Almanya'nın birleşmesi
Resmî olarak Almanya'nın birleşmesi ile siyasî ve idarî olarak birleşik bir ulus devletin ortaya çıkması 18 Ocak 1871'de Fransa'daki Versay Sarayı'nın Aynalar Galerisi'nde gerçekleşti. Fransa-Prusya Savaşı sonrası Fransızların silah bırakmasının ardından, Alman devletlerinin prensleri Prusyalı I. Wilhelm'i Alman İmparatoru ilan etmek için bir araya geldi. Pratikte, Almanca konuşan halkların çoğunluğunun birleşik bir devlet altında toplanması, resmî ve soylu yöneticiler arasındaki gayri resmî ittifaklar sayesinde bir süredir düzensiz olarak gelişmekteydi. Ancak birleşme fikirleri, tarafların kendi çıkarları yüzünden Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu'nun 1806'da dağılması ve Napolyon Savaşları'nın gerçekleşmesi üzerine kuvvetlenen milliyetçilik hareketlerine kadar neredeyse yüz yıl gecikerek aristokratik bir deneme olmaktan öteye gidemedi.
Yeni ulusun din, dil, sosyal ve kültürel açılardan çeşitli radikal değişimlere uğramasına sebep olan birleşme ise 1871 tarihinin, geniş çaplı birleşme sürecinin sadece küçük bir parçası olduğu izlenimi vermektedir. Kutsal Roma Cermen İmparatoru sık sık "Tüm Almanların İmparatoru" olarak anılmakta ve soylu sınıf üyelerine "Alman Prensleri" ya da "Almanya'nın Prensleri" denilmekteydi.
500'den fazla bağımsız devlet barındıran Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu, imparator II. Franz, Üçüncü Koalisyon Savaşı sırasında 6 Ağustos 1806 tarihinde tahttan çekildiğinde fiilen sona erdi. İmparatorluğun çöküşüyle gelen yasal, idarî ve siyasî karmaşaya rağmen, eski imparatorluğun Almanca konuşulan bölgelerindeki halkın dil, kültür ve hukukî gelenekler konularındaki ortak noktaları Fransız Devrim Savaşları ve Napolyon Savaşları sırasında paylaşılan tecrübelerle daha da kuvvetlendi. Hanedan ve mutlakiyete meydan okuyan Avrupa liberalizmi, birleşme için zihinsel bir temel oluşturdu. Alman liberalizmi ise bunun dışında bir coğrafî bölgedeki halkın gelenek, eğitim ve dil konularında birleşmesinin önemini vurguladı. Ekonomik açıdan, Prusya'nın gümrük birliği olan Zollverein'in oluşturulması ve ardından Alman Konfederasyonu'ndaki diğer devletleri de içerecek şekilde genişlemesi devletler arasındaki ve içindeki rekabeti azalttı. Yeni ortaya çıkan ulaşım imkanları iş ve eğlence seyahatlerini kolaylaştırarak orta Avrupa'ya yayılmış Almanca konuşan halkların birbiri ile iletişim içinde bulunmasını kolaylaştırdı.
1814-1815 Napolyon Savaşları sonrasındaki Viyana Kongresi'nin sonucu olarak ortaya çıkan etki alanı diplomatik modeli, Orta Avrupa'daki Avusturya egemenliğini güçlendirdi. Fakat, Viyana'daki arabulucular Prusya'nın Alman devletleri arasında ve içinde artan gücünü hesaba katmayarak, Prusya'nın Alman devletleri içinde Avusturya ile liderlik mücadelesine girebileceği öngöremediler. Bu Alman ikiliği birleşme sorununa iki farklı çözüm getirdi: Kleindeutsche Lösung, küçük Almanya çözümü (Avusturyasız Almanya) ya da Großdeutsche Lösung, büyük Almanya çözümü (Avusturyalı Almanya).
Tarihçiler, Prusya başbakanı Otto von Bismarck'ın 1866'daki Kuzey Almanya Konfederasyonu'nu geri kalan bağımsız Alman devletlerini de içerecek bir şekilde genişletmek için baştan beri bir planının mı olduğu yoksa sadece Prusya Krallığı'nın gücünü genişletmek amacında mı olduğu konusunda anlaşamamıştır. 19. yüzyılda Bismarck'ın Realpolitik'inin gücüne ek olarak bazı dış etkenlerin de erken dönem modern devletlerinin siyasî, ekonomik, askerî ve diplomatik ilişkilerini yeniden düzenlemesine neden olduğu sonucuna varmışlardır. Danimarka ve Fransız milliyetçiliğine tepkiler, dikkatleri Alman birleşmesiyle ilgili ifadelere çekti. Üç bölgesel savaşta kazanılan askerî zaferler -özellikle Prusya'nın kazandıkları- politikacıların birleşmeyi desteklemek için kullanabilecekleri bir coşku ve gurur kaynağı oldu. Bu tecrübe Napolyon Savaşları'nda özellikle de 1813-1814'deki Altıncı Koalisyon Savaşı'ndaki iki yönlü başarıyı yansıtıyordu. Avusturyasız bir Almanya'nın kurulmasıyla, 1871 yılındaki siyasî ve idarî birleşme, en azından ikilik sorunu çözdü.
Almanya tarihi |
Antik Çağlar
Orta Çağ
Ulusun Kuruluşu
İmparatorluk
1945-1990
Günümüzde
|
Zaman çizelgesiyle kısa özet
- 1804: Kendini Fransız İmparatoru ilan eden Napolyon Bonapart, Ren'in doğusundaki Alman devletlerini ele geçirmeye başladı.
- 1805: Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu dağıldı. Kral II. Franz, yeni Avusturya İmparatoru unvanını aldı.
- 1805: Napolyon, Alman devletlerini Ren Konfederasyonu adıyla Fransa'nın uydu devletleri olarak gruplandırdı.
- 1815: Napolyon'un yenilmesinden sonra toplanan Viyana Kongresi, Alman devletlerini Avusturya İmparatorluğu liderliğinde tekrar Alman Konfederasyonu'na dahil etti.
- 1819: Karlsbad Kararnamesi, gelişen pan-Cermen hareketlerini bir 'Alman devleti' kurulması olasılığına karşı bastırdı. Ancak Prusya Krallığı diğer Konfederasyon devletleriyle gümrük birliği başlattı.
- 1834: Prusya liderliğindeki gümrük birliği, Avusturya İmparatorluğu hariç tüm Konfederasyon devletlerini kapsayan Zollverein'a dönüştü.
- 1848: Berlin, Dresden ve Frankfurt dahil olmak üzere Alman Konfederasyonu'nun pek çok yerinde isyanlar patlak verdi. Konfederasyon, Prusya Kralı IV. Friedrich Wilhelm'i anayasa ilan etmesi için zorladı. Bu arada 1848'de Frankfurt Meclisi kuruldu ve Almanya'yı birleştirmeye çalıştı; ancak bu IV. Wilhelm tarafından reddedildi. Bunun üzerine Kleindeutsch (Avusturyasız "Küçük Almanya Çözümü") çözümü ve Großdeutsch (Avusturya'nın da olduğu "Büyük Almanya Çözümü") çözümü ortaya çıktı.
- 1861: I. Wilhelm, Prusya Kralı oldu ve daha sonra Otto von Bismarck'ı şansölye olarak atadı. Bismarck, 'kan ve demir' politikasını oluşturdu.
On dokuzuncu yüzyılın ilk dönemlerinde Orta Avrupa'daki Almanca konuşan halk
- Konu hakkında ayrıntılı bilgi için Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu maddesine bakınız.
1806 öncesinde, Almanca konuşan Orta Avrupa, çoğu Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu'nun bir parçası olan ya da Habsburg Hanedanı'na bağlı 300'den fazla siyasi otorite içeriyordu. Bu bölgeler küçük topraklardan, Hohenlohe prensliği gibi karmaşık bölgelere ve Bavyera Krallığı, Prusya Krallığı gibi sınırları tanımlanmış yönetimlere kadar değişiklik gösteriyordu. Bunların yönetim şekilleri de değişiklik gösteriyordu: güçlü Augsburg ve küçük Weil der Stadt gibi özgür imparatorluk şehirlerini, zengin Reichenau Manastırı ve güçlü Köln Başpiskoposluğu gibi dinî bölgeleri ve Württemberg Dükalığı gibi hanedan devletlerini kapsıyordu. Bu bölgeler (ya da bazı parçaları - hem Habsburg hem de Hohenzollern'in İmparatorluk dışındaki bölgelerde de toprakları bulunuyordu) Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu'nun o zamanlar 1.000'den fazla yönetim içeren topraklarını oluşturuyordu. 15. yüzyıldan beri İmparatorluğun elektörleri, birkaç istisna dışında, Kutsal Roma Cermen İmparatoru olarak art arda Habsburg Hanedanı'na mensup kişileri seçtiler. Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu idarî ve yasal mekanizmaları, Almanca konuşulan devletler içinde, köylüler ve toprak sahipleri ile farklı yargı mekanizmaları arasındaki anlaşmazlıkların çözüldüğü bir yerdi. İmparatorluk çemberleri (Reichskreise) örgütlenmesi ile devlet grupları kaynaklarını birleştirdi ve aralarında ekonomik işbirliği, askerî koruma gibi bölgesel ve örgütsel çıkarlar oluşturdular.[1]
İkinci Koalisyon Savaşı (1799–1802), imparatorluk ve müttefik kuvvetlerinin Napolyon Bonapart tarafından mağlup edilmesiyle sonuçlandı; Lunéville (1801), Amiens (1802) antlaşmaları ve 1803 İlhakı ile Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu topraklarının büyük bölümünü hanedan devletlerine devredildi; seküler kilise arazileri ve imparatorluk şehirlerinin büyük bölümü siyasî ve yasal sahneden uzaklaştı, bu bölgelerde yaşayan halk yeni düklere ve krallara bağlandı. Bu devirde özellikle Württemberg ve Baden topraklarını genişletti. 1806'da Prusya'nın işgali ve Prusya ile Rusya'nın Jena-Auerstedt Muharebesi'ndeki yenilgileri sonrası Napolyon, imparatorluğu Pressburg Barışı'nı kabul etmeye zorladı. Bu antlaşma ile imparator Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu'nu sona erdirmiş oldu.[2]
Napolyon Sistemi altında Alman milliyetçiliğinin yükselişi
- Konu hakkında ayrıntılı bilgi için Napolyon Savaşları maddesine bakınız.
Fransa İmparatorluğu hegemonyası altında (1804-1814), yeniden yapılanan Alman devletleri arasında Alman milliyetçiliği daha da yükseldi. Fransız egemenliğine rağmen, ortak geçmişe dayanarak "Almanya"nın tek bir devlet olarak tanımlanması için çeşitli gerekçeler sunulmuştur. Alman filozof Johann Gottlieb Fichte'e göre,
Devletlerin ilk, orijinal ve gerçek doğal sınırları şüphesiz iç sınırlardır. Aynı dili konuşan insanlar, henüz insan sanatları ortaya çıkmadan önce, doğa tarafından görünmez ve güçlü bağlarla birbirine bağlanmıştır; birbirlerini anlarlar ve birbirlerini gittikçe daha da iyi anlamaya devam etme gücüne sahiptirler; birbirlerine aittirler, tektirler ve ayrılmaz bir bütündürler.[3]
Ortak bir dil, bir ulusun temeli olarak görülebilir fakat, çağdaş ondokuzuncu yüzyıl Almanyası tarihçileri bu yüzlerce insanın bir araya gelmesinin sebeplerinin dil benzerliğinden ibaret olmadığını belirtmişlerdir.[4] Fransız hegemonyası altındaki yıllarda Almanca konuşulan Orta Avrupa tecrübesi, Fransız işgalcileri kovarak tekrar kendi topraklarının kontrolünü ele geçirme fikrini güçlendirdi. Napolyon'un Polonya seferi'ndeki zorlu Yarımada Savaşı ve felaketle sonuçlanan Rusya seferi sonrası Almanların gözü açıldı. Napolyon'un Kıta Ablukası sistemi Orta Avrupa'nın ekonomisini çöküntüye uğrattı. Rusya'nın işgali Alman topraklarından 125.000'e yakın asker içeriyordu. Bu ordunun kaybedilmesi, yüksek ve alçak kademelerden birçok Alman'ı Napolyonsuz bir Orta Avrupa planı için cesaretlendirdi.[5] Lützowsches Freikorps gibi öğrencilerin oluşturduğu birlikler bu eğilimin örnekleridir.[6]
Rusya'da yaşanan fiyasko, Alman prenslerinin Fransa'ya bağlılığının zayıflamasına sebep oldu. 1813'te Napolyon, Alman devletlerini tekrar Fransız yörüngesine almak için bir sefer düzenledi; ardından gelen Altıncı Koalisyon Savaşı, Uluslar Muharebesi olarak da bilinen Leipzig Muharebesi ile sonuçlandı. Ekim 1813'te 500.000'den fazla savaşçı üç günden fazla süren bu muharebeye katıldı. Savaş, 19. yüzyılda Avrupa'daki en büyük kara savaşı olarak tarihe geçti ve Avusturya, İsveç, Prusya, Rusya ve Saksonya'dan oluşan Altıncı Koalisyon'un zaferi ve Fransız güçlerinin Ren Nehri batısına çekilmesiyle sonuçlandı. Zafer, Koalisyon kuvvetlerine Napolyon'u Ren'in diğer yanına sürmek için cesaret verdi. Napolyon'un ordusu dağıldı ve devleti yıkıldı. Galip Koalisyon, Napolyon'u Elba'da sıkıştırdı. Napolyon'un Yüz Gün olarak bilinen toparlanma süreci sırasında Arthur Wellesley komutasındaki Anglo destekli Yedinci Koalisyon kuvvetleri ve Gebhard von Blücher komutasındaki Prusya ordusu Waterloo Muharebesi'nde zafer kazandı (18 Haziran 1815).[7] Blücher'in askerleri, özellikle Ligny'de geri çekilmek zorunda kaldıktan bir gün sonra savaşın seyrini Fransızlar aleyhine çevirme konusunda önemli bir rol oynadı. 18 Haziran'da Prusyalı süvariler mağlup Fransızları takip ederek zaferi kesinleştirdiler. Almanlar açısından Waterloo'da Blücher'in askerlerinin yaptıkları, Leipzig'deki azim, coşku ve gururun tekrar yaşanmasına sebep oldu.[8] Bu yorum, on dokuzuncu yüzyıl Prusya sonrası milliyetçi tarihçileri tarafından Borussia mitinin yapı taşı olarak açıklanmıştır.[9]
Orta Avrupa'nın yeniden yapılanması ve Alman ikiliğinin yükselişi
- Konu hakkında ayrıntılı bilgi için Viyana Kongresi maddesine bakınız.
Napolyon'un mağlubiyetinin ardından Viyana Kongresi, Avrupa'ya güç dengesine dayalı yeni bir siyasî diplomatik sistem getirdi. Sistem, Avrupa'yı, bazı durumlarda İtalyanlar ve Almanlar gibi milletlerin tutkularını bastırarak, etki alanlarına göre yeniden düzenledi.[10] Genellikle, genişlemiş Prusya ve 1803'te birleştirilen bölgelerdeki 38 diğer devlet Avusturya İmparatorluğu'nun etki alanı altında birleşmişti. Kongre, Avusturya tarafından yönetilen ve Frankfurt am Main şehrinde toplanan bir "Federe Diyet" (Bundestag ya da Bundesversammlung da denilen, liderlerden oluşan bir meclis) bulunduran esnek bir Alman Konfederasyonu (1815-1866) kurdu. Habsburgların imparatorluk içindeki geleneksel durumu göz önünde alındığında, Avusturya imparatorları meclisin sadece kağıt üzerinde başkanları oldu. Yerleşik Avusturya egemenliği, Prusya'nın İmparatorluk siyasetinde 18. yüzyıldaki varlığını hesaba katmadı. Brandenburg elektörü bu yüzyılın başında kendini Prusya'da Kral ilan ettiğinden beri toprakları, savaşlar ve miraslarla genişledi. Prusya'nın takviyeli gücü Avusturya Veraset Savaşı ve II. Friedrich yönetimindeki Yedi Yıl Savaşı'nda iyice fark edilir hale geldi.[11] Maria Theresa ve II. Joseph Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu içinde Habsburg egemenliğini tekrar kurmaya çalışsalar da II. Friedrich 1785 yılında Fürstenbund (Prensler Birliği) ile karşılarına çıktı. Avusturya-Prusya ikiliğinin kökleri eski İmparatorluk siyasetine dayanır. Güç için oynanan oyunlar Bavyera Veraset Savaşı ya da halk arasındaki adıyla Patates Savaşı'nda iyice ortaya çıkmıştır. Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu'nun çöküşünden sonra bile bu rekabet 19. yüzyıldaki milliyetçi hareketlere ilham kaynağı olmayı sürdürmüştür.[12]
Yeniden yapılanmanın sorunları
Diyet (Meclis ya da parlamento) adlandırmasına rağmen, bu kurum yaygın bir şekilde seçimle gelmiş temsilcilerden oluşmuyordu. Devletlerin çoğunun bir anayasası yoktu, Baden Büyük Dükalığı gibi anayasası olanların ise seçme hakkıyla ilgili çok katı sınırlamaları vardı. Öyle ki oy verenler sadece erkek nüfusunun küçük bir kısmıydı.[13] Ayrıca, bu pratik olmayan çözüm Prusya'nın yeni durumunu da yansıtmıyordu. Prusya ordusu 1806'da Jena-Auerstedt Muharebesi'nde büyük bir yenilgiye uğramış olsa da, Waterloo'da dikkat çekici bir geri dönüş yapmıştı. Bunun sonucunda Prusyalı liderler Alman siyasetinde önemli bir role sahip olmayı beklediler.[14]
Almanların Napolyon dönemindeki tecrübeleriyle canlanan ve liberalizmle birlikte yükselen Alman milliyetçiliği, Alman devletleri arasındaki siyasî, sosyal ve kültürel ilişkilerin seyrini değiştirdi.[15] Burschenschaft öğrenci örgütleri ve Ekim 1817'de Wartburg Kalesi'ndeki gibi gösteriler, Orta Avrupa'daki Almanca konuşanların içindeki birlik duygusunu körükledi. Altıncı Koalisyon Savaşı sırasında verilen sözler, yönetimde geniş bir halk iradesi katılımı beklentisi yaratsa da barış sonrası yerine getirilmediler. Öğrenci örgütlerinin galeyanı, Klemens von Metternich gibi muhafazakar liderleri milliyetçilik duygusunun yükselişi hakkında korkuya sevk etti. Alman oyun yazarı August von Kotzebue'nin Mart 1819'da birleşme isteyen radikal bir öğrenci tarafından öldürülmesinin ardından 20 Eylül 1819'da milliyetçi hareketin liderlerini kısıtlayan Karlsbad Kararnamesi yayınlandı.[16]
Metternich, yükselen milliyetçi ve liberal hareketleri daha da kısıtlayacak kararlar alarak suikast sonrası muhtemel muhafazakar tepkileri önledi. Bu kararlar, Burschenschaften örgütlenmesinin yer altına çekilmesine sebep oldu. Milliyetçi yayınların dağıtılması yasaklandı, basına sansür genişletildi ve üniversitelerde profesörlerin milliyetçi tartışmaları cesaretlendirecek konuşmalar yapmaları yasaklandı. Bu kararlar Johann Joseph von Görres'in Teutschland [eski: Deutschland] und die Revolution (Almanya ve Devrim) (1820) isimli kitapçığında konu edildi. Görres, kamuoyunun ifade özgürlüğünün gerici önlemlerle baskılanmasının imkansız ve sakıncalı olduğunu söylemiştir.[17]
Ekonomik işbirliği: gümrük birliği
- Konu hakkında ayrıntılı bilgi için Zollverein maddesine bakınız.
Alman devletlerinin birleşmesinde anahtar rol oynayan bir başka kurum da ekonomik anlamda birlik duygusunun oluşmasını sağlayan Zollverein'dı. Fikir ilk olarak 1818 yılında Prusyalı Ekonomi Bakanı Hans von Bülow tarafından gümrük birliği olarak ortaya atıldı. Zollverein birçok Prusya ve Hohenzollern bölgesini birbirine bağlıyordu. Sonraki otuz yıl içinde diğer Alman devletleri de birliğe katıldı. Birlik, Alman devletleri arasındaki ekonomik sınırların kalkmasına yardımcı olmuş, hammaddelerin ve son ürünlerin bölgesel sınırlar arasında taşınmasını kolaylaştırarak bu ürünlerin alımı, taşınması ve satımının daha ucuz hale gelmesini sağlamıştır. Bu durum çoğu Rhineland'da yer alan yeni gelişmeye başlayan sanayi merkezlerinin yararına oldu.[18]
Yollar ve demir yolları
19. yüzyılın başlarında, Alman yolları dikkat çekici derecede bozulmuştu. Yabancı ve yerli gezginler, eskiden hareketli orduların geçişini kolaylaştırılmak için kullanılmış Heerstraßen yollarının durumundan çokça şikayet ediyorlardı. Alman devletleri askerî kavşaklar olmaktan çıksa da, yollar iyileştirildi; Prusya'daki sert yüzeyli yolların uzunluğu 1816'da 3.800 km iken, 1852 yılında bu uzunluk 16.600 km'ye çıktı. 1835'te Heinrich von Gagern yolların "politik vücudun atar ve toplardamarları" olduğunu yazdı.[20] İnsanlar seyahat etmeye başladıkça, trenlerde, otellerde, restoranlarda diğerleriyle karşılaşmaya başladı. Aynı zamanda su taşımacılığı da gelişti. Ren Nehri üzerindeki abluka Napolyon'un emriyle kaldırıldı, 1820'lerde buharlı motorlar, insanların akıntıya karşı kürek çekmek zorunda kaldığı daha ilkel gemileri ulaşımdan kaldırdı. 1846 yılında 180 vapur Alman nehirlerini ve Konstanz Gölü'nü geçerek Tuna, Weser ve Elbe nehirlerinden bir kanallar ağına doğru seyahat edebildi.[21]
Bu ilerlemeler önemli olsa da, demir yolu kadar etkili değildi. Alman ekonomist Friedrich List demir yolları ve Gümrük Birliği'ne, birbirleri ile sıkı ilişkilerine gönderme yaparak, "Siyam İkizleri" benzetmesi yaptı.[22] İkinci İmparatorluğun tarihçileri daha sonraları demir yollarını birleşmiş devletin ilk belirtisi olarak gösterdi. Vatansever roman yazarı Wilhelm Raabe: "Alman imparatorluğu, ilk demiryolunun yapılmasıyla kuruldu..." yazdı.[23] Fakat, herkes bu gelişmeyi aynı şekilde karşılamadı. Prusya Kralı III. Friedrich Wilhelm Berlin'den Potsdam'a birkaç saat daha hızlı gitmenin bir avantajını görmediğini söyledi ve Metternich demir yolunu kullanmayı reddetti.
Alman topraklarında yolcu taşınan ilk hat olan Bavyera Lüdwig Demiryolu, 1835'te Nürnberg ile Fürth şehirlerini bağladı. 6 km uzunluğundaki yolda sadece gündüz ulaşım sağlanmasına rağmen, hat çok popüler oldu. Üç yıl içinde, 141 km; 1840'a kadar 462 km ve 1860'a kadar 11.157 km demiryolu döşendi. Ulusal bir başkent gibi coğrafî bir merkezî yönetim birimi olmayan demiryolları, bölgeler içindeki kasaba ve marketleri, büyük bölgeler içindeki küçük bölgeleri birbirine bağlayarak bir ağ oluşturdu. Demiryolu yaygınlaştıkça, malları bu yolla taşımak ucuzlaştı: 1840'da bir ton mal için kilometre başına 18 Pfennig alınırken, 1870'de fiyat 5 Pfennige düştü. Demiryolunun etkileri çok çabuk görüldü. Örneğin, hammaddeler Ruhr bölgesi içinde boşaltma ve yükleme işlemi yapılmadan yukarı ve aşağı gönderilebiliyordu. Demiryolları, ticarî mallar için talep yaratarak ve alım-satımı kolaylaştırarak ekonomik hareketliliği artırdı. 1850 yılında ülke içi karayolu ulaşımı ile demiryolunun 3 katı mal taşınırken, 1870 yılında durum tersine döndü ve demiryolları, karayolunun 4 katına çıktı. Bazı uzak bölgelerdeki şehirlerin 1890'lara kadar demiryolu sistemine bağlanmamış olmasına rağmen, yüzyılın ortalarında nüfusun çoğunluğu ve üretim merkezleri demiryolu ile bağlanmıştı.[24]
Coğrafya, vatanseverlik ve dil
Seyahat etmek daha kolay, hızlı ve ucuz hale geldikçe, Almanlar dil haricinde de birlik içinde oldukları alanlar bulunduğunu fark ettiler. Büyük bir sözlük hazırlayan Grimm Kardeşler, değişik bölgelerdeki kültürlerin paralelliğini ortaya koyan bir halk hikayeleri derlemesi de hazırladılar.[25] Karl Baedeker, Orta Avrupa'daki farklı şehirler ve bölgeler için kalacak yerler, görülecek mekanlar ile kaleler, savaş alanları, ünlü yapılar ve insanların kısa bir hikayesini içeren rehberler yazdı. Bu rehberler aynı zamanda mesafeler, kaçınılması gereken yollar ve takip edilmesi gereken yürüyüş yollarını da içeriyordu.[26]
August Heinrich Hoffmann von Fallersleben'in sözleri Alman halkının yalnızca dil bakımından değil, coğrafî anlamdaki birliğini de ortaya koydu. Resmî olarak Das Lied der Deutschen olarak adlandırılan Deutschland, Deutschland über Alles marşında Alman devletlerindeki güzelliklerden bahsederek Alman halkının birleştirici karakterini fark etmesini sağlamıştır.[27] Max Schneckenburger tarafından yazılan bir diğer vatansever şarkı "Die Wacht am Rhein" ("Ren'in Bekçisi") "Almanlığı" sadece ortak dile indirgemekten çıkarmış, coğrafi alana da dikkat çekmiştir. Schneckenburger bu şarkıyı Fransızların, Ren Nehri'nin Fransa'nın "doğal" doğu sınırı olduğu iddialarına karşılık olarak yazmıştır. 1807'de Alexander von Humboldt coğrafî etkinin ulusal karakteri yansıttığı iddiasına karşı geldi. Aynı dönemlerde, Fransa ve İspanya ile sık sık karşı karşıya gelinen Rhineland bölgesindeki kaleler ve tarihî yerleşimleri korumak için bir hareket başladı.[28]
Vormärz ve on dokuzuncu yüzyıl liberalizmi
Alman devletlerinde 1848 devrimleri öncesi Avusturya ile Prusya'daki polis devletler ve yoğun sansür dönemi, daha sonraları Mart 1848 öncesini kasten, Vormärz, "Mart öncesi", olarak bilinmeye başlamıştır. Bu dönemde Avrupa liberalizmi ivme kazanmış; ekonomik, sosyal ve politik meseleler gündeme getirilmiştir. Vormärz'da Avrupa liberallerinin çoğu milliyetçi ilkeler altında birleşme için çalışmış, kapitalizme geçişi desteklemiş, daha fazla erkeğe seçme hakkı verilmesini istemiştir. Bu kişiler için "radikallik" erkekler için oy hakkı konusunda bulundukları konuma göre tanımlanmıştır: daha geniş oy hakkı talep edenler, daha radikal görülmüştür.[29]
Hambach Festivali: liberal milliyetçilik ve muhafazakar tepkiler
Önemli muhafazakar tepkilere rağmen, birleşme fikri Alman topraklarında yayılmaya devam etti. Mayıs 1832'deki Hambach Festivali 30.000'den fazla kişinin katılımıyla gerçekleşti.[30] Bir fuar olarak tanıtılan etkinliğin katılımcıları kardeşlik, özgürlük ve ulusal birliği kutladılar. Katılımclar yakındaki kasabada toplandı ve küçük Hambach kasabası üzerindeki Hambach Kalesi yıkıntılarına yürüyüşe geçtiler. Bayraklar taşıyarak, davullar çalarak ve şarkılar söyleyerek kaleye gelen insanlar, burada muhafazkardan radikale değişik fikirlerdeki milliyetçi konuşmacıları dinlediler. Konuşmaların içeriği genel olarak 1830'lardaki Alman milliyetçiliği ile Temmuz Devrimi'ndeki Fransız milliyetçiliğinin farklarını içeriyordu: Alman milliyetçiliği halkın eğitimine dayanıyordu; insanlar ihtiyaç olduğu şekilde eğitildikten sonra, başarılı olacaktı.[31]
1819'da yaptığı gibi, Kotzebue suikastı sonrası, Metternich, Hambach'taki popüler gösteriyi tutucu sosyal politikasını desteklemek için kullandı. 28 Haziran 1832'deki "Altı Madde", monarşik egemenlik ilkesini tekrar doğruladı. 5 Temmuz'da, Frankfurt Diyeti, sansürü tekrar tekrar vurgulayan, siyasî organizasyonları kısıtlayan ve diğer umumî eylemleri yasaklayan 10 yeni maddeyi onayladı. Üye devletler de karışıklık yaşanan yerlere askerî yardım yapma konusunda anlaştı.[32] Prens Wrede, Palatinate bölgesine zapt etmek için Bavyera ordusunun yarısını buraya getirdi. Bazı Hambach konuşmacıları tutuklandı ve yargılanarak hapse atıldı. Hukuk öğrencisi ve Burschenschaft'ın gizli temsilcisi olan Karl Heinrich Brüggemann da tutuklanarak Prusya'ya gönderildi ve ölüme mahkûm edildi, fakat sonradan affedildi.[30]
Liberalizm ve ekonomik sorunlara tepkiler
Birçok başka etken de Alman devletlerinde milliyetçiliğin yükselişini güçleştirdi. İnsanî etkenler; Alman Konfederasyonu'nun Avusturyalı ve Prusyalı üyeleri arasındaki siyasî çekişmeler ve tüccarlar ile toprak sahipleri ve aristokratlar arasındaki sosyo-ekonomik çıkar çatışmalarıydı. Doğal etkenler ise 1830'ların ve 1840'ların başlarındaki yaygın kuraklıklar ile 1840'lardaki gıda kriziydi. Endüstrileşme ve üretimdeki değişimin sonucunda, köyler ve küçük kasabalardaki insanların hafta içi çalışmak için büyük şehirlere gidip hafta sonu geri dönmesi de güçlük çıkaran bir diğer etkendi.[33]
Rutin hayatını yaşayan insanların ekonomik, sosyal ve kültürel olarak yaşadığı değişim, geçiş dönemindeki bir ekonominin zorluğu ve meteorolojik felaketlerin baskısı, Orta Avrupa'daki büyüyen sorunlara katkıda bulundu.[34] Patates hastalığının yayılması sonucu yaşanan Büyük İrlanda Patates Kıtlığı sonrası 1840'ların ortasında patlak veren gıda krizi ve birkaç mevsim devam eden kötü hava koşulları karşısında çoğu yönetimin çaresiz kalışı, bazılarını zengin ve güçlü kesimin kendi sorunlarıyla hiç ilgilenmediğini düşünmeye itti. Yönetimdekiler, işçi sınıfı içinde büyüyen karışıklık, politik ve sosyal tahrikler ile entelejansiyanın hoşnutsuzluğundan endişelenmeye başladı. Sansür, cezalar, hapis ya da sürgünler eleştirileri durdurmak için yeterli olmadı. Dahası, Avusturya'nın da, Prusya'nın da muhtemel bir birleşme sonrası lider olmak istediği ve bunun için diğerini ne olursa olsun engellemeye çalışacağı gün geçtikçe daha görünür hale geldi.[35]
İlk birleşme girişimleri
- Konu hakkında ayrıntılı bilgi için 1848 Devrimleri maddesine bakınız.
Hem 1817'deki Wartburg Festivali hem de 1832'deki Hambach Festivali, birleşme konusunda kesin tanımlanmış bir programa sahip değildi. Hambach'da, birçok konuşmacı birbirinden tamamen farklı gündemler hakkında konuşmuştu. Birleşme fikri etrafında toplanmış olmalarına rağmen, bunun yöntemleri konusunda hiçbir özelleşmiş plan bulunmuyordu. Fakat, belirsiz bir fikir halinde Volk (halk)'ın gerektiği gibi eğitildiği takdirde kendi birleşmesini gerçekleştireceği düşünülmüştür. Büyük konuşmalar, bayraklar, coşkulu öğrenciler sonuç olarak yeni bir politik, bürokratik ve idarî vasıtaya dönüşemedi ve bunun sonucunda 1848 yılında milliyetçiler bu soruna bir çözüm arayışına girişti.[36]
1848 Alman devrimleri ve Frankfurt Meclisi
- Konu hakkında ayrıntılı bilgi için Frankfurt Meclisi maddesine bakınız.
1848-49'daki yaygın Alman devrimleri birleşmeyi ve tek bir Alman anayasasını amaçlıyordu. Devrimciler, birçok devlet yönetimine, özellikle de Rhineland'da güçlü olanlara, anayasa taslağı hazırlama sorumluluğuna sahip bir meclis oluşturmak için baskı yaptılar. Sol görüşlü devrimcilerin çoğu bu anayasanın erkeklere genel oy hakkı, kalıcı bir ulusal meclis ve en mantıklı aday görünen Prusya kralı liderliğinde birleşmiş bir Almanya sağlayacağını umuyordu. Ortanın sağında yer alan devrimciler ise kendi devletlerinde daha geniş oy hakkı ve daha esnek bir birleşme bekliyordu. Onların baskısı sonucu değişik niteliklerde çeşitli oylamalar yapıldı.
27 Mart 1849'da Paulskirchenverfassung (Aziz Paul Kilisesi Anayasası) Frankfurt Meclisi'nden geçti ve Nisan 1849'da Prusya kralı IV. Friedrich Wilhelm'e Kaiser (İmparator) unvanı verilmesi teklif edildi. Fakat, kendisi bunu çeşitli sebeplerle reddetti. Açıklamasında, prensleri kastederek o anki devletlerin rızası olmadan tacı giyemeyeceğini söyledi. Açıkça söylemediği diğer sebeplerse, diğer Alman prenslerinin karşı çıkma ihtimali ve Avusturya ile Rusya'nın askerî müdahalesinden korkusudur. Ayrıca, seçilmiş bir meclisten hükümdarlık unvanı alma fikrine de sıcak bakmamıştır.[38]
Bağımsızlık ve liberallerin aşmaya çalıştığı siyasi katılımla ilgili sorunlara rağmen, Frankfurt Meclisi bir anayasa taslağı hazırlamayı başardı ve kleindeutsch çözümü üzerinde anlaşmaya vardı. Frakfurt Meclisi kısmen başarısız oldu: liberaller bekledikleri birleşme kararını aldıramazken, anayasal birçok konuya ve Alman prensleriyle işbirliği içinde reformlara çözüm getirdiler.[39]
1848 ve Frankfurt Meclisi'nin geçmişe dönük analizi
Frankfurt Meclisi'nin başarı ve başarısızlıkları Alman tarihçileri arasında onyıllar süren tartışmalara neden oldu. 1918 sonrası ortaya çıkan ve II. Dünya Savaşı sonrası ivme kazanan bir görüşe göre, Frankfurt Meclisi'ndeki Alman liberallerin sözde başarısızlığı, burjuvazinin muhafazakarlarla, özellikle de Prusyalı gayrimenkul sahibi Junkerlerle ve daha sonra 20. yüzyılda Almanya'nın Sonderweg'iyle uzlaşmasına yol açtı.[40] Bu iddianın savunduğu 1848'de birleşme girişimlerinin başarısız olması, ulus devletin daha geç, 1871'de, kurulmasıyla ve sonuç olarak olumlu ulusal değerlerin gelişmesinin gecikmesiyle sonuçlandı. İddia, 1848'deki bu başarısızlığın Alman orta sınıfı içindeki gizli arzuları da ortaya çıkardığı; ve sonuç olarak bu grubun hiçbir zaman bilinçli bir modernizasyon programı ortaya çıkaramadığını da savunur.[41]
Daha yakın zamandaki ayrıksıcı bilim adamları ise, Almanya'nın gerçek bir Sonderweg'e sahip olmadığını iddia ederek bu fikre karşı çıktı.[42] Bunun yerine, bu tarihçiler 1848'in liberal politikacılar tarafından belirli başarılar elde ettiğini iddia etti. Bu politikacıların fikir ve programlarının çoğu daha sonraları Bismarck'ın sosyal programlarına dahil edildi (örneğin, sosyal sigorta, eğitim programları ve daha geniş oy hakkı). Ayrıca, benzersiz bir yol kavramı, başka bir ulusun yolunun (bu durum için Britanya'nın) standart kabul edilmesine dayandırılmaktadır.[43] Bu yeni iddia, Britanya modeli kavramlarını daha çok sorgular. Britanya ve diğer "normal" ülkelerin (örneğin Fransa ve ABD) ulusal gelişimi hakkında son zamanlarda yapılan çalışmalar, bu ülkelerde bile modern ulus gelişiminin eşit ya da özellikle erken gerçekleşmediğini, bunun 19. yüzyılın ortası ve sonlarında kullanılan bir kavram olduğunu öne sürmektedir.[44] 1990'ların sonunda, bazı tarihçilerin[45] Sonderweg analizlerinin nasyonal sosyalizm dönemini anlamada yardımcı olduğunu düşünmelerine rağmen,[46] son görüş kabul gördü.
Etki alanları sorunu: Erfurt Birliği ve Olmütz Antlaşması
Frankfurt Meclisi feshedildikten sonra, General Joseph von Radowitz'in etkisinde kalan IV. Friedrich, Alman devletleri federasyonu Erfurt Birliği'nin kurulmasını destekledi. Bu birlik Alman prenslerinin özgür anlaşmalarıyla oluşturulmuştu ve Avusturya'yı içermiyordu. Prusya liderliğindeki bu sınırlı birlik, Avusturya'nın diğer Alman devletleri üzerindeki etkisini neredeyse yok etmişti. Avusturya ve Rusya'nın (Rusya, Avrupa etki alanlarını oluşturan 1815'teki anlaşmanın garantörüydü.) diplomatik baskıları, Prusya'yı, Erfurt Birliği katılımcılarıyla Olomuts'daki küçük bir kasabada toplantı yapma fikrinden vazgeçirdi. Kasım 1850'de Prusyalılar, özellikle de Radowitz ve Friedrich Wilhelm, Alman Konfederasyonu'nun Avusturya liderliğinde tekrar kurulmasını kabul etti. Olmütz Antlaşması olarak bilinen bu karar Prusyalılar arasında "Olmütz Aşağılanması" olarak da bilinmektedir.[47]
Küçük olaylar gibi görünse de, Erfurt Birliği planı ve Olmütz Antlaşması, Alman devletlerinde etki alanları sorununu odak noktası haline getirdi. Birleşme için eğer ifadesi yerine ne zaman? ifadesi kullanılmaya başlandı ve ne zaman? sorusunun cevabı da güce bağlıydı. Frankfurt Meclisinin eski üyelerinden Johann Gustav Droysen konuyu şu şekilde özetlemiştir:
Alman sorununun, Prusya ile Avusturya arasındaki basit bir seçimden ibaret olduğu gerçeğini gizleyemeyiz. Devletlerde, Alman hayatının iyi ve kötü yönleri var; iyi olanlar, ulusal ve reformist isteklerken, kötü olanlar hanedanla ilgili ve yıkıcı. Alman sorunu, anayasal bir sorundan çok güç sorunudur; ve Avusturya'nınki olamazken, Prusya monarşisi artık tamamen Almandır.[48]
Bu şartlar altında birleşme temel bir diplomatik sorun haline geldi. Alman birleşmesi (ve İtalya'nın birleşmesi) 1815'te ortaya konan denge unsurlarını boşa çıkarıyordu. Bu geleneğin mimarları olan Metternich, Castlereagh ve Çar Alexander (ve dışişleri bakanı Karl Nesselrode), dört büyük güç (Büyük Britanya, Fransa, Rusya ve Avusturya) tarafından dengelenen ve güvence altına alınan bir Avrupa planlamışlardı. Her bir güç kendi etki alanlarına sahipti; Fransa etki alanı, İberya yarımadasını içeriyordu ve İtalyan devletleriyle etkisini paylaşıyordu; Rusya etki alanı, Orta Avrupa'nın doğu bölgeleri ve Balkanlardaki dengeleyici etkiydi; Avusturya etki alanı, Orta Avrupa'nın çoğu ve Eski Reich (Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu) topraklarını kapsıyordu; Britanya etki alanıysa, dünyanın geri kalanı, özellikle de denizlerdi.[49]
Avrupa'daki etki alanları sistemi, Alman ve İtalyan devletlerinin birleşmesine değil bölünmüş olmasına bağlıydı. Sonuç olarak bir bayrak altında birleşen Alman ulusu önemli soruları da beraberinde getiriyordu: Almanlar kimdir? Almanya neresidir?, aynı zamanda, Yönetim kimde?, ve daha da önemlisi, Almanya'yı en iyi kim savunabilir? Farklı gruplar bu sorunlara değişik çözümler önerdiler. Kleindeutschland (küçük Almanya) çözümünde, Alman devletleri Prusya liderliği altında, Großdeutschland (büyük Almanya) çözümündeyse, Alman devletleri Avusturya liderliği altında birleşecekti. Alman ikiliğinin son aşaması olan bu çelişki, 1701'de Prusya Krallığı'nı kuruluşundan beri Alman devletleri siyasetine ve Avusturya-Prusya diplomasisine yön vermiştir.[50]
Birleşik Almanya'ya dair dış beklentiler
Diğer milliyetçilerin Alman birleşmesine dair büyük umutları vardı ve Alman birleşmesinin 1850'den sonraya kalmasının yarattığı hayal kırıklığı milliyetçi hareketi geri getirdi. Devrimciler millî birleşmeyi ilerlemeye bağladılar. Giuseppe Garibaldi 10 Nisan 1865'te Alman devrimci Karl Blind'e şöyle yazmıştır: "İnsanlığın ilerlemesi duraklamış görünüyor ve sen üstün zekanla bunun sebebini biliyorsun. Bunun sebebi, dünyanın doğru bir lider ulusun eksikliğini çekmesidir. Bu liderlik, diğer insanlara hükmetmek değil, onlara bencilce dikilmiş engellerin yıkılacağı ulusların kardeşliği ve görev yolunda liderlik etmektir." Garibaldi, Almanya'ya "orta çağ şövalye geleneğine uygun bir şekilde, yanlışları kapatacak, zayıfları koruyacak, geçici çıkarlar ve maddî avantajlardan arkadaşlarının acılarını dindirmek için vazgeçecek bir lider" gözüyle bakmıştır.[51]
Alman birleşmesi, Giuseppe Mazzini ve diğer Avrupalı vatanseverlerin otuz yıldan fazla zamandır desteklediği Avrupa federasyonunun oluşturulması için de bir ön şart olarak görülmüştür.
1834 baharında, Bern'deyken, Mazzini ve bir düzine İtalyan, Polonyalı ve Alman mülteci Genç Avrupa adıyla bir dernek kurdular. Basit ve bir o kadar da büyük fikirleri şöyleydi: 1789 Fransız Devrimi, bireysel özgürlük kavramını genişletti, şimdi ulusal özgürlük için de bir devrime ihtiyaç duyulmaktadır; ve öngörüleri bununla da sınırlı kalmadı, şüphesiz uzak gelecekte özgür ulusların esnek bir federal Avrupa oluşturmak için bir araya geleceğini de umut ettiler. [...] Mazzini'nin amacı birkaç büyük gücün hegemonyasını güçlendiren 1815 Viyana Kongresi'ni tersine çevirmekti. [...] Mazzini, bağımsız ulusların birliğinin kendin görebileceği kadar yakın zamanda olacağını ummuştu. Pratikte, Genç Avrupa, maddî sıkıntılar yaşadı ve kısa süreli varlığı süresince geniş çaplı destek görmedi. Fakat, Mazzini, birleşmiş bir kıta ve ayrı ulusların vazgeçilmez olduğu idealinden vazgeçmedi.[52]
Prusya'nın yükselen gücü: Realpolitik
1859 itibariyle I. Wilhelm, hasta kardeşi IV. Friedrich Wilhelm'in yerine naip oldu. Helmuth von Moltke, Prusya Genelkurmay Başkanı pozisyonuna gelirken Albrecht von Roon da Prusya Savaş Bakanı oldu.[53] Von Roon ve Wilhelm, Prusya ordusunu yeniden düzenlerken, Moltke de Prusya'nın stratejik savunmasını tasarladı. Ordudaki reform ve getirdiği maliyetler Prusya'da bir anayasal krize sebep oldu. Hem meclis hem de savaş bakanı aracılığıyla kral, askerî bütçe üzerinde kontrolü eline almak istedi. 1862'de kral olarak taç giyen Wilhelm, Otto von Bismarck'ı Prusya başbakanı olarak atadı ve Bismarck krizi savaş bakanı lehine sonlandırdı.[54]
1854-55'deki Kırım Savaşı ve 1859'daki İtalyan Savaşı, Büyük Britanya, Fransa, Avusturya ve Rusya arasındaki ilişkilerin bozulmasına sebep oldu. Bu karışıklık sonrası, von Moltke'nin operasyonel tasarımı, von Roon ve Wilhelm'in ordu yapılandırması ve Bismarck'ın diplomasisi Avrupa'daki güç dengesinin yeniden kurulmasında etkili oldu. Bir araya gelen bu etmenler, Prusya ordusunun kullanılma imkanının desteğiyle, dışarıda diplomatik zaferler ve içeride muhafazakarlığın ılımlı bir faydacılığa dönüşmesiyle ortaya çıkan Realpolitik ile Prusya'yı lider Alman güç haline getirdi.[55]
Bismarck, Realpolitikin esaslarını, 30 Eylül 1862'de Prusya Vekilleri Odası Bütçe Komitesi'ne yaptığı ünlü Kan ve Demir konuşmasında açıkladı. Başbakan olmasından kısa süre sonra: "Büyük sorunlar -1848 ve 1849'daki büyük hatalar gibi- konuşmalar ve çoğunluk kararıyla değil kan ve demirle çözülecek." dedi.[56] Bismarck'ın bu sözleri, Almanların kan ve güç hırsını kanıtlarcasına çeşitli şekillerde değiştirilerek kötüye kullanıldı.[57] İlk olarak, konuşmasının "Büyük sorunlar konuşmalar ve çoğunluk kararıyla değil..." kısmı siyasi sürecin, Bismarck'ın kendisinin savumadığı bir şekilde, devre dışı bırakılması olarak algılandı.[58] İkincisi ise, kan ve demir vurgusu sadece Prusya ordusunu değil, Alman devletlerinin demir ve savaş malzemeleri üretebilmesi ile bunların gerektiğinde kullanılmasına istekliliğini de işaret ediyordu.[59]
Birleşik bir devlet kurmak
Demir ve kan ihtiyacı görünür hale geldi. 1862'de, Bismarck konuşmasını yaptığında, Pancermenizm'in barışçıl ruhu içinde bir Alman ulus devleti fikri, 1848'deki liberal ve demokratik karakterinden Bismarck'ın Realpolitik'ine doğru kaydı. Her zaman faydacı olan Bismarck, birleşik bir devletin ihtimallerini, engellerini ve avantajlarını, devletin Hohenzollern hanedanı ve ardılları ile bağ kurmasının önemini anlamıştı. Bazı tarihçilere göre bu, Bismarck'ın 1871'de imparatorluğun oluşmasına yaptığı en önemli katkılardan biridir.[60] Çeşitli Alman devletlerini birbirine bağlayan antlaşmaların şartları, Bismarck'ın tek taraflı eylemlerde bulunmasını engelledi.[61] Alman devletlerinin savaşa girmesi ya da topluca tek bir düşmana karşı savaş ilan etmesi için, öncelikle diplomatik rakiplerinin devletlerden birine savaş ilan etmesi gerekiyordu. Bismarck'ın Fransa-Prusya Savaşı'na neden olan olaylardaki rolü tarihçiler arasında uzun bir dönem tartışmalara neden olmuştur. 19. yüzyıl ve 20. yüzyılın ilk dönemlerinde benimsenen geleneksel görüşe göre, Prusya sonrası tarihçiler Bismarck'ın birleşmenin arkasındaki tek beyin olduğunu savundular. 1945 sonrası tarihçiler ise Bismarck'ın savaş çıkarmak amaçlı manipülasyonlarını fırsatçılık ve çıkarcılık olarak görmüşlerdir.[62]
Üç önemli olay, Almanya'nın idarî ve siyasî birleşmesine zemin hazırlamıştır: Danimarka Kralı VII. Friedrich'in erkek bir varis bırakmadan ölümü ve ardından gelen İkinci Schleswig Savaşı (1864); İtalya'nın birleşmesi sonucu Avusturya-Prusya Savaşı'nda bir müttefik kazanma fırsatının ortaya çıkması (1866); Hohenzollern etkisinden çekinen Fransızların Prusya'ya savaş ilan ederek Fransa-Prusya Savaşı'nı başlatması (1870-71). Bismarck'ın diplomatik ve politik liderliği, Albrecht von Roon'un askerî düzenlemeleri ve Helmuth von Moltke'nin askerî taktiklerinin birleşmesiyle Prusya, 1815 Paris Antlaşması'nı imzalayan kimsenin Orta Avrupa'daki Avusturya etki alanını destekleyemeyeceğini gösterdi ve bunun sonucunda Almanya'da egemenliğini sağlayarak ikiliği sona erdirdi.[63]
Schleswig-Holstein Sorunu
İlk fırsat Schleswig-Holstein sorunu ile geldi. 15 Kasım 1863'te XI. Christian Danimarka kralı, Schleswig ve Holstein dükü oldu. 18 Kasım 1863'te Danimarka Kasım Anayasası'nı imzaladı ve Schleswig Dükalığı'nın Danimarka'nın bir parçası olduğunu ilan etti. Alman Konfederasyonu bunu, Danimarka Krallığı'nın durumunun Schleswig ve Holstein dükalıklarından ayrı olduğunu vurgulayan 1852 Londra Protokolu'nun ihlali olarak gördü. Schleswig ve Holstein halkı da bağımsız durumlarını önemsiyordu: Holstein halkının çoğunluğu Alman asıllıydı ve Almanca konuşuyordu; Schleswig halkı ise biraz daha karışık durumdaydı. Kasım Anayasası'nı yürürlükten kaldırma çabaları sonuçsuz kaldı. 1 Şubat 1864'te Prusya ve Avusturya askerleri Schleswig sınırını geçince savaş başladı. Danimarkalılar, Danevirke adındaki eski toprak duvarlar ile ülkelerini savunmaya çalıştılar. Fakat, Danimarkalıların gücü birleşen Prusya ve Avusturya ordularıyla mücadele etmeye yetmedi ve protokolleri ihlal ettikleri için İskandinav devletlerindeki müttefiklerinden yardım isteyemediler. Burada kullanılan, ilk kurmalı silah (bolt action) tüfeklerden biri olan Needle Gun hem bu savaşta hem de iki yıl sonraki Avusturya-Prusya Savaşı'nda Prusyalılara avantaj sağladı. Bu silah yerde yatan bir Prusyalı askerin beş kez ateş edebilmesine imkan verirken, karşı taraftakiler bir atıştan sonra silahlarını ayakta doldurmak zorunda kalıyordu. İkinci Schleswig-Holstein Savaşı, Prusya ve Avusturya ordularının lehine sonuçlandı ve iki ülke 30 Ekim 1864'te imzalanan 1864 Viyana Antlaşması ile Schleswig ve Holstein'ın kontrolünü ele geçirdi.[64]
1866 Avusturya-Prusya Savaşı
1866'da yeni birleşen İtalya ile işbirliği yapan Bismarck, Avusturya'nın Prusya'ya savaş ilan edeceği diplomatik ortamı hazırladı. Savaşın etkileyici başlangıcının büyük bölümü, iki gücün de tüm Alman devletleri adına konuşmak istediği meclise ev sahipliği yapan Frankfurt'ta yaşandı. Nisan 1866'da Prusya temsilcisi Floransa'da İtalyanlar ile gizli bir anlaşma imzaladı. Bu anlaşma, iki ülkenin Avusturya'ya karşı bir savaşta birbirine yardım edeceğini taahhüt ediyordu. Sonraki gün, Prusya temsilcisi Frankfurt meclisine ulusal bir anayasayla doğrudan seçimler ve evrensel oy ile belirlenecek ulusal bir Diyet meclisini içeren bir plan sundu. Bismarck'ın Prusya'daki Landtag (Devlet Meclisi) ile zorlu ve belirsiz ilişkisi, bazen ikna yöntemine başvururken, bazen temsilcileri zorlama yoluna gitmesi, Alman liberaller arasında haklı bir şüpheye yol açtı. Bu manevranın Prusya'nın gücünü genişletme amacı taşıdığı fikri oluştu.[65]
Tarafları seçmek
Önerilen ulusal anayasa, İtalyan askerlerinin Tirol'daki hareketlenmeleri ve Venedik sınırının Viyana'ya ulaştığı haberleri geldiğinde tartışmalı durumdaydı. Avusturya hükümeti, güney bölgelerde kısmî seferberlik ilan etti. İtalyanlar buna genel seferberlik ilan ederek karşılık verdi. Mantıklı düşünmeye davet edilen İtalya, Prusya ve Avusturya silahlı bir çatışmaya doğru sürüklenmeye devam etti. 1 Mayıs günü Wilhelm, silahlı kuvvetlerin yönetimini Moltke'ye verdi ve sonraki gün geniş çaplı Prusya seferberliği başladı.[66]
Diyet meclisinde, Mittelstaaten olarak bilinen orta büyüklükteki devletler (Bavyera, Württemberg, Baden ve Hessen büyük dükalıkları ile Saksonya-Weimar, Saksonya-Meiningen, Saksonya-Coburg ve Nassau), Konfederasyon içinde seferberliğin tamamen bitmesini destekledi. Kendi hükümetleri, Bismarck'ın Habsburg'a karşı destek kazanmak için sunduğu cazip teklifleri ve kuvvetli tehditleri reddetti. Prusya savaş kurulu, Alman devletleri içinde, Habsburg'a karşı kendilerine sadece Mecklenburg-Schwerin ve Mecklenburg-Strelitz'in, dış müttefik olarak ise sadece İtalya'nın destek vereceğini anladı.[67]
Prusya'nın güçlü-silahlı taktiklerine diğer sosyal ve politik gruplarda da muhalefet oluştu. Alman devletlerinin şehir konseyleri, birleşik bir devlet isteyen liberal meclis üyeleri ve birleşmede büyük yarar gören ticaret odaları, Prusya ve Avusturya arasında bir savaşa karşı çıktı. Herhangi bir çatışma onlara değil sadece hükümdarlıklara yarayacaktı. Kamuoyu da Prusya hakimiyetine karşıydı. Özellikle Köln gibi kozmopolit ve Ruhr gibi aşırı kalabalık bölgelerde, Ren nehri boyunca yerleşen Katolik nüfus Avusturya'nın tarafında olmaya devam etti. Bahar sonunda, en önemli devletler Berlin'in güç kullanarak Alman devletlerini yeniden düzenleme çabalarına karşı çıktı. Prusya kurulu, Alman birliğini bir güç sorunu olarak gördü ve arkasındaki askerî güçle bu birliği yönlendirmek istedi. Frankfurt Meclisi'ndeki liberallerse Alman birliğini bir müzakere süreci ve gücün birçok grup arasında dağıtılması olarak gördüler.[68]
Avusturya'nın yalnız kalışı
Birçok Alman devleti, önce Avusturya'nın yanında yer almalarına rağmen, savunmada kaldı ve Prusya askerlerine karşı etkili teşebbüslerde bulunamadı. Avusturya ordusu sadece Saksonya'dan gelen destekle Prusya'nın karşısına çıktı. Fransa baştan yardım sözü vermiş olsa da yardım geç geldi ve yetersiz kaldı.[69] Güney sınırındaki İtalyan seferberliği, kuvvetleri Venetya'da ve Adriyatik Denizi'nde Üçüncü İtalya Bağımsızlık Savaşı'nda savaşmaya zorlayarak Avusturya için durumu daha da karmaşık hale getirdi.[70] Sadová köyü yakınlarında, bir gün süren Königgrätz Muharebesi, Prusya'ya tartışmasız ve belirleyici bir zafer kazandırdı.[71]
Realpolitik ve Kuzey Almanya Konfederasyonu
- Konu hakkında ayrıntılı bilgi için Kuzey Almanya Konfederasyonu maddesine bakınız.
Rusya'nın bu çatışmada Avusturya'nın yanında yer almasını önlemek için hemen bir barış yapılması gerekiyordu.[72] Prusya, Hannover, Hessen-Kassel, Nassau ve Frankfurt şehrini topraklarına kattı. Hessen Darmstadt bazı topraklarını kaybetti fakat egemenliği sona ermedi. Main nehrinin güneyinde kalan devletler (Baden, Württemberg ve Bavyera), ayrı ayrı tazminat ödemelerini ve Prusya'nın etki alanına girmelerine sebep olacak ittifaklar kurmalarını gerektiren antlaşmalar imzaladı. Avusturya ve müttefiklerinin çoğu Kuzey Almanya Konfederasyonu dışında bırakıldı.[73]
Alman devletleri üzerindeki Avusturya etkisinin azalması, Avusturya'nın dikkatini Balkanlara çevirdi. 1867'de Avusturya imparatoru Franz Joseph, Macar topraklarına Avusturya'daki bölgelerle eşit statü veren bir antlaşmayı kabul etti (1867 Avusturya-Macaristan Antlaşması) ve böylelikle Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ikili monarşisi oluşturulmuş oldu.[74] 1866 Prag Barışı Avusturya'ya, yeni İtalya ulus devletiyle ilişkilerini yeniden yapılandırılmak zorunda kalacağı, çok sert olmayan şartlar sundu. Avusturyalılar askerî alanda İtalyan askerlerden çok daha iyi olmalarına rağmen, monarşi önemli bir yer olan Venetya bölgesini kaybetti. Habsburglar Venetya'yı Fransa'ya bıraktı, onlarsa daha sonra resmî olarak bölgenin kontrolünü İtalya'ya verdi.[75] Prusya zaferine kızan Fransız halkı, Revanche pour Sadová (Sadová intikamı) talep etti. Bu durum Fransa içindeki Prusya karşıtı duyarlılığı artırdı ve sorun aylar içinde Fransa-Prusya Savaşı'na kadar vardı.[76] Avusturya-Prusya Savaşı da Fransız hükûmeti ile ilişkileri gerdi. Başka bir etken ise Eylül 1865'te Biarritz'de III. Napolyon ile yapılan bir görüşmede, Bismarck'ın tarafsız kalma karşılığında Fransa'nın Belçika ve Lüksemburg'un bazı bölgelerini işgal edebileceği imasında bulunması (ya da Napolyon'un öyle anlaması) oldu.
Avusturya için yenilgi, iç bölgeler, yerel özerklik ve liberalizm gibi konuların yeniden gözden geçirmesiyle sonuçlandı.[77] Yeni Kuzey Alman Konfederasyonu kendine ait anayasa, bayrak, devlet ve yönetim yapılarına sahipti. Bismarck'ın etkisindeki Prusya, Avusturya'nın, askerî bir zafer vasıtasıyla kurulacak birleşik Almanya fikrine aktif direnişinin üstesinden geldi. Bu politika, Avusturya'nın Alman devletleri üzerindeki etkisini zayıflatsa da, aynı zamanda Almancılık pan-Alman birliği ruhunu da zedeledi: çoğu Alman devleti Prusya'nın güç politikalarına kızgındı.[78]
Fransa ile savaş
1870 itibariyle, Avusturya-Prusya savaşından çıkarılan üç ders gözle görülür hale geldi: Silah zoruyla güçlü bir devlet, 1815'te kurulan eski ittifaklara ve etki alanlarına meydan okuyabilir; diplomatik yollarla, yetenekli bir lider, bir devletin önce savaş ilan etmek zorunda kalacağı, daha sonra da birlik içindeki müttefiklerinin mağdur devlete yardım edeceği bir ortam hazırlayabilir; Prusya ordusunun kapasitesi Avusturya'nınkinin çok üzerindedir ve Prusya, Konfederasyon ile Alman devletleri içinde bütün devletleri dış saldırılardan koruyabilecek tek devlettir. 1866'da orta büyüklükteki Alman devletleri Prusya'ya karşı koydular; 1870'den itibaren bu devletler Prusya ile karşılıklı koruyucu müttefiklik kurmak için baskı gördüler ya da ikna edildiler. Bir Avrupa devleti, bu devletlerden birine savaş ilan ettiğinde, hepsi birden saldırılan devletin savunmasına yardım edeceklerdi. Bismarck, Avrupa içindeki manipülasyon yeteneğiyle, Fransa'nın Almanya'daki işgalci devlet ve Prusya'nın da Alman hakları ve özgürlükleri koruyucusu rolünü üstlenmesini sağladı.[79]
Etki alanlarının İspanya'da dağılması
1815'te Viyana Kongresi'nde Metternich ile muhafazakar müttefikleri, İspanyol monarşisini Kral VII. Fernando egemenliği altında yeniden inşa etti. Sonraki kırk yıl boyunca büyük güçler İspanya'da monarşiyi destekledi. 1868'deki isyan sonucu İspanya'da Kraliçe II. Isabel tahttan indirildi ve Isabel'in Paris'te gösterişli bir sürgün hayatı yaşadığı dönemde taht boş kaldı. Uygun bir Katolik varis arayan İspanyollar, bu görevi üç Avrupalı prense teklif etti, fakat hepsi bölgede gücü elinde bulunduran III. Napolyon tarafından reddedildi. Sonunda, 1870 yılında taht, Hohenzollern-Sigmaringen ailesinden Leopold'a teklif edildi. Bunu takip eden hiddet tarihçiler tarafından Hohenzollern adaylığı olarak adlandırılmaktadır.[80]
Takip eden haftalarda, İspanyol teklifi Avrupa'da gündem haline geldi. Bismarck, Leopold'u teklifi kabul etmesi için cesaretlendirdi.[81] İspanya tahtına bir Hohenzollern-Sigmaringen kralın gelmesi demek, Fransa'nın iki yanında bulunan ülkelerin Hohenzollern soyundan gelen krallarca yönetilmesi anlamına gelecekti. Fakat, teklif hem III. Napolyon hem de dışişleri bakanı Antoine Agénor de Gramont tarafından reddedildi. Gramont, Hohenzollern ailesinin başı olan Wilhelm'e kesin bir dille yazılmış bir ultimatom göndererek, eğer bir Hohenzollern prensi İspanya tahtını kabul ederse, Fransız hükümetinin buna tepkisiz kalmayacağını belirtti, fakat bu tepkinin mahiyeti konusunda bilgi vermedi. Prens adaylıktan çekilerek krizi sonlandırdı fakat Berlin'deki Fransız büyükelçisi konunun kapanmasına izin vermedi.[82] Wilhelm'in Bad Ems'de tatilde olduğu bir sırada, doğrudan Prusya kralına giderek; Kralın bir Hohenzollern'un İspanya tahtına oturmasını hiçbir zaman desteklemeyeceği yönünde bir açıklama yapmasını talep etti. Wilhelm bu kadar kapsamlı bir açıklama yapmak istemedi ve Bismarck'a Fransız taleplerini tarif eden bir telgraf çekti. Bismarck, Ems Telgrafı denen kralın telgrafını basına kısa bir açıklama yapmak için kullandı. Bismark tarafından kısaltılan ve daha da kesin bir dile sahip hale gelen telgraf, çevirisi sırasında Fransız ajansı Havas tarafından biraz daha değiştirildi ve Ems Telgrafı, Fransa'da bir nefret dalgası uyandırdı. Sadová'daki yenilgiden ötürü hala kızgın olan Fransız halkı savaş istedi.[83]
Askerî operasyonlar
- Konu hakkında ayrıntılı bilgi için Fransa-Prusya Savaşı maddesine bakınız.
III. Napolyon, Avusturya-Prusya Savaşı öncesi ve sonrasında iki tarafla da bölgesel ilişkilerini iyi tutmaya çalıştı, fakat üstlendiği arabulucu rolüne rağmen barış görüşmeleri bir sonuca bağlanamadı. Bunun üzerine Avusturya ve eski müttefikleri, özellikle de güneydeki Alman devletleri Baden, Württemberg ve Bavyera'nın bir intikam savaşına girişeceğini umut etti. Ama, 1866'daki anlaşmanın etkileri görüldü: istemeyerek de olsa tüm Alman devletleri Fransa'ya karşı askerî olarak birleşti. Alman devletlerinin desteğiyle Prusya'ya karşı bir intikam savaşına girmeyi bekleyen Fransa ise kendini hiçbir destek alamadan tüm Alman devletlerinin karşısında olduğu bir savaşın içinde buldu.[84] Roon'un orduyu düzenlemesi ve Moltke'nin operasyonel stratejileri, Fransa'ya karşı başarılı bir etki yaratmak üzere bir araya geldi. Prusya ordusunun hareket kabiliyeti Fransızları şaşırttı ve Prusyalıların, I. Napolyon'un yetmiş yıl önceki taktiklerini hatırlatır şekilde güçlerini özel bölgelerde toplama özelliği, sınırlı hareket kabiliyeti olan Fransızları bozguna uğrattı. Geniş demiryolu ağından etkin bir biçinde yararlanan Prusyalılar, askerlerini savaş alanlarına dinlenmiş ve savaşmaya hazır halde getirdi. Fransız askerler ise çatışma alanına ulaşabilmek için kilometrelerce yürümek zorunda kaldı. Birçok muharebe sonrasında Almanlar, Fransızların ana ordularını yenerek Metz şehrine ve daha sonra da başkent Paris'e kadar ulaştı. 1 Eylül 1870'de Sedan Muharebesi'nde Fransız imparatorunu yakalayarak, bütün bir orduyu esir aldılar.[85]
Alman İmparatorluğu'nun ilanı
Fransız İmparatoru'nun esir alınarak küçük düşmesi ve Saarland'daki bir geçici kampta (Fransızların deyişiyle "Izdırap Kampı") esarete gönderilen Fransız ordusunun kaybedilmesi, Fransız hükümetinde kargaşa yarattı; Napolyon'un güçlü rakipleri, onun hükümetini indirerek Üçüncü Cumhuriyeti ilan etti.[86] Alman Yüksek Komutası, Fransızlardan bir barış teklifi beklerken yeni cumhuriyet teslim olmayı reddetti. Bunun üzerine Prusya ordusu, başkent Paris'i ablukaya aldı ve şehri "etkisizce bombalayarak" Ocak ortasına kadar kuşatmayı sürdürdü.[87] 18 Ocak 1871'de, Alman prensleri ve kıdemli ordu komutanları, Versay Sarayı'nın Aynalar Galerisi'nde Wilhelm'i "Alman İmparatoru" ilan etti.[88] Ardından gelen Frankfurt Anlaşması uyarınca Fransa, eski Alman bölgelerinin çoğundan (Alsace ve Lorraine'in Almanca konuşulan bölümü) vazgeçti, 1807 yılında Napolyon Bonapart'ın Prusya'ya ödettiğinin karşılığı olarak nüfusa göre hesaplanan bir tazminat ödedi[89] ve Paris ile Kuzey Fransa'nın büyük bölümünün Alman yönetimine girmesi ile Alman askerlerinin tazminatın her taksidi ödendikçe kademeli olarak geri çekilmesini kabul etti.[90]
Birleşme sürecinde önemi
Fransa-Prusya Savaşı sonundaki zafer, milliyetçilere istediklerini verdi. 1860'ların ilk yarısında, hem Avusturya hem de Prusya, tüm Alman devletleri adına konuşmak için mücadele etti. İkisi de dışarıda Alman çıkarlarını destekleyebileceklerini ve içeride Alman çıkarılarına uygun hareket edeceklerini belirtti. Schleswig-Holstein Sorunu karşısında ikisi de bunun için gerekli özveriye sahip olduklarını gösterdiler. 1866'da Avusturya karşısında kazanılan zafer sonrası Prusya, Alman devletleri adına konuşma ve onları savuma konusunda yetkili olduğunu iddia etti. Diğer yanda Avusturya ise dikkatinin çoğunu Balkanların egemenliğine verdi. 1871'deki Fransa zaferi, Prusya'nın birleşik Alman devletinde baskın rol üstleneceğini kanıtladı. Wilhelm'in Kaiser ilan edilmesiyle, Prusya yeni imparatorluğun liderliğini üstlendi. Güney devletleri, savaşı bitiren 1871 Versay Antlaşması'yla (26 Şubat 1871; daha sonra 10 Mayıs 1871'de Frankfurt Anlaşması'nda tasdik edildi) resmî olarak birleşik Almanya'ya katıldı.[91] Her ne kadar Bismarck, Almanya'nın esnek bir konfederasyondan federal ulus devlete dönüşümüne öncülük etse de bunu tek başına gerçekleştirmedi. Birleşme, Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu altında bir yasal işbirliği geleneği ve Zollverein ile ekonomik işbirliği oluşturularak gerçekleştirildi. Vormärzın zorlukları, 1848 liberallerinin etkisi, Roon'un askerî düzenlemesi ve Moltke'nin taktik dehası siyasi birleşmede rol oynayan diğer önemli etmenler oldu.[92]
Siyasi ve idarî birleşme
- Konu hakkında ayrıntılı bilgi için Alman İmparatorluğu maddesine bakınız.
Yeni Alman İmparatorluğu, üçü Hansa şehri olan 25 devlet içeriyordu. Böylelikle, Avusturya İmparatorluğu'nu içeren Großdeutsche Lösung ya da "Büyük Almanya Çözümü" yerine Kleindeutsche Lösung, (Avusturyasız "Küçük Almanya Çözümü") gerçekleşmişti. Birçok devleti bir ulus halinde bir araya getirmek, birkaç askerî zaferden fazlasını gerektiriyordu. Politik, sosyal ve kültürel davranışların yeniden değerlendirilmesi, "biz" ve "onlar" hakkında yeni metaforlar oluşturulması gerekiyordu. Bu yeni ulusun üyeleri kimlerdi? Neyi temsil ediyorlardı? Nasıl bir araya gelmişlerdi?[93]
İmparatorluğun kurucu devletleri
Alman İmparatorluğu çoğunlukla bir hükümdarlıklar federasyonu olarak nitelendirilse de gerçek anlamda 26 devleti bir araya getirmiştir.[94]
Devlet | Başkent | |
---|---|---|
Krallıklar (Königreiche) | ||
Prusya (Preußen) | Berlin | |
Bavyera (Bayern) | Münih | |
Saksonya (Sachsen) | Dresden | |
Württemberg | Stuttgart | |
Büyük dükalıklar (Großherzogtümer) | ||
Baden | Karlsruhe | |
Hessen | Darmstadt | |
Mecklenburg-Schwerin | Schwerin | |
Mecklenburg-Strelitz | Neustrelitz | |
Oldenburg | Oldenburg | |
Saksonya-Weimar-Eisenach (Sachsen-Weimar-Eisenach) | Weimar | |
Dükalıklar (Herzogtümer) | ||
Anhalt | Dessau | |
Braunschweig | Braunschweig | |
Saksonya-Altenburg (Sachsen-Altenburg) | Altenburg | |
Saksonya-Coburg ve Gotha (Sachsen-Coburg und Gotha) | Coburg | |
Saksonya-Meiningen (Sachsen-Meiningen) | Meiningen | |
Prenslikler (Fürstentümer) | ||
Lippe | Detmold | |
Reuss Genç Kolu | Gera | |
Reuss Yaşlı Kolu | Greiz | |
Schaumburg-Lippe | Bückeburg | |
Schwarzburg-Rudolstadt | Rudolstadt | |
Schwarzburg-Sondershausen | Sondershausen | |
Waldeck-Pyrmont | Arolsen | |
Serbest Hansa şehirleri (Freie Hansestädte) | ||
Bremen | ||
Hamburg | ||
Lübeck | ||
İmparatorluk toprağı (Reichsland) | ||
Alsas-Loren (Elsaß-Lothringen) | Straßburg |
İmparatorluğun siyasî yapısı
- Konu hakkında ayrıntılı bilgi için Alman İmparatorluğu anayasası maddesine bakınız.
1866 Kuzey Alman Anayasası, birkaç anlamsal düzeltme ile 1871 Alman İmparatorluğu anayasası haline geldi. Bu anayasa ile, yeni Almanya bazı demokratik özellikler elde etti: bunlardan en önemlisi Prusya meclisinin aksine 25 yaş üstündeki tüm erkeklere doğrudan ve eşit oy hakkı ile temsil şansı veren İmparatorluk Diyetiydi. Ulusal mecliste gurur kaynağı olan seçimler de çoğunlukla hilesizdi.[95] Fakat yasalar, Prusya'nın üzerinde büyük etkisinin olduğu, devletlerden gelen temsilcilerden oluşan federal konsey Bundesratın onayını gerektiriyordu. Kaiser unvanıyla federal şansölyeyi atayan Prusya Kralı'nın da gücüyle Prusya iki taraftan da etkili oldu. Şansölye sadece İmparatora karşı sorumluydu. Resmiyette şansölye bir kişilik bir konsey olarak işlev görüyordu ve tüm devlet işlerinin idaresinden sorumluydu. Pratikteyse bu işlerle Devlet Bakanları ilgileniyordu. 1872-1873 ve 1892-1894 yılları dışında, imparatorluk şansölyesi aynı zamanda imparatorluk hanedanının egemen krallığı Prusya'nın da başbakanıydı. İmparatorluk Diyeti tasarıları onaylama, değiştirme ya da reddetme yetkisine sahipti, fakat kanun yapma yetkisi yoktu. Bu yetki şansölyeye bırakılmıştı. Diğer devletler kendi hükümetlerini devam ettirdi ama küçük devletlerin askerî güçleri Prusya kontrolüne girdi. Bavyera ve Saksonya Krallığı gibi büyük devletlerin ordularına ise özerklik verildi. Bununla birlikte bu ordular Prusya askerî ilkelerine uyum için büyük değişimler geçirdi ve savaş zamanında federal hükümetin kontrolüne girdiler.[96]
Tarihî argümanlar ve İmparatorluğun sosyal anatomisi
Sonderweg hipotezi Almanya'nın zorlu 20. yüzyılını, yeni İmparatorluğun zayıf politik, yasal ve ekonomik temellerine dayandırmıştır. Prusya'nın gayrimenkul elitleri Junkerler, birleşik devlette önemli bir siyasî güç elde etti. Sonderweg hipotezi bu gücü, 1848 ve 1871 yıllarında orta sınıfın ya da kent çalışanları ile çiftçilerin yapamadığı devrimsel atılıma bağlamıştır. Yeni devletin kuruluşunda Büyük Burjuvazi'nin rolü hakkında son yıllarda yapılan araştırmalar, Junkerlerin bir sosyal grup olarak siyasî ve ekonomik egemenliği iddiasını yalanlamıştır. Yeni bilgiler, Hansa şehirleri'ndeki tüccar sınıfının ve İkinci İmparatorluğun gelişiminde (özellikle Rhineland'da) endüstriyel liderliğin önemini göstermiştir.[97]
Wilhelm dönemi Almanya'sı üzerinde değişik grupların yaptığı çalışmalar, döneme yeni bir bakış getirilmesine katkıda bulundu. Her ne kadar Junkerler, gerçekten de, görevli şirketleri kontrol altında tutmaya devam etseler de, sosyal, politik ve ekonomik konularda Sonderweg teorisyenlerinin iddia ettiği kadar güç sahibi değillerdi. Doğudaki Junker gücünü batı bölgelerinde, bankacılar, tüccarlar, fabrikatörler ve girişimcilerden oluşan Büyük Burjuvazi ile giderek büyüyen bürokratlar, öğretmenler, profesörler, doktorlar, avukatlar, bilim insanlarından oluşan profesyonel sınıfı dengeliyordu.[98] Sonuç olarak, Sonderweg tezi Almanya'nın nasyonal sosyalizm tecrübesini açıklamada yardımcı olsa da, artık 19. yüzyıl Orta Avrupası çalışmalarında egemen görüş değildir. Bunun yerine, akademisyenler Bismarck'ınki gibi muhafazakar sosyal politikaların 1840'lardaki liberal ve 1860'lardaki ve sonraki sosyalist devrimlerin unsurlarını nasıl özelleştirdiğini tanımlamaya başladı. İmparatorluk politikası, sosyal, politik ve ekonomik sorunlara tedbirli ama faydacı bir yaklaşım gösterdi. Özellikle, Bismarck'ın baskın muhafazakar değerleri Edmund Burke'nin klasik muhafazakarlığını yansıttı: toplumun belirli üyelerinin, doğuştan liderlik için daha hazır ve nitelikli olduğu, bu kişilerin genellikle gayrimenkul elitleri ve finans dünyası tabakasından geldiği inancı.[99]
Siyasi mekanizmanın ötesinde: bir ulus olmak
Wartburg ve Hambach toplantıları bir anayasa ve idarî bir mekanizma eksikliği çekse de, bu sorun 1867-1871 arasında çözümlenmiştir. Almanların fark ettiği gibi, büyük konuşmalar, bayraklar ve heyecanlı kalabalıklar ve bir anayasa, bir siyasî yeniden yapılanma ve imparatorluk yapılanmasının ön hazırlıkları ile 1867-68'de düzenlenen Gümrük Birliği yine de bir ulus için yeterli değildi.[100]
Ulus devletin kilit ögelerinden biri, çoğunlukla planlı politikalar aracılığıyla, ulusal bir kültürün oluşturulmasıdır.[101] Yeni Alman ulusu içinde, siyasî, ekonomik ve idarî birleşme öncesi bir Kulturkampf (1872–78), Alman topluluğundaki bazı çelişkileri işaret etmeye çalışmıştır. Özellikle, dil, eğitim ve din konularındaki mücadeleleri içermiştir. İmparatorluk içindeki, Polonyalı ve Danimarkalı azınlıkları içeren, Alman olmayan nüfusu Almanlaştırma politikası dil, zorunlu eğitim ve bu okullarda öğretilecek ortak bir geçmiş oluşturmakla başladı. Son olarak da yeni imparatorluk halkının dinine kadar genişletildi.[102]
Kulturkampf
Bazı Almanlara göre ulus tanımı bir çoğulculuk içermiyordu ve özellikle Katolikler'e dikkat edilmesi gerekiyordu. Çünkü; bazı Almanlar, özellikle de Bismarck, Katoliklerin papalıkla bağlarından dolayı ulusa daha az bağlı olacaklarından korkuyorlardı. Bismarck, şansölye olarak Katolik Kilisesi ve onun siyasî uzantısı Katolik Merkez Partisi'nin okul, eğitim ve dille ilgili politikalardaki etkisini sınırlamaya çalışsa da çok başarılı olamadı. Katolik Merkez Partisi, Katoliklerin kalelerinden Bavyera, Güney Baden ve ağır endüstride iş arayan, göç etmiş kırsal nüfusun yoğun olduğu kentsel bölgelerde sağlam durdu ve sadece Katoliklerin değil; Polonyalılar ve Alsas bölgelerindeki Fransızlar da dahil diğer azınlıkların da haklarını korudu.[103] 1873 Mayıs Kanunları rahiplerin eğitimi ve atanmasını devlet kontrolüne verdi ve bunun sonucu olarak birçok papaz okulu kapatılırken, rahiplerin sayısı da azaldı. 1875 Cemaat Kanunu, dinî buyrukları feshetti, Katolik Kilisesi'ne devlet yardımını kesti ve Prusya anayasasındaki dinî koruma ifadesini çıkardı.[104]
Yahudi toplumunu entegre etmek
Almanlaşmış Yahudiler, yeni Alman ulus devletinde savunmasız kalan bir başka topluluktu. 1780'de Kutsal Roma Cermen İmparatoru II. Joseph'in serbest bırakmasından beri Yahudiler, eski Habsburg bölgelerinde, diğer Almanca konuşulan bölgelerdeki Yahudilerin sahip olmadığı ekonomik ve yasal ayrıcalıklara sahipti. Toprak satın alabiliyorlardı ve bir Yahudi bölgesinde (Judengasse) yaşamak zorunda değillerdi. Aynı zamanda üniversiteye giderek uzmanlaşabiliyorlardı. Devrim ve Napolyon devirlerinde, Yahudiler ile Hıristiyanlar arasındaki güçlü duvarların çoğu yıkılmıştır. Napolyon, Fransız egemenliği altındaki bölgelerde Yahudilerin özgürleştirilmesini emretmiştir. Zengin Yahudiler, Fransız benzerleri gibi, salonları malî açıdan desteklemiştir, özellikle Frankfurt ve Berlin'deki bazı Yahudi salonnièresler, Alman aydınların kendi cumhuriyetçi aydıncılıklarını şekillendirdiği önemli toplantılara ev sahipliği yapmıştır. Fransa'nın yenilgisi sonrasındaki onyıllarda, Yahudi ve Hıristiyanların birbirine karışmasına tepkiler, bu salonların entelektüel etkisini sınırlamıştır. Salonlar dışında, Yahudiler özellikle Alman tarzı giyim ve konuşma tarzları edinerek Almanlaşma sürecine devam etmiş ve 19. yüzyıl Alman kamusal alanına kendilerini dahil etmeye çalışmışlardır.[105]
Birleşme yıllarında Alman Yahudiler, Alman profesyonel, entelektüel ve sosyal hayatının desteklenmesinde önemli bir rol oynamışlardır. 1880'ler ve 1890'larda Yahudilerin Rusya'dan sınırdışı edilmesi, Alman etki alanına entegre olma sürecini karmaşık bir hale getirmiştir. Diğerlerine göre daha az eğitimli ve fakir olan binlerce Rus Yahudi kuzeydeki Alman şehirlerine geldi. Yoksulluktan kaynaklanan pek çok sorun (hastalık, kalabalık haneler, işsizlik, eğitimsizlik, Almanca öğrenmeme gibi) sadece Hıristiyan Almanlar için değil yerel Yahudi toplumu için de, onların ayırt edici özelliklerini gösteriyordu.[106]
Ulusun hikayesini yazmak
Ulus inşa etmenin bir diğer önemli unsuru kahramanca bir geçmişin hikayesini yazmak, liberal meşrutiyetçi Friedrich Dahlmann (1785–1860), muhafazakar öğrencisi Heinrich von Treitschke (1834–1896) ve daha az muhafazakar olan Theodor Mommsen (1817–1903) ile Heinrich von Sybel (1817–1895) gibi milliyetçi Alman tarihçilere düştü. Dahlmann'ın kendisi birleşmeden önce ölmüş olsa da, yazdığı İngiliz ve Fransız devrimleri tarihinde, bu devrimleri bir ulusun inşasında temel parçalar olarak göstererek milliyetçi hikayelerin altyapısını oluşturdu. Dahlmann da Prusya'yı birleşme için en mantıklı temsilci olarak görüyordu.[107]
Heinrich von Treitschke'nin 1879'da yayımlanan Ondokuzuncu Yüzyılda Almanya Tarihi adlı eseri, belki de yanıltıcı bir başlık taşıyordu: eser, Prusya tarihini diğer Alman devletlerininkilerden ayrı tutuyor ve Almanca konuşan insanların hikayesini, Prusya'nın tüm Alman devletlerini kendi liderliği altında toplama kaderi maskesi altında anlatıyordu. Bu Borussia mitinin (Borussia, Prusya'nın Latince ismidir) yaratılması, Prusya'yı Almanya'nın kurtarıcısı rolüne soktu, tüm Almanların kaderi birleşmekti ve mitin söylediğine göre, Prusya'nın kaderi de bunu başarmaktı.[108] Bu hikayeye göre, Prusya Alman devletlerini bir ulus devlet halinde bir araya getirmede baskın bir rol oynadı. Sadece Prusya, Alman özgürlüğünü Fransız ya da Rus etkisi altında ezilmekten kurtarabilirdi. Hikaye, Prusya'nın, 1815'te Waterloo'da yeniden güçlenen Napolyon'dan Almanları kurtarması, ekonomik birlik görünümü yaratması ve 1871'de Almanları görkemli bir bayrak altında toplamasıyla devam eder.[109] Ulusun hikayesini yazmak, milliyetçi tarihçilerin göreviydi; bu da ulusun geçmişini milliyetçi tarih bakışıyla değerlendirmek anlamına geliyordu. Tarih yazımı, bir seçilmiş unsurları ya da olayları hatırlama ve unutma süreciydi.[110]
Mommsen'in Monumenta Germaniae Historica'ya katkısı, "Almanya"nın anlamını Prusya dışındaki alanlara doğru genişleterek daha fazla akademisyenin Alman ulusu hakkında çalışması için altyapı oluşturdu. Liberal bir profesör, tarihçi, teolog ve 19. yüzyıl sonlarındaki dev bilim adamlarından olan Mommsen, 1863-1866 ve 1873-1879 yılları arasında Prusya Temsilciler Meclisi'nde, 1881-1884 arasında Reichstag'da delege olarak görev yaptı. Bismarck'ın Kulturkampf'ındaki antisemitist programlara ve Treitschke'nin çokça kullandığı iğneleyici dile karşı çıktı. Studien über die Judenfrage (Yahudi Sorunu Çalışmaları) adlı eserinde asimilasyonu ve Yahudilerin Almanlaştırılmasını teşvik etti.[111]
Ayrıca bakınız
Kaynakça
Notlar
- ↑ Örneğin, bakınız, James Allen Vann, The Swabian Kreis: Institutional Growth in the Holy Roman Empire 1648–1715. Vol. LII, Studies Presented to International Commission for the History of Representative and Parliamentary Institutions. Bruxelles, 1975. Mack Walker. German home towns: community, state, and general estate, 1648–1871. Ithaca, 1998.
- ↑ Robert A. Kann. History of the Habsburg Empire: 1526–1918,Los Angeles, 1974, s. 221. Francis tahttan çekilirken her şeyini bırakarak 1804'ten beri kullanılan Avusturya Kralı unvanını aldı. Golo Mann, Deutsche Geschichte des 19. und 20. Jahrhunderts, Frankfurt am Main, 2002, s. 70.
- ↑ Fichte, Johann Gottlieb (1808). "Address to the German Nation". www.historyman.co.uk. 20 Ekim 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://web.archive.org/web/20131020235840/http://www.historyman.co.uk:80/unification/Fichte.html. Erişim tarihi: 6 Haziran 2009.
- ↑ James Sheehan, German History, 1780–1866, Oxford, 1989, s. 434.
- ↑ Jakob Walter ve Marc Raeff. The diary of a Napoleonic foot soldier. Princeton, N.J., 1996.
- ↑ Sheehan, pp. 384–387.
- ↑ Prusya ordusu Yedi Yıl Savaşı'nda itibar kazanmış olsa da, Jena ve Auerstedt'deki yenilgiler birçok Prusyalı'nın askerlerinden duyduğu gurura zarar verdi. Rusya sürgünü sırasında Carl von Clausewitz da dahil birçok komutan ordunun yeniden yapılanması ve yeni talim yöntemleri üzerinde düşünmüşlerdir. Sheehan, p. 323.
- ↑ Sheehan, ss. 322–323.
- ↑ David Blackbourn ve Geoff Eley. The peculiarities of German history: bourgeois society and politics in nineteenth-century Germany. Oxford & New York, 1984, part 1; Thomas Nipperdey, German History From Napoleon to Bismarck, 1800–1871, New York, Oxford, 1983. Chapter 1.
- ↑ Sheehan, pp. 398–410; Hamish Scott, The Birth of a Great Power System, 1740–1815, US, 2006, pp. 329–361.
- ↑ Sheehan, pp. 398–410.
- ↑ Jean Berenger. A History of the Habsburg Empire 1700–1918. C. Simpson, Trans. New York: Longman, 1997, ISBN 0-582-09007-5. pp. 96–97.
- ↑ Lloyd Lee, Politics of Harmony: Civil Service, Liberalism, and Social Reform in Baden, 1800–1850, Cranbury, New Jersey, 1980.
- ↑ Adam Zamoyski, Rites of Peace: The Fall of Napoleon and the Congress of Vienna, New York, 2007, pp. 98–115, 239–40.
- ↑ L.B. Namier, (1952) Avenues of History. London, ONT, 1952, p. 34.
- ↑ Sheehan, pp. 407–408, 444.
- ↑ Sheehan, pp. 442–445.
- ↑ Sheehan, pp. 465–467; Blackbourn, Long Century, pp. 106–107.
- ↑ Sheehan, pp. 460–470. German Historical Institute
- ↑ Sheehan, p. 465.
- ↑ Sheehan, p. 466.
- ↑ Sheehan, pp. 467–468.
- ↑ Sheehan, s. 469.
- ↑ Sheehan, pp. 466–467.
- ↑ Almancanın köklerini araştırdılar ve farklı gelişim yollarını ortaya çıkardılar. The Brothers Grimm online. Joint Publications.
- ↑ (Almanca) Hans Lulfing, Baedecker, Karl, Neue Deutsche Biographie (NDB). Band 1, Duncker & Humblot, Berlin 1953, p. 516 f.
- ↑ (Almanca) Peter Rühmkorf, Heinz Ludwig Arnold, Das Lied der Deutschen Göttingen: Wallstein, 2001, ISBN 3892444633, pp. 11–14.
- ↑ Raymond Dominick III, The Environmental Movement in Germany, Bloomington, University of Indiana, 1992, ss. 3–41.
- ↑ Jonathan Sperber, Rhineland radicals: the democratic movement and the revolution of 1848–1849. Princeton, N.J., 1993.
- 1 2 Sheehan, pp. 610–613.
- ↑ Sheehan, p. 612.
- ↑ Sheehan, p. 613.
- ↑ David Blackbourn, Marpingen: apparitions of the Virgin Mary in nineteenth-century Germany. New York, 1994.
- ↑ Sperber, Rhineland radicals. s. 3.
- ↑ Blackbourn, Long Century, p. 127.
- ↑ Sheehan, pp. 610–615.
- ↑ (Almanca) Badische Heimat/Landeskunde online 2006 Veit's Pauls Church Germania. 5 Haziran 2009'da erişilmiştir.
- ↑ Jonathan Sperber, Revolutionary Europe, 1780–1850, New York, 2000.
- ↑ Blackbourn, Long Century, pp. 176–179.
- ↑ Bu iddianın örnekleri şunlarda görülebilir: Ralf Dahrendorf, German History, (1968), pp. 25–32; (Almanca) Hans Ulrich Wehler, Das Deutsche Kaiserreich, 1871–1918, Göttingen, 1973, pp. 10–14; Leonard Krieger, The German Idea of Freedom, Chicago, 1957; Raymond Grew, Crises of Political Development in Europe and the United States, Princeton, 1978, pp. 312–345; Jürgen Kocka and Allan Mitchell. Bourgeois society in nineteenth-century Europe. Oxford, 1993; Jürgen Kocka, "German History before Hitler: The Debate about the German Sonderweg." Journal of Contemporary History, Vol. 23, No. 1 (January, 1988), pp. 3–16; Volker Berghahn, Modern Germany. Society, Economy and Politics in the Twentieth Century. Cambridge, 1982.
- ↑ Bu iddianın bir özeti için bakınız: David Blackbourn ve Geoff Eley. The peculiarities of German history: bourgeois society and politics in nineteenth-century Germany. Oxford & New York, 1984, 1. bölüm.
- ↑ Blackbourn ve Eley. Peculiarities, Part I.
- ↑ Blackbourn ve Eley, Peculiarities, Chapter 2.
- ↑ Blackbourn ve Eley, Peculiarities, pp. 286–293.
- ↑ Jürgen Kocka, "Comparison and Beyond.'" History and Theory, Vol. 42, No. 1 (Şubat, 2003), p. 39–44 ve Jürgen Kocka, "Asymmetrical Historical Comparison: The Case of the German Sonderweg", History and Theory, Vol. 38, No. 1 (Şubat, 1999), pp. 40–50.
- ↑ Bu bakış açısını temsil eden bir analiz için bakınız: Richard J. Evans, Rethinking German history: nineteenth-century Germany and the origins of the Third Reich. Londra, 1987.
- ↑ A. J. P. Taylor, The Struggle for Mastery in Europe 1914–1918, Oxford, 1954, p. 37.
- ↑ J.G.Droysen, Modern History Sourcebook: Documents of German Unification, 1848–1871. Erişim tarihi: 9 Nisan 2009
- ↑ Zamoyski, pp. 100–115.
- ↑ Blackbourn, The long nineteenth century, pp. 160–175.
- ↑ Mektubun geri kalanı Almanları birleşme için yüreklendirmektedir. "Bu dünya liderliği rolü, Alman ulusu tarafından yerine getirilebilir. Siz Almanlar, ciddi ve filozofça karakterinizle, diğerlerinin güvenini kazanacak ve uluslararası toplumun geleceğini garanti altına alacaklar olabilirsiniz. Umut edelim, enerjinizi Alman devletlerinin modası geçmiş zalim tiranlarını alaşağı etmek için kullanabilin. Umut edelim, Avrupa'nın merkezinde elli milyon kişiyle birleşmiş bir ulus oluşturun. Dünyanın geri kalanı olarak biz, sizi memnuniyetle ve keyifle takip edeceğiz." Denis Mack Smith (editör). Garibaldi (Great Lives Observed), Prentice Hall, Englewood Cliffs, N.J., 1969, p. 76.
- ↑ Mack Smith, Denis (1994). Mazzini. Yale University Press. s. 11–12.
- ↑ Holt, p. 27.
- ↑ Holt, pp. 13–14.
- ↑ Blackbourn, Long Century, pp. 175–179.
- ↑ Hollyday, 1970, pp. 16–18.
- ↑ Blackbourn, Peculiarities, Part I.
- ↑ Mann, Chapter 6, pp. 316–395.
- ↑ Isabel V. Hull, Absolute Destruction: Military culture and the Practices of War in Imperial Germany, Ithaca, New York, 2005, pp. 90–108; 324–333.
- ↑ Michael Eliot Howard, The Franco-Prussian War: the German invasion of France, 1870–1871. New York, MacMillan, 1961, p. 40.
- ↑ Mann, pp. 390–395.
- ↑ A.J.P. Taylor, Bismarck: The Man and the Statesman. Oxford, Clarendon, 1988. Chapter 1, and Conclusion.
- ↑ Sheehan, pp. 900–904; Wawro, pp. 4–32; Holt, p. 75.
- ↑ Holt, p. 75.
- ↑ Sheehan, pp. 900–906.
- ↑ Sheehan, p. 906; Wawro, pp. 82–84.
- ↑ Sheehan, pp. 905–906.
- ↑ Sheehan, p. 909.
- ↑ Geoffrey Wawro, The Austro Prussian War: Austria's War with Prussia and Italy in 1866. Cambridge, Cambridge University, 1996, pp. 50–60; 75–79.
- ↑ Wawro, pp. 57–75.
- ↑ Sheehan, pp. 908–909
- ↑ Taylor, Bismarck, pp. 87–88.
- ↑ Sheehan, p. 910.
- ↑ Sheehan, pp. 905–910.
- ↑ Rosita Rindler Schjerve Diglossia and Power: Language Policies and Practice in the Nineteenth Century Habsburg Empire, 2003, ISBN 311017653X, pp. 199–200.
- ↑ Bridge and Bullen, The Great Powers and the European States System 1814–1914.
- ↑ Sheehan, pp. 909–910; Wawro, Chapter 11.
- ↑ Blackbourn, Long Century, Chapter V: From Reaction to Unification, pp. 225–269.
- ↑ Howard, pp. 4–60.
- ↑ Howard, pp. 50–57.
- ↑ Howard, pp. 55–56.
- ↑ Howard, pp. 56–57.
- ↑ Howard, pp. 55–59.
- ↑ Howard, pp. 64–68.
- ↑ Howard, pp. 218–222.
- ↑ Howard, pp. 222–230.
- ↑ Taylor, Bismarck, p. 126
- ↑ Die Reichsgründung 1871 (İmparatorluğun Kuruluşu, 1871), Lebendiges virtuelles Museum Online, 22 Aralık 2008'de erişilmiştir. (Almanca)
- ↑ Taylor, Bismarck, p. 133.
- ↑ Crankshaw, Edward. Bismarck. New York, The Viking Press, 1981, p. 299.
- ↑ Howard, Chapter XI: the Peace, pp. 432–456.
- ↑ Blackbourn, Long Century, pp. 255–257.
- ↑ Alon Confino. The Nation as a Local Metaphor: Württemberg, Imperial Germany, and National Memory, 1871–1918. Chapel Hill, University of North Carolina Press, 1997.
- ↑ Richard J. Evans, Death in Hamburg: Society and Politics in the Cholera Years, 1830–1910. New York, 2005, p. 1.
- ↑ Blackbourn, Long Century, p. 267.
- ↑ Blackbourn, Long Century, p. 225–301.
- ↑ David Blackbourn ve Geoff Eley. The peculiarities of German history: bourgeois society and politics in nineteenth-century Germany. Oxford [Oxfordshire] and New York, Oxford University Press, 1984. Peter Blickle, Heimat: a critical theory of the German idea of homeland, Studies in German literature, linguistics and culture. Columbia, South Carolina, Camden House; Boydell & Brewer, 2004. Robert W. Scribner, Sheilagh C. Ogilvie, Germany: a new social and economic history. Londra ve New York, Arnold and St. Martin's Press, 1996.
- ↑ Bu çalışmalardan bazıları: Geoff Eley, Reshaping the German right: radical nationalism and political change after Bismarck. New Haven, 1980. Richard J. Evans, Death in Hamburg: Society and Politics in the Cholera Years, 1830–1910.New York, 2005. Evans, Richard J. Society and politics in Wilhelmine Germany. Londra ve New York, 1978. Thomas Nipperdey, Germany from Napoleon to Bismarck, 1800–1866. Princeton, New Jersey, 1996. Jonathan Sperber, Popular Catholicism in nineteenth-century Germany. Princeton, New Jersey, 1984. (1997).
- ↑ Blackbourn, Long Century, Chapter VI, particularly pp. 225–243.
- ↑ Blackbourn, Long Century, pp. 240–290.
- ↑ Bu fikir hakkında daha fazla bilgi için bakınız: Joseph R. Llobera, and Goldsmiths' College. The role of historical memory in (ethno)nation-building, Goldsmiths sociology papers. London, 1996; (Almanca) Alexandre Escudier, Brigitte Sauzay, and Rudolf von Thadden. Gedenken im Zwiespalt: Konfliktlinien europäischen Erinnerns, Genshagener Gespräche; vol. 4. Göttingen: 2001; Alon Confino. The Nation as a Local Metaphor: Württemberg, Imperial Germany, and National Memory, 1871–1918. Chapel Hill, 1999.
- ↑ Blackbourn, Long Century, pp. 243–282.
- ↑ Blackbourn, Long Century, pp. 283; 285–300;
- ↑ Sperber, Jonathan. Popular Catholicism in nineteenth-century Germany, Princeton, N.J., 1984.
- ↑ Marion Kaplan, The making of the Jewish middle class: women, family, and identity in Imperial Germany, New York, 1991.
- ↑ Kaplan, özellikle, pp. 4–7 ve Sonuç bölümü.
- ↑ Blackbourn and Eley, Peculiarities, p. 241.
- ↑ Karin Friedrich, The other Prussia: royal Prussia, Poland and liberty, 1569–1772, New York, 2000, p. 5.
- ↑ Birçok modern tarihçi bu miti, katılmadıklarını belirterek tanımlar: örneğin, Rudy Koshar, Germany's Transient Pasts: Preservation and the National Memory in the Twentieth Century. Chapel Hill, 1998; Hans Kohn. German history; some new German views. Boston, 1954; Thomas Nipperdey, Germany history from Napoleon to Bismarck.
- ↑ Richard R. Flores, Remembering the Alamo: memory, modernity, and the master symbol. 1st ed, History, culture, and society series. Austin, Texas, 2002.
- ↑ Josep R. Llobera ve Goldsmiths' College. The role of historical memory in (ethno)nation-building. Goldsmiths sociology papers. London, Goldsmiths College, 1996.
Bibliyografi
- Berghahn, Volker. Modern Germany: Society, Economy and Politics in the Twentieth Century. Cambridge: Cambridge University Press, 1982. ISBN 978-0521347488
- Beringer, Jean. A History of the Habsburg Empire 1700–1918. C. Simpson, Trans. New York: Longman, 1997, ISBN 0-582-09007-5.
- Blackbourn, David Marpingen: apparitions of the Virgin Mary in Bismarckian Germany. New York: Knopf, 1994. ISBN 0679418431
- __. The long nineteenth century: a history of Germany, 1780–1918. New York: Oxford University Press, 1998. ISBN 0195076729
- __ and Geoff Eley. The peculiarities of German history: bourgeois society and politics in nineteenth-century Germany. Oxford & New York: Oxford University Press, 1984. ISBN 978-0198730576
- Blickle, Peter. Heimat: a critical theory of the German idea of homeland. Studies in German literature, linguistics and culture. Columbia, South Carolina: Camden House Press, 2004. ISBN 978-0582784581
- Bridge, Roy and Roger Bullen, The Great Powers and the European States System 1814–1914, 2nd ed. Longman, 2004. ISBN 978-0582784581
- Confino, Alon. The Nation as a Local Metaphor: Württemberg, Imperial Germany, and National Memory, 1871–1918. Chapel Hill: University of North Carolina Press, 1997. ISBN 978-0-8078-4665-0
- Crankshaw, Edward. Bismarck. New York, The Viking Press, 1981. ISBN 0333340388
- (Almanca) Dahrendorf, Ralf. Society and Democracy in Germany (1979)
- Dominick, Raymond III, The Environmental Movement in Germany, Bloomington, Indiana University, 1992. ISBN 0-253-31819-X
- Evans, Richard J. Death in Hamburg: Society and Politics in the Cholera Years, 1830–1910. New York: Oxford University Press, 2005. ISBN 978-0143036364
- __. Rethinking German history: nineteenth-century Germany and the origins of the Third Reich. London, Routledge, 1987. ISBN 978-0003020908
- Flores, Richard R. Remembering the Alamo: memory, modernity, and the master symbol. Austin: University of Texas, 2002. ISBN 978-0292725409
- Friedrich, Karin, The other Prussia: royal Prussia, Poland and liberty, 1569–1772, New York, 2000. ISBN 978-0521027755
- Grew, Raymond. Crises of Political Development in Europe and the United States. Princeton, Princeton University Press, 1978. ISBN 0691075980
- Hollyday, F. B. M. Bismarck. New Jersey, Prentice Hall, 1970. ISBN 978-0130773623
- Holt, Alexander W. The History of Europe from 1862–1914: From the Accession of Bismarck to the Outbreak of the Great War. New York: MacMillan, 1917. OCLC 300969997
- Howard, Michael Eliot. The Franco-Prussian War: the German invasion of France, 1870–1871. New York, MacMillan, 1961. ISBN 978-0415027878
- Hull, Isabel. Absolute Destruction: Military culture and the Practices of War in Imperial Germany. Ithaca, New York, Syracuse University Press, 2005. ISBN 978-0-8014-7293-0
- Kann, Robert A. History of the Habsburg Empire: 1526–1918. Los Angeles, University of California Press, 1974 ISBN 978-0520042063
- Kaplan, Marion. The making of the Jewish middle class: women, family, and identity in Imperial Germany. New York, Oxford University Press, 1991. ISBN 978-0195093964
- Kocka, Jürgen and Allan Mitchell. Bourgeois society in nineteenth century Europe. Oxford, Oxford University Press, 1993. ISBN 978-0854964147
- __. "German History before Hitler: The Debate about the German Sonderweg." Journal of Contemporary History Vol. 23, No. 1 (January 1988), p. 3–16.
- __. "Comparison and Beyond.'" History and Theory Vol. 42, No. 1 (February 2003), p. 39–44.
- __. "Asymmetrical Historical Comparison: The Case of the German Sonderweg". History and Theory Vol. 38, No. 1 (February 1999), p. 40–50.
- Kohn, Hans. German history; some new German views. Boston: Beacon, 1954. OCLC 987529
- Koshar, Rudy, Germany's Transient Pasts: Preservation and the National Memory in the Twentieth Century. Chapel Hill, 1998. ISBN 978-0807847015
- Krieger, Leonard. The German Idea of Freedom, Chicago, University of Chicago Press, 1957. ISBN 978-1597405195
- Lee, Lloyd. The politics of Harmony: Civil Service, Liberalism, and Social Reform in Baden, 1800–1850. Cranbury, New Jersey, Associated University Presses, 1980. ISBN 978-0874131437
- Llobera, Josep R. and Goldsmiths' College. "The role of historical memory in (ethno)nation-building." Goldsmiths Sociology Papers. London, Goldsmiths College, 1996. ISBN 978-0902986060
- Mann, Golo. The History of Germany Since 1789 (1968)
- Namier, L.B.. Avenues of History. New York, Macmillan, 1952. OCLC 422057575
- Nipperdey, Thomas. Germany from Napoleon to Bismarck, 1800–1866. Princeton, Princeton University Press, 1996. ISBN 978-0691026367
- Schjerve, Rosita Rindler, Diglossia and Power: Language Policies and Practice in the nineteenth century Habsburg Empire. Berlin, De Gruyter, 2003. ISBN 978-3110176544
- Schulze, Hagen. The course of German nationalism: from Frederick the Great to Bismarck, 1763–1867. Cambridge & New York, Cambridge University Press, 1991. ISBN 978-0521377591
- Scott, H. M. The Birth of a Great Power System. London & New York, Longman, 2006. ISBN 978-0582217171
- Scribner, Robert W. and Sheilagh C. Ogilvie. Germany: a new social and economic history. London: Arnold Publication, 1996. ISBN 978-0340513323
- Sheehan, James J. German history 1770–1866. Oxford History of Modern Europe. Oxford, Oxford University Press, 1989. ISBN 978-0198204329
- Sked, Alan. Decline and Fall of the Habsburg Empire 1815–1918. London, Longman, 2001. ISBN 978-0582356665
- Sorkin, David, The transformation of German Jewry, 1780–1840, Studies in Jewish history. New York, Wayne State University Press, 1987. ISBN 978-0814328286
- Sperber, Jonathan. The European Revolutions, 1848–1851. New Approaches to European History. Cambridge, Cambridge University Press, 1984. ISBN 978-0521547796
- __. Popular Catholicism in nineteenth-century Germany. Princeton, Princeton University Press, 1984. ISBN 978-0691054322
- __. Rhineland radicals: the democratic movement and the revolution of 1848–1849. Princeton, Princeton University Press, 1993. ISBN 978-0691008660
- Stargardt, Nicholas. The German idea of militarism: radical and socialist critics, 1866–1914. Cambridge, Cambridge University Press, 1994. ISBN 978-0521466929
- Steinberg, Jonathan. Bismarck: A Life (2011)
- Taylor, A. J. P., The Struggle for Mastery in Europe 1914–1918, Oxford, Clarendon, 1954. ISBN 978-0198812708
- __. Bismarck: The Man and the Statesman. Oxford: Clarendon, 1988. ISBN 978-0394703879
- Vann, James Allen. The Swabian Kreis: Institutional Growth in the Holy Roman Empire 1648–1715. Vol. LII, Studies Presented to the International Commission for the History of Representative and Parliamentary Institutions. Bruxelles, Editions de la librairie encyclopedique, 1975. ISBN 978-0801415531
- Victoria and Albert Museum, Dept. of Prints and Drawings, and Susan Lambert. The Franco-Prussian War and the Commune in caricature, 1870–71. London, 1971. ISBN 0901486302
- Walter, Jakob and Marc Raeff (trans/ed). The diary of a Napoleonic foot soldier. Princeton, Princeton University Press, 1996. ISBN 978-0140165593
- Walker, Mack. German home towns: community, state, and general estate, 1648–1871. Ithaca, Syracuse University Press, 1998. ISBN 978-0801485084
- Wawro, Geoffrey. The Austro-Prussian War. Cambridge, Cambridge University Press, 1996. ISBN 0-521-62951-9
- ___. Warfare and Society in Europe, 1792–1914. 2000. ISBN 978-0415214452
- Wehler, Hans Ulrich. The German Empire, 1871-1918 (1997)
- (Almanca) "wr/as", Die Reichsgründung 1871 (The Foundation of the Empire, 1871), Lebendiges virtuelles Museum Online, Accessed 2008-12-22. The article is signed "wr/as".
- Zamoyski, Adam. Rites of Peace: The Fall of Napoleon and the Congress of Vienna. New York, HarperCollins, 2007. ISBN 978-0060775193
Ek okumalar
- Bazillion, Richard J. Modernizing Germany: Karl Biedermann's career in the kingdom of Saxony, 1835–1901. American university studies. Series IX, History, 84. cilt. New York, Peter Lang, 1990. ISBN 082041185X
- Brose, Eric Dorn. German History, 1789–1871: From the Holy Roman Empire to the Bismarckian Reich. (1997) çevrim içi sürüm
- Bucholz, Arden. Moltke, Schlieffen, and Prussian war planning. New York, Berg Pub Ltd, 1991. ISBN 0854966536
- ___. Moltke and the German Wars 1864–1871. New York, Palgrave MacMillan, 2001. ISBN 0333687582
- Clark, Christopher. Iron Kingdom: The Rise and Downfall of Prussia, 1600–1947. Cambridge, Belknap Press of Harvard University Press, 2006, 2009. ISBN 978-0674031968
- Clemente, Steven E. For King and Kaiser!: the making of the Prussian Army officer, 1860–1914. Contributions in military studies, no. 123. New York: Greenwood, 1992. ISBN 0313280045
- Cocks, Geoffrey and Konrad Hugo Jarausch. German professions, 1800–1950. New York, Oxford University Press, 1990. ISBN 0195055969
- Droysen, J.G. Modern History Sourcebook: Documents of German Unification, 1848–1871. Erişim tarihi: 9 Nisan 2009.
- Dwyer, Philip G. Modern Prussian history, 1830–1947. Harlow, England, New York: Longman, 2001. ISBN 0582292700
- Friedrich, Otto. Blood and iron: from Bismarck to Hitler the von Moltke family's impact on German history. New York, Harper, 1995. ISBN 0060168668
- Groh, John E. Nineteenth century German Protestantism: the church as social model. Washington, D.C., University Press of America, 1982. ISBN 0819120782
- Henne, Helmut, and Georg Objartel. German student jargon in the eighteenth and nineteenth centuries. Berlin & NY, de Gruyter, 1983. OCLC 9193308
- Hughes, Michael. Nationalism and society: Germany, 1800–1945. London & New York, Edward Arnold, 1988. ISBN 0713165227
- Kollander, Patricia. Frederick III: Germany's liberal emperor, Contributions to the study of world history, no. 50. Westport, Conn., Greenwood, 1995. ISBN 0313294836
- Koshar, Rudy. Germany's Transient Pasts: Preservation and the National Memory in the Twentieth Century. Chapel Hill, University of North Carolina Press, 1998. ISBN 0807847011
- Lowenstein, Steven M. The Berlin Jewish community: enlightenment, family, and crisis, 1770–1830. Studies in Jewish history. New York, Oxford University Press, 1994. ISBN 0195083261
- Lüdtke, Alf. Police and State in Prussia, 1815–1850. Cambridge, New York & Paris, Cambridge University Press, 1989. ISBN 0521111870
- Ogilvie, Sheilagh, and Richard Overy. Germany: A New Social and Economic History Volume 3: Since 1800 (2004)
- Ohles, Frederik. Germany's rude awakening: censorship in the land of the Brothers Grimm. Kent, Ohio, Ohio State University Press, 1992. ISBN 0873384601
- Pflanze Otto, ed. The Unification of Germany, 1848–1871 (1979), essays by historians
- Schleunes, Karl A. Schooling and society: the politics of education in Prussia and Bavaria, 1750–1900. Oxford & New York, Oxford University Press, 1989. ISBN 0854962670
- Showalter, Dennis E. Railroads and rifles: soldiers, technology, and the unification of Germany. Hamden, Connecticut, Hailer Publishing, 1975. ISBN 0979850096
- Showalter, Dennis E. The Wars of German Unification (2004)
- Smith, Woodruff D. Politics and the sciences of culture in Germany, 1840–1920. New York, Oxford University Press, 1991. ISBN 0195065360
- Wawro, Geoffrey. The Franco-Prussian War: The German Conquest of France. Cambridge, Cambridge University Press, 2005. ISBN 052161743X
Dış bağlantılar
- Alman Birleşmesi Belgeleri (İngilizce)
|