Sekizinci Haçlı Seferi

Sekizinci Haçlı seferi
Haçlı Seferleri

Sekizinci Haçlı Seferi'nde Tunus Kuşatması
Tarih1270
BölgeTunus
SonuçTunus Antlaşması
IX. Louis'in ölümü
Tunus'un Avrupa ile ticarete açılması
Taraflar

Haçlılar

Müslümanlar

Komutanlar ve liderler
IX. Louis 
Napolili I. Carlo
I. Muhammed al-Mustansir

Sekizinci Haçlı 1270 yılında Fransa Kralı IX. Louis'in başlattığı Haçlı seferidir.

Bu haçlı seferine sıra numarası verilmesi tartışmalıdır. Bazı tarihçiler Mısır'da Dimyat'a yönelik Beşinci Haçlı Seferi'ni ve Kutsal Roma İmparatoru II. Friedrich'in Altıncı Haçlı Seferi'ni tek bir Haçlı seferi saymaktadırlar ve bu halde Sekizinci Haçlı Seferi İsmi Yedinci Haçlı Seferi olması gerekmektedir. Diğer bazı tarihçiler ise İngiltere valiahti Prens Edward'in katılıp komuta ettiği Dokuzuncu Haçlı Seferi'nin Fransız Kralı IX. Louis'in Tunus'a yönelttiği Sekizinci Haçlı Seferi'nin bir kısmı olarak kabul ederler.

Arka plan Yakın Doğu'da durum

Yedinci Haçlı Seferi, 1248-1254 döneminde önce Filistin ve Mısır'a hücum edip başarısız kaldıktan sonra bu seferin en önemli komutanı olan Fransız Kralı IX. Louis Mısır'da fidye ödeyip esaretten kurtulunca tekrar Akka'ya dönmüş ve Nisan 1254'de ülkesine dönmek için Akka'dan ayrılmıştı.

Bu tarihten sonra o zaman kadar İran'da ve Kafkaslarda askeri hareket yapan Moğollar askeri hedeflerini değiştirmişlerdi. 1251-1259 döneminde Moğolistan'da Karakurum'da Büyük Han olarak hüküm süren Mongke (veya Mengü) Han'ın Cengiz Han'ın torunu olan Hülagu Han'a büyük bir Moğol ordusu vererek güneybatı Asya'daki kalan Müslüman devletlerini yıkıp Moğol hükümdarlığı altına almakla görevlendirmişti. Hülagu Han önce İran'da Moğollara bağlı olmayan bölgeleri, bu arada Luristan'ı ve Haşhaşiler'den Alamut Kalesini aldı. Sonra Irak'a geçti ve 1258'de Bağdat Kuşatması sonucunda Bağdat'ı eline geçirdi. Şehri yakıp yıktı ve şehir halkını katliama uğrattı. Son Bağdad Abbasiler halifesi Mustasım'i öldürütüp bu halifeliği sona erdirdi. Sıra birbirleriyle aralarında savaşmaklata olan Suriye'deki küçük Eyyubiler emirlerine geldi. 1259'da Moğollar Halep Emirliği ve Şam Emirliği'ni ellerine geçirip Halep ve Şam şehirlerinde üslendiler. Sıra Mısır'a gelmişti. Ama 1259'da son önemli Moğol Büyük Hani olan Mongke Han Çin'de savaşmakta iken öldü. Moğol imparatorluğu efektif olarak dörde ayrıldı. Orta Asya ve batı Asya (bu arada İran ve Suriye) Hülagu Han'ın İran merkezli olarak kurmuş olduğu İlhanlılar etki alanı içine girdi.

1250'de Yedinci Haçlı Seferi Misir'a hücumuna devam etmekta iken Mısır'da bulunan Eyyubiler devleti sona ermiş ve yerine Memluklu Devleti kurulmuştu ve bu devlet Yakın Doğu Müslümanlarının koruyucusu kisvesini takınmıştı. İlhanlı Moğollara karşı doğu Akdeniz'deki Hristiyan ve Frank Haçlı devletlerinin tutumunda da değişiklik olmuştu. Antakya Prensliği ve Sis (günümüzde Kozan merkezli Kılıkya Ermeni Krallığı kralları Hetum'un politikası ile Moğollarla yakın müteffiklik kurmuşlardı. Akka merkezli Kutsal Kudüs Krallığı ve Trabluşsam merkezli Trablus Kontluğu işe İlhanlı Moğollara karşı Memluklularla müteffiklik yapmışlardı.

Memluklulara İlhanlı Moğolların teslim olup bir vasal devlet olma taleplerine karşı koydular. Moğollara karşı savaşarak direnmeye kara verdiler. Sonunda 3 Ekim 1260'da komutanları Sultan Kutuz altında Memluklular, büyük bir Moğol ordusunu Ayn Çalut Muharebesi'nde yenip Moğol ilerlemesine son verdiler. Memluklular yine Şam Emirliği ve Halep Emirliği'ni de ellerine geçirdiler. Böylece Frank Haçlılar devletleri tekrar müslüman Memluklu devleti tarafından çevrildiler. Bu çok önemli savaşı kazanan Memluklu Sultanı Sultan Kutuz çok geçmeden Emir Baybars tarafından öldürüldü ve Memluklu tahtına Sultan Baybars çıktı. Sultan Baybars tüm Haçlı Frank devletlerini Suriye ve Filistin'den atmaya kararlı idi.

Fransız Kralı İX. Louis Yakın Doğu'daki olayları çok yakından takip etmekte idi. Bu sırada Papa İV. Urbanus yakın doğuda bulunan Frank Haçlı devletlerinin bozuk finansal düzenlerini iyileştirmek için tüm Hristiyan Batı Avrupa'ya üç yıl süreyle bir özel hasat vergisi uygulamaya karar verdi. Bu vergi Avrupa halkı tarafından çok nefret edilir olmasına rağmen Fransız Kralı İX. Louis'in isteğiyle vergi süresi 3 yıldan 5 yıla uzatıldı. Tam bu sırada Avrupa’nın Moğollar tarafından istilası çok önemli tehdit konusu olmaya başladı ve 1237'den Cengiz Han'ın Rusya istilası süreci Cengiz Han'ın torunu olan Batu Han komutasında Altınordu adı ile anılan Moğol ordularının Rusya'yı işgal etmesi ile devam etti ve sonra Moğollar Orta Avrupa ordularını yenerek Hristiyan Batı Avrupa'yı tehdit eder hale geldiler. Tüm Hristiyan Batı Avrupa bu Moğol Altınordu tehlikesinden korkmaya başladı ve bu gayet korkulu dönemde hiçbir Batı Avrupalı papa veya hükümdar Doğu Akdeniz'e Haçlı seferine gidip Kudüs'ü kurtarma düşü görmez oldu.

Doğu Akdeniz bölgesinde ise Memluklu Sultanı 1263'de Hristiyan Ermeni ve Frank Haçlı devletlerini elimine etme stratejisini uygulamaya koyuldu. Haçlı Frank devletleri ilerigelenleri birbirleri arasında krallık, naiplik ve vekilharçlık görevlerinin paylaşılması için çekişmeler içinde bulunmaktaydılar. 1246'da veraset yolu ile gelen Kıbrıs Krallığı hükümdarı, "Alis Champagneli" ölmüştü. Ama Alis'in verasetten hükümdarlığı kabul edildikten sonra hemen 1246'da Alis Champagneli öldü. Ama Kıbrıs Krallığı'nın efektif hükümdarıliğı Alis Champagneli ölmeden hemen önce naip olan oğlu olan Kıbrıs Kralı I. Henry eline geçmişdi. Annesinin ölümünden sonra I. Henry kendi adına Kıbrıs Kralı oldu. Kudüs Kralı tahtı veraseten Conrad'a geçti . O Onun 1254 ölümünden sonra veraset yoluyla Kudus Krali Conradin oldu; ama Conradin Kudus'e gitmedi. Kibris Krali olan I. Henry Kudüs Krallığı için de taht naipliği yapmaya basladi. Fakat I. Henry Kıbrıs'ta yaşamayı tercih ettiği için Kudüs Krallığı başkenti Akka'da bu devletin günbegün idaresi "vekilharç (bailli)" unvanlı "John Yafalı" elinde idi. 1253'de Fransa Kralı IX. Louis Akka'ya geldiğinde I. Henry öldü. Kıbrıs Kralı olarak çocuk yaşında olan II. Hugues Kıbrıs kralı ilan edildi. Çocuk II. Hugues aynı zamanda hukuken Kudüs Krallığı naibi idi. Bu halde John Yafalı yine Akka'da "vekilharç" ve efektif idareci olarak kaldı. Kıbrıs'ta ve Kudüs'te ise küçük II. Hugues'ya naip olan, Hugues'un annesi "Plaisence Antakyalı" oldu. Akka vekilharcı olan John Yafalı yerine Akka vekilharcı olarak John Arsuflu göreve getirildi. 1258'de Akka'da "vekilharç (bailli)" "John Arsuflu" öldü. Fransız Kralı IX. Louis'in Akka temsilcisi olan Godfrei Serginesli Akka'da vekilharç oldu. Kıbrıs ve Kudüs'te çocuk kral II. Hugues'ya naip olan "Plaisence Antakyalı" idi. "Plaisence Antakyalı" 1261'de öldü ve Kıbrıs'a yeni tagt naip olarak kuzeni "Hugeus Antakya-Lusihnanlı" geçirildi. Onun annesi "İsabella Kıbrıslı" Akka'da Kudus Krallığı naibi oldu. Akka "vekilharcı" görevi İsebella'nın kocası "Henry Antakyalı"'ya verildi. 1264'de "Isabella Antakyalı" öldü ve Akka'da Kudüs Krallığı naipliğine "Hugues Antakya-Lusignanlı" geçti. 1267'de daha yetişkenliğe erişmeyen çocuk kral II. Hugues öldü ve Kıbrıs Kralı "Hugh Antakya-Lusignanlı" oldu ve III. Hugues ismini aldı. 1268'de babasindanm veraset yolu ile Kudüs Kralı olan Conradin Sicilya'da idam edildi. Hohenstaufefen hanedanınından tahta geçecek kimse kalmadığı için hanedendan değişt. 1269'da III. Hugues yeni hanedan mensubu olarak Kudüs Kralı da oldu. Bu Kıbrıs Kralı, Kıbrıs Kral naipliği, Kudüs Kralı, Kudüs Kral naipliği ve Kudüs Krallığı Akka vekilharçlığı görevleri arasında değişmeler ve çekişmeler Haçlı devletlerinin poolitik ve askeri durumunu doğal olarak zayıflatmaktaydı.

Frank Haçlı devletlerinde yerleşmiş bulunan haçlı Frankların Memluklu Sultanı Baybars'ın muhtemel hücumuna karşı direnme güçleri gayet zayıftı. Franklar Hugues'ları bile kral olarak kabul etmeyerek kendi aralarında küçük hedeflerle mücadeleye 30 yıldır devam etmekteydiler. Baybars'ın hücumlarına karşı koymaya IX. Louis Filistin'e geldiği zaman başladılar. 1250-1254 döneminde Filistin'de bulunan IX. Louis kale duvarları yıkılmış olan şehirlerde gayet kabaca kaleleri yeniden yaptırdı ve mevcut duvarları onarlattı. Böylece Filistin'de yerleşmiş olan Frank Haçlılar Baybars'ın hucümlarına karşı direniş güçleri yavaş olsa da iyileşmeye başladı. Kudüs Kralı olan III. Hugues Akka'ya geldi ve şehri kuşatmaya direnmek için hazırlamaya başladı. Akka merkezli Kudüs Devleti meşru kralı önce Frank Kudüs Krallığı merkezi olan Akka kalesini kuşattı ama ele geçiremedi. Ama 1265'de Nasıra, Arsuf, Hayfa, Sfada, Yafa, Aşkalon ve Kayseriya sahil şehirleindeki kaleleri eline geçirip kaleleri yıktırıp, liman varsa doldurtup buraların sonradan tekrar bir savunma mevkii olarak kullanılamamasını sağladı. 1266'da Baybars İlhanlılara tabi olmayı kabul eden Kiiikya Ermenistan Kralı I. Hetuma karşı sefer açıp bu ülkeyi ve başkenti Sis'i (şimdiki Kozan) zaptetti. Haçlıların Antakya Prensliği ve Trablus Kontluğu tecrit edildi. 1268'da Antakya şehri kuşatıldi ve 8 Mayıs'ta şehir Baybarsa'a teslim oldu. Baybars şehrin kalesini yıktırıp şehrin savunmasına giren Hristiyan ahalinin çoğunu esir aldı. Bu şehre Baybars' hücum etmekte iken Antakya Prensi IV. Boemondo Antakya'da bulunmayıp Trablusşam'da bulunuyordu. .

Tunus'a Haçlı Seferi

Sekizinci Hacli Seferi'nde Hacli ordusu guzergahi

Fransa Kralı İX. Louis'in erkek kardeşi Sicilya Kralı Napolili İ. Carlo'in 1270 yılında Temmuz ayında Tunus'a saldırması ile başlamıştır. Savaş için hiç uygun olmayan bu mevsimde, yetersiz içme suyu nedeniyle ordunun birçoğu hasta oldu. Kardeşinin Afrika'ya ayak basmasından bir gün sonra Kral İX. Louis, ordusu içinde çıkan ya veba veya dizanteri salgını sonucu oldu. Diğer hastalıklar nedeniyle kuşatma 30 Ekimde Sultan ile yapılan bir anlaşma ile kaldırıldı.


Aragon Kralı'nın Oğullarının Filistin'e Haçlĩ Seferi

Müslumanlari 1299'da Balear Adaları'ndan atması ve Valencia Kralığı arazisinden çıkartması zaferleri ile çok büyük gurur duyan Aragon Kralı Jacques, Eylül 1269'da iki gayrimeşru olan oğlu, Fernando Sanchez ve Pedro Fernandez, komutasında Aragonlu'lardan oluşan bir ordu ile Filistin'de Kutsal Ülkeye Haçlı seferine yolladı. Bu iki Aragonlu kral oğlu orduları ile Akka'ya çıkmışlardi ama oradan fazla ayrılma imkanı bulamamışlardı. Her ikisi de İspanya'da Haçlıların Müslümanlara karşı olan galibiyetlerinden dolayı kendilerini, ordularını ve dinlerini pek beğenmişlerdi. Doğu Akdeniz kıyılarında yaşayan Haçlıların durumunu ve Memluk Sultanı Baybars;'i kışkırtacak faaliyetlerde bulunmama gereğini hiç anlamamışlardı. Bu arazilerde yaşamış ve tecrübeli Tapınak Şövalyeleri ve Hospitalier Şövalyeleri'nin defalarca yaptıkları ikazlara hiç aldırış etmez görünmekte idiler. Akka'dan birkaç kere çıkış yapıp etraftaki müslüman ve Hristiyan tarım arazilerini talan etmişlerdi. Şövalyelerden oluşan kılavızların gayet bilinçli tavsiye ve hareketleri ile Memlukların hazırladıkları pusulardan ancak kıl payı kurtulmuşlardı. Sonunda Aragon kralınin gayrimeşru oğulları ve Aragonlu Haçlı ordusu fazla bir şey yapamadan Akka'dan ayrılıp İberik yarımadasına döndüler.[1]

Fransa Kralı'nın Hazırlıkları

Fransa Kralı IX. Louis Ressam:Emile Signol (1804-1892)

Fransa Kralı IX. Louis'nin yeni bir daha Haçlı Seferi'ni organize etmesi eskiden özellikle Yedinci Haçlı Seferi'ne katılmış olan pek çok sayıda eski Haçlı şövalye tarafından şiddetle tenkit edildi ve bunlar bu sefere katılmayı kabul etmediler. Bununla beraber bazı önemli Fransız soylularai bu sefere katılacaklarına and içtiler. Bunlar arasında Kralın kardeşi, Sicilya Kralı Carlo Anjulu; kralın Mansura Muharebesi'nde ölmüş olan kardeşinin oğlu II. Robert Artoislı; Navarre Kralı II. Theobald; Bretonya Dükü I. John; March Kontu XVII. Hugues de Lusignan; Soissons Kontu II. Jean; ve Chatillon Kontu III. Guy bulunmaktaydı.

Fransa limanlarından gemilere binen Haçlı kuvvetleri hedefin neresi olacağını bilmemekte idiler. 13 Temmuz 1270'da bu filo Sardinya'da Cagliarı demirlediği zaman bir toplantı yapan IX. Louis Haçlıların ilk hedefinin Tunus olduğunu açıkladı. Bundan sonra günümüze kadar tarihçiler niçin bu hedefin seçildiği ve kimin bunu tavsiye ettiği hakkında çok düşünceler ortaya koymuşlardır.

Tarihçilerin çoğu bunun nedeninin IX. Louis'e kardeşi ve Sicilya Kralı olan Carlo Anjulu'nun etkisidir. Carlo Anjulu Sicilya kralı olarak Sicilya'da Hohenstaufen Hanedanı idaresine son verip Angevin Hanedanı idaresi getirdiği için kendine aleythar, hatta düşman olup krallık tahtına meşru iddiaları olan Hohenstaufen Hanedanı destekleyicilerin Tunus'a kaçmaları ve Tunus Emiri'nin bunları iyi ağırlaması dolayısıyla Tunus'u bir vasal krallık haline getirmek istemesidir. Fakat bu açıklamanın bir büyük eksikliği Carlo Anjulu'nun Tunus'u himayeye almak istediğine dair hiçbir belgenin elimize geçmemiş olmasıdır. Buna karşılık günün kronik tarihçileri Carlo Anjulu'nun, 1261'de yeniden Konstanopolis'i ele geçiren Palaelogos hanedanı idaresi altında bulunan Bizans Ìmparatorluğu'na göz dikerek Konstantinopolis'e yeniden Katolik Hristiyan Latin Romanya İmparatorluğu getirmeye ve bu imparatorluk başına da kendisini geçmesini istediğini açıklayan belgeler bulunmaktadır. Eğer Carlo Anjulu Latin Romanya İmparatorluğu'nu yeniden kurmak istemekteyse, Haçlıların Tunus'a gitmesi kararını bir yanlış bulacağı aşikardır.[1]

Haçlılarain Tunus'a çıkartma yapmaları kararına bir diğer neden ise bu kararı ile Fransa Kralı IX. Louis kardeşi Sicilya Kralı Carlo Anjulu'nun Haçlı ordusunu kullanıp Konstantinopolis'i eleine geçirmeye hedefine bu Tunus'a gitmenin bir önleme vesilesi olduğudur. Gerçekten de Mart 1270'da Carlo Anjulu bir gemiler filosu toplayıp ve asker topladığı ve askerı hazırlıkları, Bizans Imparatoruna karşı ayaklanan Mora'da isyancılara İmparator'a karşı, bir destek sağlamak için yaptığı belgelenip bilinmektedir. Eğer bu destekte başarılı olursa Carlo Anjulu'nun Konstantinopolis'e yürüyerek Bizans devletini ele almayı düşündüğü de belgelenmiştir. Bütün bunlari beğenmeyen Fransa Kralı IX. Louis Haçlılar ordusunu Tunus'a çıkartmakla kardeşi Carlo Anjulu'nun bu imparatorluk planlarını boşa çıkarttığı bazı tarihçilerle yapılmıştır. IX. Louis kardeşini bu maceradan vazgeçirmek için ona doğrudan doğruya başvurmamıştır. Çünkü o sıralarda Carlo Anjulu Sicilya'da kardeşinin bu seferde erzak olarak gerektirdiği yiyecek, büyükbaş hayvan ve zahire tedariki ve bunları Haçlı filosunun gelmesi beklenen Sardinya'daki Cagliari limanına nakil edilmesi ile uğraşmaktaydı ve doğrudan doğruya konuşmak Carlo Anjulu'yu rencide ederek onun bu erzak tedarikini durdurma imkan dahilinde idi.

IX. Louis Cagliarı'de filosunda bulunan Haçlılara bu Haçlı seferinin Tunus'a karşı olacağını Haçlılar ordusunu bu limanda bir arada topladıktan sonra toplantıda açıkladı. Bu Haçlı ordusunu askerlerini memnun etmek için de bu kararın Papa ve Katolik Kilisesi'nin ana idare heyeti olan Curia tarafından onaylandığını da bildirdi. Bu sefere çıkan Haçlı ordusu mensuplarına bu hHaçlı seferine katılanlara da aynen Kudüs'e yapılan Haçlı seferleri gibi dünyevi günahlarının affedildiğine dair bir endüljans belgesi verileceğini vaad etti.[2]

O zaman çıkan haberlere ve kroniklerde bildirilen dedikodulara göre eğer büyük bir Hristiyan ordusu yanında bulunup Tunus halkının azabından kendini korurlarsa Tunus Emiri Müslümanlığı bırakıp Hristiyanlığa dönmeyi kabul edecekti. Eğer bu imkan dahilinde ise ve Tunus Hafsıdliler devleti Haçlılar eline geçebilecek ve Mısır'daki Memluklular devletine Tunus üzerinden karadan da bir Haçlı hücumu imkan dahiline girebilecekti. Eldeki belgelerden tam bu sırada Paris'e Tunus'dan bir elçinin geldiği bilinmektedir. Fakat bu elçi ile konuşmalar ve müzakereler hangi konularda olduğu hakkında belgeler hiçbir bilgi sağlamamaktdırlar.

Tunus'un seçilmesine diğer bir amil ise İran merkezli Moğol İlhanlılar hükümdarı olan Abaka Han'ın tutumu olduğu iddia edilmektedir. Abaka Han 1268'de Fransa Paris'e bir elçi gönderip Abaka Han'ın eşlerinden birinin babası olan Bizans İmparatoru VIII. Mihail Paleologos, İlhanlılar ve batıdan gelen Haçlılar (özellikle Fransız Haçlılar) arasında, Mısır'da bulunan Memlukluları elemine etmek hedefli bir ittifak teklif etmişti. Ama bazı tarihçiler bu ittifakın uzaklıkların çok büyük olması nedeni ile ve Abaka Han'ın Altınordu ile savaş girmesi dolayısıyla Moğolların bu tekliflerini takip edememelerinin öğrenilmesi ile Filistin'in Haçlılar hedefi seçilmemesine bir neden olduğunu da iddia etmektedirler.

Tunus Şehrinin Kuşatılması

Tunus sehrinin kusatilmasi ve Fransiz Krali IX. Louis'in olumu . Kaynak: Jean Fouquet, Grandes Chroniques de France

15 Temmuz'da Cagliari'den ayrılan filo ile IX. Louis 18 Temmuz'da Tunus ayak bastı. Bu bir baskın halinde olmadı çünkü Haçlı Seferi'nin gelmekte olduğu haberi Tunus'a hızla erişmişti. Tunus kalesi iyice onarılmış ve bir kuşatmaya dirnmek için yeterli erzak ve levazım kalede stok edilmişti. Tunus limanının girişini kontrol eden bir arazi parçası bulunmaktaydı ama bu araziye asker çıkartmak karaya çıkan askere içecek suyun tedariki imkansız olduğu için pratik değildi. 21 Temmuz'da ovada buluna Kartaca şehrinin birkaç içecek su kuyusu Haçlıların eline geçti ve 24 Temmuz'da Haçlılar Kartaca şehrine hucum ettiler.

Fakat Tunus Emiri, bekleyişlerin aksine hareket ederek, bu hücuma uğrayınca hemen taraf değiştirmedi. Bunun yerine emir Mısır Memluklu'lerinden yardım ve destek talep etti. Memluklu Sultanı olan Baybars Haçlıların Mısır üzerine yöneleceklerini beklediği için ordusunu Nil Nehri deltasına herhangi bir Haçlılar çıkartmasına karşı hemen savunma yapabilmesi için hazırlık yapmakla uğraşmakta idi. Ancak bu hazırlıkların tamamlandığını ınandığı zaman Tunus'a bir askeri seferle yardım imkani olduğunu düşünmekte idi. Haçlılar ordusunda bulunan Tapınak Şövalyeleri Baş Üstadı, kralın kardeşi ve Sicilya Kralı I. Carlo Anjulu'nun bu sefere iştirak edeceği haberini getirdi. Bunu üzerine IX. Louis Tunus'a daha güçlü bir ordu ile hücum etmenin daha uygun olacağını düşünerek kaleye hücumu bekletti. Müslümanlar Haçlılarin kampına devamlı olarak baskın hücumları yapmakta idiler. Fakat IX. Louis Haçlı ordusunu bu hücumu yapıp kaçmakta olan Müslüman birliklerini kovalamalarını yasakladı ve kovalayan Haçlıların böylece Müslümanların bir tuzağına düşmelerini önledi. Hava gayet sıkıcı sıcaktı ve Haçlı askerlerin çadırlarda kalmaları dayanılmaz olmaktaydı. Ele geçirilen su kuyularından getirilen içecek sular temiz değildi ve içenlerde hastalık yapmaya başladı ve bu hastalık kampdaki Haçlı askerler arasında hızla yayılmaya başladı. Bazı günün kronik-tarih yazarları bu hastalığın veba salgını olduğunu yazmışlardır. Fakat büyük olasılıkla pis su içmekten geçen salgın hastalık dizanteri idi. 2 Ağustos'da Kralın Dimyat'ta doğmuş olan oğlu Jean de France (1250-1270) bu hastalığa yakalanıp hayatını kaybetti. Carlo Anjulu gemi ile gelip Tunus'a çıktıktan bir gün sonra da 26 Ağustos'da Kral IX. Louis bu salgın hastalıktan vefat etti.

Fransa krallık tahtına geçen III. Filip'in hiç komutanlık tecrübesi bulunmamaktaydı ve hem de o da sudan aldığı mikropla yatağa düşmüştü. Bu nedenle Haçlı ordusunun komutanlığın Karlo Anjulu üzerine aldı. 24 Eylül 'da yaptığı bir hücumla Müslümanların kampını eline geçirdi. Kral IX. Louis'nin kardeşi olan Karlo Anjulu Müslüman ordularının taktik ve stratejilerini gayet iyi bilmekte idi. 29 Ağustos'da Karlo Anjulu filoya ait olan gemilerin ve diğer tüccar gemilerinin Tunus yakınlarında bulunan ve liman olarak görev yapabilecek bir sahilde toplanmalarını emretti. Bunu gören Tunuslu savaşçılar Haçlıların Tunus'dan ayrılma yapma hazırlıklari yaptıklarına kanaat getirdiler. Küçük birliklerle baskın yapma taktiğini bıraktılar ve Müslüman ordusunun, gemilere çıkmalarini bekledikleri Haçlılara tüm güçle taaruza geçebilmesi için ordu birliklerini konsantre edip birleştirdiler. Bunu fırsat bilen Sicilya Kralı Carlo Anjulu ve Kont II. Robert Artois ağır süvari olan şövalyelerle bu konstare olmuş Tunus ordusuna karşı bir ağır süvari taaruzuna geçtiler. Tunuslu piyade ordusunu büyük zaiyata uğratıp dağılıp çekilmesini sağladılar.

Kuşatmanın Kaldırılması ve seferin sonu

Haçlılar ordusunda da önemli kişiler salgın dizanteriden veya diğer hastalıklardan öldüler. Bunlar arasında papalık temsilcisi Raoul Gosparni; Eu Kontu Alfons de Brienne; Marche Kontu XII. Hugues Lusingaclı ve Anglome Kontu III. Mathie de Montmercy ; Mareşal Gautier de Namur ve Vekilharç Mathieu de Villebeon bulunmaktaydı.

Carlo Anjulu Tunus kalesini almak için savaşmaktan hoşlanmamaktaydı. Tunus Emiri de zaten hasta idi ve savunma ordusu da bu salgın hastalıktan dolayı büyük zayiat görmüştü. Her iki taraf da barış müzakerelerine başlamaya hazırdı. Bu müzakereler 30 Ekim'de bir anlaşma ile sona erdi.

Tunus Emiri Sicilya Kralına 210.000 onz altın tazminat vermeyi kabul etti ve her yılda yıllik tazminat vermeyi kabul etti. Tunus'a Emir'in sarayına siğinmış olan "Guelfes" taraftarları Avrupalıları Tunus'dan atmayı kabul etti. Hristiyan tacirlerin Tunus'da serbestçe ticaret yapmalarına izin vereceğini ilan etti. Tunus'da hala bulunan Hristiyan kiliselerinde Hristiyan papazların serbestçe ve açıkça vaaz verip Hristiyanlık ayinleri yapmalarına izin verdi. Buna karşılık olarak Haçlılar ordusu Tunus topraklarından ayrılıp gideceklerdi.

10 Kasım 1270 İngiltere Krallık veliahtı olan Prens Edward İngiltere'den getirdiği Haçlılar ordusu ile gemilerle Tunus limanına geldi. Fakat eski Haçlı komutanı IX. Louis'in olmuş olduğunu ve kalan ordunun Tunuslularala bir barsı anatlaşması yaptığını öğrenince ordusunu Tunus'a çıkartmadı. Doğrudan doğruya Filistin'e gidip başlamış olan Sekizinci Haçlı Seferi'ne oradan devam etmek üzere 11-14 Kasım'da Tunus'dan denize yeniden açıldı. Bu filo önce Sicilya'da Trepani limanına gitti. Orada babası İngiltere Kralı III. Henry'nin öldüğü ve kendinin I. Edward olarak İngiltere Kralı olduğu haberini aldi. İngiltere'de geride bıraktığı krallık naibi ve idarecilerini inanci olduğu için gemilerle Filistin'e gitmeye devam etmeye karar verdi. Fakat fiko Trepani limandan ayrıldıktan sonra çok geçmeden şiddetli bir fırtınaya yakalandı. Bu firtanadan filoya ait olan 40 gemi, mürettebatları ve taşıdıkları Haçlı askerlerle birlikte battılar ve kurtulan hemen hemen olmadı. Kral I. Edward ve İngiltere Haçlıları subayları Fransa'ya dönüp yeniden bir Haçlı Seferi hazırlığına başlamaya karar verdiler. Sekizinci Haçlı Seferi'nin Filistin'den devam etmesi ancak bir rüya oldu.

Kaynakça

  1. 1 2 Grousset, Rene (1934), Histoire des croisades et du royaume franç de Jérusalem - III. 1188-1291 L'anarchie franque, Paris: Perrin, 1934 (yeni baskı: 2006) s.664-665)
  2. Sivery (2003) ..... s.45-46

Dış bağlantılar

This article is issued from Vikipedi - version of the 7/2/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.