Ahmed Sirhindî

Ahmed Sirhindî (Arapça: أَحْمَدْ اَلسِّرْهِنْدِي), daha çok bilinen adıyla İmâm-ı Rabbânî veya İmâm-ı Rabbânî Ahmed el-Fârûkî El Serhendî (1564, Babür İmparatorluğu - 1624), Hindistan'da yaşamış İslâm âlimi ve tasavvuf önderi.

Hayatı

1564 yılında o zamanlar Babür İmparatorluğu egemenliği altındaki Hindistan'ın Serhend (Sirhind, Chandigarh) şehrinde doğdu. Ömer bin Hattab'ın soyundan geldiği için 'el-Fârûk' lakabını almıştır. 1624 yılında, 60 yaşındayken vefat etmiştir. Genel olarak Nakşibendî tarikatı mensubu olmasının yanında Kadiriyye, Çeştiyye gibi diğer tarikatlar arasında da saygın bir yeri vardır. Nakşbendiyye tarikatının Müceddidiyye kolundandır.

Düşünce yapısı ve mücadelesi

Babası ve Bâkî Billâh gibi âlimlerden dersler alarak İslâmî konularda birikime sahip oldu. Temel düşüncesi tasavvuf merkezlidir. Fakat mektuplarında şeriatsız bir tasavvuf anlayışının olamayacağını dile getirerek önce şeriat kurallarının yerine getirilmesini tavsiye ederdi. Yirmi yaşlarındayken Bâkî Billâh'ın müridi oldu. Kendisine Bâkî Billâh tarafından icazet ve halifelik verildi.

Ekber Şah'ın İslâm'a karşı tahrif ve yeni bir din oluşturma çabasına karşı mücadele vermiş ve Ekber Şah'ı eleştirmiştir. Dîn-i İlâhî adlı bu yeni oluşumun çok yaygınlaşmaması İmam-ı Rabbânî'nin başarısı kabul edilir.

Ekber Şah'tan sonra yerine geçen oğlu Cihangir Şah, ordu içinde mürit sayısı arttığı için vezirleri tarafından bir tehdit oluşturduğunun söylenmesi üzerine Rabbânî'yi hapse attırmıştır. Cihangir, Rabbânî'yi bir sene sonra hapisten çıkararak sohbetine aldı.

Rabbânî, onlarca mürşit yetiştirip Hindistan'ın değişik bölgelerine göndererek halkı irşat ettirdi. Ehl-i Sünnet inancıyla yaşayıp yeni kavramlarla tasavvuf ıstılahını genişletti. Mektuplarında yaşadığı tecrübeleri anlatmasıyla sonraki sûfîlerin bir ıstılahî kaynağa sahip olmasını sağladı.

Rabbânî, bâzı kesimlerce ikinci bin yılın mücedditi ve müçtehit kabul edilir. İslâm hükümleri ile tasavvufu birleştirmesinden dolayı 'Sıla' ismi de verilmiştir.

Rabbânî, insanı Dünya'da ve Âhiret'te yükseltecek olan tevâzûnun ne olduğunu ve kurtuluşun ancak Ehl-i Sünnet'e uymakla olduğunu bildirmiştir. Talebelerine ilim tahsilini sıkı sıkı emretmiş, taassuba ve yobazlığa karşı mücadeleye çok önem vermiş, dîni cahillerden öğrenmeyi men etmiştir. Devamlı kitap okumalarını, ilim öğrenmelerini istemiş, önce itikadı düzeltmenin, sonra fıkıh bilgilerini öğrenmenin gerekliliğini anlatmıştır.

Eserlerinde iman ve Kur'an ahlâkı anlatılmakta, Allah'ın varlığını, birliğini, sıfatlarını, ihlası, ruhu, şeytanla ve nefsle olan cihadı ve Allah'a samimi olarak nasıl yakınlaşılabilineceği, peygamberlere ve dört halifeye uymaya çalışmanın gerekliliğini anlatmaktadır. Müminlerin kendi içinde bölünmüş olduğunu, ancak sadece Ehl-i Sünnet'e uyanların kurtulacağını söylemiştir. Birlik olunması ve Müslümanlığın yayılması gerekliliği üzerinde çokça durmuştur.

Ehl-i Sünnet reyince ikinci bin yılın yenileyicisi (müceddid-i elf-i sâni) kabul edilmiştir. 63 yaşında doğduğu şehirde vefat eden Ahmed Sirhindî'nin türbesine bölgesinde Ravzayı Şerif denir.

Eserleri

-1955 senesinde Necip Fazıl Kısakürek tarafından yayınlanan Küçük Mektubat.
-1962'de Mehmet Süleyman Teymuroğlu tarafından tek cilt halinde İmam-ı Rabbani Ahmed Faruki'nin Mektubatı
-Süleyman Sa'deddin Efendi'nin Osmanlıca çevirisi esas alınarak yapılan ve bir cilt halinde "Müjdeci Mektublar"
-1968 senesinde Hüseyin Hilmi Işık tarafından yapılan ve sadece birinci cildi teşkil eden 313 mektup tek cilt halinde neşrolunan Mektubat.
-1977 senesinde Abdülkadir Akçiçek tarafından çevrilip iki cilt halinde İstanbul'da neşrolunan Mektubat.

Kaynaklar

    Dış bağlantılar

    This article is issued from Vikipedi - version of the 12/11/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.