divana "Divan-üs Saltanat" ve "Divan-ül Adl" adını vermişlerdir. Vezirler, Kadil-Kutadlar ve benzeri yüksek memurlar divan kurumunun birer üyeleridir. Halifeler divan toplantılarına bazen katılır bazen de istedikleri hususi bir yerden yapılan toplantıyı seyrederdi. Divan-ı Saltanat'ın görevlerini dört başlık altında toplamak mümkündür. Birincisi: orduya mensup kişilerin alacağı ücretleri belirleyerek tahsis etmek. İkincisi: devlete ait vergi ve diğer hakların tahsili; haraç, cizye ve madenler gibi. Üçüncüsü: devlet memurlarının atanması ve azli. Dördüncüsü ise: Beytülmal'a yani hazineye giren ve çıkan malların denetimi. Divanda bu dört ana başlık altında müzakereler yapılıp kararlar alınmıştır. En yüksek icra kurulu olan divanın yanında idari mahiyeti bulunan diğer divanlar da vardır.
- Divan-ı İnşa: Devletin önemli ve resmi olan yazışmalarını kaleme alan bir idari bir organ olup Abbâsî halifesinin emrinde çalışır.
- Divan-ül Ceyş veya Divan-ü Cünd: Askeri işlerle meşgül olan yapı. Abbasi devletinde yaşayanların ne zaman asker olacaklarını belirleyerek diğer tahsilatlarla da ilgilenir.
- Divan-ül Berid: Posta ve haberleşme işleriyle ilgilenirdi. Başında "Sahib'ül Berid" denen bir memur bulunmaktaydı.[13]
Vezirler
Vezirlere bakanlıklar da denir günümüzdeki başbakanlık makamına eş değerdir. Vezir kelimesi yardımcı, sığınak ve yük yüklenen gibi anlamlara gelmektedir. Vezirlik makamı ilk olarak Abbâsîler'de oluşturulmuştur. Abbâsî vezirleri halifeden sonra ülke içerisindeki en yetkili kişidir ve divanın (icranın) başıdır. Vezirlik makamı da tıpkı memurluk gibi iki kısıma ayrılmıştır. Birincisi; "Vezaret-i Tefyiz"dir. Bu mevkideki vezirler halifenin tayin veya azlettiği memurlar hakkında karar alması söz konusu olmamıştır fakat halifeye ait çoğu yetkiyi kullanmıştır. Bu vezirler halife adına devleti yönettikleri için yetkileri oldukça geniş ve etkindir. Bu vezirle Osmanlı İmparatorluğu'nda Vezir-i Azam denmiştir. İkinci vezirlik unvanı ise "Vezaret-i Tenfiz"dir. Bu makamdaki vezirler müstakil yetkiye sahip olmamışlardır. Halife ile halk arasında köprü rolü üstlendiğine dair görüşler mevcuttur. Bu tarzdaki vezirlere Osmanlı İmparatorluğu'na "Kubbealtı Vezir"i denmektedir. Vezirlik makamı iki başlı bir yapı göstermesine karşın en yüksek mertebeli memurluk makamı olmuştur. İki vezirlik arasındaki farklar sadece yetki farklılığı ile sınırlı değildir. Atama ve diğer adaylıklarda da mevki farkı öne çıkmaktadır. Halk arasından Müslüman olmayanlar birincil vezirliğe tayin edilmemiştir fakat ikincil vezirliğe Müslüman olmayan kişiler de tayin edilmiştir.[14]
Diğer memurluklar
Vezirlerden sonra haciplik (hicabet) makamı gelmektedir. "Sahib'üs Sitare" veya "Perdedar" denen hacib, Abbâsî halifesinin özel kalem müdürüdür. Halifeye bağlıdır ve nüfuz alanı geniştir. İslam peygamberi Muhammed'in soyundan gelenlere (seyidler) dair meselelere bakanlara ise "Nakib'ül Eşraf" denir ve bu kişiler devlet teşkilatında önemli bir yere sahip olmuşlardır. Nazır-ul Ceyş denen kişiler ise ordunun başındaki kumandanlardır. Muhtesip'ler, yani belediye başkanları da diğer memurluk görevleridir.[15]
Taşra teşkilatı
Abbâsîler'de taşra teşkilatlarının başında valiler görev yapmıştır. İhtiyaç duyulması durumunda kumandanların, kadıların veya belediye başkanlarının da bu görevi yürüttüğü bilinmektedir. Abbasi devleti hakimiyeti altındaki yerleri eyalet sistemi ile yönetmiş, valilere de sosyal ve siyasi kontrol görevini yüklemiştir. Abbâsîler'de eyaletlerdeki emirlik makamı ise üç şeklide ele alınmaktadır. Birincisi: genel imarettir ve tayin olduğu yerde halifeyi tam yetkiyle temsil ederler. Bu emirler yani valiler, bulundukları bölgede müstakil hükümdar gibi görev yapmışlardır. İkincisi: özel imarettir ve bu makamdaki valiler sadece idari fonksiyona sahiptirler Kadıların tayin edilmesi ilde halktan alınan vergileri tahsil etme yetkileri olmamıştır. Üçüncüsü ise: cihat imaretidir, yani ordu kumandanı olarak değişik bölgelere tayin edilen valilere verilen isimdir.[16]
Bağdad Abbâsî Hâlifeleri listeleri
Abbasi Halifeleri ecdadı
# | Adı | Adı + Lakâbı | Künyesi | Babası |
---|---|---|---|---|
0 | Haşim bin Abdimenaf | Haşim bin Abdimenâf | Haşimoğulları | Abdimenâf |
1 | Abdül Muttalib bin Haşim | Abdül Muttalib bin Haşim (Muhammed ve Ali'nin dedesi) |
- | Haşim bin Abdimenaf |
2 | Abbas Bin Abdülmuttalip | Abbâs (Muhammed ve Ali'nin amcası) |
- | Abdülmuttalib |
3 | Abdullah bin Abbas | Abdullah bin Abbas (Muhammed ve Ali'nin kuzeni) |
- | Abbâs bin Abdülmuttalib |
4 | Alî bin Abdullah | Alî bin Abdullah bin Abbas (Abbâsîler Halifeliği'nin adını aldığı Abbâs'ın torunu) |
- | Abdullâh bin Abbâs |
5 | "İmâm" Muhammed | Muhammed "İmâm" bin Alî bin Abdullah bin Abbas | - | Alî bin Abdullah bin Abbas |
6 | "İmâm" İbrahim '[17] | İbrahim "İmâm" bin Alî bin Abdullâh bin Abbas | - | Alî bin Abdullah bin Abbas |
Bağdad Abbâsîleri nesli
Abbasi Halifeleri soyağacı
Kureyş | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Haşim bin Abdimenâf | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Haşimoğulları | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
ʿAbdulmuttalib bin Haşim | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
ʿAbdullâh | Abbâs bin Abdülmuttalib | Ebâ Tâlib | Hamza | Ez-Zûbeyr | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Muhammed Mustafa | ʿAbdullâh bin Abbâs | Ali | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
`Alî bin Abdullâh | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Muhammed İmâm | İbrahim İmâm[17] | Mûsa bin Alî bin Abdullâh | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
ABBÂSÎLER HÂLİFELİĞİ | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Abdillâh Seffah 1. (750-754) | Abdullâh Mansûr 2. (754-775) | İsâ bin Mûsa bin `Alî bin Abdullâh | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Muhammed Mehdî 3. (775-785) | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Mûsâ Hâdî 4. (785-786) | Hârûn Reşîd 5. (786-809) | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Muhammed Emîn 6. (809-813) | Abdullâh Memûn 7. (813-833) | `Abbâs Mutasım 8. (833-842) | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Hârûn Vâsık 9. (842-847) | Câfer Mûtevekkil 10. (847-861) | Muhammed bin Mutasım | Ahmed Mûstain 12. (862-866) | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Muhammed Muhtedî 14. (869-870) | Muhammed Muntasır 11. (861-862) | Muhammed Mutazz 13. (866-869) | Ahmed Mutemid 15.(870-892) | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Ahmed Mûtedîd 16. (892-902) | Tâha el-Muvaffak bin Câfer Mûtevekkil | Alî Mûktefî" 17. (902-908) | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Câfer Muktedir 18. (908-932) | Muhammed Kahir 19.(929)(932-934) | Abdullâh Mûstekfî 22. (944 – 946) | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Muhammed Râdî 20. (934–940) | İbrâhîm Mûttakî 21. (940–944) | Fadıl Mutî 23. (946–974) | İshâk bin Câfer Muktedir bin Ahmed Mûtedîd | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Abdülkerîm Tai 24. (974–991) | Ahmed Kâdir 25. (991–1031) | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Abdullâh Kâim 26. (1031–1075) | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Muhammed Zâhîre bin Abdullah Kaim | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Abdullâh Muktadî 27. (1075–1094) | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Ahmed Mûstazhir 28. (1094–1118) | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Fadıl Mustarşid 29. (1118–1135) | Muhammed Muktafî 31. (1136–1160) | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Mansûr Râşid 30. (1135–1136) | Yûsuf Mûstencid 32. ( 1160–1170) | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Hasan Mûstadhî 33. (1170–1180) | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Ahmed Nâsır 34. (1180–1225) | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Muhammed Zâhir 35. (1225–1226) | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Mansûr Mûstensir 36. (1226–1242) | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
`Abdullâh Mûstasım Billâh" 37. (1242–1258) | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Kahire Abbasileri Memlûk Devleti' nin himayesi | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Kaynakça
- ↑ "İTİKADİ MEZHEPLER- 2- Mu'tezile", Din Ahlak Eğitimi Portalı. URL erişim tarihi: 16 Haziran 2007
- ↑ http://m.dinimizislam.com/detay.asp?Aid=1632
- ↑ Oscar Chapuis (1995). A history of Vietnam: from Hong Bang to Tu Duc. Greenwood Publishing Group. s. 92. ISBN 0313296227. http://books.google.com/?id=Jskyi00bspcC&pg=PA92&dq=arab+mercenaries+song+dynasty&q. Erişim tarihi: 28 June 2010.
- ↑ Joseph Mitsuo Kitagawa (2002). The religious traditions of Asia: religion, history, and culture. Routledge. s. 283. ISBN 0700717625. http://books.google.com/?id=5LSvkQvvmAMC&pg=PA283&dq=arab+mercenaries+china&q=arab%20mercenaries%20china. Erişim tarihi: 28 June 2010.
- ↑ Bradley Smith, Wango H. C. Weng (1972). China: a history in art. Harper & Row. s. 129. http://books.google.com/?id=8rhPAAAAMAAJ&dq=arab+mercenaries+song+dynasty&q=arab+mercenaries. Erişim tarihi: 28 June 2010.
- ↑ Hugh D. R. Baker (1990). Hong Kong images: people and animals. Hong Kong University Press. s. 53. ISBN 9622092551. http://books.google.com/?id=6SACPP8mZQ8C&pg=PA53&dq=arab+mercenaries+song+dynasty&q. Erişim tarihi: 28 June 2010.
- ↑ Charles Patrick Fitzgerald (1961). China: a short cultural history. Praeger. s. 332. http://books.google.com/?id=CqkeAAAAIAAJ&q=arab+mercenaries+china&dq=arab+mercenaries+china. Erişim tarihi: 28 June 2010.
- ↑ Dennis Bloodworth, Ching Ping Bloodworth (2004). The Chinese Machiavelli: 3000 years of Chinese statecraft. Transaction Publishers. s. 214. ISBN 0765805685. http://books.google.com/?id=QivwtVwq8ykC&pg=PA214&dq=arab+mercenaries+china&q=arab%20mercenaries%20china. Erişim tarihi: 28 June 2010.
- 1 2 3 4 Üçok, Bahriye (1979) İslam Tarihi Emevîler- Abbâsîler, Devlet Kitapları, Ankara: Milli Eğitim Basımevi (1.Basım:1968)
- ↑ Muir William (1922)The Caliphate, Its Rise, Decline and Fall: Bölüm LXVII, Al-Mo'tasim and al-Wathik: (İngilizce) (Erişim tarihi: 30.8.2009)
- ↑ Huston Smith, Cyril Glasse (2002). The new encyclopedia of Islam. Walnut Creek, CA: AltaMira Press. ISBN 0-7591-0190-6.
- ↑ Türk-İslam Hukuk Tarihi I. cilt, Prof Dr. Halil Cin - Doç Dr. Ahmet Akgündüz, Timaş Yayınları, s.228
- ↑ Türk-İslam Hukuk Tarihi I. cilt, Prof. Dr. Halil Cin - Doç. Dr. Ahmet Akgündüz, Timaş Yayınları, s.229
- ↑ Türk-İslam Hukuk Tarihi I. cilt, Prof. Dr. Halil Cin - Doç. Dr. Ahmet Akgündüz, Timaş Yayınları, s.229/30
- ↑ Türk-İslam Hukuk Tarihi I. cilt, Prof. Dr. Halil Cin - Doç. Dr. Ahmet Akgündüz, Timaş Yayınları, s.230
- ↑ Türk-İslam Hukuk Tarihi I. cilt, Prof. Dr. Halil Cin - Doç. Dr. Ahmet Akgündüz, Timaş Yayınları, s.231
- 1 2 TDV, İslâm Ansiklopedisi, Cilt 25, Sahife 363, 2002. (Keysân’îyye maddesi.)
Ayrıca bakınız
Dış bağlantılar
- Hitti, Philip H. (çev. Salih Tuğ),(1968) Siyasi ve Kültürel İslam Tarihi (IV Cilt), İstanbul:Boğaziçi Yayınları.
- Üçok, Bahriye (1979, 1.bas.:1968) İslam Tarihi Emevîler- Abbâsîler, Devlet Kitapları, Ankara: Milli Eğitim Basımevi
- Muir, William (1922), The Caliphate, Its Rise, Decline and Fall: (İngilizce) (Erişim tarihi: 30.8.2009)
- Tabari, Muhammad bin Jarir, (İngilizce'ye çev. C.E. Bosworth), History , Albany:SUNY (İngilizce)
- Fransızca Wikipedia Abbassides maddesi : (Fransızca) (Erişim tarihi: 30.8.2009)
- İngilizce Wikipedia Abbasid Caliphate maddesi: (İngilizce) (Erişim tarihi: 30.8.2009)
|
|