Kutub Osman Efendi
İmân ve İtîkâd |
---|
İslâm'ın beş şartı |
Dört Halife |
İslam mezhepleri |
İtikadî mezhepler |
Dini-Siyasî hareketler |
Hadis külliyatı |
Kutup Osman Efendi (d. M 1632/H 1041, Şumnu, Bulgaristan - ö. M 1691/H 1102, Gazimağusa, Kıbrıs), İstanbul'un Fatih semptinin Atpazarı denilen yerde oturduğu için Atpazarı Şeyhi Osman Efendi nâmıyla tanılırdı.[1] Halvetiyye tarikatı şeyhidir. Sultan IV. Mehmed ve II. Süleyman zamanlarında Kul Camii'nde imamlık ve eğitmenlik görevleri yapmıştır.[2] Devlette sözünün geçmesi bazılarını rahatsız etmiş, çeşitli entrikalardan dolayı M 1690 yılında Kıbrıs'a sürgün edilmiştir. Magosa surlar içinde 14 ay yaşamış, Kıbrıs'ın "kutup yıldızı" olarak tanınmış, ve surlar dışında toprağa verilmiştir. Türbesi, adaya diğer bir sürgün olan Namık Kemal adlı lisenin yanındadır.[2]
Hayatı
Bir alim olan Seyyid Fazlullah Efendi'nin oğlu Seyyid Osman Efendi, ilk eğitimini babasından alır. 10 yaşında babasının vefatından sonra Edirne'de Aziz Mahmut Hüdai’nin talebesi olan İbrahim Efendi’den ilim tahsil eder. Gayret ve kabiliyeti neticesinde hocası Zakirzade Abdullah Efendi’ye gönderir ve onunla Aydos tarfına, oradan da Filibe'ye yerleşirler. 15 sene sonra şeyhi icazet verir ve İstanbul'da Kul Camii’ne imam hatip olarak görevlendirilir. Camide talebelerine Muhyiddin-i Arabî'nin Füsus kitabını okutur ve bazı eserlerine de şerh yazar.[2]
Sultan IV. Mehmed ve II. Süleyman ondan manevi destek almışlar, takıldıkları mevzuları ona sormuşlardır. İstanbul’da çıkan bir isyanı talebeleri ile birlikte sindirmiştir. Devlet işlerini düzeltme konusunda Sadrettin-i Konevi'den sonra en meşhur Kutub Osman Efendi olmuştur.
İsmail Hakkı Bursevi'yi yetiştirmiştir. Şeyhini şöyle anlatır:[2]
Hocam her halinde gizliliği tercih ederdi. Sünnete uygun olmayan bir şeyi yapmazdı. Şu üç şeyi hiç terk etmezdi: 1) Her farz namaz için abdestini tazelerdi. 2) Namazını daima cemaatle kılardı. 3) Her ibadet ve işi Kitab ve sünnete uygun olarak yapardı.
Türbesi
Türbesi M 1824'de el-Hacı Seyid Mehmet Ağa tarafından yeniden inşa edilip yanına bir mescit, medrese ve ikamet için tekke inşa edilmiştir.[3] Medrese bugün restoran olarak kullanılmaktadır.[4] Mezarının 1835 tarihli ahşap levhaları Lefkoşa Mevlevihanesi şeyhi Seyyid Feyzullah Efendi kitabesidir. Sanat eseri muhafaza edilmek üzere Canbulat Müzesi'ne kaldırılmıştır.[5]