IX. Pius

IX. Pius
Doğum Giovanni Maria Mastai Ferretti
23 Mayıs 1792
Senigallia, Papalık Devletleri, İtalya
Ölüm 7 Şubat 1878 (85 yaşında)
Vatikan
Etkin yıllar 16 Haziran 1846 - 7 Şubat 1878
Yerine geldiği XVI. Gregorius
Yerine gelen XIII. Leo
Din Hıristiyanlık (Katolik)
İmza

IX. Pius, asıl adı Giovanni Maria Mastai Ferretti (d. 13 Mayıs 1792, Senigallia, Papalık Devletleri - ö. 7 Şubat 1878, Roma). 16 Haziran 1846 - 7 Şubat 1878 arasıda papa. Tarihte en uzun süre hüküm süren papadır.

İlk Yılları

Senigallia başyargıcı Girolamo Mastai Ferretti ile Kontes Caterina Solazzi'nin dördüncü oğluydu. Çalkantılı 1827-32 döneminde Spoleto başpiskoposu olarak görev yaptı. 1832'de Imola piskoposluğuna getirildi. 1840'ta SS. Pietro ve Marcellino'nun kardinal papazlığına atandı. XVI. Gregorius'un ardından 1846'da papa seçildi.

Papalığı

Siyasi gelişmeler

Papa olduğu dönemde, Avusturyalı devlet adamı Metternich dışında tüm Avrupa, Papalık Devletleri'nde en kısa sürede reforma gidilmesinden yanaydı. İtalyan milliyetçileri de Avusturya'nın yarımada üzerindeki egemenliğinin dayanaklarından biri saydıkları papalığa sürekli karşı çıkıyorlardı.

Buna rağmen İtalyan Birliği'nin 1846'da papa seçildikten sonra Papalık Devletleri'nde liberal uygulamalara yönelen IX. Pius önderliğinde gerçekleşeceğine olan inancı güçlendirdiği bir dönemde, tüm Avrupa'yı saran 1848 Devrimleri kısa sürede İtalya'yı da etkisi altına aldı.[1] 1848'de Sicilya'da başlayan devrim dalgası kısa sürede bütün İtalya'ya yayıldı. Pius 14 Mart'ta, eksiksiz yasama ve maliye yetkileriyle donanmış, kararlarını yalnızca papanın veto edebileceği iki meclisli bir parlamento öngören anayasayı kabul etmek zorunda kaldı. 23 Mart'ta Sardinya Kralı Carlo Alberto Avusturya'ya savaş ilan etti. Pius bir süre daha orta yolu izlemeye çalıştı, 19 Nisan 1848'de, Avusturya'ya karşı bir savaşa katılmayı kabul etmedi. Dönemin duyarlı ortamında bu tutum ulusal davaya mutlak düşmanlık olarak yorumlandı.

Pius devrimin Roma'ya sıçramasını önlemek için halkın desteklediği bakanların atanmasına razı oldu. Ama atananların hiçbiri durumu denetim altına alamadı. Sonunda 15 Kasım'da bakanı Pellegrino Rossi öldürülünce radikal bir bakanlar kurulu atandı. İsviçreli Muhafızların da tasfiye edilmesiyle papa fiilen tutuklu durumuna geldi. Fransa ve Bavyera büyükelçilerinin yardımıyla 24-25 Kasım'da Napoli Krallığı'ndaki Gaeta'ya kaçtı. Pius, İtalyan yurtseverlerinin gözünde, kendi mülkünün bütünlüğünü savunan bir gerici durumuna geldi. Onun yokluğunda kurucu meclis seçimleri yapıldı. Kurucu meclis 9 Şubat 1849'da papanın dünyevi erkinin sona erdiğini ve demokratik bir cumhuriyetin kurulacağını ilan etti.

Bunun üzerine Pius Fransa, Avusturya, İspanya ve Napoli hükümetlerinden yardım istedi. Papanın gücünü yeniden elde edebilmesi için Papalık Devletleri'nde meşruti bir hükümetin sürekliliğini üstlenmesi zorunluydu. Fransa'da yeni cumhurbaşkanı seçilen Louis-Napoléon da (1852'den sonra Fransa İmparatoru III. Napoléon) böyle bir politikadan yanaydı. Ama Pius ödün vermeye yanaşmadı. Fransa'da ve Avusturya'da yürütülen askeri ve diplomatik manevralar sonucunda papanın koşulsuz dünyevi erki yeniden kuruldu ve Pius 12 Nisan 1850'de başkente döndü.

Pius'un göreve başlamasından hemen sonra gerçekleştirdiği yönetsel reformlar 1850'den sonra da sürdürüldü ve papalık toprakları Avrupa'daki genel refah artışından payını aldı. Ama meşruti yönetim asla yeniden kurulmadı. Pius, otoriter bir rejim kurdu ve kendi Dışişleri Bakanı hükümetin gerçek başkanı, İtalyan Cizvitlerin dergisi Civilta cattolica (1850) da hükümetin yarı resmi organı durumuna geldi. Papanın dönüşü üzerine çıkarılan af, getirdiği istisnalar nedeniyle göstermelik düzeye indirgendi.

Papalık yönetimi, İtalyanların yöneldiği İtalyan birliği yolunun önünde mutlak bir engel oluşturuyordu. Yirmi yıl boyunca, papa ve Piemonte arasında Cavour'un ustalığıyla III. Napoléon'un ikili siyasetinin temel bir rol oynadıkları bu savaşım sürdü ve bu savaşım, Roma'nın alınmasına (20 Eylül 1870) ve Papalık Devletleri'nin İtalya Krallığı'na katılmasına yol açtı. İtalyan birlikleri 20 Eylül 1870'te Roma'yı işgal ettiler. Ekimde yapılan plebisitte, Roma'nın İtalya Krallığı'na katılması ezici bir çoğunlukla onaylandı. Pius bundan sonrasını Vatikan'da kendi deyişiyle "bir mahkum gibi" geçirdi. İtalyan hükümetiyle her türlü ilişkiyi reddetti.[2]

Kasımda İtalya Parlamentosu'nda kabul edilen bir yasayla papalık-hükümet ilişkileri yeniden düzenlendi. Buna göre papanın hükümranlığına dokunulmuyor, yitirdiği topraklar karşılığında papalığa yıllık bir ödeme öngörülüyordu. Papa ayrıca öbür devletlerle kendi diplomatik ilişkilerini yürütebilecek, Vatikan içinde ve çevresindek, küçük bir bölgede tam yetkili olacaktı; İtalya'nın öteki kesimlerindeyse kilise ve devlet birbirinden ayrılacaktı.

Teoloji

Pius'un papalık döneminde, siyasal olayların yanı sıra, öğreti alanında da doğrudan bu olaylardan kaynaklanan gelişmeler önem kazandı. Papa sonunda kiliseye yönelik gerçek tehlikenin, liberal Katoliklerin kendi öğretilerine katmaya çalıştıkları çağdaş laik düşüncelerde yattığı kanısına varmıştı. Jamdudum Cernimus (1861) genelgesiyle hem Piemonte saldırısını, hem de bütün çağdaş siyasal öğretileri mahkûm etti. İtalyan birliğini amaçlayan Risorgimento (Yeniden Yükseliş) hareketi Pius'u kilisede liberalizmin yok edilmesi gerektiği kanısına ulaştırmakla kalmadı, liberal Katolikleri de papaya bunca sorun çıkaranları destekler duruma düştü. I. Vatikan Konsili'nin (1869-70) ve papanın yanılmazlığı öğretisinin ortamı böylece hazırlandı. Kilisenin devletle ve çağdaş toplumla ilişkileri konusunda bağlayıcı bir tutumun gerekliliği artık herkesçe kabul ediliyordu; bu amaçla ekumenik bir konsilin toplanması da gündeme gelmişti.

15 Eylül 1864'te Fransız ve İtalyan hükümetlerinin, Fransız garnizonunun iki yıl içinde Roma'dan çekilmesi konusunda vardığı anlaşma Pius'un liberallere karşı hemen harekete geçme kararı almasına yetti. 8 Aralık 1864'te "zamanımızın başlıca günahlarından" 80'ini sıralayan ünlü Syllabus'la birlikte Quanta Cura genelgesini yayımladı. Bu metinler, liberal Katoliklerin aydınlar arasındaki desteğini temelden sarstı ve programlarını işlemez duruma getirdi.[3]

Artık sıra papanın yanılmazlığını tanımlamaya gelmişti. Bu öğreti gerçekte yeni bir şey getirmiyordu. 8 Aralık 1854'te Günahsız Doğum dogmasını tanımlamak için bu öğretiye başvurulmuştu. Roma'da 1862'de ve 1867'de piskoposlar ve kilise ileri gelenlerinin katılımıyla yapılan toplantılarda yanılmazlık öğretisinin bağlayıcı biçimde tanımlanmasının gerekliliği vurgulanmıştı.

I. Vatikan Konsili 8 Aralık 1869'da toplandı. Alman, Fransız ve Amerikan piskoposlarından oluşan muhalefet grubu, kilisenin yapısının ve öğretilerinin Svllabus'ta önerilen çizgide tanımlanmasını önleyecek kadar güçlüydü. Bunun üzerine Ultramontanistler papanın yanılmazlığı sorununu gündeme getirerek durumlarını güçlendirdiler. Pius 20 Şubat 1870'te ve 29 Nisan'da duruma müdahale ederek konsil prosedürünü değiştirdi. Sonuç olarak yanılmazlık konusu dışındaki bütün görüşmeler ertelendi. Papanın yanılmazlığı öğretisi 18 Temmuz'daki oylama sonucunda bugünkü biçimiyle onaylandı.

Son sekiz yılında Pius'un İtalyan hükümetiyle arası daha da açıldı ve Batı Avrupa'da antiklerikalizm hızla tırmadı. Bu hareket Almanya'da Bismarck'ın yol açtığı Kültür Savaşıyla (Kültürkampf) doruğa ulaştı. Pius Şubat 1875 tarihli Quod Nunquam genelgesiyle bu gelişmeyi de mahkûm etti.

2000 yılında Aziz ilan edildi.

Kaynakça

  1. İtalyan Birliği'nin Kurulması, filozof.net.
  2. "IX. Pius", Meydan Larousse: Büyük Lugat ve Ansiklopedi, 1992.
  3. Encyclopædia Britannica Fifteenth Edition
Katolik Kilisesi unvanları
Önce gelen:
XVI. Gregorius
Papa
1846 - 1878
Sonra gelen:
XIII. Leo
This article is issued from Vikipedi - version of the 7/14/2015. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.