İran-Irak Savaşı

İran-Irak Savaşı
İran cephesine katılan çocuk askerler (üstte solda); Iraklılar tarafından öldürülen İranlıların vücutları (üstte sağda); Iraklılardan 17 Mayıs 1987 günü ateşlenen Exocat füzesi ile yanlışla vurulduktan sonra iskele tarafına yatan USS Stark'ın görüntüsü (orta sol); Pasdaran tarafından Mersad Operasyonu'nda öldürülen mücahitler (orta sağ); İran kuvvetleri tarafından Hürremşehr'in yeniden ele geçirilmesi (alt sol); İran Ordusu tarafından kullanılan ZU-23-2 (alt sağ).
Tarih22 Eylül 1980 - 20 Ağustos 1988
BölgeBasra Körfezi, İran-Irak sınırı
SonuçSonuçsuz;
  • Stratejik Irak hatası
  • Taktik İran hatası
  • Her iki taraf da zaferlerini iddia ettiler.
Taraflar

 İran

 Irak

Komutanlar ve liderler

İran Ruhullah Humeyni
(İran Dini Lideri)

Irak Saddam Hüseyin
(Irak Cumhurbaşkanı)

Çatışan birlikler

İran Silahlı Kuvvetleri

  • Ordu
    • Kara Kuvvetleri
    • Hava Kuvvetleri
    • Deniz Kuvvetleri
    • Hava Savunma
    • Havacılık
  • Devrim Muhafızları
    • Kara Kuvvetleri
    • Havacılık ve Uzay Kuvvetleri
    • Deniz Kuvvetleri
    • Kudüs Gücü
  • Jandarma
  • Şehrbani
  • Besic
  • Düzensiz Harp Karargâhı
  • Peşmerge

Irak Silahlı Kuvvetleri

Güçler
1980: 240 000 asker, 1800 tank, 1000 zırhlı araç, 747 uçak, 750 helikopter
1986:[15] 355 000 asker, 700 000 gönüllü, 1000 tank, 1500 zırhlı araç, 150 uçak, 300 helikopter[16]
1980: 212 000 asker, 2000 tank, 1000 zırhlı araç, 370 uçak, 230 helikopter
1987:[17] 520 000 asker, 4500 tank, 4000 zırhlı araç, 1000 uçak, 500 helikopter
Kayıplar
Tahmini 750,000-1,000,000 asker/sivil öldü ya da yaralandı. Tahmini 375,000-400,000 asker/sivil öldü ya da yaralandı.

İran-Irak Savaşı, İran'da Tahmilî Savaş (جنگ تحمیلی Jang-e-tahmīlī) veya Mukaddes Müdafaa (دفاع مقدس Defā'-e-moghaddas), Irak'ta Saddam'ın Kadisiyesi (قادسيّة صدّام Qādisiyyat Ṣaddām) ve Arap Dünyasında Birinci Körfez Savaşı (حرب الخليج الأولى Ḥarb al-Khalīj al-'Ūlā) olarak anılan 1980-1988 yılları arasında İran ve Irak arasında yaşanmış savaş. Yaklaşık bir milyon kişinin ölümüne, iki milyon kişinin yaralanmasına, 150 milyar Amerikan Doları maddi hasara, her iki ülkede de ağır yıkımlara yol açmıştır. Irak'ın zaferleri ile başlayan savaş, İran'ın direnmesiyle yıpratma savaşına dönüşmüş ve galibi olmadan sonuçlanmıştır.

Savaş, 22 Eylül 1980'de Irak'ın başlattığı işgal operasyonuyla başladı. Irak'ın saldırısının ardında, iki ülke arasındaki çok uzun bir geçmişe sahip olan sınır sorunları, İran'ın Basra Körfezi'ndeki hakimiyetine son verme amacı ile İran İslam Devrimi'nin Irak'taki Şii nüfusu etkilemesinden duyulan kaygılar yatıyordu. Irak, İran'da devrimden sonra yaşanan kaotik ortama güvenerek, hiçbir resmi uyarı yapmadan başlattığı saldırıda çok az ilerleme kaydetti. İran kısa sürede Irak güçlerini püskürterek, Haziran 1982'ye değin, kaybettiği toprakların neredeyse tamamını geri aldı.

Savaş sırasında, Halkın Mücahitleri Örgütü Irak tarafında yer alırken, Iraklı Kürtlerden oluşan Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) ile Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) İran'ı destekledi.

Birleşmiş Milletler'in ateşkes çağrılarına rağmen savaş 1988'e değin sürdü. Savaş, iki tarafın da kabul ettiği Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 598 no'lu kararıyla sona erdi. Savaşın sona ermesini takip eden birkaç hafta içinde İran güçleri, Irak topraklarını tahliye ederek, 1975'teki Cezayir Anlaşması'nda öngörülen sınırlara çekildi. Son savaş esiri değişimi 2003 yılında gerçekleşti.

Savaş öncesinde İran-Irak ilişkileri

Soğuk Savaş boyunca İran-Irak ilişkileri hiçbir zaman iyi olmadı. 1969 Nisan ayında, Amerika Birleşik Devletleri'nin de desteğini alan İran Şahı, önemli bir su yolu olan ve 1937 yılı İran-Irak sınır antlaşması ile Irak'a bırakılan Şatt-ül-Arap'ı geri almak istedi. Bu amaçla, güç gösterisi olarak gemilerini bölgeye gönderdi. 1970 yılında kesilen diplomatik ilişkiler, 1973 yılında tekrar kuruldu ve 1975'te Cezayir'de bir antlaşma imzalandı. Buna göre iki ülke arasındaki sınır, su yolunun en derin noktasından geçecekti. Ayrıca İran, Irak'taki Kürtleri merkezi hükümete karşı desteklemeyeceğini taahhüt ediyordu. Fakat 1971 yılındaki silahlı çatışmalar sırasında İran'ın ele geçirdiği Körfez adalarından çekilmemesi, iki ülke arasındaki ilişkilerin olumlu yönde gelişmesine engel oldu.

İran'da Humeyni iktidarı

Adalar sorunu yüzünden zaten gergin olan İran-Irak ilişkileri, İran’da Şiîliğin savunucusu olan Humeyni iktidarının başa gelmesi ile iyice bozulmaya başladı. Bağdat'taki Saddam Hüseyin hükümeti, İran’daki Şiî hükümetin, Irak'taki Şiî çoğunluğu Sünni iktidara karşı kışkırtmasından endişe ediyordu. Bu arada Irak, İran'daki Arap bölgesi Huzistan'ı ele geçirmek fikrini savunmaya başlamıştı.

Savaşın başlaması ve ilk aşamalar

1980 yılının ortalarında, ordudaki yüksek rütbeli subayların tasfiye edilmesi ve rehineler olayıyla Amerika Birleşik Devletleri'nin düşmanlığını çekmesi dolayısıyla, İran'ın güçsüz durumda olduğu izlenimi uyanmıştı. İran'ın iki ülke arasında anlaşmazlık konusu olan bölgeden askerlerini çekmeyi reddetmesi üzerine 22 Eylül 1980'de Irak ordusu sınırı geçti. Irak, 16 Eylül'de, Şattülarap Anlaşmasını feshettiğini açıklamıştı.

Savaşın ilk günleri, baskın avantajını koruyan Irak'ın üstünlüğü ile geçti. Fakat, zamanla İran'ın direnişinin artması ile savaş karşılıklı yıpratma sürecine girdi.

Savaş

İran-Irak Savaşı'nı kapağına taşıyan Time dergisi

İran’ın ilk tepkisi, sadece ilerleyen Irak birliklerini değil, aynı zamanda Irak'ın Basra limanını da bombalamak oldu. Aynı günlerde Tahran ve Bağdat karşılıklı bombalandı. Eylül ayının sonunda Irak ordusu Abadan ve Hürremşehr kentlerini abluka altına almıştı, ama kış gelmeden bitirmek istediği savaşta istediği sonuca gidemiyordu. 1980 kışı boyunca yapılan barış girişimleri başarısız oldu ve 1981 Nisan ayından itibaren savaş yeniden alevlendi.

Tarih, yıpratma savaşlarında ekonomik gücünü ve insan kaynağını en uzun süre kullanabilen tarafın avantajlı olduğunu göstermiştir. İran bu uzun savaşta kendisini, stratejisini hızlı bir zafer üzerine kuran Irak’a göre daha rahat hissediyordu. Bunu bilen Irak, İran’ın ekonomik gücünü zayıflatma amacıyla saldırıya başladı.

İki ülkenin de ekonomik gücü büyük ölçüde, en büyük ihraç ürünleri olan petrole dayanıyordu. Irak, boru hatlarından petrol ihraç edebilirken İran, ihracatını büyük ölçüde Basra Körfezi’nden yapıyordu. Yani, Basra Körfezi'ndeki petrol ticaretinin kesintisiz sürmesi Irak’ın değil, İran’ın işine geliyordu. Bu sebeple Irak, petrol taşıyan İran gemilerine saldırılar düzenlemeye başladı. Benzer şekilde İran da, Irak petrol tesislerine saldırıya başladı.

Körfez petrol ticaretinin zarar görmesi, Amerika Birleşik Devletleri'nin savaşa aktif olarak katılmasına sebep oldu. ABD ve müttefikleri (Avrupa ve Japonya) büyük ölçüde Körfez petrolüne muhtaçtı ve petrol yolunun saldırıya açık olması Batı dünyası için tehlikeliydi. Körfez petrol yolunu açık tutmak için Amerika Birleşik Devletleri bölgeye bir filo gönderdi ve ABD bayrağı çekmiş Kuveyt tankerlerini korumaya başladı.

Sekiz yıl süren savaş 1988 Ağustos ayında yapılan ateşkes ile sona erdi. Ancak daha sonra Birleşmiş Milletler gözetiminde yapılan barış görüşmelerinden bir sonuç alınamadı. İran, görüşmeler için ön koşul olarak topraklarındaki tüm Irak askerlerinin çekilmesini isterken, Irak Şatt-ül-Arap suyolu üzerinde ortak denetim kurulmasında ısrar etti. İki ülke arasındaki barış, ancak Irak’ın Kuveyt’i 1990 Ağustos ayında işgalinden sonra ABD ile savaşa tutuşma korkusuyla İran’dan aldığı toprakları geri vermesiyle gerçekleşti.

Diğer Ülkelerin Tutumu

Avrupa ve ABD'nin tavrını belirleyici ilke İran'ın daha büyük bir petrol gücü olmasının kesinlikle kabul edilemez oluşuydu. Gerek savaş süresince gerekse İran'ın uyguladığı yıpratma savaşının ileri aşamalarında Irak Batılı ülkeler tarafından destek görmüş ve savaş İran'ın Irak'taki kritik petrol noktalarına sahip olması sürecine hiç gelmemiştir.

Diğer Arap ülkeleri de petrol piyasasında İran'ın belirleyici rolünden ve ağırlığından duydukları rahatsızlıktan ötürü Irak taraflı bir politika izlemişlerdir.

Saddam ile Başkan Reagan'ın elçisi Donald Rumsfeld (aynı zamanda eski ABD Savunma Bakanı) el sıkışırken

Amerika Birleşik Devletleri, İran'daki müttefiki Şah'ı devirip iktidara gelen İslami rejimden hiçbir zaman hoşnut olmamıştı. Bu sebeple, 1967 yılında diplomatik ilişkilerini kestiği Irak ile tekrar yakınlaşmaya çalıştı. Çeşitli kanallardan Irak’a silah yardımı yaptı ve büyük miktarda borç para sağladı. Irak'ın biyolojik ve kimyasal silahlar üretmesine yardımcı oldu.

Ayrıca Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere 1986 martında, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin Irak’ın İran’a karşı kitle imha silahları (kimyasal ve biyolojik silahlar) kullanmasını eleştiren kararlar almasını, karşı oy kullanarak engelledi.[18]

Buna karşılık İsrail savaşın ilk gününden beri Arapların üstünlüğünü engellemek için bölgedeki ezeli Arap düşmanı olan İran'ı destekledi. Iran-Contra olayı ve birçok gizli antlaşmalarla İran'ın elindeki ABD yapımı silahların ve özellikle savaşın tartışılmaz üstünlüğünü sağlayan İran'a ait olan Şah Muhammed Rıza Pehlevi tarafından satın alınmış olan F-14 Tomcat'lerin yedek parçalarını temin etti. Araplar ise Suriye ve Libya hariç ilk günden beri Filistin meselesinde Humeyni'den aldıkları desteğe rağmen Irak bir Arap topluluğudur ve bizim kardeşimizdir diyerek İran'a karşı tavır almış ve Irak'ı desteklemişlerdir.

Türkiye ise bu savaşta tarafsız kalmayı tercih etmiş ve her iki tarafla ilişkilerini sürdürmeye devam etmiştir.

Savaşın Sonuçları

Kaynakça

  1. Iran and Syria| Jubin Goodarzi
  2. Copulsky, Alex (Winter 2008), "Death of a Salesman", Harvard Political Review 356 (6370): 627, Bibcode 1992Natur.356..627R, DOI:10.1038/356627a0, http://hprsite.squarespace.com/death-of-a-salesman-042007/
  3. Metz, Helen Chapin, ed. (1988), "The Soviet Union", Iraq: a Country Study, Library of Congress
  4. Metz, Helen Chapin, ed. (1988), "Arms from The Soviet Union", Iraq: a Country Study, Library of Congress
  5. Metz, Helen Chapin, ed. (1988), "Arms from France", Iraq: a Country Study, Library of CongressŞablon:Verify source
  6. Timmerman, Kenneth R., Chapter 7: Operation Staunch, "Fanning the Flames: Guns, Greed & Geopolitics in the Gulf War", Iran Brief, http://www.iran.org/tib/krt/fanning_ch7.htm
  7. "Brief History of Qatar". Heritage of Qatar. 29 Kasım 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://web.archive.org/web/20141129013203/http://www.heritageofqatar.org/history/. Erişim tarihi: 7 November 2012.
  8. Vatanka, Alex (22 March 2012). "The Odd Couple". The Majalla (Saudi Research and Publishing Company). http://www.majalla.com/eng/2012/03/article55230108. Erişim tarihi: 7 November 2012.
  9. Friedman, Alan. Spider's Web: The Secret History of How the White House Illegally Armed Iraq, Bantam Books, 1993.
  10. Timmerman, Kenneth R. The Death Lobby: How the West Armed Iraq. New York, Houghton Mifflin Company, 1991.
  11. http://www.ft.com/cms/s/0/52add2c4-30b4-11e1-9436-00144feabdc0.html
  12. Anthony, John Duke; Ochsenwald, William L.; Crystal, Jill Ann. "Kuwait". Encyclopædia Britannica. http://www.britannica.com/EBchecked/topic/325644/Kuwait/93658/Iran-Iraq-War.
  13. David Kenneth Schenker, Dancing with Saddam: The Strategic Tango of Jordanian-Iraqi Relations
  14. Mearsheimer, John J.; Walt, Stephen M. (12 November 2002). "Can Saddam Be Contained? History Says Yes". International Security. Belfer Center for Science and International Affairs. http://belfercenter.ksg.harvard.edu/publication/3114/can_saddam_be_contained_history_says_yes.html%7C.
  15. Iran: Organization, Size, and Equipment
  16. Karsh, Efraim The Iran-Iraq War 1980–1988, London: Osprey, 2002, sayfa 37
  17. Iraq: THE REGULAR ARMED FORCES.
  18. Iran Chamber Society: Arming Iraq: A Chronology of U.S. Involvement
This article is issued from Vikipedi - version of the 9/17/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.